EL’DE 5.HAFTA.. BİTMEYEN DEPLASMANLAR SERİSİNDE SIRADA MACCABI VAR

Sezona başlarken beklentim dahilinde olan mağlubiyetler gelmesine rağmen bu mağlubiyetlerin geliş şekli bizim gibi basketbolun içinde olanları dahil daha fazla sorgulamaya itti. Rollerin yeni baştan tasarlandığı, hazırlık döneminin kısa ve eksik geçtiği, sakatların çokluğu ve deplasmanların fazla ve zorlu maçlardan oluşması aslında bu mağlubiyetlerin habercisi idi. Bununla beraber oynanan basketbolda işin mücadele ve paylaşım tarafındaki eksiklikler beklenmeyen saha içi olayları idi.

Bir çok şeyi daha önceki yazılarda konuştuk. Sonuç olarak zorlu Maccabi deplasmanına 1-3 çıkıyoruz. Takımın bu aralar en önemli ihtiyacı zorlu bir maç kazanmak. Durum buyken sürekli zorlu deplasmanlar oynamak işi daha da zorlaştırıyor.

Yaşadığımız bu süreçte bence takım olarak en büyük sıkıntımız güvenimizin azalmış olması ve geriye düştüğümüz maçlarda hiçbir şekilde reaksiyon veremememiz.

NATE WOLTERS

Maccabi deplasmanı da geriye düştüğünüzde en zor reaksiyon verebileceğiniz deplasmanlardan biri. Yarattığı müthiş seyirci atmosferi ile ivmeyi almış Maccabi takımını geriden gelip yenmek oldukça zor. Üstelik sezona iki mağlubiyetle başlamış olmasına rağmen son iki ev maçını yenmiş olmanın güveni ile de maça çıkacaklar.

Geçen senenin ortasında koç değişikliğinin ardından ayakları yere daha sağlam basan bir Maccabi izlemeye başladık. Zaten tempo basketbolunu seven yapısına bir de sert ve takım savunması ekleyen Maccabi takımı bu senenin önemli playoff adaylarından biri.

Kadrosu oldukça geniş ve koç Sfairopoulos bu kadronun tamamından yararlanıyor. Onun gelişi ile birlikte özellikle yerli oyuncuları da rotasyona dahil ettiler ve önemli görevler vermeye başladılar.

SCOTTIE WILBEKIN

Wilbekin ve Dibartolemeo guard ikilisine Saras’ın elinde iyi bir yıl geçiren Nate Wolters eklemesi yapıldı. Direksiyon genelde Wilbekin’in ellerinde ama Wolters da 24 dk civarında süre alıp Wilbekin’in işlemediği anlarda devreye giriyor. Dibartolemeo da sürpriz üçlükleri ve tempoyu yükseltmesi ile katkı verebilen bir point guard.

Kanatlarda ise Tyler Dorsey ve Elijah Bryant gibi yeni transferlerin haricinde Avdija ve Zoosman gibi iki yerli oyuncuyu da aktif bir şekilde kullanıyorlar. Avdija daha 18 yaşında ama jenerasyonunun en önemli oyuncularından biri. 21 yaşındaki Zoosman da herşeyi yapabilen komple guard’lardan.

OMRI CASPI

Uzun forvet pozisyonunda önemli bir transfer yaptılar. 10 yıldır NBA’de oynayan Omri Capsi takıma geri döndü. Takımın ikinci skor (13,3 sayı) ve ikinci ribuand (6,3 ) lideri durumunda. Her türlü skor üretebilen, saha görüşü iyi ve fundamental’i yüksek bir forvet Caspi. Onun yanında yine NBA’den Quincy Acy de sertliği, ribaund yeteneği ve atletizmi ile takıma katkı sağlıyor.

Pivot mevkiinde ise geçen seneden takımda olan Cohen ve Black ikilisine , CSKA’dan Hunter eklemesi yapıldı. Bu sayede özellikle Black&Hunter ikilisi sayesinde oldukça sert ve atletik uzun ikilisine sahip oldular.

Rotasyondaki tüm oyunculara süre vermekle birlikte genelde Wilbekin,Walters, Zoosman, Caspi, Black ilk beşi ile maça başlıyorlar. Takımın direksiyonunda ne kadar guard’lar var gibi görünse de takımın asıl gücü pota altından geliyor. Buldukları sayıların %59’u 2 sayılık atışlardan gelirken ( bu kategoride Panathinaikos’un ardından 2.sıradalar) sadece %25,6’sı üç sayılık atışlardan geliyor. Üstelik 2 sayılık atışlarda %61,4 isabet oranıyla 18 takımın en iyisi Maccabi. Ayrıca kendi istatistikleri bu kadar yüksekken, rakiplerini ise sadece %38,2 de tutuyorlar ki yine bu konuda en iyi takım.

TARIK BLACK

Pota altında çok iyiler tezimizi destekleyen bir başka istatistik de savunma ribaundları. Maç başına 28,5 ile lider durumdalar. Hücum ribaundlarında ise durum tam tersi. Maç başına 8,75 ile bu defa da sonuncu durumdalar. Bu durum biraz da oyun planından kaynaklanıyor. Özellikle kolay sayı yememeyi ve rakibe fast break vermemeyi önceliklendirmeleri nedeniyle geriye koşmayı hücum ribaunduna girmeye tercih ediyorlar.

Tüm maç boyunca tempoyu düşük tutmak Fenerbahçe Beko’nun öncelikli stratejisi olmak zorunda. Milan ve Galatasaray maçlarında pota altı savunmasında büyük sıkıntı yaşayan Fenerbahçe Beko hem p&r sonrası hem de Black’in birebir oyunlarına mutlaka dikkat etmeli. Hücum setleri henüz oturmayan Fenerbahçe’de Melli sonrası yardım savunması da felaket durumda. Zaten kısa savunmasını hiç yapamayan Fenerbahçe Beko’da hem potayı koruma hem de yardım getirme anlamında uzunlarından katkı alamıyor. Vesely henüz sakatlığın etkisini atmış gibi görünmüyor, Louvergne zaten savunmada ne yapacağı konusunda geçen seneden beri sabıkalı, bir de Williams’ın yaptığı savunma hataları bizi iyice çaresiz bırakıyor.

Geçen sene hep başka bir şekilde maç kazanan bir Fenerbahçe Beko vardı sahada. Bir maçta çok top kaybı yapmasına, başka bir maça çok az ribaund almasına, diğer bir maçta asist sayılarında çok düşük kalmasına rağmen bir şekilde maç kazanıyordu takım. Bunda en önemli konu konsantrasyon ve mücadele idi.

Maccabi maçında sahada olması gereken bu. Eğer takım 6 senelik geçmişine uygun bir karakter koyarsa sahaya teknik anlamdaki eksikliklerini bir şekilde giderebilir. Diğer yandan bu sezon başından beri oynadığı çabuk kırılan oyunu oynarsa Maccabi deplasmanı yeni bir kabusa dönüşebilir.

Bu yazıyı okuyanlardan bir ricam olacak. Bu takım dünyanın en güzel takımı ünvanını boş yere almadı. Bu geçiş ve kayıplarla dolu dönemi bu takımı tanıyan ve ona inananların sahip çıkmasıyla atlatabiliriz. Bu akşam basketbol ve sonuç ne olursa olsun Cuma akşamı Zalgiris maçında salonu doldurmalı ve takımı sonuna kadar desteklemeliyiz.

Basketbolla kalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir