14.HAFTA
HAFTANIN TAKIMI: MACCABI FOX TEL AVIV
Son iki sezondur adeta sürünen İsrail ekibi bu sezon NBA’den dönen Fenerbahçe’nin eski çalıştırıcısı Neven Spahija ile önemli bir atılım yaptı. İlk etapta salonları Menora Mivtachim Arena’yı tekrar zor bir deplasman yapan Spahija ve oyuncuları, bunun semeresini Fenerbahçe karşısında sezonun en güzel maçlarından birini oynayarak aldı.
HAFTANIN OYUNCUSU: TORNIKE SHENGELIA (Baskonia Vitoria Gasteiz)
HAFTANIN BEŞİ:
PIERRE JACKSON (Maccabi Fox Tel Aviv): Obradovic’in Fenerbahçe’deki ilk sezonunun sezon ortası transferi idi Pierre Jackson. Nitekim olmadı. Daha sonra bir iki takım dolaşma, ardından kısa bir NBA deneyimi ve Maccabi’nin sezon başından itibaren ona şans vermesi kaderini değiştirdi. Özellikle Tel Aviv’deki maçlarda seyirci ile hava yakalayıp etkili olan Jackson, zorlu Fenerbahçe maçının en etkili isimlerindendi. 20 sayı, 5 asist, 4 ribaund, 2 top çalma ve 22 verimlilik puanı.
VASSILIS SPANOULIS (Olympiacos Piraeus): Spanoulis’in Efes karşısında elde ettiği 12 sayı, 4 ribaund ve 4 asist istatistiği aslında sıradan değerler. Bunun yanında 5 de top kaybı var. Sıradışı olan ise daha iki gün önce lig liderine karşı oynarken maç topunu sokan 35 yaşında atletik yetenekleri gayet sınırlı bu oyuncunun aynı şeyi iki gün sonra da tekrarlaması. Evet Spanoulis bunu hep yapıyor, her defasında bir kez daha şaşırıyoruz.
CORY HIGGINS (CSKA Moscow): Önceki sezon Gaziantep üzerinden direkt uçuşla Moskova’ya giden Higgins, kendisine güvenenleri yanıltmamıştı. Bu sezon Aaron Jackson’ın ayrılması, yeni transfer Westermann’ın sakatlığı rolünü daha da arttırırken bunun altından kalkmasını bildi. CSKA, Khimki önünde Olympiacos maçının yaralarını sararken sahanın en iyisi Cory Higgins idi: 26 sayı, 3 ribaund, 2 asist ve sezonun en yüksek değeri olan 31 verimlilik puanı.
TORNIKE SHENGELIA (Baskonia Vitoria Gasteiz): Geçen sezonki performansını da göz önüne alırsak Gürcü oyuncu için artık bir Euroleague yıldızı diyebiliriz. Takımı Barcelona önünde farklı öne geçip yakalansa da Shengelia oyununun yanı sıra hırsı ile de maçın kazanılmasında önemli rol oynadı. Higgins gibi o da sezonun en yüksek verimlilik puanına (31) ulaşırken yanına 24 sayı, 6 ribaund, 2 asist, 2 top çalma, 2 blok ve 4/6 üç sayı isabetini ekleyip haftanın oyuncusu oldu.
TREY THOMPKINS (Real Madrid): Duble haftanın iki maçını birden değerlendirsek sanırız Thompkins haftanın oyuncusu olur. Double/double istatistiği ile oynadığı Valencia maçından iki gün sonra kritik Brose deplasmanını da 20 sayı, 5 ribaund, 3/4 üç sayı isabeti ve 22 verimlilik puanı ile bitirdi.
15.HAFTANIN MAÇI
FENERBAHÇE DOĞUŞ İSTANBUL – REAL MADRID: 2017 Final Four’unun ilk ayağının rövanşı denebilecek bir maç. Maccabi önünde ağır bir mağlubiyet alan Fenerbahçe ile sakatlıklara rağmen son iki maç form tutan Real Madrid. Mağlubiyet iki takımın da canını sıkacak. Obradovic yönetiminde İstanbul’da oynanan 5 maçın tamamını kazanan Fenerbahçe seriyi 6 maça çıkarmak isteyecek. 28 Aralık Perşembe TSİ 20:45
- HAFTA MAÇLARI
CRVENA ZVEZDA MTS BELGRADE – PANATHINAIKOS SUPERFOODS ATHENS: 63-69
Calathes’den yoksun çıktığı maçta Panathinaikos 15 top kaybı yapmasına rağmen galip gelmeyi başardı. Üçüncü çeyrekteki iyi oyunuyla konuk ekip üstünlüğü ele aldı. 22-25. dakikalar arası yakaladığı 11-0 lık seri deplasman takımının son çeyreğe önde girmesini sağladı. Kızılyıldız son çeyrekte savunmasını sertleştirip geri gelmeye çalışsa da kaybetmekten kurtulamadı. Gist ve Denmon’dan 16 sayı bulan Yunan ekip, Singleton ve Gist başta olmak üzere toplam 36 ribaund aldı. Calathes yokken asist top kaybı 15/15 oldu ancak ev sahibi Feldeine’den bulduğu 21 sayıya ikinci bir skoreri ekleyemedi. Son üç dakikada rakibine yaklaşan ve farkı üçe kadar indiren Kızılyıldız maçtan 63-69 mağlup ayrıldı.
BROSE BAMBERG – REAL MADRID: 66-81
Madrid galibiyet serisi yakalayarak sakatlıklar sonrası gelen mağlubiyetleri telafi etmek istiyordu. Maça çok hızlı bir giriş yapıp, beşinci dakikada farklı öne geçtiler ve farkın tek sayılı hanelere inmesine izin vermeden karşılaşmayı tamamladılar. Karşılaşma boyunca ribaund ve boyalı alan üstünlüğü konuk ekipteydi. Thompkins’in 20 sayı bulduğu gecede Tavares 10 ribaund ile katkı yaptı. Doncic 8, Campazzo 6 asist yaptılar. Ev sahibinin en skoreri 13 sayı ile Hackett oldu. Real 38 ribaund alırken Brose 27 ribaundda kaldı. Konuk ekip 21 asist yaparken Brose 14 asist yaptı. Real böylece rakibinin düşük saha içi yüzdesini değerlendirmiş oldu.
MACCABI FOX TEL AVIV – FENERBAHCE DOĞUŞ ISTANBUL: 82-73
Büyük bir motivasyon ve enerji ile maça giren Maccabi, Fenerbahçe Doğuş’un da tam tersi bir görüntüyle maça başlamasını da iyi değerlendirip 9-0 başladığı maçı özellikle iki guardı Jackson ve Cole’un etkili oyunlarıyla kazanmayı başardı. Maç boyunca sahaya direnç koymakta çok zorlanan Fenerbahçe, sadece Vesely’nin çabaları ile ayakta kalmaya çalıştı. Özellikle kısa savunmasında çok zorlanması ve potaya her atak yapan Maccabi kısalarına yenilmeleri mağlubiyetin baş nedeni idi. Diğer yandan Sloukas, Nunnally, Wanamaker gibi etkili kısaların toplamda 6 verimlilik üretmesi kısaların ne kadar etkisiz kaldığının resmiydi. Sakatlığından sonra ilk defa bu kadar uzun sahada kalan Dixon’ın hücumdaki etkili oyunu ve Kalinic’in tekrar sakatlanması akşamın diğer notları oldu. Son olarak büyük umutlarla , geçen seneki takımın en önemli kozlarından biri Udoh’un yerine alınan Thompson’un sadece 1.18 saniyede 3 faul alması ve hiçbir katkı verememesi sanırız Obradovic’i mecburen başka arayışlara itmek zorunda bırakacak.
VALENCIA BASKET – ZALGIRIS KAUNAS: 63-71
Serbest düşüşteki Valencia ile formda Zalgiris’in mücadelesinden galibiyetle ayrılan konuk takım oldu. Arka arkaya 4. galibiyetini alan Litvanya ekibi 14 maç sonunda 5’i deplasmanda olmak üzere 9. kez kazanmış oldu. Her maç başka oyuncularla maç kazanan Sarunas Jasikevicius’un takımı, her rakibe karşı ayrı ayrı hazırlanmış maç taktikleri ile beklentilerin üzerine çıkmaya devam ediyor. Fenerbahçe maçının yıldızlarından Toupane ve Pangos’un toplam 3 sayıda kalmasına rağmen 3. çeyrekte elde ettikleri 10-20lik skor ile galibiyete uzandılar. Zalgiris’in play off inancı her hafta daha da artıyor. Eğer Belgrad’daki Final 4’da onları görürsek kimse şaşırmasın.
CSKA MOSCOW – KHIMKI MOSCOW REGION: 79-68
Rus ekiplerini karşı karşıya getiren bu karşılaşma takım oyununun bireysel oyuna farkını gözler önüne serdi. Othello Hunter ve Sergey Vorontsevich takıma geri dönünce CSKA biraz daha derli toplu bir takım oldu. Zorlu Pire deplasmanında yorgun ve mağlup dönen CSKA’nın bir mağlubiyete daha tahammülü yoktu. Maça da gayet hızlı başladılar, devreyi 10 sayı önde bitirdiler ve 3. çeyreğe rehavet ile başladılar, Khimki gibi bir takım karşısında rehavet hemen cezalandırılır ve aynen böyle oldu. 3. çeyrek sonu skor 57-55 olmuştu ve 4. çeyrek zor oldu CSKA için. Gerçi takım olarak kalitelerini öne çıkardılar ve galip gelmeyi başardılar ama oyun olarak pek de tatmin edici değillerdi. Khimki ise halen Shved ve arkadaşları modunda. Tek başına 16 top kullanan Shved 16 sayısına rağmen maçı sadece 3 verimlilik puanı ile tamamlayarak sayı hanesinde ki artısını takım oyunu adına pek de bir şey yapmadan doldurmuş oldu. CSKA tarafında ise Corry Higgins in 26 sayılık performansına Nikita Kurbanov’un 18 sayı, 7 ribaund, 4 asistlik performans eklemesi galibiyeti getirdi.
ANADOLU EFES ISTANBUL – OLIMPIACOS PIREAUS: 58-61
Efes gün geçtikçe kan kaybediyor. Maça kötü başladılar kötü devam ettiler son çeyrekte bir ara geri gelir gibi oldular ama nefesleri yetmedi. Düzgün bir oyun kurucu olmadan sezona başlamanın cezasını çekiyorlar. Takım içerisinde uyumsuzluk had safhada ve sahada oynanan oyun hiçbir iyi ışık vermiyor. Koç Ergin Ataman ikinci Euroleague maçında da istediklerini sahada göremedi. Olimpiacos ise sezon ilerledikçe oturan oyun yapısı ile bu sene ciddi bir şampiyonluk adayı olduğunu net bir şekilde göstermeye devam ediyor. Onlar için önemli olan kabiliyet olarak sınırlı bu takımın ilerleyen aşamalarda ne kadar daha aşama gösterebileceği. Spanoulis’in dönüşü 1 numarada ellerini kuvvetlendirirken Printezis’in sakatlığı başlarını ağrıtıyor ama takım olarak zorlu iki maçtan da galibiyetle çıkmayı başardılar. İstatistik kağıdına bakıldığında takım verimlilik puanı 65 yani pek de verimli bir maç oynamamışlar ama yine de tecrübeleri ile maçı almayı başardılar. Efes tarafında ise biraz McCollum biraz Simon, bu ikili dışında kayda değer istatistik üreten kimse yok. Efes artık seri hâlinde maç kazanmaya başlamalı yoksa 2. yarı sadece formalite olacak onlar için.
BASKONIA VITORIA GASTEIZ – FC BARCELONA LASSA: 85-82
Milano gazisi Baskonia evinde ağırladığı Barcelona’ya acımadı. Shengelia’yı MVP yapan performans (24 sayı, 6 ribaund) geriden gelen Barça’nın Baskonia’yı yakalamasına da izin vermedi.
Barcelona biraz geç uyandığı maçta son ana kadar galibiyet kovaladı ancak nefesi yetmedi. Son çeyreğe rakibinden 17 sayı geride başlayan Barça’ya 22-11lik çeyrek skoru yetmedi. Pau Ribas’ın (15 sayı, 6 asist) performansı Barça’ya en azından ilerisi için umut verdi.
UNICAJA MALAGA – AX ARMANI EXCHANGE OLIMPIA MILAN: 74-71
Nedovic bu kez yanına Jeff Brooks’u alarak Malaga’yı galibiyete taşıdı. Özellikle rakibin son çeyrekte girdiği faul problemini, yüksek yüzdeli isabete (20/26) çeviren Malaga zor da olsa bir galibiyeti daha hanesine yazdırdı
Milano’da ise kısaların etkili performansına bu sefer uzunlar eşlik edemeyince mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Rakibinden 6 fazla top kaybı (11) yapan Milano’da Jerrels’ın 0/4 üçlük yüzdesi de maçın sonucuna etki etti diyebiliriz. Milano kısa ve uzun oyunculardan ortalama katkı aldığı her maçta rakiplerini zorluyor ancak sorun, bu katkı çok nadiren oluyor.
