Geçen sene büyük problemlerle uğraşmasına rağmen F4’ü beşinci maçta kaçıran Real Madrid bu seneye çok güçlü bir kadro ile girdi.
Guard rotasyonuna Nigel Williams-Goss ve Thomas Heurtel, forvet rotasyonuna Adam Hanga ve Guerschon Yabusele ve pivot pozisyonuna Vincent Poirier eklemeleri yapıldı.
Bu transferlerin ardından kadro yapısı şöyle oluştu:
Guard : Williams-Goss, Heurtel, Llull, Alocen, Fabien Causer, Alberto Abalde
Forvet : Rudy Fernandez, Adam Hanga, Jeffery Taylor, Yabusele, (Thompkins, Randolph)
Pivot : Tavares, Poirier
Thompkins ve Randolph henüz sakatlıklarını atlamadıkları için resmi takım listesine yazılmadılar ancak yakında onlar da dahil olacak.
Bu kadro belki ligin en güçlü kadrosu değil ama bence en eksiksiz kadrosu ve başlarında elindeki malzemeden harika iş çıkarabilen her oyuncudan verim almayı başarabilen Pablo Laso var.
İspanya ligine 6 maçta 6 galibiyet ile girmelerinin yanında Euroleague’de de 4 maçta 3 galibiyet aldılar.
POTA ALTINDA DEHŞET BİR FİZİK GÜCÜ
Bu sene R.Madrid takımını düşündüğünüzde aklınıza gelen ilk şey nedir diye bir soru sorulsa sanırım büyük çoğunluk pota altı oyuncularının fiziksel korkutuculuğu cevabını verecektir. Zaten Tavares ile çember savunmada başka bir seviyede olan Real bir de buraya Poirier eklemesi yaptı. Bu ikili gerçekten fizik olarak dehşet bir noktadalar. Bir de bu ikiliye yine en önemli özelliği fiziksel gücü olan Yabusele eklenince, Real Madrid potasına gitmek intihar etmek gibi bir duruma dönüştü.
Şimdi bunu bazı istatistiklerle açıklayalım. Real’in oynadığı 4 Euroleague maçından sonra 2 sayılık atışlarda, rakiplerini ortalama maç başına 15,5 ile en az isabette tutarak ligin en başarılı takımı oldular. Sadece isabet adedinde değil aynı şekilde rakiplerin isabet yüzdesinde de (%45,9) ile en başarılı ekip oldular.
Bir de R.Madrid potasında oluşan ribaund pozisyonlarındaki dağılıma bakalım. Madrid takımı maç başına 27,8 savunma ribaundu alarak 28,5 ile Monaco’nun ardından ikinci sırada. İşe yüzdesel olarak baktığımızda Madrid, kendi potası altındaki ribaundların %78,2’sini alarak ilk sıraya yerleşiyor. Yüzdesel bakmanın önemini bir kez ortaya çıkıyor. Monaco’nun aldığı 28,5 ribaundun yüzdesine bakarsak bu oranın %69,9 olduğunu ve Monaco 6.sıraya indiğini görüyoruz.
Biraz önce bahsettiğim üç oyuncunun (Tavares, Poirier, Yabusele) aldığı savunma ribaundlarının ortalamalarının toplamı 11,8 ki bu sayı toplam savunma ribaundlarının %42,4 üne denk geliyor. Ayrıca yine bu üç oyuncunun maç başına 3,1 blok yaptığını da eklemek lazım. Toplamda maç başına ortalama 3,5 blok yapan R.Madrid, 3,8 blok yapan Fenerbahçe Beko’nun ardından ikinci sırada.
Bu üç oyuncunun istatistik kağıdına yazdırdığı bu sayıların çok üzerinde bir etkisi olduğunu da söyleyebiliriz. O kadar korkutucular ki rakip hücum oyuncuları ya potaya gitmekten tamamen vazgeçiyorlar ya da tedirgin gidip blok yemeseler bile atışlarının bozulmasına engel olamıyorlar. Sonuç olarak Real’e karşı oynayan ekipler attıkları sayının %42,2 sini 2 sayılık atışlardan buluyorlar. Bu istatistikte de rakiplerinin sayı dağılımında en az 2 sayılık atışa izin veren takım olmuş durumdalar.
