Gelenek Devam Edecek Mi? CSKA Serisi Başlıyor..

Obradovic Fenerbahçe’sinin ilk Playoff serisinde Maccabi ile karşılaştığımız seneyi hatırlıyorum. Bir önceki senenin şampiyonu ile eşleşmiştik. Herkesin içinde bir ümit vardı ama kazanıp Final4 yapacağımıza kimse çok inanmıyordu. İlk iki maç sonunda “Olacak mı bu iş yoksa” dedirtmişti takım. Tel Aviv’deki maç, son anlar, Kenan’ın “bana bırakın ben onu tutarım” dediği Pargo’ya son basketi attırmayarak kazanışımız ve benim sevinçten dökülen göz yaşlarım..

Sonraki yıllar başımıza ne gelirse gelsin kimsenin artık F4 şüphesi yoktu. Sezonun başından biletler alınır, otellere rezervasyon yapılır, hazırlıklar tüm sezon boyunca keyifle devam ederdi. 

Bu seneye herkesin bildiği gibi farklı başladık. Yeni oluşum, düşen bütçe, pandemi şartları derken hedefi Playoff olarak koyan bir camia olduk. Çok farklı olayların yaşandığı, favorilerin düştüğü sürpriz takımların çıktığı bir sezon geride kaldı. 

Bundan önceki 5 F4 yılında sürekli beraber F4 yapan iki takımdan biri bu sene dışarda kalacak. Fenerbahçe’nin Obradovic dönemi ile F4 gediklisi olduğu 5 senede Real Madrid, CSKA ve Fenerbahçe 4 kez beraber Fina4’a gittiler. Sadece Berlin finallerinde RM yoktu çünkü onu da biz elemiştik. 

Vitoria’da yapılan son Final4 da yer alan 4 takımdan ikisi bu sene olmayacak. CSKA-FB Beko serisi gibi A.Efes-Real Madrid serisi de önemli bir takımı Final4 dışında bırakacak. 

Gelelim bizim seriye.. İki takımın aklında da  sezonun en kritik  bölümüne bu şekilde girmek yoktu. Bizim tarafta Vesely’nin sakatlığı yetmezmiş gibi bir de 5 Covid vakası üstüne bir de Koç Kokoshkov’un ilk iki maçta olmayacak olması büyük sıkıntı. Diğer yandan zaten sezona kısa rotasyonunda sıkıntılı başlayan CSKA’da yaşanan Mike James sorunları ve kadro dışı kalması ardından halen belli olmayan Hackett sakatlığı , Milutinov’un sezonu erken kapatması derken onlar için de bırakın Playoff’u , şampiyonluk hayalleri ile girdikleri sezonda çok da beklemedikleri bir pozisyonda kaldılar. 

Bildiğiniz gibi benim maç önü analizlerim genelde takımların önceki maçlarda yaptıları üzerine olur. İstatistikler temelinde, oynanan oyunlar üzerine bazı konuların üzerine giderim. Ancak bu seride bunu eksik oyuncular nedeniyle çok da anlamlı olacağını düşünmüyorum. Yine de CSKA’nın sezon içindeki trendini gösteren Euroleauge resmi sitesinin paylaştığı bu grafikler üzerinden değerlendirmeye başlayalım. 

En ön plana çıkan konu ribaundlar. Milutinov’un sakatlanmasına rağmen hücum ribaundlarının en iyi takımı CSKA. Bunun getirdiği ikinci şans sayılarında da yine lig lideri durumundalar. Genelde yenildikleri maçlarda bile ikinci şans sayılarından rakiplerinden iyi olduklarını söyleyebiliriz. Ancak bazı maçlar var ki maç öncesinde favori olmalarına rağmen bu departmanda geride kalıp maçları kaybettiler. Valencia maçında 24-2 , Alba maçında 25-14 ve Kızılyıldız maçında 15-9 olan ikinci şans sayıları, bu maçları kaybetmelerine yol açan detaylar. 

Hücum ribaundlarında bu kadar etkili olmalarına rağmen savunma ribaundları için aynı durumu göremiyoruz. Hatta rakiplerine verdikleri hücum ribaundları nedeniyle ligin en kötü 4.takımı. 

Pozisyon sayısının fazlalılığı nedeniyle hücum verimliliğinde en iyi takım olmamalarına rağmen ligin en çok skor üreten takımı olmayı başarıyorlar. Hızlı hücumlardan çok sayı bulabilen bir takım olmamakla beraber rakiplerinin top kayıplarını sayıya dönüştürme konusunda başarılı oldukları söylenebilir. 

Yine ligin en çok faul alan ve haliyle en çok faul atışı kullanan takımı olmalarına rağmen, isabet yüzdeleri sıralamasında 76,1 ile ligin en kötü ikinci takımı. 

