Çok zor görünen, en olumlu düşünenlerin bile beklemediği bir seri yakalayan Fenerbahçe Beko 3 maçlık kendi sahası serisi öncesi çift maç haftasının 2.maçında Khimki deplasmanına çıkıyor.
Sezona her sene olduğu gibi büyük yatırımlar ve büyük umutlarla giren Khimki Moskova ligin en büyük hayal kırıklığı durumunda. Sezon öncesi playoff adayları arasında bile adı geçen Rus temsilci, 22 maçta sadece 2 galibiyet alabildi. Son olarak 9.hafta deplasmanda Zenit’i mağlup ettikten sonra arka arkaya 13 maçtır kaybediyorlar.
Bu dönemde koç değişikliğinin haricinde bazı oyuncularla da yollarını ayırdılar.
Euroleague’in en yetenekli bir kaç hücum silahından biri olan Shved’e sahip olmalarına rağmen bir türlü doğru kadro ve koç yapılanmasını yapamamaları ligin dibine demir atmalarına neden oldu.
Kısa rotasyonunda Shved’in dışında , Errick Mccollum, Stefan Jovic, Dairis Bertans gibi yıldız isimlere, Vyacheslav Zaytsev, Egor Vialtsev gibi tamamlayıcı isimlere sahipler. Forvetlerde Janis Timma, Sergey Karasev, Jonas Jerebko, Sergey Monia gibi kariyerli oyuncular ve uzunlarda da Devin Booker, Jordan Mickey ve Greg Monroe gibi çeşitliliğe sahiplerdi. Gerçi sezon içinde hem Jerebko hem Monroe takımdan ayrıldılar
Takım yöneticilerinin kadroyu kurarken sadece isim transferleri yapıp, takım kimyası ve tamamlayıcı oyuncu seçimlerine hiç dikkat etmemiş olmaları bu resmin ana nedeni. Tabi bir de koç olarak Kurtinaitis’den medet ummaları da en az kadro yapısı kadar büyük bir hataydı.
TAKIM İSTATİSTİKLERİ
Kadroyu kurarken savunmayı kim yapacak sorusu aklına gelmeyen takım yöneticileri yüzünden ligin defansif verimliliği en düşük takımı olmaları kaçınılmaz oldu. 106,4 ile bu departmanda en kötü orana sahip Khimki’nin ardından gelen Valencia’nın oranı 101,8. Fenerbahçe Beko ise 95 ile Barcelona’nın ardından en iyi ikinci takım.
Savunmada bu kadar kötüyken hücumu çok iyi mi yapıyorlar ? Hayır. Hücum verimlilikleri ise sadece 94,6. Bu iki sayının eşliğinde net verimlilikte ise -11,9 ile yine açık ara en kötü takım durumundalar.
Ribaundlarda büyük sıkıntı yaşayan Fenerbahçe Beko ilk defa kendinden daha kötü bir takımla oynayacak. True Rebounding Ratio’da (TRR)yani maç içinde oluşan toplam ribaundların yüzdesel dağılımında 46,3 ile yine ligin en kötü istatistiğine sahipler.
True Shooting Ratio (TSR) yani maç içinde kullanılan toplam top sayısı ile atılan sayının oranında ise Alba ve Kızılyıldız ardında 46,9 ile en kötü 3.takımlar.
Belki bu oran için bazı soru işaretleri olabilir diye bunun hesaplanma formülünü de buraya eklemek istedim: (Serbest Atış Adedi*1 )+ (2 Sayılık Atışlar*2) + (3 Sayılık Atışlar*3) buradan çıkan sayının , attıkları sayıya oranlayarak bu TSR hesaplanıyor.
Şut seçimlerinde de genelde 3 sayılık atışları tercih ettikleri görülüyor. Yine aynı şekilde yüzdesel değere bakıldığında toplam saha içi atışlarının %44,2 sini üçlük olarak kullanıyorlar ve bu istatistikte de 45,4 orana sahip Real Madrid’in ardından geliyorlar.
Savunma verimliliğinde ligin en kötü takımı olduklarından bahsetmiştim. Tüm oyuncuların bu verimlilikleri negatifte. Zaten bu kadar savunmadan uzak bir takımın içinde iyi savunmacılar olsa bile bu ratingleri yükseltme şansı pek yok. Tüm bunların doğrultusunda maç başına 90,7 sayı ile ligin yine açık ara en çok sayı yiyen savunmasına sahipler.
OYUNCU İSTATİSTİKLERİ
Khimki diyince akla ilk gelen isim tabii ki Shved. Senelerdir tartışılan konu da Shved kötü olduğu için mi Khimki kötü, yoksa Khimki kötü olduğu için mi Shved kötü sorusunun cevabı. Maç başına yaklaşık 83 pozisyon kullanan Khimki’de Shved tek başına bu sayının 1/4 ünden fazlası yani 22 top kullanıyor. 18,9 sayı 8 asist ortalamalarına sahip olmasına rağmen bu istatistikleri takımın kazanmasına pek de yardımcı olmuyor. Biraz daha detay istatistiklere baktığımızda ise o sahadayken takımın -144 averajda olduğunu , o yokken ise -99 olduğunu görüyoruz. Takımın hücum verimliliği o sahadayken 7,3 puan yukarı giderken, savunma verimliliği ise 9,4 puan kötüleşiyor.
İstatistikler her şeyi gösteriyor diyemeyiz. Maçlara genelde uzunlarla ikili oyunlar oynayarak başlıyor. Onlara oyunun içine sokmak ilk tercihi oluyor. Ancak bunu çok uzun süre sürdüremeyip bir yerden sonra kendi top kullanmaya başlıyor. İşte sorun da burada başlıyor. Özgüveni o kadar yüksek ki, nereden şut atıyor, kimin üzerinden atıyor, hangi momentumda atıyor hiç fark etmiyor. Kaldırıp atıyor. Bazen bunları sayıya çeviriyor ama önemli olan sayı olup olmamasından çok takımın zaten iyi olmayan düzeni tamamen bozuluyor.
Bir de savunmada felaket olduğunu düşünürsek Khimki için senaryo iyice kötüleşiyor. Onun tarzında bir oyuncuyu verimli olarak kullanabilmek için çok daha farklı bir rotasyona ihtiyaçları var.
Ancak Khimki yönetimi Shved’in yanına yine benzer bir oyuncu olan Errick Mccollum’u alarak işleri iyice zora sokuyor.
Mccollum’u yakından tanıyoruz. O da çok büyük bir hücum silahı. Onun ± istatistikleri Shved kadar kötü değil. O sahadayken -86 , o yokken -157 yapıyorlar. Hücum ve savunma verimliliğinde ise fark +3,7 puan .
Şut tercihlerinde Shved’e göre biraz daha mantıklı şutlar seçebilen Mccollum’un da sorunu, takımı oynatmaktan çok uzak olması. Mecbur kalmadıkça pas vermeyen oyuncu savunmada da yine yokları oynuyor. Sadece uzun kolları ile hiç beklenmeyen bir kaç blok haricinde etkisiz eleman denebilir.
Timma ve Bertans da şutları ile yaşayan diğer oyuncular. Bazen inanılmaz sokabilecek kadar kabiliyetliler. Çok da boş bırakılmaya gelmeyecek oyuncular.
Uzun konusunda büyük sıkıntı yaşıyorlar. Monroe ve Jerebko takımdan ayrıldı, Mickey ve Booker sakatlıkları nedeniyle Salı akşamı oynamadılar. Ellerinde sadece Monia ve ilk kez süre olan Valiev var.
MAÇIN KİLİT NOKTALARI
Potansiyelli oyuncuları nedeniyle savunma tarafından Fenerbahçe’nin çok da işi salmaması gerekiyor. Bu maçın belki de en kilit noktası bu. 7 maçtır kazanıyor olmaları ve Khimki’nin sıralamadaki yeri eğer bir gevşemeye neden olursa bunu cezalandırabilecek bir rakip var karşıda. Salı akşamı oynadıkları Bayern Munich maçında bunu net bir şekilde gördük. Konsantrasyon sorunu yaşayan Bayern neredeyse maçı kaybediyordu. Bu nedenle ilk kilit nokta konsantrasyon.
Diğer kilit nokta maç ve seyahat yorgunluğu. Son maçlarda özellikle Vesely olmak üzere üzerine çok yük binen oyuncular oldu. Bu maça hem kafaca hem de fizik olarak dinlenmiş olarak çıkma ihtimalleri az. Umarım Moskova seyahati onları çok da yormaz.
Maçın kilit noktalarını teknik taraftan çok bu iki konu olacağını düşünüyorum.
FENERBAHÇE BEKO’DA SON DURUM.
Nazar değmesin iyi basketbol ve sonuçlar devam ediyor. Son Maccabi maçındaki basketbol seviyesi CSKA kadar iyi olmasa da takım kazanmayı başardı üstelik çok da sıkıntı çekmeden. Tabii arka arkaya gelen maç ve seyahat trafiği Maccabi maçındaki basketbol kalitesini biraz aşağı çekti. Bu yoğun temponun ardından bu maçın en büyük riski de zaten bu. Yorgunluk olmaması durumunda Fenerbahçe Beko son 7 haftadaki basketbolunu sahaya koymasıyla maçı kazanmaya yakın.
Bir taraftan da son 7 haftalık performansın sayılarına bakmakta fayda var.
Özellikle bu 5 istatistikte inanılmaz iyileşme gösteren Fenerbahçe Beko, son maçlardaki istatistikleri ile en çok sayı atan , en yüksek yüzdeli 2 sayılık ve 3 sayılık atış kullanan ve en çok asist yapan takım durumunda. Bunlara ek olarak en az sayı yiyen 2.takım.
Bu maç umarım Kyle O’Quinn ve Alex Perez’in de süre alabilip takıma yardımcı olabileceği bir maç olur. Fenerbahçe Beko çok da yorulmadan bir galibiyet daha çıkarabilir.
Herkese iyi seyirler.
Basketbolla kalın.