Haftanın Takımı: AX ARMANI EXCHANGE OLIMPIA MILAN
Bu sezon Playoff yarışı içerisinde mutlaka kalmak isteyen Milano temsilcisi deplasmanda ilk iki haftanın flaş takımı Olympiacos’u yenerek bu yöndeki kararlılığını gösterdi. Kısa rotasyonunda Micov, James ve Nedovic ile toplam 61 sayı bulan Milan, uzunu Gudaitis’in etkili oyunuyla Pire’de farklı galip geldi.
Haftanın Oyuncusu: KOSTAS SLOUKAS (Fenerbahçe)
Haftanın Karması:
Kostas Sloukas (Fenerbahçe): Bu sezon üzerinde çok fazla yük taşıyacak olan Yunan oyun kurucu bu yükü kaldırabileceğini Kaunas deplasmanında gösterdi. Yaklaşık 38 dakika saha kalan Sloukas haftanın oyuncusu olurken maçı 20 sayı, 5 asist ve 2 ribaund istatistikleri ile bitirdi ve 25 verimlilik puanı elde etti.
Scottie Wilbekin (Maccabi Fox): Geçen sezonun Eurocup MVP’si Euroleague için de aynı ödüle göz kırpıyor. Buducnost deplasmanında korkulu rüya gören takımını 3. çeyrekte uyandıran Birleşik Amerikalı oyuncu attığı 28 sayının yanına 5 asist ve 4 ribaund eklerken maçı 30 verimlilik puanı ile bitirdi.
Rodrigue Beaubois (Anadolu Efes): 2 gün önce Zalgiris maçından 0 sayı ile çıkarak hakkındaki soru işaretlerini artıran Fransız oyuncu Rusya deplasmanında beklenmedik bir patlama yaptı ve galibiyete damga vurdu. 26 sayı kaydeden Beaubois 4 asist, 4 ribaund ve 30 verimlilik puanı ile haftanın karmasında yer bulan üçüncü guard oldu.
Ioannis Papapetrou (Panathinaikos Opap): Bu sezon yeni eklemeler yapan Panathinaikos’da en fazla verim veren transferin başında ezeli rakiplerinden aldığı Papapetrou geliyor. Atina ekibi Gran Canaria karşısında rahat galip gelirken Papapetrou 15 sayı, 7 ribaund, 2 top çalma ve 25 verimlilik puanı elde etti.
Ante Tomic (FC Barcelona Lassa): Barcelona’da fazla değişen bir şey yok. Kendi sahalarında Bayern Munich karşısında galip gelirken yine zorlandılar. Değişen tek şey ise Ante Tomic’in formu. Bu sezon eski günlerine dönme sinyali veren Hırvat uzun maçı 18 sayı, 5 ribaund, 5 asist ve 25 verimlilik puanı ile bitirdi.
4. Haftanın Maçı:
Anadolu Efes – Fenerbahçe: İstanbul derbisi aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Kupası’nın da rövanşı olacak. Bu sefer yabancı kısıtlaması yok. Nefes kesecek bir maç için imkanı olanlar Sinan Erdem’e diğerleri televizyon başına. 25 Ekim Perşembe TSİ 20:30
3. Hafta Maçları
REAL MADRID – KIROLBET BASKONIA VITORA- GASTEIZ: 97-79
Furkan ZENGİN
Real Madrid diğer rakiplerine nispeten daha yakından tanıdığı Baskonia’yı Sergio Llull’un harika performansı ile sürklase etti. Beş oyuncusundan çift haneli katkı alan Real’de Llull’e (23S, 4A) Causeur ( 11S, 5R, 5A ) ve Fernandez (14S, 4/5 üç sayı isabeti) eşlik etti.
Baskonia adına maçın en iyisi Patricio Garino’ydu dediğimiz zaman zaten maçı neden kaybettikleri ortaya çıkıyor. Bir öneceki hafta Milutinov tarafından adeta darmadağın edilen Baskonia pota altı, bu maçta da Real Madrid’e teslim oldu. Kısalarından istikrarlı katkı alma konusunda problem yaşayan Baskonia’da Poirier (8S, 2R) ve Shengelia (9S, 3R) beklenen katkının çok uzağındayken Garino’nun (12Ss, 5Rr) ve Huertas’ın (14S, 3A) performansları mağlubiyeti önlemeye yetmedi.
OLYMPIACOS PIREAUS – AX ARMANI EXCHANGE OLIMPIA MILAN: 75-99
Furkan ZENGİN
Euroelague’de sadece haftanın değil belki de sezonun en sürpriz sonuçlarından birine imza attı Olimpia Milan takımı. Olimpia Milan’ın sorunu her pozisyonda kaliteli oyuncuları olmasına karşın bunlardan istikrarlı şekilde iyi performans alamamaktı. Olympiacos deplasmanında takımın ana parçalarının hepsi kendilerinden beklenen katkıyı fazlasıyla verince sonuç bu oldu. Bir önceki maçın kayıpları Mike James (22S, 5A) ve Nedovic (26S, 4A) takımı sürüklerken, Gudaitis (11S) ve Micov (19S) da onlara ayak uydurdular. Pianigiani, Barış ve Dostluk Spor Salonu’nda kariyerinin en sansasyonel galibiyetlerinden birini alarak çıktı.
Olympiacos için söylenecek çok şey yok. Çarkın dişlileri işlemediği zaman takım halinde tıkanıyorlar. Bu dişlilerden en önemlisi halen daha Spanoulis ve onun -4 PIR ile bitirdiği bir maçı kazanmaları çok zor. Uzunlar Vezenkov (12S, 4R), Printezis (13S, 5R) ve Milutinovic (15S, 10R) elinden geleni yapsa da kısalardan bir katkı gelmeyince mağlubiyet kaçınılmaz oldu Olympiacos için.
PANATHINAIKOS OPAP – HERBALIFE GRAN CANARIA: 102-87
Okan BAYTIN
Deplasmanda alınan Bayern Munich mağlubiyeti ve Herbalife Gran Canaria ekibinin görece olarak zayıflığı (her ne kadar Salı günü FC Barcelona Lassa’yı yenmiş olsalar da) hem seyircinin maça ilgisini düşürdü, hem de Panathinaikos’un maça çok da konsantre başlamamasına neden oldu. Tüm bunların etkisiyle maçın 5:15 dakikasında alınan molaya 6-12 Gran Canaria önderliğinde girildi. Molanın ardından hücumda yine sayı bulmakta zorlanan ev sahibi ekip arka arkaya çaldığı iki top ve attıkları fast breaklerle rakibini bozmayı başardı ve bunun ardından çeyrek sonuna kadar 15-2’lik bir seri yakaladılar. Bundan sonra da pek arkalarına bakmadılar açıkcası.
Takımın lider oyuncusu Calathes’in bir türlü ritim tutturamamasına rağmen Lekavicius’un iyi oyununa, Papapetrou, Thomas ve Langford da dahil olunca tüm maçı sadece 3 üçlük isabetiyle (%25) tamamlayıp yine de 102 sayı bulmayı başardılar. Papapetrou 15 sayı, 7 ribaund ve 25 verimlilik puanı ile karşılaşmanın MVP’si olurken, Thomas 12 sayı, 7 ribaund, 2 asist, Lekavicius da 16 sayı, 2 ribaund ve 2 asist ile galibiyette pay sahibi oldular. Ev sahibi için en ilginç istatistik ilk 5 oyuncularının 37, benç oyuncularının ise 65 sayı atması idi . Konuk ekipte ise sadece 13 dk süre almasına rağmen tamamı üçlüklerden gelen 15 sayı atan Eriksson ve yine 15 sayı atan Evans’ın çabaları farklı mağlubiyeti önlemeye yetmedi.
FC BARCELONA LASSA – FC BAYERN MUNICH: 83-73
Okan BAYTIN
İlk iki haftayı mağlubiyetle kapatan Barcelona bu kez sahadan galibiyetle ayrılmayı başardı. İlk iki maçta pek ortada olmayan Singleton’ın ve iki maçtır iyi performans sergileyen Tomic’in katkılarıyla maçı 10 sayı farkla kazanmayı bildiler. Tabii Bayern Munich’in uzun rotasyonunda etkili bir oyuncusunun olmaması da bunu kolaylaştırdı. Tomic’in eski günlerdeki gibi 5 numaradan çokca oyun kurduğu bir maç izledik. Bir oyun kurucu yumuşaklığında ve zekâsında oyunu yönlendiren Tomic maçı 18 sayı, 5 ribaund ve 5 asist ile tamamladı. Singleton da büyük bölümü ikinci yarıda olan 15 sayı, 5 ribaund ile yavaş yavaş kendi performansına yaklaşıyor.
Bayern Munich’de ise Jovic’in çok kötü gününde olması, bir türlü maçın içine girememesi, bir de üstelik Koponen’in maçı 0 sayı ile tamamlaması zaten çok da alternatifli ve güçlü olmayan kadronun iyice zorlanmasına neden oldu. Kenardan gelip 16 sayı üreten Maodo Lo’nun ekstra katkısı mağlubiyeti önlemeye yetmedi.
KHIMKI – ANADOLU EFES: 84 – 85
Jacko NAMET
Efes bu maçı nasıl kazandı diye bakarsak cevabımızın mucize olması lazım. Son saniyede Koç’un çizdiği oyunu oynayamayıp maç kazanmak ancak bu kelime ile anlatılabilir. Maçın başında denk kuvvetlerin savaşı oldu, ikinci çeyrekle beraber Efes sazı eline aldı ve oynaması gereken oyunu oynadı. 3. çeyrekte farkı korumayı başaran Lacivert beyazlılar son çeyreğe 67-55 önde girdiler fakat ne oldu ise 4. çeyrekte birden yön değişti ve Khimki farkı kapatıp öne geçmeyi başardı. Koç Ataman’ın da söylediği gibi Rodrigue Beabois üzerine çizilen bir setin yanlış oynanması sonucu top Doğuş Balbay’ın elinde kalınca atılan bir şut ve son saniye kazanılan bir maç oldu Efes adına.
Efes tarafında Beaubois 26S, 4R, 4A ile 30 verimlilik puanı yakaladı ve maçın MVP’si olmayı başardı. Adrien Moerman’ın 12S, 9R’luk katıkısı ise maçın kilit adamı olmasını sağladı. Efes adına maçın kazanılmasına etki eden en önemli istatistik ise 10/22 yüzde ile attıkları 3 sayılık atışlardı. Khimki tarafında ise değişmeyen skorer Alexey Shved oldu yine. Shved 25S, 4R, 5A’lik performansı gösterse de maçın kazanılmasına yetmedi. Anthony Gill 15 sayı, Jordan Mickey ise 12 sayı ile destek vermeye çalıştılar ama kullandıkları 39 adet 3 sayılık atıştan sadece 14 isabet bulmaları onların hücum dengesizliğini gösterirken maçı kaybetmelerinin de ana sebebi oldu.
ZALGIRIS KAUNAS – FENERBAHÇE: 75 – 82
Jacko NAMET
Maçın yıldızı Koç Obradovic oldu dersek herhalde kimse itiraz etmeyecektir. Ben dahil birçok kişi 3 periyot boyunca Tyler Ennis’in neden oyuna girmediğini sorarken koç yine şapkadan tavşanı çıkartıp “basketbolu ben yöneteyim siz seyredin” mesajını çok daha net verdi. Koç Saras’ın bu bütçeyle kurduğu takıma oynattığı oyun gerçekten takdire şâyan ama karşısında Obra olunca o bile yetersiz kalıyor. Zalgiris maça iyi girdi ve değişmeli savunmayı sürekli delmeyi başardı. Maç boyu değişmeli savunmadan vazgeçmeyen Fenerbahçe son çeyrekte 3 kısa ile savunma dozunu arttırınca Zalgiris çaresiz kaldı. Obra’nın en büyük özelliği karşısındaki koça kendi planını kabul ettirmesi ve Cuma akşamı da aynı şey bir kez daha oldu.
