Sezon başından beri oynanan maçlarda takımın henüz hazır olmaması nedeniyle Nando’nun iyi oyunlarıyla ayakta durmaya çalışan Fenerbahçe Beko dün maça onu kenarda tutarak başladı. Leo Westermann’ın 3 dakika dolmadan iki faul alması sonrasında Nando’nun kenarda beklediği süre çok fazla olamadı.
Ve sonrasında kendi seyircisi önünde ilk kez sahaya çıkan Nando De Colo dün salonda olan herkesin hafızalarına kazınacak bir performans ile maçı Fenerbahçe Beko’ya kazandırdı.
Çocukluğumdan beri basketbol izlerim çok özel performanslara da şahit olmuşluğum vardır. Onlara bir de dünkü Nando resitaline eklemiş oldum.
İşin 39 sayı 3 ribaund 3 asist 44 verimlilik gösteren istatistik kağıdı bir tarafa koymak istiyorum. Tabi ki bu rakamlar çok çarpıcı, işte bir sürü rekor kırdı evet ama asıl önemli olan bunları sanki ilkokul çocuklarının maçına dahil olmuş bir abi gibi yapmış olması. Ne bir zorlanma, ne bir yıpranma ne bir yorulma. 9 faul aldı dün Nando ve bunların çoğu kendisinden daha fizikli oyunculardan ve oldukça temaslı sert faullerdi.
Attığı 39 sayının sadece 9’u yayın gerisinden geldi. 6 serbest atışı da çıkarırsan attığı 24 sayının 16’sını boyalı alandan buldu. Bu sayıların çoğunu onu bloklamaya çalışan boy ortalaması 2.14 olan 3 dev pivotun üzerinden buldu. Sadece bu 3 dev pivot değil sertliği ile tanıdığımız Shengelia’da onu bir kez bile bloklayamadı.
Her türlü şutu her türlü turnikeyi sanki elini kolunu sallaya sallaya atıyormuş gibiydi, bize öyle hissettirdi. Bütün maç boyunca Henry’nin itme kakmalarına, tüm savunmanın onun üzerindeki büyük konsantrasyonuna rağmen bunları yaptı.
Maç içinde attığı 39 sayının büyük bir kısmını sanki kendi yarattığı pozisyonlardan yapmış gibi düşünmüştüm. Ancak durum öyle değil. Attığı 39 sayının 23’ü aldığı asist üzerinden gelmiş. 3 tane üçlüğün tamamını asist üzerinden yaparken, 12 adet başarılı 2 sayılık atışının 7’si de yine asist üzerinden gelmiş.
Maçın net kahramanı olacak bu performansı sergilerken bir kere bile kendini öne çıkaran egoist bir tavır ortaya koymadı. Boş turnike atabilecekken arkadan gelen Vesely’e harika asist yapmayı tercih etti. Oyuna giren Biberovic’e sürekli telkinlerde bulundu, zor bir şutu sokup sonrasında rakibin aldığı molada kenara gelirken Kostas’ı tebrik etti.
Takımı sahiplenmiş olduğu kesin. Taraftar da ona tabi ki büyük bir sevgi gösterisinde bulundu. Umarım onun bu performansı ve seyirciden aldığı tepki takımın diğer oyuncularında bir huzursuzluk yaratmaz.
