EL 2.Hafta..Efes Deplasmanındayız

Sürpriz sonuçlarla dolu ilk hafta maçlarının ardından takımımız Fenerbahçe Beko çok da zorlanmadan kazandığı Kızılyıldız maçı sonrası bu hafta yine İstanbul’da kalarak şehrin diğer yakasına geçiyor. Larkinsiz çıktığı Zenit maçından mağlubiyetle ayrılan Ergin Ataman’ın takımını bizim maç öncesi analiz etmeye çalıştım.

Yarım kalan sezonun ardından EL şampiyonluğuna inançları iyice artan Tuncay Özilhan ve Ergin Ataman, belki de Efes tarihinin en büyük harcamasını yaparak kadroyu koruma yolunu seçti. Özellikle birçok teklif alan Larkin ve Micic ikilisini takımda tutmak hiç de kolay olmadı. Bir de bunlara ilave olarak geçen sezon başında takım bulamayan, Moerman’ın sakatlığı sonrası kadroya dahil edilen Singleton da ücretini katlayarak yeni sezona girdi.

Sezon öncesi hazırlık döneminin her takıma olduğu gibi Efes’e de çok imkan tanımadığı kesin. Larkin’in yaz sezonunda geçirdiği diz operasyonları ile sezona başlamaması en büyük handikapları idi. Bunun devamında çıkan bir çok söylenti, yerli statüsüne geçmesi vs. buranın konuları değil ancak bir gerçek var ki Larkin şu an oynamıyor. Fenerbahçe Beko maçında da sahada olmama ihtimali yüksek. Şartları zorlayıp sahaya çıkartsalar bile ne kadar hazır olduğu büyük soru işareti.

Hazırlık turnuvalarında koç Ergin Ataman sürekli hazır olmadıklarından zamana ihtiyaçları olduğundan bahsetti. Zamanın az olması haricinde bir de korona virüs kapan Moerman ve Beoubois’nın takıma geç katılması onları iyice sıkıntıya sokmuş anlaşılan.

Tüm bu etkenler doğrultusunda yine de favori çıktıları Zenit maçında özellikle hücumda büyük sıkıntılar çektiler ve maçı kaybettiler.

Savunmaların ön planda olduğu bu maçta ilk çeyrekte skor üretmekte aşırı zorlanan bir Efes gördük. Bütün maç Micic’in insiyatifinde geçti. İlk çeyrekte bunun örneklerinden biri olarak sadece 10 sayı attılar ve bunun 6’sı Micic’ten geldi.

Maçın geri kalanında da 3.çeyrek hariç hücumda akışkanlığı sağlamakta sıkıntı çektiler. Burada en önemli konu Larkin yokken Micic’in oyun tarzı. Bütün sorumluluğu eline alan Micic takıma katkı sağlayacağım diye aslında zarar vermeye başlıyor. Diğer oyuncular öyle bir kilitleniyor ki herkes Micic’in eline bakıyor..

Biraz daha Micic üzerinden gidelim. Efes geçen sene, maç başına ortalama 18 civarında asist üretiyordu. Bunun içinde Micic’in payı 5.8 idi. Zenit maçında sadece 13 asist yaptılar ve bunun 9’unu Micic üretti.

Geçen sene Micic&Larkin ikilisinin önemli katkılarından biri de uzunları beslemeleriydi. Geçen sene takımın uzunları yapılan tüm asistlerin %59’unu alıyorlardı. Aldıkları bu asistlerle skora büyük katkıda bulunuyor ve toplam atılan sayının %50’sini uzun oyuncular üretiyordu.

Zenit maçında takımın uzun oyuncuları yapılan 13 asistin 6’sını aldılar ve oran %59’dan %46’ya düştü. Efes uzunları genelde kendi pozisyonunu yaratan oyuncular değil. Bu nedenle asist alamadıkları zaman skora katkıları da düşüyor. Dunston, Pleiss, Sertaç, Singleton ve Moerman beşlisi bu maçta toplam 23 sayıda kaldılar ve oran da geçen seneki %50’nin çok altında olan %33’de kaldı.

Maçı 17 sayı 9 asist gibi güzel görünen sayılarla bitiren Micic’in sahada olduğu ve olmadığı anlarda ise ilginç bir sonuç daha ortaya çıkıyor. Micic sahadayken skor 65-59 Zenit lehineyken, Micic sahada yokken skor 10-8 Efes lehine dönüyor. Maçı 0-4 üçlük ile bitirmesi ve takımın tamamının %26 üçlük yüzdesinde kalması da bir başka problemleri idi. Yine Micic’in üçlük isabeti bulana kadar psikolojik olarak bunun sıkıntısı yaşaması onun aşması gereken konulardan biri olarak görünüyor..

Larkin’siz Micic’in oyun karakteri Efes için en önemli konulardan biri. Bununla beraber takımın önemli diğer oyuncular Simon ve Beoubois için bu durum aynı şekilde cereyan etmiyor.

Tüm bunların üzerinde en önemli konu pas trafiği ve top paylaşımı. Geçen seneki seviyeye gelmek için zamana ihtiyaçları olduğu kesin.

Larkin’siz Efes kısa rotasyonu ile Westermannsız Fenerbahçe Beko kısa rotasyonu maçın galibini belirlemede önemli faktör olacak. Igor Kokoskov’un Micic’i savunmada Lorenzo Brown veya Pierre’i kullanacağını düşünüyorum. Eğer Micic rakip savunmacıdan bunalır ve oyunu daha çok zorlamaya başlarsa maç FB Beko’ya daha yakın hale gelecektir.

Diğer taraftan son maçlarda görünen De Colo&Brown uyumu bu maçta da iyi işlerse FB Beko işin hücum kısmında ne kadar düzenler oturmasa da üretmekte sıkıntı yaşamayacaktır.

FB Beko’nun elinde gerçek 4 numara olarak sadece Barthel’in olması ve hatta onun da sırt ağrıları nedeniyle oynamama ihtimali, A.Efes’te ise Moerman&Singleton ikilisinin performansı maçın kilit noktalarından biri olabilir. FB Beko tarafında zaman zaman 4 numarada kullanılan Eddie’nin şut performansı belirleyici bir başka faktör olacaktır.

Sonuçta iki takımın da henüz hazır olmadığı aşikar ve bu maç gerçek güçlerinin göstergesi olmayacak. FB Beko açısından bu maçın kazanılması takım olma yolunda büyük avantaj yaratabilir. Diğer yandan Efes’in geçen haftayı da kaybetmiş olmanın etkisiyle ve rekabetten kaynaklanan hırs ile birlikte bu maçı kazanmak için çok motive olacağını tahmin etmek çok da zor değil. Eğer bu maçı da kaybederlerse takım içinde bazı sorunları görebiliriz.

Heyecanlı ve keyifli bir maç olması dileğiyle.

Basketbolla kalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir