2017-2018 THY Euroleague Final Four zamanı geldi. Fenerbahçe 4. defa üst üste bu platformda kendini gösterme şansı bulurken biz de Basketbolkeyfi Ekibi olarak bazı sorulara yanıtlar arayarak aynı zamanda takipçilerimizi de 4 takım hakkında bilgilendirmek istedik. 4 takımı 4 temel soru ile karşılaştırıp aşağıda verdiğimiz yanıtlar ile maçları seyredecek olan basketbolseverlere bir ışık tutmak istedik. Bu defa değişik bir şey yaptık yalnız. Yazarlarımızdan Jacko Namet yazı kısmını yazarken, Furkan Zengin bir podcast serisi ile işe biraz neşe katmaya çalıştı.
- Koçların kariyerlerine bakıldığında bazı koçlar çok tecrübeli diğerleri çok tecrübesiz gözüküyor. Peki koçları değerlendirirsek sizce en avantajlı takım kim ve neden?
Öncelikle koçlara bir göz atalım;
Fenerbahçe Doğuş ==> Zeljko Obradovic
CSKA Moscow ==> Dimitris Itoudis
Real Madrid ==> Pablo Laso
Zalgiris Kaunas ==> Sarunas Jasikevicius
Koçlar olarak hem Laso hem de Obradovic diğer koçlara göre çok daha tecrübeli, buralarda defalarca bulunmuş koçlar. CSKA koçu Itoudis de her ne kadar Final Four’da birçok defa boy göstermiş olsa bile henüz tecrübe konusunda yukarıda adı geçen iki koçun çok gerisinde. Jasikevicius ise ilk defa bu platforma çıkıyor ve tecrübenin çok önemli olduğu bu hafta sonunda kendini gösterme çabasında olacak.
Genel yapı olarak Itoudis ve Laso sakin kişilikleri ve sevecen tavırları ile oyuncularını motive etmeye çalışırlarken, Obradovic ve Jasikevicius hırslı ve sert tavırları ile takımlarını yönetmeye çalışan koçlar. Özellikle Jasikevicus ve Obradovic ’in takımları oyunu asla bırakmayan, skor ne olursa olsun kenar tarafında sürekli uyarılan ve setlere çok özen gösterilen koç takımları. Real Madrid ve CSKA ise yıldızların el üzerinde tutulduğu ve onların beraber oynarlarken gösterecekleri performansları en üst düzeye çekmeye çalışan takımlar. Bugüne kadar gerek Jasikevicus gerekse Obradovic rakiplerini şaşırtmak için pek çok denemeler yapmışlar ve genelde bunlarda başarılı olmuşlar fakat bu tip ani değişikliklere Laso da Itoudis de aynı hızda ve verimlilikte cevap veremiyorlar. Koç seviyesi olarak Obradovic ve diğerleri diye ayırabiliyor olsak da Laso tecrübesi ile, Jasikevicius hırsı ile, Itoudis ise sakinliği ile takımlarını bu noktaya taşımayı başardılar.
Hırslı iki koçun ve sakin iki koçun Final Four ilk ayağında karşılaşacak olması ise güzel bir tesadüf gibi gözüküyor.
Bakıldığı zaman en avantajlı takım Fenerbahçe Doğuş ve koç Obradovic olarak gözüküyor, en tecrübesiz koç olan Sarunas Jasikevicus ise bu alanda en dezavantajlı koç olarak gözüküyor.
- Basketbol Guardların oyunudur derler, bu 4 takım arasında guard rotasyonu hakkında görüşleriniz nelerdir?
Takımların Guard rotasyonlarına bir göz atalım
Fenerbahçe Doğuş
Kostas Sloukas
Brad Wanamaker
Bobby Dixon
CSKA Moscow
Nando De Colo
Sergio Rodriguez
Cory Higgins
Leo Westerman
Real Madrid
Luka Doncic
Sergio Llull
Facundo Campazzo
Zalgiris Kaunas
Kevin Pangos
Vasilije Micic
Beno Udrih
Yukarıda da görüldüğü gibi rotasyon olarak CSKA’nın bariz bir üstünlüğü var. Özellikle Rodriguez ve De Colo ’nun beraber oynadığı bölümlerde CSKA durdurulamaz bir hücum performansı sergiliyor.fakat aynı ikilinin savunma performansları aynı düzeyde değil. Savunma tarafında Fenerbahçe guardları ikili oyun savunmasında Wanamaker’ın gücü sayesinde başarılı bir performans sergiliyorlar. Aynı başarıyı Sloukas gösteremiyor olsa da onun ön alan baskısı diğer takımlarda pek yok. Real Madrid tarafında ise sakatlıktan aç dönen süperstar Llull ve bu sene NBA semalarına yolculuğa çıkacak olan genç yıldız Doncic ikilisi korkutucular. Öte yandan Doncic her ne kadar süperstar seviyesine hızlı bir çıkış yapmış olsa bile bu yüksek stres altında oynanacak maçlarda nasıl bir performans sergileyecek büyük bir soru işareti. Yetenekleri tartışılmaz olsa da yaşının henüz 19 olduğunu unutmamak lazım. Zalgiris tarafında ise muazzam bir sezon geçiren Pangos takımı aldı sırtına Final Four’a kadar getirdi, aynı performansına devam ederse peri masalını gerçekleştirebilir. Özellikle Fenerbahçe tarafında Sloukas’ın hücumda ikili oyun oynayabilme yeteneği ve boş bırakıldığında ceza şutlarını sokabilmesi çok önemli, diğer taraftan De Colo gibi bir hücum silahını takımlar nasıl durduracak diye kara kara düşünüyorlardır eminim. Zalgiris tarafında Micic ise bu sene ondan seneler evvel beklenen patlamaya yaklaşmış gözüküyor, adını çok duymamıza rağmen bu adamın sadece 24 yaşında olduğunu unutmamak lazım. Koçun elinde yeniden doğmuş gözüküyor. Real tarafında Campazzo’nun sezon içerisindeki hırslı oyunu ve özellikle savunması göz doldurdu, her ne kadar sezon sonunda bir sakatlık yaşamış olsa bile Final Four’da Real Madrid’in en çok ihtiyacı olan saha içi enerjiyi takıma katacağına şüphe yok.
Kâğıt üzerinde en iyi rotasyon CSKA’da gibi gözükse de bence en iyi rotasyon Real Madrid’ de ve yarı finalin ilk ayağı bundan dolayı çok keyifli olacaktır. Diğer tarafta ise Pangos-Sloukas kapışmasını izlemek de gayet keyifli olacak.
- Hücum maç kazandırır, savunma kupa. Peki bu söz 2018 F4 için geçerli mi sizce?
Bence kesin doğru ve bunun en iyi kanıtı da Fenerbahçe Doğuş. Obradovic’in gelmesi ile beraber takım savunmasını bu kadar geliştirmeleri ve ardından kupanın da geçen yıl gelmiş olması tesadüf olamaz. Şöyle bir takımların yıl içi istatistiklerine göz atalım;
İstatistik kağıdı gösteriyor ki Real Madrid ve CSKA atarak kazanıyor, Fenerbahçe ise savunarak. Ve yine tesadüf ki atan takımlar ile tutan takımlar yarı finalde karşılaşacak. Fenerbahçe bazen savunmasını o kadar yükseltiyor ki karşı takımda oynama zevki diye bir şey kalmıyor, sahada rakip oyuncular adeta “yine hücuma gidiyoruz yine atamayacağız” havasına giriyorlar, CSKA’da ise tam tersi savunan takım için geçerli, “bakalım bu sefer kim şapkadan tavşan çıkartacak” diye çok hücum seyrettik bu sene. Real tarafında harika çocuk Doncic’in ne zaman ne yapacağı hiç belli olmuyor ama bu yaşta bu soğukkanlı oyun ve Real Madrid direksiyonuna geçmek ve Final Four’daki 4 takım içinde en az top kaybı yapan takımın guardı olmak kolay iş değil ve bu yüzden saygıyı sonuna kadar hak ediyor. Zalgiris ise yukarıda da görüldüğü gibi 4 takım içinde en çok asist yapan takım, bu da gösteriyor ki buraya takım oyunu ile geldiler ve ilerlemek için takım oyununa ihtiyaçları var. Uzunların savunma ve hücum performanslarına değinmek gerekirse Real Madrid Walter Tavares’in gelmesi ile arka alanda savunmasını güçlendirdi fakat Tavares yavaş ayakları ile ikili oyun savunmasında çok aksıyor. Fenerbahçe geçen sene arka alandaki “kabus”u Epke Udoh’u kaybetmiş olmasına rağmen savunma gücünden pek bir şey kaybetmiş gözükmüyor, Jan Vesely’nin fedakâr oyununun bunda çok büyük rolü olduğunu söylemek lâzım. CSKA’nın zayıf karnı uzunları, Othello Hunter ve Kyle Hines’dan oluşan bu uzun rotasyonu zaman zaman iyi işler çıkartsa da çok güvenilir bir ikili değil, savunmada Kyle Hines müthiş bir güç olmasına rağmen hücumda boy dezavantajını hissetmesi kuvvetle muhtemel, Hunter ise her an faul yapacakmış görüntüsü ile güvenilmesi zor bir uzun. Zalgiris’te ise 34lük ihtiyar-genç Paulius Jankunas bu sezon harika performanslar sergiliyor. Bu yaşa kadar Final Four oynamak için bekleyen Jankunas hücumda gerektiğinde sahne alan, savunma da ise her zaman başrol oyuncu olan tipte bir oyuncu.
2 maç ve kupa sahibini buluyor Final Four organizasyonunda, yani bir takım eğer hücum performansı olarak gününde ise o gün o maçı alıp götürür ve bunun telafisi de olmaz. Ama maç içinde hikaye yazılırken benim fikrim işlerin her zaman savunma ile biteceği. Yani soruya cevabım SAVUNMA.
- Avrupa ve Dünya basketbolunda 3 sayılık atışlar çok öne çıktı, peki sizce bu seneki Final Four’a 3 sayılık atışlar damga vurabilir mi?
Bunu konuşmadan evvel istatistiklere göz atmak lâzım.
Yukarıdaki bilgilere bakılınca Real Madrid’in 3 sayılık atarak, Fenerbahçe’nin 3 sayılık yemeyerek, Zalgiris’in yüksek yüzdeli 3 sayılık atarak, CSKA’nın az atışa müsaade ederek başarılı olduğu görünüyor. Real Madrid tarafı tüm Euroleague’de en çok 3 sayılık atış kullanan takım yani onların hücumlarının en önemli yanı bu atışlar, hele ki sezonun sonuna kadar Sergio Llull olmadan oynamalarına rağmen, saçma 3 sayılık atışlara zorlamak onları yenmenin birinci kuralı gibi duruyor. Fenerbahçe’ye ise 3 sayılık atmak kolay iş değil rakiplerini zor atışlara mecbur bırakıp onları alt etmek istiyorlar. Zalgiris ise az ama öz atıyor. Onları yenmenin kuralı müsaade ettikleri çok fazla atışı başarılı bir şekilde kullanmak. CSKA ise yüzdeli atıyor ama yüzdeli de yiyor. Yüzdeli atmalarının da yemelerinin de sebebi ön alandaki De Colo, Rodriguez ikilisi.
Eşleşmeler göz önün alındığı vakit Real Madrid – CSKA eşleşmesi 3 sayılık yarışması gibi geçmeye aday tabii ki iyi atan kadar iyi atışa müsaade etmeyenin de kazanma şansı var. Ama burada Real Madrid bir adım önde.
Diğer eşleşmede ise Zalgiris’in kaliteli atışlar kullanmasını engellemek için koçlar savaş verirken, bir diğer savaşta Fenerbahçe’nin boş atışları yüzdeli sokması için verilecek. Burada Fenerbahçe hücumunun yükseliş trendi ibreyi onlara çeviriyor.
Evet sevgili okuyucular biz kendimizce fikirlerimizi beyan ettik, analizlerimizi yaptık. Şimdi herkese düşen arkamıza yaslanıp bu basketbol ziyafetinin keyfini çıkarmak.
Sevgiler,
***İstatistikler için https://basketball.realgm.com/ sitesi kullanılmıştır.