İstatistik bölümünün son ayağında asist sayılarından bahsetmek lazım. Ligin en az asist ile oynayan ikinci takımı. Ligin en skorer takımı olmasına rağmen bu kadar az asist ile oynamaları tabii ki birebiri çok iyi oynayan oyuncularının olmasından ve ikinci şans sayılarının fazlalığından  kaynaklanıyor. Mike James’in takımdan ayrılmasının ardından asist ortalaması ne kadar 19,5 a yükselmiş olsa da oynanan maçların kolaylığı nedeniyle bunu ne kadar dikkate almak lazım olduğu tartışılır. 

İstatistik bölümünü özetlemek gerekirse, fazla pozisyon ile oynayan (MJ sonrası düştü), çok ribaund alan (özellikle hücum ribaundlarında çok etkili) , ikinci şans sayılarından çok sayı bulan,  asist sayıları düşük(MJ sonrası arttı) düşük yüzdeyle fazla faul kullanan, saha içi şutlarında da çok başarılı olmayan bir takım var karşımızda. 

Tüm bunlar bize bir şeyler anlatsa da, sahada kimlerin olacağı ve ne şekilde basketbol oynanacağını tahmin etmek zor. 

Sezon içinde kadroya kattıkları Lundberg , hiç Euroleague tecrübesi olmamasına rağmen beklentilerin üzerinde skor katkısı veriyor. Voigthmann , MJ’in ayrılmasından sonra daha çok top kullanıp daha fazla sorumluluk alıyor. Özellikle üç sayılık atışlarda sanki bir kısa oyuncu gibi şut atabiliyor. Uzun boyunun da verdiği avantajla el üstü şutları bile sokabiliyor. Vesely’nin de olmadığını düşünürsek onu savunmakta çok zorlanma ihtimalimiz olduğunu söyleyebiliriz. 

Shengelia fiziksel oyunu en iyi oynayan uzunlardan biri. İstikrarsız şutuna rağmen yüzü dönük oyunları iyi oynayan, sırtı dönük oyunlarda da sayı üretebilen bir forvet. İkinci maçta onun sağ omzundan dönemiyor olmasını iyi değerlendirmiş ve oldukça fazla top kaybı yapmasına neden olmuştuk. 

Hilliard da kısa rotasyonunda önemli sorumluluk alan oyunculardan biri. İstikrar sağlama konusunda sıkıntı yaşayan ama tutturduğu zaman da etkili olabilen bir kısa. Yine de tehdit sıralamasında ilk sıralarda yer almıyor. 

Clyburn da Voightmann gibi en büyük tehditlerden biri. Özellikle şutunu tutturduğu zaman ki bizim maçlarda genelde yüksek isabetle tutturur, savunulması çok zor bir oyuncu. Ulanovas’ın yine kadroda olmaması, Pierre’in oynayıp oynamayacağının belli olmaması onu savunurken işimizi zorlaştıracaktır. Bizim de kadro sorunu yaşayacağımız ilk iki maçta onu 4 Shengelia’yı 5 olarak kullanma ihtimallerini de düşünmek lazım. 

Maça Fenerbahçe Beko açısından baktığımızda bizi korkutan ismi CSKA olmasına rağmen rakipten çok içinde bulunduğumuz durum. Koç kesin takımın başında olmayacak, Vesely kesin yok, Pierre ilk maç kesin yok ikinci maça belki. Bu şartlar altında gerçekten çok sorunlu bir haldeyiz. 

Ama yine de oradaki iki maçtan birini çalma ihtimalimiz var. Bu tarz maçlarda büyük oyuncular devreye girer. Nando’nun çok ekstra performanslarına şahit olabiliriz. Marko şut ritmini tutturup takıma katkı verebilir, Kyle bir Euroleague yıldızı gibi performans sergileyebilir. 

Her ne olursa olsun , iki maçı da alamasak bile 3.maçta seri yeniden başlayacak. Takım yeni bir aksilik yaşanmasa tam kadro bile olabilir. Seriye olan inancımızı kaybetmememiz gerekiyor. 

Maçın hakem üçlüsü de maalesef yine çok da hoşumuza gitmeyen bir üçlü oldu. Bu kadar sorunlu bir durumdayken umarım bir de karşımıza hakem kararları çıkmaz.

CSKA-FB maçları her zaman yoğun çekişmeye ve heyecanlı maçlara sahne olmuştur. Yine öyle olmasını bekliyorum.

Haydi Fenerbahçe, buraların takımı olduğunu şartlar ne olursa olsun bir kez daha herkese göster.

Herkese iyi seyirler.

Basketbolla kalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir