Euroleague’de 4.Hafta Rakibimiz : Anadolu Efes

Harika maçlara sahne olan Euroleague’de , 3-3 yaparak gelen Fenerbahçe bu hafta İstanbul derbisinde Sinan Erdem’de Anadolu Efes’e konuk olacak. Geride kalan 3 maçta 2 deplasman galibiyeti çıkaran Anadolu Efes’te hedef kendi sahalarındaki ilk galibiyeti almak olacak.

 

Deplasmanda farklı kazanılan Bayern Munich maçıyla beraber oynadığı basketbolla büyük övgü alan Ergin Ataman’ın öğrencileri ikinci hafta kendi sahalarında konuk ettikleri Zalgiris’ten fark yediler. 3.Maçta Khimki deplasmanında ise yine dişine göre bir savunma bulan Efes maçın büyük bölümünü önde götürse de, son çeyrekte 14-2 lik Khimki serisine engel olamayıp maçı zora soktular. Ancak Doğuş’tan gelen mucizevi son saniye üçlüğü ile maçı kazandılar.

 

Kadrosunu her sene silbaştan yapan Anadolu Efes’in kadrosunda önemli isimler dahil oldu. Bu önemli isimlerde,  ilk sırada Shane Larkin’i görüyoruz. Baskonia’da geçirdiği harika sezonun ardından NBA’e giden Larkin bir çok transfer teklifi içinden Efes’i tercih edip Türkiye’ye geldi. Baştan Ergin Ataman olmak üzere bir çok kişi tarafından, takıma seviye atlatması bekleniyor. Haksız olmayan yorumlar bunlar. Çünkü bir pg’da olması gereken bütün özelliklere sahip bir oyuncu. Bir kere topla inanılmaz hızlı bir oyuncu. Çabukluğu ve hızı sayesinde birebirde geçemeyeceği savunmacı yok. Bu özelliğini bilip onu bir adım geriden savunmaya kalkarsanız bu sefer de , mesafe tanımaksızın attığı şut ile topu çemberde görmeniz kaçınılmaz. İkili oyunları iyi oynaması ve sahayı iyi görmesi de yine fark yaratan özelliklerinden. Savunmada elit bir oyuncu olduğu söylenemez ancak çok kötü bir savunmacı da değil. E bu kadar iyi özelliğine rağmen 3 maç sonunda hala takımın lideri görüntüsünü veremedi. Olur da bizim maçta bu göreve soyunursa dikkatli olmak lazım.

 

Takımın kısa rotasyonuna diğer ilaveler Beaubois ve Micic. Micic , Tofaş’a kadar düşen kariyerini geçen sene Zalgiris’de olması gereken yere nihayet çıkardı. Artık genç oyuncu statüsünden çıktı ve bu seviyelerin oyuncusu olduğunu bu sene kanıtlamak zorunda. Potansiyeli fazlasıyla var ve sezona da çok iyi başladı. Efes’in diğer iki transferine göre çok daha takım için oynayan bir guard Micic. Sahada herşeyi yapabilen oyunculardan. Genelde takımı oynatmak üzere bir oyun stratejisi içinde yer almasına rağmen gerektiğinde her türlü skor üretebilme yeteneğine de sahip. Çok istikrarlı bir şutu olmamasına rağmen %50 ortalamalarla şut kullanıyor. Önemli özelliklerinden biri de özellikle kendi fiziğinden daha zayıf bir pg ile eşleştiğinde sırtı dönük oyunları iyi oynuyor olması. Sıkıntısı istikrarsız olması. Bir maç tek başına galibiyeti getirirken diğer maç ortalarda olmayabiliyor. Beaubois ise gününde oldu mu tutulamayan skorerlerden. Eğer gününde ise ne yaparsanız yapın skor bulmasını engelleyemezsiniz.

 

Geçen seneki kadrodan kalan Simon’u daha yakından tanıyoruz. Hem oyunu yönlendirmede hem skor bulmada önemli bir silah. Yeni transferlerden Anderson ise son yıllarda dönüştüğü takım oyuncusu rolünü Efes’te de devam ettiriyor. 2-3-4 numaralı pozisyonların tamamında oynayabilen, hücumda çok yönlü oyunu ile rakibine göre farklı şekillerde skor bulabilen, savunmada da hiç geri adım atmayan bir oyuncu. Belki tek başına maçı almaz ama gerekli yerlerde gerekli katkıları verebilecek bir tamamlayıcı.

 

Moerman ve Motum ikilisi aslında benzer 4 numaralar. İkisinin de şutu var, ikisi de topla oynayabiliyor ve ikisinin de atletik özellikleri sınırlı. Boş bırakılmaya gelmeyen şut tehditleri var. Savunmada da hem birebir savunmalarda hem de takım savunmasında önemli oyuncular.

 

5 numarada ise Dunston’ın yanına Pleiss eklemesi yaptılar. Pleiss boyuna göre iyi bir şutör, ikili oyunlarda etkisiz perdelerine rağmen iyi devrilebilen, savunmada birebirde zayıf ancak blok tehdidi olan bir oyuncu. Bize çok problem yaratabileceğini düşünmüyorum ama Dunston her zaman hücum ribaundlarındaki etkinliği ile problem yaratacaktır. Ayrıca savunmada da önemli bir silah.

 

Takım olarak baktığımızda henüz takım savunmasını oturtmuş durumda değiller. Birebirde iyi savunmacıları olmasına rağmen henüz takım olarak savunma karakteri gösteremiyorlar. Maç başına 82,7 sayı yiyorlar. Savunmadaki pasifliklerini gösteren diğer bir rakam da , rakiplerini sadece 10,3 top kaybı yaptırıyor olmaları. Ayrıca 3 maç sonunda rakipleri ortalama 19 asist ile oynadıları ki yine bu rakam da savunma güçlerinin çok da iyi olmadığının bir diğer göstergesi.

 

Oynadıkları rakiplerin de etkisiyle ve aynı zamanda harekli oyuncular ve hızla dönen pas trafiği ile yüksek yüzdeyle hücum ediyorlar. Özellikle %48,3 üç sayı yüzdesiyle bu kategoride en iyi 2.takım durumundalar. Maç başına 20,3 asist ortalaması ile topu ne kadar paylaştıklarını ve boş adamı bulmaya özen gösterdiklerini söyleyebiliriz.

 

Fenerbahçe’de ise Tyler Ennis’in sakatlığı ile zaten çok geniş olmayan kısa rotasyonu iyice sekteye uğradı. Sezon başından beri takımın lideri ve en formda oyuncusu konumundaki Sloukas’ın yükü iyice artmış durumda. Ancak bir taraftan da çok da sert olmayan savunmalara karşı topu kolay çevirip set oyunları ile pozisyon yaratabilen bir takım Fenerbahçe. Özellikle iki sayılık atışlarda yakaladıkları %64,2 lik oran ile en iyi ikinci takım durumunda. Maç başına 90,7 sayı atan Fenerbahçe en skorer ikinci takımken, yediği 73,3 sayı ile de en iyi ikinci savunma takımı olarak görünüyor. Efes eğer bu maçın özelinde ekstra bir savunma seviyesine çıkmaz ise Fenerbahçe’yi çok zorlayacak bir durumda değil.

 

Oyuncu bazında karşılaştırmada ise , uzun rotasyonundaki geniş kadrosu ile Fenerbahçe avantajlı. Ancak bu maç kısaların maçı olacaktır. Kısa eşleşmelerinde hangi takım üstünlük sağlarsa o takım galibiyete bir adım daha yakın olacaktır.

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir