Aslında başlık atarken biraz tereddütte kaldım çünkü işin içinde Fenerbahçe ve Obradovic olunca hiçbir sonuç sürpriz olmaz. Fakat dün akşam ki maç öncesi eşi doğum yapan Jan Vesely’nin Obradovic tarafından takıma dahil edilmeyip İstanbul’da bırakılması, zaten hücum yönünden sıkıntılı takımı daha da sıkıntıya sokacağını düşünmüştüm. Savunma ile Olympiakos’u bir yere kadar durdurabileceğimizi, ama hücum etmezsek maçı kazanamayacağımızı düşünürken sahada bambaşka bir Fenerbahçe vardı.
Maçın kahramanı tüm Yunan tanrılarını bir kenara dizip yeni Kral benim diyen Kostas Sloukas oldu. Gerçekten bu seneye çok iyi başlayan Kostas 28 yaşında ve en verimli çağına geldi. Hem oyun bilgisi üst düzet hem de oyunu Obradovic’in istediği gibi oynamayı seviyor, böyle olunca da ortaya resital gibi performanslar çıkıyor. Dün akşam 20 sayı, 5 Ribaund ve 4 asist’lik performansı ile göz doldurmaya devam etti. Bu sene maç başına sahada 28 dakika kalıyor Kostas ve Tyler Ennis’in sakatlığı ardından dakikaları iyice artmış durumda, dün akşamda ondan 35+ dakikalık bir istatistik beklerken, Obradovic yine şapkadan tavşanı çıkarttı, bu defa tavşanın adı Melih Mahmutoğlu idi. Kaptan yılın uzak ara en iyi oyununu oynayarak galibiyette büyük pay sahibi oldu. Zor pozisyonlarda attığı 4 adet 3 sayılık atış ile 12 sayı bulurken savunmada ki gayreti ve dönem dönem top getirmek için ek katkı vermesi takdire değerdi. Kaptan böyle devam etsin bu maç gibi 25-26 dakika süre alacağı maç sayısı hiç de az olmayacaktır. Bir parantez de Nikola Kalinic için açmak lazım, savunma yapmaktan zevk alan az oyuncu vardır bize ne mutlu ki elimizde savunma yapmayı, hem de pozisyon farketmeksizin savunma yapmayı seven böyle bir oyuncumuz var. Bir bakıyorsunuz Spanoulis’in önünde, sonraki pozisyon Milutinov’un arkasında. Böyle bir oyuncu bir de maça 16 sayı ile hücum desteği koyduğu zaman Pireaus deplasmanı filan değil F4, finalini alıp eve dönersiniz. Bazı çatlak sesler neden Eric Green oynamadı gibi düşünce içinde olabilirler, Obradovic onun biraz oyunu seyretmesini istiyor her yeni gelene yaptığı gibi. Hazır olmadan onu sahaya atmak hem oyuncuya hem takıma zarar vereceğinden acele yok. Kullanması gerektiği zaman Koç ondan en yüksek faydayı alacaktır. Bu sene herkesin haklı olarak düşündüğü bir konu ise Guduric’in performansı, bekleyip göreceğiz ama sanki, koç onun dakikalarını kısmaya ve Melih, Sinan arasında bölüştürmeye başladı gibi geliyor bana. Umarım yanılıyorumdur ama sanki yavaş yavaş ümitler azalıyor, gerçi Obradovic bu neyi ne zaman sahaya süreceğini bilemeyiz.
Maçı kazanmamızı sağlayan 1-2 önemli istatistiğe de değinmek isterim. Bunlardan birincisi almayı başardığımız savunma ribaundları. Tüm takım olarak ribaunt almaya çok istekli idik. 24 savunma 8 hücum ribaundu aldık ama bu ribaundlar alınırken, başta 9 ribaund ile Melli katkı verdi ama, Ahmet, Joffrey,Kostas ve Kalinic’de 4-5 ribaund ile desteklerini esirgemediler. Yunan ekibine bu alanda yenilmedik hem de Jan Vesely’nin olmadığı bir maçta. Maçı 14 asist gibi düşük bir rakamlar bitirdika fakat böyle baskı dolu bir salonda ve Pireaus deplasmanında sadece 9 kaybı yapmış olmayı da unutmamak gerekiyor. Ve 3 sayılıklar. Bu sene çok efektif kullanıyoruz ve dün akşam da yanı şekilde oldu 9/20 3 sayılık %45 lik bir istatistik ve bulunan 27 sayı gerçekten hücumu rahatlatan bir şey. Fakat 2 sayılıklarda ki %42 lik istatistik ise göze biraz korkutucu geliyor ve bunu %50 lerin üzerine çıkarmamız gerekliliği olduğu çok göze batıyor.
Sezonun 7 maçı geride kalmış iken yakaladığımız %44 lük 3 sayılık istatistiği ne kadar değerli ise %83 ile serbest atış atmamız da bir o kadar değerli. Serbest atışlarda ki yükseliş oyuncuların bireysel çalışmalarının neticesidir her zaman ve pek tabii ki stres yönetimi. Strese çare yok ama çalışarak bu açığı kapatmak da her zaman oyuncuların elinde.
Fenerbahçe Pireaus’den şen dönüyor, Obradovic’in çalıştırdığı hiçbir takımın oynadığı hiçbir maçta alacağı hiçbir galibiyet sürpriz değildir lafını buraya altını çizerek yazıyorum ama başlığımın da arkasındayım yine de.
Sevgiler,