Dünün yine iyi noktalarından biri Vesely’nin 5 asist ile oynamasıydı. Bizim hücum setlerimizde onun bu rolü çok önemli. İki maçtır 12-13 asist yapan takım Vesely’nin buraya yaptığı katkı ile 20 asiste çıktı. Pas trafiğinin ve doğru şutun Fenerbahçe Beko hücumlarının temeli olduğunu düşündüğümüzde bu rakamlar bize hücum düzenlerini, yavaş yavaş da olsa oturmaya başladığını gösteriyor. Yine ilk defa bu maç asist sayımız top kaybı sayımızın üzerine çıkması da olumlu işaretlerden biri (yine de 15 top kaybı bizim için fazla)
Dün akşamın akılda kalan olumlu taraflarında bir diğeri de Gigi Datome idi. Maça oldukça kötü başlamasına rağmen devamında toparlanıp 5 ribaund ve 2 üçlük ile takıma katkı verdi. Onun ceza şutlarına çok ihtiyacımız var, aynı sırtı dönük geriye çekilip attığı şutlara da . Gigi ve Kalinic’in bize senelerdir alıştırdığı sırtı dönük oyunları biran önce sahada görmemiz hücum düzenleri için oldukça önemli.
Bobby aldığı kısıtlı sürede ondan beklenini yapıp yüksek yüzdeyle 7 sayıyı araya sıkıştırdı. Westermann ise ilk beş başlamasına rağmen bir türlü kontrol edemediği fauller yüzünden maça çok etki edemedi. Yine de onun bu takıma ilerleyen günlerde çok katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Genelde fazlasıyla eleştirdiğim Ahmet de dün özellikle savunmada dikkat çekici katkı sağladı. 2 Blok yemesine rağmen onun da yaptığı 3 blok, özellikle Michael Eric’e yaptığı blok görülmeye değerdi.
Real Madrid maçında 40 dakika sahada kalıp çok iyi bir oyun ortaya koyan Derrick Williams ise iki maçtır pek ortalıkta görünmüyor. Williams 4 numara için transfer edildi, hatta koç onu bazen 5 numarada da kullanmak istiyor ki şimdiden bunun denemelerini yaptı. Çok farklı hücum silahları olmakla birlikte en önemli özelliği yüzük dönük oyunları. 3 numara yeteneklerine sahip olan Williams henüz bu tarz setlere sahip değil. Rakiplerin Nando’ya özel önlem aldığı maçlarda ondan bu tarz hücumları daha çok izleyebiliriz.
Bireysel performanslarda son olarak Kostas’tan bahsetmek lazım. Aslında belki başlı başına bir yazı konusu şu an Kostas. Nando geldikten sonraki rolü, liderlik vasıfları , yaptıkları yapamadıkları, psikolojisi gibi konuşulabilecek bir çok konu var. Net bir şekilde düşük bir Kostas izliyoruz burası net. Her geçen gün toparlanacağına dair hiçbir endişem de yok. Ama zor bir süreçten geçiyor. Bu takımın en önemli parçalarından biri o ve zaman içinde yeni düzendeki rolüne alışıp bizi başarıya götüren önemli figürlerden biri olmaya devam edecek.
Şimdi önemli olan soru şu : Ne kadar zaman daha Nando’nun bu tarz performanslarına ihtiyaç duyacağız. Dün onun kenarda olduğu anlarda takım üretmekte çok sıkıntı çekti. O sahadayken +17 lik skor aslında o yokken ki durumu gayet iyi özetliyor.
Bu süreçte özellikle zorlu deplasman sayısı da fazlayken onun bu performansı belki bize ekstra bir iki galibiyet daha kazandıracak ki buna fazlasıyla ihtiyacımız var.
Nando’nun bu olağandışı performansına rağmen takımın hala en önemli oyuncusu Jan Vesely. Dün bazı anlarda kenarda yere uzandığını ve buz tedavisi olduğunu da gördük. Umarım onu çok zorlamadan ve bir daha sakatlanmasına sebep olacak fazla yükleme olmadan sezon sonuna kadar sahada tutabiliriz. Onun yaptıklarını sahada yapabilecek başka bir oyuncumuz yok maalesef.
Sonuç itibariyle o veya bu şekilde kazanılması gereken bir maçı kazanıldı. Pazar günü BSL’de yapacağımız prova maçıyla umarım Milan deplasmanına daha hazır bir şekilde çıkabiliriz.
Basketbolla kalın.
Güzel yazı tebrikler