Önce kişisel bir anı. Fakülte yılları. 3 Ekim 1991 akşamı tarihi Spor ve Sergi Sarayı’ndayız. Fenerbahçemizin uzun yıllardır beklediği şampiyonluk nihayet önceki sezon gelmiş. Artık o zamanki adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası’na katılıyoruz. Gruplar öncesi eleme maçının ilk ayağı oynanacak. Sıkıntılıyız, ilk beşte Can “Altobelli” Sonat sakat yerine Cenk Renda oynayacak. Karşıda tam bir dev var: Barcelona. O yıllar Efes Pilsen – Aydın Örs – Naumoski üçlüsünün eli kulağında ama henüz bir araya gelmemişler. O yüzden tur atlamak gibi bir hayal kurmuyoruz. Ama hiç olmazsa bu dev takım karşısında kendi sahamızda olsun rakibi biraz zorlayabilir miyiz? Nitekim Fenerbahçe bizi yanıltmıyor. Spor Sergi’nin yetersiz ışıkları altında Barcelona’ya son ana kadar direniyoruz. Yenildik ama ezilmedik durumları 73-79 mağlubuz. Eve mutlu dönüyoruz. O akşam mutluluğumuzun bir sebebi daha var. Büyük koç Bozidar Maljkovic’i ayrı bir yere not ederek dev oyuncuları çıplak gözle izlemenin mutluluğu. O yıllar Avrupa basketbolunda bugünkü kadar rotasyon yoktu. Bu sebeple takımların ilk beşleri çok önemliydi. Barcelona’da gerçekten muhteşem bir beş vardı. Oyun kurucu Solozabal Avrupa’nın sayılı bir numaralarındandı. Yanında oynayan şutör guard Montero milli takım rotasyonunda çok önemli bir oyuncuydu. İki yabancı hakkı ise iki dev isme kullanılmıştı: Her ikisi de eski NBA oyuncuları olan Ben Coleman ve Jose Ortiz. Ama ille de San Epifanio. O sırada 32 yaşındaydı ve böyle müthiş bir oyuncuyu kariyerinin sonunda yakaladığımız için sevinçliydik.
Juan Antonio San Epifanio Ruiz 12 Haziran 1959’da Zaragoza’da doğdu. Ağabeyi Herminio ile beraber basketbola başladı. 1974’de ağabeyi Barcelona kulübünden bir teklif aldı. Herminio Barcelona kulübüne küçük kardeşi Epi’nin de gelmesini şart koşunca iki kardeş Barcelona’nın yolunu tuttu. Böyle durumlarda hep aynı şey olur; boynuz kulağı geçer. Nitekim küçük Epi ağabeyini kısa zamanda solladı ve 1977 yılında 18 yaşındayken Barcelona A takımına yükseldi. Epi’nin A takıma yükseldiği yıldan bir yıl önce oyun kurucu Ignacio Solozabal da A takıma yükselmişti. O yıllar iki yabancı kuralının sıkı sıkıya uygulandığı zamanlardı. Dolayısıyla erken yaşta yakalayabileceğin yerli bir yıldız oyuncu büyük önem taşıyordu. Barcelona kulübü 70’lerin sonunda bu şekilde iki oyuncu birden yakaladı. İşte 1991 yılının bir Ekim akşamı Spor ve Sergi Sarayı’nda seyrettiğimiz bu iki büyük yıldızın 80’li yıllarda İspanya ligi ve İspanya Milli Takımı’na damga vurma hikayesi böyle başladı.
80’li yıllar NBA’de kısa forvetlerin yani 3 numaraların yıllarıdır. Birçok takımın ya en iyi oyuncusu ya da en skoreri 3 numaraydı. Larry Bird, James Worthy, Dominique Wilkins, Alex English, Bernard King, Adrian Dantley, Kelly Tripucka, Kiki Vandeweghe bu oyuncuların ilk akla gelenleri. Aslında kısa forvetin bir tanımı da yoktu. Genelde diğer dört pozisyon tanımlanır, kısa forvet de takımdaki bu dört pozisyondan geriye kalan oyuncuya denirdi. Bu tanımın bir diğer anlamı, kısa forvetin diğer pozisyonlardaki oyuncuların bir bileşimi ya da adeta bir tutkal gibi takım beşini birbirine bağlayan bir bileşeni olmasıdır. İşte NBA’deki bu tanımın Avrupa’ya yansıması mutlaka olacaktı. Avrupa basketbolundaki modern kısa forvet 2.01’lik San Epifanio ile vücut buldu.
Birçok yıldız gibi San Epifanio’nun kariyerini de kulüp ve milli takım kariyerleri olarak ikiye ayırabiliriz. Epi’nin kulüp kariyeri tek bir isimden ibaret: Barcelona. Genç takımdan gelip ilk kez 1977 yılında giydiği Barcelona formasını 18 yıl sonra 1995 yılında basketbolu bıraktığında çıkardı. Başka hiçbir kulübün formasını giymedi. San Epifanio Barcelona formasını giymeden önce İspanya Ligi’nde oynanan 21 sezonun 19’unu ezeli rakip Real Madrid kazanmıştı. Barcelona’nın sadece tek şampiyonluğu vardı. Taraftarların taktığı isimle “Süper Epi” bordo-lacivert formayı sırtında taşıdığı sürede ise tam 7 İspanya Ligi şampiyonluğu yaşadı. Özellikle seksenlerin ikinci yarısında efsane koç Reneses yönetiminde üst üste 4 sezonluk şampiyonluk dizisini hiçbir Barça taraftarı unutamaz. Bu arada, San Epifanio’nun kariyerine 10 kez de Kral Kupası şampiyonluğu eklediğini belirtmeden geçmeyelim. Epi Barcelona formasıyla İspanya Ligi’nde 422 maça çıktı ve bu maçlarda 16,7 sayı ortalaması elde etti. Halen ligde bir maçta atılan en fazla sayı kendisine aittir (54 sayı, 18 Şubat 1984 FC Barcelona – Joventut Massana maçı).
San Epifanio’nun Avrupa kupalarında da kayda değer başarıları oldu. Şampiyon Kulüpler Kupası’nı hiçbir zaman kazanamadı ancak tam üç kez bu kupanın finaline çıktı. İlk finali 1984 yılında İtalyan takımı Banco Di Roma Virtus karşısındaydı. San Epifanio elinden geleni yapıp 31 sayı ve 5 asist ile oynamasına rağmen Barcelona devredeki 10 farklı üstünlüğünü koruyamayıp kupayı kaybetti. İkinci final 1990 yılında oldu. Artık final-four devirleri başlamıştı. Barcelona F4’ün ilk ayağında zamanın güçlü takımlarından Aris’i Epi’nin 24 sayısıyla rahat geçti. Finalde ise Kukoçlu, Radjalı, Perasoviçli Jugoplastika karşısında epey direnmelerine rağmen kaybettiler. Ertesi sezon ise Barcelona için bir rövanş fırsatı doğdu. F4’ün ilk ayağında San Epifanio’nun 18 sayısı ile Maccabi karşısında galip geldiler. Finalde karşılarında yine aynı rakip vardı ancak isimleri değişmişti. Barcelona yine şampiyonluk için asıldı ama kupa POP 84’ün oldu.
Bu şanssız finallere rağmen San Epifanio’nun kariyerinde kazandığı Avrupa kupaları var. 1985’de Saporta Kupası (eski Kupa Galipleri Kupası) finalinde Sabonis, Kurtiniatis, Chomicius gibi oyuncuların oynadığı Zalgiris karşısında Barcelona San Epifanio’nun 18 sayı attığı maçta rakibini yenerek kupaya uzandı. Ertesi sezon Barcelona yine aynı kupanın finalindeydi. Karşısında Magnifico ve Costalı zamanın en güçlü İtalyan takımlarından Scavolini Pesaro vardı. Epi’nin rakip potaya 20 sayı gönderdiği maçı Barcelona kazanarak kupaya bir kez daha uzandı. 1987’de ise Barcelona’yı bu kez Koraç Kupası finalinde görüyoruz. 1984 yılında kaybettikleri Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalini de göz önüne alırsak takım üst üste dördüncü kez Avrupa’da kupa finali oynuyordu. Rakip Fransız takımı Limoges’du. Çift maçlı oynanan finalde Barcelona her iki maçta da rakibini yenerken Süper Epi ilk maçta 24 rövanşta ise 29 sayıyı rakip potaya gönderiyor ve kupaya damgasını basıyordu. Her iki maçta toplam bulduğu 10/17 üç sayı isabeti de San Epifanio’nun ne kadar müthiş bir şutör olduğunu kanıtlayan bir istatistik oluyordu. Bu devirde Barcelona’nın elde ettiği başarılardan biri de 1985 Kulüpler Dünya Kupası’nda aldığı şampiyonluk idi. Final maçında Barcelona Brezilya temsilcisi CA Monte Libano’yu 93-89 ile geçerken sahanın yıldızı 39 sayı atan San Epifanio’ydu.
Juan Antonio San Epifanio Barcelona’da kısa zamanda yıldızı parladıktan sonra İspanya Milli Takımı’nın da değişmez oyuncusu oldu. Bu formayı tam 239 kez giydi ve çok uzun bir süre ülkesinin en çok milli olan basketbolcusu unvanını taşıdı. Yakın bir zamanda bu unvanını bir başka Barcelona efsanesi Juan Carlos Navarro’ya bıraktı. San Epifanio milli formayı ilk kez 1979 Avrupa Şampiyonası’nda giydi. İspanya’nın 6. olduğu bu turnuvada hemen skorer kimliğini gösterdi ve 17. sayı ortalaması ile oynadı. Ertesi yıl 1980 Moskova Olimpiyat elemelerinde sayı ortalamasını 19.3’e çıkararak İspanya’nın Olimpiyat oyunlarına katılmasını sağladı. Olimpiyatlar Oyunlarında ev sahibi SSCB ile bronz madalya maçı oynamalarına karşın yenilerek 4. oldular. Epi’nin olimpiyat oyunlarında sayı ortalaması 17.5 oldu. 1981 Avrupa Şampiyonası’da İspanya yine 4. olurken San Epifanio 17.4 sayı ortalaması ile milli takımdaki yerini iyice sağlamlaştırdı. 1982 yılında Dünya Şampiyonası’nda İspanya yarı final oynarken bir kez daha dördüncülük ile yetindi. Epi milli takımı iyice sırtlamaya başlamıştı. Bu sefer sayı ortalaması 18.1 oldu. 1983 Avrupa Şampiyonası’nda İspanya bir kez daha yarı finale çıktı. Yarı finalde çok güçlü Sovyetler Birliği’ni 95-94 yenerek şeytanın bacağını kırdı. Sahanın yıldızı Sovyet potasına 27 sayı gönderen San Epifanio idi. Finalde Epi 21 sayı ile elinden geleni yapmasına rağmen kazanan İtalya oldu. Süper Epi 1984 olimpiyat elemelerinde de fırtına gibi esti ve 23.4 sayı ortalaması ile İspanya’nın Los Angeles Olimpiyat Oyunlarına gitmesini sağladı. Los Angeles’da İspanya yarı finalde güçlü Yugoslavya’yı geçerek finale çıktı ancak finalde karşılarında Michael Jordan adında bir kolej oyuncusunu barındıran ev sahibi ABD’ye boyun eğdiler. San Epifanio 1984 olimpiyatlarını 18.6 sayı ortalaması ile tamamladı. Bundan sonra 1989 Avrupa Şampiyonası’na kadar olan bütün büyük turnuvalarda İspanya çok önemli bir başarı elde edememesine rağmen San Epifanio skorer oyunu ile milli takımı sürüklemeye devam etti. Daha sonra iyi bir görev adamına evrildi ve bu kimliğini de son kez milli takım formasını giydiği 1995 Avrupa Şampiyonası’na kadar başarıyla devam ettirdi.
Juan Antonio San Epifanio modern basketbolun Avrupa kıtasındaki ilk önemli temsilcilerindendi. Kariyerine üç sayı devrinden önce başlamasına rağmen seksenler ile beraber basketbola gelen bu yeniliğin önemini hemen kavradı ve kıtanın ilk elit şutörlerinden biri oldu. Oynadığı ülke basketbolunun son derece tempolu ve hızlı bir ekole sahip olması onu daha da önemli bir parça haline getirdi. Avrupa basketboluna da silinemez bir iz bıraktı.
HAKAN ÜNSEVEN’İN KALEMİNDEN.