“The Greek God Of Basketball”
Rodos’tan Yeni Dünya’ya bir amaç uğruna gitmiş fakir bir ailenin çocuğu olarak 23 Temmuz 1957’de ABD’nin New Jersey eyaletinde dünyaya geldiği vakit herhalde kimse onun bütün bir ülkenin en büyük oyuncusu olacağını bilemezdi. Kolej kariyerine Seton Hall Universitesinde kariyeri boyunca olacağı gibi skorer oyununu gözler önüne sererek basketbol hayatına başladı. 1979 draftında 68. sıradan Boston Celtics tarafından seçildi fakat bir kontrat imzalamadı. Zamanın Boston yöneticisi ve efsanesi Red Auerbach “Hayatım boyunca yaptığım en büyük hata Galis ile kontrat imzalayıp elimde tutmamak oldu” diyerek günah çıkarmış olsa da belki de Avrupa’da bir Yunan ilâhı olmasında katkısının farkında değildi.
Ülkesine geri dönme kararı aldığında herkes onun Olympiakos ve Panathinakos takımlarından birisine gideceğini düşünmesine rağmen o, Aris takımını seçerek her zaman mücadeleye hazır olduğunun mesajını tüm dünyaya vermek ister gibiydi. Zaten sonradan alacağı “Iron Man” lâkabı da onun nasıl bir oyuncu olduğunu çok iyi anlatan bir tanımlama olmuştur. Aris kariyeri boyunca sezon ortalaması hiçbir zaman 30 sayının altına düşmedi. Evet yanlış okumuyorsunuz, sayı ortalaması 30’un altına düşmeyen bu sayı makinesi 1980-81 sezonunu 44 sayı ortalaması ile oynarken, 1983-84 sezonunu da 41.2 sayı ortalaması ile tamamlamayı başardı. Aris zamanın iyi takımlarından olsa da kadroları öyle çok kuvvetli değildi. Galis buna rağmen bu takımı Yunan liginin en büyük takımlarından biri hâline getirmeyi başardı. 1983’de ilk şampiyonluğu kazandılar ve daha sonra 1985-91 yılları arasında Yunan ligini domine eden Aris, Nikos Galis önderliğinde artık durdurulamıyordu. Hele ki 1985-91 arasında 7 üst üste şampiyonluğun 3 tanesinin mağlubiyet bile almadan kazanıldığını görünce içimizden “vay be”demekten kendimizi alamıyoruz.
Nikos sadece Aris ile değil Yunanistan Milli Takımı ile de büyük başarılara imza attı. Milli Takımda çıktığı 169 maçta sayı ortalaması yine 30 sayının üzerinde olan Galis’ in, 1987’de Milli Takım ile kazandığı EuroBasket kupasını hayatının en büyük olayı diye nitelendirmesine şaşırmamalı zira konu Yunan milli takımı olduğunda zamanın en iyi takımı olmamalarına rağmen aldıkları bu başarılar inanılmazdı. Zaten Yunanistan’da basketbol 1. spor oldu ise bunda Galis’in payı yadsınamaz derecede önemlidir. 1987 EuroBasket’deki en inanılmaz istatistiği ise maç başına 40:10 dk sahada kalması idi. Maçlar 40 dakika iken bu inanılmaz istatistik nerden çıktı diye soranlara şöyle açıklamak isterim. Grup maçlarının ilkinde Romanya karşısında 4 dakika kenarda oturan Galis, kalan tüm maçlarda 40 dakika ve finalde uzatma da dahil 45 dakika hiç oturmadan oynamıştır. Turnuva boyunca 37 sayı ortalaması yakalayan Galis’in bu inanılmaz istatistiğine bir daha ulaşabilen olur mu bilinmez. Kariyerinde 1 defa 60 sayı üzeri, 4 defa 50 sayı üzeri maçı olan Galis’in modern Yunan basketbolunda gördüğümüz Yunan guardların 1 numarası ve başlangıç noktası olduğu buradan bakınca daha da net görülmektedir. Zaten Yunan basketbolu Nikos Galis’i “Greek God of Basketball” “Basketbol’un Yunan Tanrısı” olarak niteleyerek hem kendi geçmişlerine gönderme yapıyor hem de Galis’i Tanrı seviyesine çıkartıyorlarken görmek bugün Yunanistan’da basketbolseverler için çok normal bir şey. 1987 şampiyonluğunun ne kadar önemli olduğunu anlamak için rakiplere ve kadrolarına şöyle bir göz atmak yeterli olacaktır.
Yunanistan İspanya
Rusya İtalya
Yugoslavya
Aris’de geçen seneler ardından 1992’de Panathinakos’a transfer olup tüm Yunanistan’ı şaşkınlık içerisinde bırakan Nikos Galis 1994 yılında kulübü Euroleauge Final 4’a sokmayı başararak modern Panathinakos takımının temellerini atılmasında çok faydalı olmuştur. Basketbolu bırakışı da kendi egosuna yakışır bir şekilde olmuştur, 18 Ekim 1994’te Panathinaikos, Yunanistan Ligi’nde Ambolekipi takımına karşı oynarken zamanın Panathinaikos koçu Kostas Politis onu oyuna ilk 5 başlatmayınca sahayı terk etmiş ve bir daha resmi maç için parkeye çıkmamıştır.
Günümüzün en önemli Yunan basketbol yıldızı olan Giannis Antetokounmpo ise aşağıda görülen tweetde olduğu gibi “Umarım bir gün senin yanında olabilir ve adımı senin yanında görebilirim” diyerek Galis’e SAYGIlarını sunuyor.
Dmitris Diamantidis onun için “Nick Galis dün, bugün ve sonsuza kadar ÖZEL bir oyuncu olarak kalacak” derken; bir başka Yunan efsanesi Vasilis Spanoulis onu Michael Jordan’ın lakabı olan “GOAT” ile adlandırıp onun için “Daha başka ne diyebilirim ki” diyordu. Hâttâ gerçek “GOAT” Michael Jordan bile Hall Of Famer seçildiğinde Galis için “O artık sadece bir Yunan Basketbol Tanrısı değil aynı zamanda bir Hall Of Famer, ve bunu herkesten çok hakediyor” demişti.
Hall Of Fame ödül töreninde yaptığı konuşma
Galis durdurulamaz bir sayı makinesi idi. 3 sayılık atışın olmadığı dönemden hayatımıza 3 sayılık atışın girdiği döneme kadar hâttâ daha sonralarında bile Avrupa basketbolunda böyle ortalamalar yakalamış oyuncu olmadı, sanırım bundan sonra da olması kolay iş değil.
Kariyerinde kazandığı başarıları aşağıda sıraladım;
8 Yunanistan Ligi Şampiyonluğu (1983, 1985–1991)
7× Yunanistan Kupası (1985, 1987–1990, 1992, 1993)
5× Yunanistan Ligi MVP (1988–1992)
5x Yunanistan Ligi Finaller MVP (1987–1991)
FIBA EuroBasket MVP (1987)
11× Yunanistan Ligi En Skorer Oyuncu (1981–1991)
8× Euroleague En Skorer Oyuncu (1986–1992, 1994)
4× Yunanistan Ligi Asist Lideri (1991–1994)
Euroleague’e katılmış En Büyük 50 oyuncu (2008)
FIBA’nın En İyi 50 Oyuncusu (1991)
6 numaralı forması emekli edildi (2013)
Euroscar ödülü (1987)
Mr. Europa ödülü (1987)
Yılın En İyi Akdenizli Oyuncusu (1987)
Seton Hall Athletic Hall of Fame (1991)
Sevgiler,