Yeni sezon değerlendirmelerinde 4.sırayı Milano alıyor. Koç Messina’nın takımı geçen sene çok özlediği Final4’a ulaştıktan sonra gözünü bu sene şampiyonluğa dikti. Bakalım bunu başarabilecek mi ?
İlk olarak kadroları ile başlayalım
GUARD: Jerian Grant, Sergio Rodriguez, Malcolm Delaney, Troy Daniels, Davide Moretti, Devon Hall, Andrea Cinciarini
FORVET: Nicolo Melli, Ricardo Moraschini, Shavon Shields, Gianpaolo Ricci, Gigi Datome, Konstantinos Mitoglou, Davide Alviti
CENTER: Kaleb Tarczewski, Kyle Hines, Paul Biligha
Geçen sene belki de çok kimsenin beklemediği bir performans sergileyen Kevin Punter takımdan ayrılınca benim için aslında büyük bir sürpriz olmuştu. Messina’nın en güvendiği oyuncuların başında geliyordu. Bunun üzerine uzun rotasyonunda da yine çok güvendiği Zach Leday de takımdan ayrıldı. Bu iki oyuncu Milano için büyük kayıp derken yerine gelen oyuncular aslında Milano’nun hedefinin şampiyonluk olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
ŞAMPİYONLUK HAMLELERİ
Nicolo Melli bu sezonun en büyük transferlerinden biri. İki senelik NBA deneyiminin ardından EL’e dönmesine şahsım adına çok sevindim. Koç Messina onu alarak çok önemli birkaç işi birden halletmiş oldu. Oyuna kattığı o kadar çok şey var ki Melli’nin. Bunların ilk başında oyun zekası geliyor. Son 10 yılda oyuna en fazla etki eden 4 numaraları düşündüğümüzde benim aklıma gelen iki isim var: Nemanja Bjelica ve Nicolo Melli. Performansı nedeniyle Mirotic, ismine rağmen bu iki oyuncunun yanına gelemedi.
Bazı oyuncular vardır ki onların ne yaptığını istatistik kağıdına bakarak anlayamazsınız. Melli tam olarak böyle bir oyuncu. Özellikle takım savunmasında eşşiz bir oyuncu. Onun oynadığı takımlarda saha yerleşimi her zaman daha kolay olur. Her deliği kapatır, doğru yerde yardıma gelir, kısa karşısında durur. İşin hücum tarafında ise oyun zekası çok yüksek. Belki harika bir hücum silahı değil ama her işten birer parça yapabilen bir uzun.
Messina onu büyük ihtimalle sadece 4 numarada kullanmayacak , 5 numaradan da süre alacaktır.
Melli gibi çok önemli bir diğer hamle de Troy Daniels. EL standartları için oldukça iyi bir şutör ve skorer geldi takıma. Onun ismi ile Punter’ın gidişi daha kolay anlaşılır hale geliyor. Tabii Punter’ın Daniels’a göre çok önemli bir adaptasyon avantajı vardı. Eğer Daniels da adaptasyon sorunu yaşamazsa Milano arka alanı ligin en iyi arka alanı olacaktır.
KISA ROTASYONU
Anadolu Efes oyuna yön veren oyuncularının kalitesi ve adediyle diğer takımlara üstünlük sağlayıp bir şekilde bir çok takıma bu konuda öncülük etti. Bunlardan biri de Milano. Takımda ne kadar yaşı artık 36 olsa da Rodriguez ve Delaney gibi çok iyi iki tane oyun kurucu olmasına rağmen geçen seneyi 14,8 sayı, 4,2 ribaund, 6,9 asist ortalamarı ile oynayan Jerian Grant eklemesi yapıldı. NBA deneyimi de olan 28 yaşındaki oyun kurucu Milano arka alanına büyük güç kattı. Bu da yetmiyormuş gibi geçen sene Brose Bamberg’de geçiren NBA deneyimli Devon Hall da kısa rotasyonuna eklendi.
Bu eklemeler ile performanslarından bağımsız olmakla beraber, nitelik ve nicelik anlamında ligin en iyi kısa rotasyonuna sahip olduklarını düşünüyorum.
UZUN ROTASYONU VE CENTER
Melli transferi kadar önemli bir diğer uzun eklemesi de Mitoglou. Mitoglou da Melli gibi her iki uzun pozisyonunu da oynayabilen, savunmada sert, hücumda dış şut dahil birçok hücum silahına sahip bir oyuncu. Bu iki oyuncu ile beraber Milano rotasyonu çok çeşitlilik kazandı. Hines ilerleyen yaşı Tarczewski de tam olarak beklenini veremeyen bir uzun olması nedeniyle belki de eleştirilebilecek tek pozsiyonu Center olan takımda, Melli ve Mitoglou eklemeleri bu açığı kapatacak hamleler olarak görünüyor. Diğer yandan Datome ve Shields gibi yine farklı poziyonları oynayabilen forvetler de işin zenginliğini arttıran diğer unsurlar.
KOÇ MESSINA
Messina NBA de asistan koçluk yapmaya gidip geri döndükten sonra kafasındaki her şeyi uygulamayı başaramadı. Aklında olanla sahada olan her zaman paralel olmuyor. İlk senesi büyük hayal kırıklığı ile geçen geri dönüşün ikinci senesinde işler rayına oturmaya başladı ve belirlenen F4 hedefi gerçekleşti.
Bu başarı ile birlikte zaten bütçe konusunda sıkıntı yaşamayan takım bu sene kesenin ağzını iyice açtı takımın rotasyonunu iyice güçlendirdi. Bununla beraber Messina da tam anlamıyla kendi takımın kurdu ve istediği basketbolu oynamaya başladı.
Obradovic EL ve hatta dünyadaki tüm koçlar içinde eşi benzeri olmayan biri. Onu bir kenara bırakırsak taktisyenlik, takımı hazırlama, saha içi hamleler gibi birçok koçluk meziyetinde Messina ismi ligin diğer koçlarından bir adım öne çıkar. Ancak burada önemli bir konu var ki oyuncu ilişkileri. İlk sene çok zorlandığı bu konuda kendisine yardımcı olması için Hines ve Gigi hamlelerini yaptı. Ama hala tam olarak bu işi çözdüğünü söylemek zor.
Ya Obradovic gibi oyuncular üzerinde saygı, hayranlık ve güven ilişkisi kuran ya da oyunculara tüm ipleri bırakan koçlar başarıya daha kolay ulaşıyor. Pablo Laso’yu tüm bunlardan ayrı bir yere koyuyorum. Onun uzun zamandır Real Madrid’de olması ve yarattığı ortam çok başka. Başka bir takımda bunu yapabilir mi emin değilim, yine benzer bir zaman geçirmesi gerekebilir.
Messina eğer bu sene özellikle yeni gelen oyuncularla beraber olması gereken iletişimi sağlayabilirse bana göre şampiyonluğun en büyük favorisi olur. İsim isim ,bölge bölge neredeyse en iyi kadrolardan biri olan Milano büyük taktisyen Messina ile ile birlikte benim şampiyonluktaki ilk sıraya yazdığım takımdır.
Güç sıralaması ile birlikte bu analizin de sonuna geldik.