Hayal kırıklıkları ile biten bir sezonun ardından yine büyük beklentilerle girdiğimiz yeni sezon bu Perşembe Real Madrid maçı ile açılıyor. Biraz bizden biraz Real Madrid’den bahsederek sezona merhaba diyelim.
Sezon bitiminde bana takımın tamamı kalacak nereye ilave istersin deseler bir tane 5 bir tane de 1,5 yani hem 1 hem 2 oynayabilecek bir oyuncu derdim. Bunu da Green ve Lauvergne ile devam etmeyeceğimizi düşünerek söylerdim. Beklendiği gibi Green takımdan ayrılırken Lauvergne takımda kaldı. Ancak beklenmeyen iki ayrılık bizi başka bir planlamaya itti: Marko Guduric ve Nicolo Melli.
Sanırım Guduric’in gitmesine üzülen çok sayıda Fenerbahçe’li yoktur. Hem takımdan ayrılması hem de hatırı sayılır bir buyout kazandırması ile takımın transfer döneminde elini güçlendirdi. CSKA’dan ayrılacağını açıklayan ve adı daha çok İspanyol kulüpleri ile geçen Nando De Colo Fenerbahçe’ye katıldı. Tüm Fenerbahçelileri çok heyecanlandıran Nando hakkında herkesin bildiği bir kaç şeyin altını da ben çizeyim.
Bogdan Fenerbahçe için çok önemli bir oyuncuydu. Karakteri , yetenekleri ve çalışkanlığı ile takıma büyük katkı veriyordu. Bunlarla beraber en önemli katkılarından biri ise rakip takım savunmasını çok iyi okuması ve hücumlarımıza buna göre yön vermesiydi. Bir de bu işleri takımda Kostas varken 2 numaradan yapıyor olması bizim hücumları çok rahatlatıyordu. Ayrıca topun el yaktığı anlarda hiç çekinmeden her şutu kullanabilecek kadar özgüvenli ve soğukkanlı idi. Onun gidişiyle beraber bu açık hiç kapanmadı. Nando gelene kadar.
Nando bu açıkların hepsini kapatabilecek bir oyuncu. Yukarıda saydığım tüm özelliklere sahip. Onun neler yapabildiğini 5 senedir CSKA’da izliyoruz. Şimdi bizde de aynılarını yapmasını bekleyeceğiz. Özellikle bir de Obradovic ile onun sahada daha rahat olacağı setler sayesinde belki de rakamsal olarak değil ama sonuca etki anlamında daha çok katkı vereceğini düşünüyorum. Böyle büyük bir oyuncuyu Fenerbahçe forması ile izleyeceğimiz için çok heyecanlıyım.
Ancak işin tüm pencerelerinden bakarsak Nando ile zaten zayıf olan kısa savunmamızın iyice zayıfladığını kabul etmek lazım. Genelde bu tarz oyuncularla oynarken yani bireysel savunma zaafları olan oyuncularla oynarken onların açıklarını takım savunması ile kapatmayı başaran Obradovic bunun için de fazlasıyla düşünmek zorunda. Ve maalesef artık pota altında Melli yok 🙁
Melli’nin takımdan ayrılması ise bizi fazlasıyla derinden etkiledi. Onun varlığının bir görünen bir de görünmeyen yüzü var ki bunu Obradovic nasıl halledecek gerçekten bilmiyorum. Melli takım savunmasının merkezinde yer alan bir uzundu. İster 4 ister 5 oynasın her türlü pis işi yapabilen ve bunun sonrasında belki bir çeyreğin tamamında bile hücumda top kullanmasa da şikayet etmeyen bir karakterdi. Vesely de sahadayken ikisi birlikte kısalarımızı geçen ve savunmamızın dengesini bozan rakip pg lere karşı hep yapılması gerekeni yapıyorlardı. Artık Melli yok, Vesely de ne zaman tam randımanlı gelecek bilmiyorum. Ancak Melli’nin yerine yine büyük sükse yaparak transfer edilen Williams bu işleri en azından ilk zamanlarda yapamayacak.
Önce eksik taraflarından başladım bu sefer. Evet Williams savunmada Melli işlerini yapmayacak ancak hücumda ise bu sefer çok farklı etki ile karşı karşıyayız. Bjelica’dan sonra 4 numara üzerinden hiç kurulmayan setler bu sene bolca olacak. Williams’ın hücum yetenekleri o kadar fazla ki onu izlemek yine çok büyük keyif olacak. Sırtı dönük, yüzü dönük, orta mesafe , uzun mesafe, p&r , geçiş hücumu aklınıza gelebilecek tüm hücum silahlarına sahip bir oyuncu DW. Tüm bunların yanında inanılmaz atletik özellikleri ve hızı ile 3 numara yeteneklerine de sahip. Savunmada da hem kısaların hem uzunların karşısında birebirde hiç sıkıntı yaşamayacak kadar iyi bir bireysel savunmacı. Eğer sabırlı olur ve koçun ona çizdiği oyunları oynarsa istediği ve beklediği gibi sezon sonunda NBA’e dönüş yapacaktır.