Fenerbahçe tarafında 37,50 dk sahada kalan Kostas’ın 20S, 2R, 5A’lik performansı ve 25 verimlilik puanı müthiş bir istatistik olmasının yanında sahada sadece 11 dakika kalan Ennis’in 9 sayılık performansı da gayet etkileyici idi. Joffrey ve Melli’nin günlerinde olmamalarına, Ahmet’in de kadroda olmamasına rağmen Jan Vesely sahaya yüksek bir enerji koyarak galibiyet de pay sahibi oldu. Fenerbahçe adına en etkileyici sayılar 11/23 ile yakalanan %48’lik 3 sayı yüzdesi oldu. Zalgiris’te ise Nate Wolters, Kevin Pangos’un bıraktığı yerden devam ediyor adeta. 23S, 3R, 6A’lik performans ile 22 verimlilik yakaladı, yalnız bu defa Westerman’dan yeterli katkı gelmeyince tek başına maçı kazanamadı. Maçı kaybetmelerinin ana sebebi 18 top kaybı yapmaları oldu. Fenerbahçe gibi bir takımı yenmek 18 top kaybı ile mümkün değil.
CSKA MOSCOW – DARÜŞŞAFAKA TEKFEN: 79-75
Can SÖNMEZ
Ev sahibi bir çeyrek iyi oynayabildiği maçta galip ayrılmayı başardı 79-75. Darüşşafaka CSKA karşısında iyi bir basketbol oynamaya çalıştı. CSKA’nın nasıl olsa yenerim düşüncesi onlara az daha pahalıya patlıyordu. Bu düşünce dahilinde maça yumuşak başlayıp, karşılarında da beklemedikleri bir sertlikte Daçka bulunca uzun bir zaman maçı geride götürdüler. 3 sayı gerisinden isabetleri çok düşük kaldı, %19,2. Takım halinde sadece 81 PIR ürettiler. Topu paylaşmadılar, 12 asist yaptılar. Bu kötü istatistikler karşısında Daçka’yı yıkan verdikleri 19 hücum ribaundu ve CSKA’nın ikinci şans sayılarını engelleyememeleri oldu. 28. dakikadan sonraki 8 dakikalık bölümde tempo artıran CSKA bu dönemde bulduğu 9-0’lık seri ile maçın liderliğini aldı ve tecrübesiyle galibiyetini korudu. DeColo 10 sayı, Kurbanov 13 sayı ve 8 ribaund ile öne çıkarken, Eric 15 sayı, 11 ribaund ile başarılı bir maç çıkardı. Daçka adına bir diğer dikkat çeken isim rakip potaya 15 sayı bırakan Kidd oldu.
BUDUCNOST VOLI – MACCABI FOX: 68-78
Can SÖNMEZ
Buducnost yüksek enerjili ve yüksek yüzdeli oyununu galibiyet ile süsleyemedi 68-78. İki gün önceki sert geçen CSKA maçı Maccabi’nin maç başındaki enerjisini düşürmüştü. Buducnost kendi evinde dış şutlarda çok güvenli başladı. Sonrasında ise iki takım arasında Maccabi lehine olan bireysel beceri farkı maça etki etti. Kane’nin bitmeyen isteği, Wilbekin’in maçı domine etmesi ve son çeyrek savunması ile Maccabi kalite farkını ortaya koydu ve zorlandığı maçta galibiyete uzandı. Maccabi’nin 14 top kaybı yaptığı maçta Buducnost da 15 top kaybı yaptı. İki takım arasında farkı yaratan unsurlardan biri bu oldu. Maccabi rakibin top kayıplarını çok daha iyi kullandı ve daha fazla sayı buldu. Wilbekin 28 sayı, 4 ribaund, 5 asist ile çok iyi bir maç oynadı. Roll 12 sayı ile ona eşlik ederken, Kane 8, Tarık Black 6 ribaund aldı. Buducnost’ta Jackson 13 sayı ile en skorer oyuncu oldu. Omic (7) en fazla ribaund alan oyuncu idi.