İşin bir de hücum tarafına bakalım. Geçen seneyi 11,4 sayı ortalaması ile tamamlayan Tavares bu sene 13,5 sayı ortalaması tutturdu. Tabii bunda Heurtel ile oynadıkları ikili oyunların ve iyice artan ikinci şans sayılarının payı var. Bu üçlünün diğer bir oyuncusu Yabusele de benzer bir durumda. Geçen sene 11 sayı ortalaması ile oynarken bu sene bu sayıyı 13,5’a çıkardı. Bir de bunlara Poirier’in 7 sayısını ilave ettiğimizde karşımıza 34 sayı çıkıyor ki toplamda 83 sayı ortalaması ile oynayan Real’in %41 ini bu 3 oyuncu oluşturuyor. Yine bu muhteşem üçlünün de önemli payı ile 2 sayılık atışlarda %57,4 oran tutturan Real ligin en iyi ikinci takımı.
RİBAUND CANAVARI BİR TAKIM
Savunma ribaundlarındaki ezici üstünlüklerinden bahsetmiştik. Ribaund üstünlükleri sadece savunma ribaundlarıyla da sınırlı değil. 39,5 toplam ribaund sayısı ve %58,1 TRR (True Ribaunding ratio) ile yine ligin en iyi takımı. Bu TRR oranı aslında pek de rast geldiğimiz bir oran değil. Şu an ligde Real’den sonra TRR sıralamasında ikinci gelen takım Kızılyıldız ve onların %54,2 yani neredeyse 4 puan daha aşağıda. Fenerbahçe Beko için bu oran %52,3 ve ligin bu istatistikte 18.sırasında bulunan Efes’in oranı ise %45,1.
Maç başına 20,8 asist ile ligin en çok asist yapan takımı. Ligin en çok asist yapan takımı olmalarından daha da önemlisi bu asistlere bütün takımın ortak olması. Ne kadar Heurtel 5,5 ve Goss 3,3 ile öne çıkan oyuncular olsa da süre alan neredeyse tüm oyuncular asist istatistiğine katkıda bulunuyorlar.
Şut yüzdesinde (TSR) ise %49,2 oranını yakalayıp hücum verimliliğinde 101,5 ortalaması tutturmuş durumdalar. Bunların sonucunda maç başına 83 sayı ortalaması ile Barcelona’dan sonra en skorer takım oldular.
Hücum istatistiklerine değineceğim son konu ise rakiplerine yaptırdıkları top kayıplarının ardından maç başına buldukları 18,8 sayı ligin en iyi takımı olmaları. Özellikle 14,5 top kaybıyla en çok top kaybeden ikinci takım olan Fenerbahçe’nin bu maçta top kayıplarını sınırlaması çok kritik olacak.
SAVUNMA TARAFINDA NELER OLUYOR
Biraz da savunmaya bakalım. 2 sayılık atışların savunmasında en iyi takım olduklarını söylemiştik. Bununla beraber rakiplerine sadece 7,8 hücum ribaundu verip onların ikinci şans sayılarını 7,8 de tutarak bu iki istatistikte de en iyi ikinci takım oldular.
Hücum ribauntlarına da iştahlı girmeleri ve geriye de çabuk koşmaları sayesinde fast breaklerden sadece 3 sayı yiyorlar. Ancak kendi top kayıpları da 14,3 ile azımsanamayacak kadar çok olması ile bunun devamında 16,3 sayıyı potalarında görüyorlar.
OYUNCU İSTATİSTİKLERİ
Tavares şu an ligde 23,3 ile Shengelia’nın ardından en verimli ikinci oyuncu. Madrid takımında verimlilik sıralamasında Tavares’i, 16,5 ile Yabusele takip ederken 3.sırada ise şaşırtıcı bir isim var: Thomas Heurtel. Sezona gayet iyi başlayan Fransız oyun kurucu 9,5 sayı ve 5,5 asist ortalamaları ile 12,3 verimlilik puanı tutturarak takımın en verimli 3.oyuncusu oldu.
Heurtel ve Goss çok farklı oyuncular. Genelde ikisini beraber hiç kullanmayan Laso her iki oyuncuyla da farklı şeyler sahaya koyuyor. Heurtel ikili oyunları daha iyi oynayan ve saha görüşünü pas yeteneğini ekleyerek takım arkadaşlarına pozisyon hazırlarken, Goss genelde adam eksilterek bunu yapıyor. İki oyuncu da kendi sayısını üretme konusunda sıkıntı yaşamıyor ama takım arkadaşlarına pozisyon hazırlama şekilleri farklı.
Benzer sayıda pozisyon kullanan guard ikilisinde Heurtel %48,1 şut yüzdesi yakalamışken Goss’da bu oran %42,3 olmuş durumda. Asist/top kaybı oranında ise yine Heurtel %244,4 Goss ise %185,7 oran tutturdular.
Tabii işin savunma tarafında Heurtel’in yarattığı problemler oldukça büyük ama özellikle pota altında çok iyi bekçileri olan R.Madrid için bu o kadar büyük sorun yaratmıyor.
Uzunlar ve oyun kurucular konusunda gayet iyi durumda olan Madrid için belki de en göreceli olarak en zayıf karın kanat oyuncuları. Abalde, Fernandes, Causer gibi ortalamanın biraz üstü oyunculara sahip olmalarına rağmen Carroll tarzı yıldız bir skorer eksiği yaşadıklarını düşünüyorum.
RAKİBİMİZİN ŞİFRELERİ
Bu sene oynadığı tüm maçlarda yenildikleri tek maç olan Olympiacos maçında 68 sayıda kaldılar. 3/24 ile felaket üçlük atmaları en önemli etken gibi görünmekle beraber, yazının tamamında övdüğüm pota altı savunmasında diğer üç maça göre çok felaket bir performans sergilediler. Diğer üç maçta rakiplerinin 2 sayılık atış yüzdesini %41,6 da tutmuşken, Olympiacos’un %58,8 ile hücum etmesini engelleyemediler.
Yine diğer 3 maçta rakiplerini ribauntlarda ezerken, Olympiacos’a karşı ribauntları başabaş bitirdiler.
Sonuç olarak Olympiacos onların nasıl yenileceğini herkese gösterdi.
- Pota altında yüksek yüzdeli hücum et
- Ribauntlarda ezilme
- Peritmenin dışında ritm bulmalarına izin vermeyecek sağlam bir savunma yap.
Söylemesi kolay uygulaması zor maddeler bunlar. Ancak 2.madde hariç diğer maddeleri gerçekleştirmek Fenerbahçe için o kadar da zor olmayabilir.
Fenerbahçe ne kadar pota altı savunması konusunda sıkıntı yaşıyor olsa da, o bölgeye hücum ederken hiç de fena bir durumda değil. %56,1 ile 2 sayılık atış bulan Fenerbahçe buna yakın bir yüzde yakalayabilir.
Diğer yandan Henry ve Shayok gibi elleri ve ayakları çabuk savunmacıları sayesinde permetrenin dışını da iyi savunabilir. Zaten bugüne kadar rakiplerini %24,8 üç sayı yüzdesinde tutarak en iyi ikinci takım olduk.
TAVARES İLE , TAVARES OLMADAN
Real’i yenmenin yollarından biri de Tavares üzerinden geçiyor. Boyalı alanda büyük bir güç olan Tavares oradan uzaklaştığında dezavantaja dönüyor. Bu artık bilinen bir şey ve birçok takım bunu kullanmaya çalışıyor ancak olay o kadar kolay değil. Bir kere kısaların Tavares’in üzerine hücum etmesi her zaman olumlu sonuç vermiyor. Tercih benim olsa üzerine gitmektense onu dışarıya çekip şut atarım, bu sayede o potadan uzakken hücum ribaundu şansımı da arttırmış olurum.
Diğer bir konu Tavares’in oyunda olmadığı anları iyi değerlendirmek. Monaco karşısında farkı 2.çeyrekte 24 sayıya kadar çıkarmalarına rağmen, Tavares’in kenara gelmesiyle fark 10 sayıya kadar düşmüştü. Bu dönemde ritm yakalayan Monaco tekrar maçın içine girmeyi başarmıştı.
Fenerbahçe Beko için önemli risklerden biri de Real’in her maçta yakaladığı seriler ve bu seriler sonrasında farkı bir anda 15 lerin üzerine atabiliyor olması. Olympiacos maçı dışındaki 3 maçta da 10-12 sayılık seriler yakalayıp farkları 20 sayının üzerine çıkardılar. Böyle bir durumda kırılganlığı çok yüksek olan Fenerbahçe Beko bir anda maçın kontrolünü kaybedip bir daha geri dönemeyeceği bir pozisyona gelebilir.
Her şekilde çok zor bir maç olacağı kesin. Maçın favorisi de ağır bir oranla R.Madrid. Yine de yenilmeyecek bir takım değil. Bizim açımızdan 3 sayılık atış yüzdemiz, ribauntlardaki dengeyi yakalamamız ve top kayıplarına dikkat etmemiz en kritik konular olacak.
Umarım tüm karşılaşma boyunca oyunun içinde kalacağımız bir maç olur.
Herkese iyi seyirler