Leo Westermann ise De Colo ve Williams’ın gölgesinde kalmasına rağmen bizim en önemli eksiklerimizden birini kapatacak bir oyuncu. Fizikli ve uzun bir pg olması sayesinde bir kaç artı ile başlıyor. Ancak beni en çok heveslendiren konu ise Kostas’ın kötü olduğu günlerde bir opsiyonumuz daha olmuş olması. Takımı yönetme ve organizasyonda Westermann büyük katkı sağlayacak. Hiçbir zaman istatistiklerde çok öne çıkmayacak ama artık istedikleri kadar Kostas’a baskı yapsınlar, Westermann ve De Colo sayesinde artık hücumlarımızın sıkışma ihtimali çok az.
Berkay transferi ile de yerli rotasyonuna bir ilave yapmış olmamız, özellikle senelerdir hiçbir katkı alamadığımız Barış Hersek yerine dakika alabilecek bir yerli 4 numara kadro genişliği açısından çok değerli.
Genel olarak tüm sezonu ve sezon sonunu düşündüğümüzde fazlasıyla iyi bir kadromuz var. Ancak Vesely hala takımla çalışmıyor, Lauvergne ne olacak belli değil, sonradan eklenen Stimac maalesef bizim düzende Avrupa maçlarında oynayabilecek ve savunma setlerini oynayabilecek bir uzun değil. Bu şartlar altında bir uzun oyuncu eksikliği net bir şekilde görünüyor. Obradovic de bakıyoruz demişti ama ardından Stimac’a imza attırıldı kısa süreli olsa da . Bu uzun rotasyonu ile başladığımız sezonda özellikle ilk 10 maçın 7’sinin dışarda olduğunu düşünürsek bir de buların içinde Real Madrid, Milano, Maccabi , CSKA ve Barcelona gibi playoff hatta Final 4 adayları takımların olması Fenerbahçe’nin sezona maalesef çok fazla mağlubiyetle başlama ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Gelelim Real Madrid’e. En son söyleyeceğimi en baştan söylemek istiyorum. Real Madrid bu sene normal sezonu lider bitirmeye en yakın takım. Hatta ben biraz daha iddialı olup açık ara lider bitirecek diyorum. Dün maç hakkında görüşlerini belirten Obradovic de Real Madrid’i sezonun en büyük favorisi olarak gösterdi. Sonuçta F4’de herşey olabiliyor ancak normal sezona bu kadar hazır, bu kadar geniş ve eksiksiz kadroyla giren başka bir takım yok.
Nedir geçen seneye göre artıları : Birincisi ve en önemlisi Llull ve Campazzo bu seneye sağlıklı ve formda şekilde başlıyorlar. Son bir kaç yılda hep burada sıkıntı yaşadı RM. Ancak bu sene ikisi birden sağlıklı ve üstüne bir de geçen sene İspanya Liginin en değerli oyuncusu seçilen Nicolas Lapravittola eklemesi yaptılar. Dünya kupasında da fazlayısla iyi oynayan Lapravittola ile birlikte harika guard rotasyonuna sahip oldular.
Bir ekleme de Gustovo Ayon yerine Khimki’den Jordan Mickey ile yaptılar. Mickey de çok yönlü bir uzun. Şut mesafesi yayın gerisine kadar uzuyor, atletik, iyi ribaundcu, ikili oyunları iyi oynayan ve ayakları çabuk. Tavares ile birlikte pota altını iyice karartacaklar. Tüm takımın senelerdir beraber oynamalarının da etkisini eklersek bu sene en sorunsuz görünen takım Real Madrid.
Ayrıca genç takımdan bu sene A takıma aldıkları 2002 doğumlu Usman Garuba bize değişik şeyler izlettirebilir. Bunu da bir kenara not etmenizi tavsiye ederim.
Bir ek bilgi. Sezona ilerleyen yaşına rağmen inanılmaz formda giren Jaycee Carroll bizim maçta sakatlık nedeniyle oynamayacak. Bizde de Lauvergne ve Vesely kadroda yoklar.
Tüm bu görüşlerimin sonunda herhalde maçın sonucu ile ilgili beklentimi de anlamışsınızdır 🙂 Evet maalesef yenileceğimizi düşünüyorum. Normal şartlar altında bile yani biz tam takım ve düzenlerin oturduğu bir şekilde bu maça çıkmış olsak bile Real kendi evinde her zaman favoridir, ancak günün şartlarında çok daha ağır basıyorlar.
Sonuç ne olursa olsun, sezona büyük bir maçla başlıyor olmak da ayrı bir heyecan. Perşembe akşamı oynanacak maç ile birlikte heyecanın hiç düşmeyeceği bir sezon olması dileği ile.