25.Maç haftasında 8 galibiyet 16 mağlubiyet ile 16. sırada bulunan Alba Berlin’i konuk ediyoruz. 9 Maçlık galibiyet serisiyle bu maça çıkacak olan Fenerbahçe Beko için arka arkaya alınacak 10. galibiyete ulaşabilme adına önemli bir maç olacak.
Sezonun ilk bölümünde Berlin’de oynanan karşılaşma hiç de hatırlamak istemediğimiz bir maç olmuştu. 26 sayı fark yiyerek yenilmenin ötesinde maç boyu hiç bir varlık gösteremeyen Fenerbahçe Beko bu maçın ardından hem sıralamadaki yeri hem de oynadığı basketbol nedeniyle ümitlerini bir sonraki seneye taşımak üzereydi.
Bu maçta tüm oyuncular süre almış ve sadece bir oyuncu çift haneli skor üretmişti: Tarık Biberovic. DeColo’nun tüm maçı 2 sayı 1 verimlilik, Vesely’nin ise 6 sayı 4 verimlilik ile bitirdiğini hatırlarsak durumun ne kadar vahim olduğu daha iyi anlaşılabilir.
Rakipte ise 5 oyuncu çift haneli skor üretirken 6 oyuncu da çift haneli verimlilik ile oynamışlardı. Kazandığı 8 maç içinde Khimki hariç hiçbir takıma çift haneli fark yapamayan Alba Berlin bize 26 sayı fark yapıp sezonun belki de en rahat oyununu oynamıştı.
Maçı EL spikerinin ağzıdan bir kez daha izlerken duyduğumu şu ifade aslında maçın özetiydi : ‘Basketbol bazı takımlar için çok kolay bazı takımlar için ise çok zor bir spor’.
TAKIM İSTATİSTİKLERİ
Koç Aito Reneses’in takımı bu ligin en sempatik takımı. Rakip ve durumdan bağımsız çıkıp sahaya en bildikleri basketbolu oynuyorlar.
Peki nedir bu basketbol? Tempo, tempo, tempo. Ligin en tempolu basketbol oynayan takımı Alba. Hem oyuncular çok koşuyor hem de topu çok koşturuyorlar. Savunma ribaundlarını net aldıkları her hücumda potaya çok hızlı gidiyorlar. Bu bazen turnike ile bazen 3 sayılık atış ile olabiliyor. Girip girmemesi de çok dert değil onlar için, yeter ki tempo yükselsin.
Maç başına 84,1 pozisyon ile CSKA’nın ardından en çok pozisyon kullanan takım. Pozisyon sayısının artması onların galibiyetleri için kaçınılmaz bir kriter. 86 üzerinde pozisyon ile oynadıkları 7 maçın 6’sını kazandılar. Pozisyon sayısı 83’ün altına indiği 10 maçta ise 10 mağlubiyet.
Tempo ve pozisyon sayısı tabii ki onların skor üretimini etkiliyor. Yüksek tempoları ve oyun stilleri çok sayı atan bir takım imajı yaratıyor olmasına rağmen maç başına sayı ortalaması 77,1 ve ve ligin en az sayı atan 3.takımı durumundalar. Bu kadar çok pozisyon bulmalarına rağmen bu kadar az sayı atmaları haliyle şut yüzdelerinin düşük olmasından kaynaklanıyor. Hücum verimlilikleri de bununla paralel olarak çok kötü. 91,8 ORAT (Offensive rating) ile ligin en kötü hücum verimliliğine sahip takımı. Buradan şut yüzdelerine de geçersek resim daha net anlaşılacaktır. Şut yüzdeleri sadece %46,2.
Hücumu ile var olan bir takım Alba Berlin. Kazandıkları maçlarda ortalama 90,9 sayı bulurlarken kaybettikleri maçlardaki ortalamaları 70,2.
Bunu destekleyen bir istatistik daha. 84 ve üzeri sayı attıkları 7 maçın altısını kazanırlarken 73 ve daha az sayı attıkları 13 maçta 13 mağlubiyetleri var. 84 sayının altında kalıp kazandıkları tek maç ise 76-75 ile Asvel maçı.
Verimlilikleri de aslında aynı tabloyu bir kez daha destekliyor. Maç başına 82,4 verimlilikleri var ancak kazandıkları zaman bu sayı 107,1 e çıkıyor ki birden en iyi takım oluyorlar.
Hücumlarının tempo ile beraber en önemli departmanı asist sayıları. Daha önce bahsettiğim gibi topu çok hareket ettiriyorlar, çok paylaşıyorlar. Birebir üretmektense topu döndürerek pozisyon buluyorlar. Maç başına 19,7 asist ile ligin en çok asist yapan 2.takım. Kazanılan maçlarda bu sayı 23,5 e kadar çıkıyor. Toplam sayılarının %61’ini asist üzerinden bulduklarını söylersek asistin onlar için önemini daha da iyi anlamış oluruz. Fenerbahçe Beko’nun da son 9 maç ile yükselen asist sayıları bu oranı %57,8 e kadar çıkardı. Son bir sayı ile bu bölümü de noktalayalım. 19 asist ve daha az yaptıkları 12 maçta 11 mağlubiyet almışlar.
Ligdeki bir çok takımın üçlük yüzdelerindeki başarı maç kazanmalarında önemli etkendir. Alba Berlin de detaylı incelemeseydim bana bu takımlardan biri gibi görünüyordu. Halbuki durum pek öyle değil. FB ve CSKA’yı %35 in altında üçlük yüzdesiyle yendiler. Diğer taraftan %45 ve %41 ile attıkları Bayern ve Pana maçlarını ise kaybettiler.
