MAYIN TARLASI

Normal sezonun bitiminden bu yana, kağıdı kalemi elimize alıp, hangi takım ne alanda güçlü, nerelerde zayıf sorularını sorarak hesaplar yapmaya başlamıştık. Zalgiris’in kenar yönetiminin çok baskın olduğu konusunda kimsenin şüphesi yoktu. Bir koç takımıydılar. Doğru basketbol oynuyorlardı ve oynadıkları basketbol bir çok tehdit içeriyordu. Davies en önemli hücum silahıydı. Davies’in üzerinden yapılan pas dağıtımı ve içeride kurulan üstünlük Zalgiris hücumunun kalite öğesiydi. Fenerbahçe sezon boyunca iki numara pozisyonunda zaaf yaşamıştı. Bu ve bunun gibi bir çok detayı basketbolkeyfi  okuyucuları, yazarlarımızdan takip ettiler. Sayılarla analiz edilmiş yorumlarla, takımları inceleme fırsatı buldular. Peki dün gece ortaya çıkan büyük fark ne anlama geliyor? Neler oldu? şöylece bir göz atalım.

Play off sezonunun gelmesiyle, Fenerbahçe ailesinin Ataşehir konağında bahar şölenleri başladı. Taraftarlar, eski şöhretlerinden yenisine, sanatçısından siyasetçisine ve tüm sezon desteğini esirgememiş yerli seyircisiyle tribünde yerini almıştı. Maç öncesinde kafelerde buluşuldu, kahveler içildi, birlikte yemekler yendi. Bir panayır yerini andıran etkinlik alanının ardından koltuğuna geçen basketbolseverler büyük bir coşkuyla hava atışını karşıladı. 

İlk düdükle birlikte iki takımın da vermek istediği mesaj açıktı. Savunmada kolay sayıya izin verilmeyecek, hücumda sabırla rakibin zaafı işlenecekti. Doksan saniyede çalınan üç faul, maçın başında, savunmanın seyrini belli etti. Fenerbahçe’nin dün gece yaptığı savunma maç öncesi konuşulan tüm olasılıkların önüne geçti. Obradovic’in öğrencilerinin, mükemmele yakın uyguladığı, bir savunma seyrettik. Sistematik baskılı yardım savunması, içerisinden basketbol eğitim notları çıkarılabilir bir savunmaydı. Zalgiris, bir haftalık, bir kaç antrenmanlık hazırlıktan çok öte, çalışılmış, otomatikleştirilmiş davranışlarla örülen bir savunma duvarıyla karşılaştı. Öncelikle Davies’e inecek bütün pas araları için mayınlar konmuştu. Saha içi savunma yerleşimi, adım adım ölçülmüştü. Böylece yardım savunmasında yapılan kaymalar, rakibin en zor pası seçmesine neden oldu. Zalgiris savunma planının birinci önceliği  Sloukas’a baskıydı. Bu planda başarılı da oldular. Hesapta olmayan ise Fenerbahçe’nin iki numaralarının bire birde kurduğu üstünlüktü. Bu üstünlüğün birinci sebebi de Fenerbahçe’nin tempo seçimiydi. Sarı Lacivertli takım pas hızından hiç vaz geçmedi. Zalgiris’in  Datome’nin sırtı dönük oyunlarına izin vermediği anlarda Kalinic’in devreye girmesi sayı opsiyonu yarattı. Ali Muhammed’in Davies’in ön alandaki hareketli savunmasına karşı, topu ayak dibine vurarak yaptığı hücumlar akıl doluydu. 

Lauvergne’in olmadığı, Ahmet’in ortalama bir oyun sergilediği, Vesely’nin maça ısınamadığı akşamda, Sloukas da devre dışıyken oluşan 76-43’lük maç skoru elbette sıra dışı. Sloukas’ın hiç oyuna etki edememesine rağmen ilk yarının son beş saniyesinde asistle bitirdiği son top hücumu, Vesely’nin sakatlıktan sonraki ilk maçını ter idmanı şeklinde atlatmış olması, gecenin kötü giden işlerinin pozitif yönleriydi. Green’in ortaya koyduğu etkili oyun, F4 rotasyonu için umut ışığı oldu. Dün geceki Zalgiris adına söylenecek çok bir şey yok. Üçüncü çeyreğin ikinci yarısında maç onlar için bitmişti. Perşembe günkü maç çok daha farklı olacaktır. Zalgiris maç çalmak, Fenerbahçe ise seriyi 2-0’a getirme çabasında olacak. Yarın akşamki maçtan önce  play off’un diğer serileri için ekran başına geçip mutlu basketbol günlerini kutlamaya devam edeceğiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir