Euroleague’de 9.Hafta ..Rakip Maccabi Fox Tel Aviv

Her sene olduğu gibi bu seneye de büyük ümitlerle başlayan Maccabi ,beklentilerin çok uzağında bir sezon açılışı yaptı. Şu ana kadar oynadığı 8 karşılaşmadan sadece 1 galibiyet çıkaran Maccabi geçen hafta sonunda koçunu değiştirme kararı alıp geçen seneden beri takımın başında olan Neven Spajiha’yı gönderdi ve yerine  Ioannis Sfairopoulos’u göreve getirdi.

 

Fikstüre hiç bakmasak belki de 8 maçta 7 mağlubiyet sonrasında bu tarz bir koç değişikliğine gidilmesi çok da eleştirilmeyebilir ancak bu 8 maçın 6’sında deplasmanda oynayıp kendi sahasındaki iki maçta da ligin en önemli şampiyonluk adaylarından ikisi ile yani Real Madrid ve CSKA ile oynadılar. Deplasmandaki rakipleri de yine göreceli olarak ligin üst düzey play off adayı takımları idiler ( pana, oly, barça ve efes). Bu maçların hepsinde yenilgiler kabul edilebilir. Fikstür olarak kazanabilecekleri iki maç yine deplasmanda olan Buducnost ve Gran Canaria maçları idi ki bunlardan birini yani Buducnost’u yenebildiler.

 

Bu fikstüre girmiş bir çok takım böyle bir sonuç ile karşılaşabilirdi. Bu takım bir de her zaman yukarılara oynamaya alışmış Maccabi ise işler tabi çok daha büyüyor. Kadro ve basketbol açısından bakarsak sıkıntıları olduğunu görmek çok da zor değil. Guard rotasyonuna geçen sezonun flaş ismi Wilbekin’i transfer ettiler. Onun haricinde eski oyuncuları Jeremy Pargo da yeniden kadroya katıldı. Kendrick Ray de guard rotasyonunun son üyesi olarak dahil oldu. Pargo’nun sakatlığının uzaması ve aynı zamanda kötü sonuçlar da nedeniyle Ramon Sessions eklemesi de yapıldı. Ayrıca yerli rotasyonundan Dibartelemeo da kadroda. Gayet zengin duran bir rotasyon. Kimsenin çok itiraz edeceğini düşünmüyorum.

 

Uzun rotasyonuna ise flaş Taric Black hamlesi haricinde geçen sene Türkiye’de çok iyi bir sezon geçiren Angelo Coloiaro ve hem 4 hem 5 oynayabilen Johnny O’Bryant eklemeleri yapıldı. Geçen seneden kadroda olan Alex Tyus ve Jack Cohen ile bu rotasyon da harika olmasa da iyi bir rotasyon.

 

Gel gelelim 2 ve 3 numaralara. İşte burada büyük sıkıntı var. Michael Roll ve Deandre Kane iyi görev oyuncuları olmakla beraber sıkışan oyunlarda sahaya yaratıcılık koyabilen oyuncular değiller. Zoosman da daha henüz 20 yaşında ve büyük potansiyeline rağmen bu açığı kapatibilecek durumda değil.

 

Diğer taraftan işin savunma tarafında da sıkıntılar büyük. Maç başına 83,6 sayı ile en çok sayı yiyen 3.takımlar. Ayrıca rakiplerine maç başına 18,6 asist yaptıran savunmaları ile de bu kategoride 5.sıradalar. Yeteri kadar agresif olmamaları ve savunma kaynaklı sayı bulamamaları onların sonuca gitmelerini engelliyor.

 

Bu savunma sıkıntıları onları Olympiacos’da çok başarılı savunma setleri kuran Sfairopoulos’u tercih etmelerinde önemli bir neden olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz.

 

Genel olarak kendi evlerinde salonu dolduran seyircilerinin de itmesiyle çok daha iyi basketbol oynar Maccabi. Bizim maçta da artık kötü gidişlerine son vermek için ellerinden geleni yapacak ve seyirciyi maçın içine çekmek için ekstra efor sarfedeceklerine eminim.

 

Fenerbahçe tarafından maça bakarsak, bu sene hep farklı şekillerde ama bir şekilde sonuç olarak kazanan bir Fenerbahçe görüyoruz. Maccabi’nin tam tersine 8 maçın 7’sinden galibiyet ile ayrılan ve güven veren bir basketbol oynadıklarını söyleyebiliriz. Üstelik sezona çok formda giren Sloukas , Kalinic ve Vesely üçlüsüne her maçta bir veya iki oyuncudan gelen destek ile deplasmandaki Baskonia maçı hariç iyi basketbol oynadılar. Eric Green’in adaptasyonu bitmemekle beraber biraz önce saydığım üçlüye Melih’in de dahil olmasıyla 2 numaradan da katkı almaya başlayan Fenerbahçe bu maça da favori olarak çıkacak.

 

Kazanmak zorunda olan seyirci destekli Maccabi ile kadro ve basketbol seviyesi olarak çok daha yukardaki favori Fenerbahçe arasında gayet keyifli bir maç bizleri bekliyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir