İz bırakanlar yazı dizimizin ilk konuğu Mirza Delibašić’i Furkan Zengin’in kaleminden okuyoruz .
8 Aralık 2011 tarihi, Bosna için gelmiş geçmiş en iyi basketbolcularından biri olan Mirza Delibašić’in (Delibaşiç) öldüğü gündür. 9 Ocak 1945’de Tuzla’da doğan bu büyük basketbolcuyu biraz daha yakından tanımak isterken kendimi bu yazıyı hazırlarken buldum.
O zamanki Yugoslavya’nın, şimdi ise Bosna Hersek Federasyonu’nun sınırları içerisinde kalan Tuzla şehrinde doğan Mirza’nın spor kariyeri aslında 14 yaşında tenis şampiyonu olmasıyla başlıyor. O sene şehrinin takımı olan FREEDOM’da başlayan kariyeri, onu iki sene sonra Yugoslavya basketbolunun efsanesi yapan yere Sarajevo’ya KK BOSNA takımına taşıyacaktı. Mirza, KK BOSNA adına yaklaşık 700 maçta forma giyerken 14,000 üzeri sayı atarak kulüp tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
Kindje (Kince) lakaplı basketbolcunun kariyeri başarılarla dolu. KK BOSNA takımıyla 1977-78 ve 79 -80 sezonlarında Yugoslavya şampiyonluğu yaşayan Kindje’nin asıl büyük başarısı ise 1979 yılında KK Bosna’yı Euroleague (o zamanlar Şampiyon Kulüpler Kupası) zirvesine taşımak oldu.
Mirza önderliğindeki KK BOSNA, bir önceki sezon Banja Luka (Banya Luka) şehrinde oynanan Korać kupası finalini KK Partizan’a kaybetti. O sene aynı Partizan’ı geride bırakıp Yugoslavya şampiyonluğunu kazanarak, bir sonraki sene Euroleague’de oynamaya hak kazandı.
Euroleague diyoruz ama o zamanki adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası aslında. 1979 senesi finalinde Emerson Varese ile karşılaşıyor KK Bosna. Kadroda kimler yok ki. Başta Nihad İzić (Nihat İziç). Tanjevic o zaman da KK Bosna’nın başında. Onun yardımcılığını yapan, şu an Avrupa’nın sayılı antrenörlerinden biri olan Svetislav Pešić (Svetislav Peşiç), yine İtalyan basketbol efsanesi olan Dino Meneghin. Tam kadrolar aşağıdaki fotoğrafta mevcut.
Çekişmeli geçen maçı KK Bosna 96-93 kazanarak adını en büyüklerin arasına yazdırmayı başarıyor. Maçın en skorer ismi aynı zamanda kulüp tarihinde de hem forma giyme sayısı (500), hem de toplam sayı olarak (10,000 ) Mirza’dan sonra ikinci sırada gelen Žarko Varajić (Jarko Varayiç) (45) oluyor. Mirza’nın 30 sayısını da üstüne koyduğumuz zaman kalan 21 sayı takımın diğer dört oyuncusu arasında paylaşılıyor.
Kulüp kariyerindeki başarıları Milli Takım’da da sürdürmek Mirza için çok zor olmuyor çünkü onunla birlikte Yugoslavya’nın diğer iyi basketbolcularının toplandığı milli takım tam bir madalya avcısı konumunda o dönemde. 1975 yılında Belgrad’da Yugoslavya altına uzanırken bu Mirza’nın ilk madalyası oluyor. Aynı sene içerisinde ikinci altın madalya ise Cezayir’de yapılan Akdeniz Oyunları’ndan geliyor. 1976 Montreal Olimpiyatları’nda Mitch Kuptchaklı ABD’ye yenilmekten kurtulamayıp gümüş madalya ile yetiniyor Yugoslavya.
1977 yılında Belçika’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Yugoslavya ünvanını korurken Mirza koleksiyona yeni bir altın daha ekliyor. Koleksiyonuna bir de Dünya Şampiyonası altını eklemesi için bir yıl beklemek zorunda kalan Mirza, bu hedefine de 1978 yılında Filipinler’de yapılan şampiyonada ulaşıyor. Artık koleksiyonda tek eksik olan bir olimpiyat altını ve bunun için de önünde tek hedef 1980 Moskova Olimpiyatları. 1980 Olimpiyat oyunlarına gelene kadar bir bronz madalya daha Avrupa Şampiyonası’ndan bir altın da Akdeniz Oyunları’ndan kazanıyor.
1980 Moskova Olimpiyatları biraz sıkıntılı bir organizasyon oluyor. Soğuk Savaş’ın en zor zamanlarında denk gelen bu oyunlarda ABD ve ona eklenen 64 ülke daha olimpiyat oyunlarını boykot ediyor. Nitekim Sovyetler bu boykota 4 sene sonra Los Angeles Olimpiyatlarına katılmayarak cevap verecekti. Bu şartlar altında Yugoslavya milli takımı tarihindeki ilk ve tek olimpiyat altınını, finalde İtalya’yı devirerek kazandı. 86-77 biten maçta Mirza 40 dakika sahada kalırken , 20 sayı ile takımın en skorer ikinci ismi oluyordu. Takımın en skorer ismi olan Dragan Kićanović( Dragan Kiçanoviç) ise çok özel bir isim. Bugün tüm Avrupa’nın antrenörlüğünü takdir ettiği Željko Obradović’in (Jelko Obradoviç) basketbola tüm enerjisini vermesine sebep olmuş hâttâ ona ilham vermiş kişi desek yanlış olmaz.
Yugoslavya milli takımının bir sonraki olimpiyat altınına en çok yaklaştıkları zaman 1988 Seul Olimpiyatları olacaktı. O zaman nispeten daha genç ve deneyimsiz olan kadro, Sabonisli, Kurtiniatisli Sovyetler Birliği’ne direnemediği için gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldı. Aynı kadro eğer savaş olmasaydı 1992’de Dream Team’e karşı ne yapardı acaba sorusunun cevabı ise hâlâ aranmakta.
Mirza 1980’de transfer olduğu Real Madrid’de sadece iki sezon oynamış olmasına rağmen kulüp tarihinde iz bırakan oyunculardan biri olmuştur.1983 yılında geçirdiği rahatsızlık sonucu ise basketbolu bırakmak zorunda kalmıştır.
Savaş asla iyilik getirmez. Bosna Savaşı da acıdan başka bir şey getirmedi o coğrafyaya. 1993 yılında yapılan Avrupa Şampiyonası’na katılan Bosna Hersek Milli takımının başında Mirza vardı. Ülke tarihinin en büyük başarısı olan sekizincilik de o sene geldi. O milli takımın içerisinde daha sonra Türkiye’ye gelen ve halen ülkemizde olan Adis Bećiragić ya da bizde bilinen isimi ile Aziz Bekir de vardı. Dağılan Yugoslavya ülkelerinden Hırvatistan o şampiyonada 3. olurken Slovenya ise 14. olmuştu. O zamanki adıyla Yeni Yugoslavya olan Sırbistan ise uluslararası müsabakalardan aldığı men cezası nedeniyle turnuvaya katılamamıştı.
Bosna Mirza’yı ve onun başarılarını asla unutmadı. 2005 yılından beri onun adına her sene Skenderija’da basketbol turnuvası düzenleniyor. Tanjević Fenerbahçe Ülker’in başındayken her sene takımı bu turnuvaya götürüyordu. Yine Mirza ve en yakın arkadaşı olan Davorin Popović’in heykeli 2002 yılında FIS’deki parkta açıldı.
1983 yılında geçirdiği beyin kanamasının ardından sağlık problemleri ile geçen bir hayatı oldu. 2001 yılında 47 yaşındayken vefat etti. Cenazesine binlerce Bosnalı katıldı.
Bence Avrupa Basketbolu’na gelmiş en büyük yeteneklerden biri olan Mirza Delibašić’i sizlere anlatmaya çalıştım. Umarım Mirza Delibašić ismi size sadece takımlarımızın katıldığı bir hazırlık turnuvasını ifade etmiyordur artık.