İşin savunma tarafı ise onlar açısından pek de iç açıcı değil. Maç başına yedikleri 83 sayı ile Khimki’nin ardından en çok sayı yiyen takımlar. Rakiplerine %56,2 ile en yüksek 2 sayılık attırıp bu kategoride ilk sıradalar. Üç sayılık atışlarda da benzer bir durum ile %39,9 a izin vererek en kötü 2. takımlar. Aynı şekilde yine rakiplerine maç başına 21 asist yaptıran Alba bu departmanda da en kötü 2. takımlar.
OYUNCU ANALİZLERİ
Bu bölümde genelde rakibin öne çıkan oyuncularının detaylı incelemesini paylaşıyorum. Ancak rakip Alba Berlin olunca bunun çok da önemi kalmıyor.
Takımda sayı ortalaması 8,7 ile 10,1 arasında olan tam 8 oyuncu var ve 8,7 olan ortalama takımın yıldız kategorisinde sayılabilecek iki isminden biri olana Jayson Granger.
Bu takım tamamen bir koç Reneses takımı. Hiçbir oyuncunun önemi bir diğerinden fazla veya az değil. Bir maç Fontecchio öne çıkabilir bir diğer maç Olinde. Genç ve enerjik oyunculardan kurulu bu takımda bunu da dikkate almayalım diyebileceğimiz bir tek oyuncu bile yok. Rotasyonun Nikic hariç tamamı üçlük atabilen oyunculardan kurulu. Uzun rotasyonundaki Ben Lammers bence EL için çok önemli bir oyuncu olma adayı bunu bir kenara yazalım. Buradaki önemli nokta ise takımdaki oyun kurucular dışında kalan tüm oyuncular 2 metrenin üzerinde neredeyse hepsi atletik oyuncular. Oyunlarının temellerinde tempo olduğu için bu tarz isimler onların kadro planlamasında tercih nedenleri oluyor.
Aito Reneses çok önemli çok saygı duyulan bir koç. Onunla çalışmış oyuncuların neredeyse hepsi bunu söylüyor. Bir çok potansiyel ve yıldız olma adayı genç oyuncunun beraber çalışmak istediği bir koç. Kariyerinde hiçbir zaman Euroleague kazanamadı ama her zaman hem oynayanların hem de izleyenlerin çok keyif aldığı basketbolu koydu sahaya.
Onun için oynayan oyuncular da her zaman önce takımı düşünen oyuncular oldular. Şu anki kadrolarında olduğu gibi.
MAÇIN KİLİT NOKTALARI
Aslında bir çok şifre ile yazı içinde bundan bahsettik. Ancak yine altını çizmek de fayda var
Tempoyu düşük tutmak en kilit nokta. Kullandıkları pozisyon sayısını 80’in altına indirebilirsek kazanma şansları kalmayacaktır.
Tempo ve pozisyon sayısı ile birlikte tabii atacakları sayıyı 75 in altında tutmak çok önemli olacak.
Savunma ribaundlarını net almalarını önlemek ve her hücum ribaunduna girmek önemli. Eğer bunu tercih etmeyecek isek o zaman geriye çok hızlı koşmak lazım. İlk 5 saniye içinde topu potaya atmalarına engel olmalıyız.
Kötü savunma yapıyor ve çok yiyorlar, zaten savunma bitse de hücuma gitsek kafasındalar. Bu nedenle sabırlı hücum etmeli ve pozisyonları seçerek ve en uzun sürede kullanmalıyız.
İkili sıkıştırmalara girmek bu rakip için pek de ideal bir çözüm değil. Zaten pas oyunu oynuyorlar, bu nedenle mümkün olduğu kadar adamımızda kalıp boş bir oyuncu bırakmadan savunma yapmak önemli. Sikma hariç zaten ikili sıkıştırmaya geleceğimizi düşünmüyorum ama bence ona da gerek yok, temaslı ve sert bir savunma ile onun sırtı dönük oyunlarını savunabiliriz.
FENERBAHÇE BEKO’DA SON DURUM
9 Maçlık galibiyet serisi, oynanan basketbol, tüm camiada yeniden yükselen heyecan, puan durumuna bakmaktan keyif alan taraftarlar… Fenerbahçe Beko için her şey yolunda. Takım sağlıklı ve bu dinlenme arası hem antreman sayısının artmasına hem de Alex ve Kyle’in takıma adapte olmasına yardımcı olmuştur.
Son 9 hafta itibariyle ligin en iyi takımı Fenerbahçe Beko desek buna itiraz edecek çok kişi çıkmayacaktır. Playoff potasına girdikten sonra artık daha büyük düşünmeye başladık. Ancak daha ortalıkta hiçbir şey yok. Önce önümüzdeki ilk maçı kazanmaya bakmalı sonra bir sonraki maça konsantre olmalıyız. Bu tecrübeye sahip bir koça ve bir çok oyuncuya sahibiz.
Rakibin zayıf yanları onları yenmek için yeterli. Stratejik oynarsak galibiyet sayısının 10’a çıkması çok da zor olmayabilir.
Ama tempoyu onları bırakıp, savunmadan çok hücumu düşünmeye başladığımız anda rakip birden canavara dönüşebilir, bunu unutmamak lazım.
Herkese iyi seyirler.
Basketbolla kalın.