2017-2018 THY Euroleague Sezonu 12. Hafta Değerlendirmesi

2017-2018 THY Euroleague Sezonu 12. Hafta Değerlendirmesi

 

12.HAFTA

 

HAFTANIN TAKIMI:  ZALGIRIS KAUNAS

 

Arka arkaya iki haftada hem Panathinaikos’u hem de Fenerbahçe’yi yenmek. Üstelik ikincisini Avrupa’nın artık en zor deplasmanlarından biri sayılan salonunda yenmek. Bütün bunları kısıtlı bir kadro, düşük bir bütçe ile yapmak. Fenerbahçe’yi gayet akıllı bir oyunla yenen Zalgiris geçen hafta olduğu gibi bu hafta da haftanın takımı oldu. Her hafta coaching yeteneklerini gösteren eski yıldızıyla sezonun sürprizi olmaya doğru gidiyorlar.

 

HAFTANIN OYUNCUSU: KEVIN PANGOS (Zalgiris Kaunas)

 

HAFTANIN BEŞİ:

 

KEVIN PANGOS (Zalgiris Kaunas): Panathinaikos maçındaki oyunuyla geçen hafta karmada yer bulan basketbolcu, bu kez haftanın oyuncusu oldu. Müthiş galibiyeti 22 sayı, 4/5 üçlük isabeti, 7 asist ve 23 verimlilik puanı ile tamamlarken sezonun en çok gelişme gösteren oyuncuların başında geliyor.

 

NANDO DE COLO (CSKA Moscow): Çok formda bir sezon yaşayan Fransız guard maç başına 21.8 verimlilik puanı ile tüm Euroleague’de ikinci sırada bulunurken harika oynadığı Maccabi maçını 26 sayı, 5 ribaund, 6 asist ve 33 verimlilik puanı ile tamamladı.

 

JAMES FELDEINE (Crvena Zvezda MTS Belgrade): İşte Pangos ile beraber yılın en çok gelişme gösteren oyuncularından biri daha. Geçen hafta Efes karşısındaki oyununu bu hafta zorlu Valencia deplasmanında tekrarlayan Amerikalı oyuncu maçı 26 sayı, 5 ribaund, 3 asist, 1 blok ve 31 verimlilik puanının yanı sıra çok kritik 10/10 serbest atış isabeti ile tamamladı.

 

JAMES AUGUSTINE (Unicaja Malaga): Euroleague’in en tecrübeli uzunlarından biri olan Augustine, Khimki önünde takımının çok ihtiyaç duyduğu bir galibiyete önemli katkı yaptı. Double/double istatistiği ile oynayan Augustine’nin Khimki maçı istatistikleri 14 sayı, 6’sı hücum 12 ribaund, 5 top çalma, 2 asist ve 31 verimlilik puanı.


VINCENT POIRIER (Baskonia Vitoria Gasteiz):
Efes’in kahraman yaptığı basketbolcular kulübünün son üyesi Vincent Poirier. Yetenek avcısı Baskonia’nın Fransa’dan Euroleague’e çıkardığı genç pivot Efes deplasmanını 16 sayı, 12 ribaund, 5 blok, 3 asist, 1 top çalma ve 35 verimlilik puanı ile tamamladı.

 

13.HAFTANIN MAÇI


OLYMPIACOS PIRAUES – CSKA MOSCOW: 12.hafta sonunda Euroleague’in ilk iki sırasında bulunan iki takımın mücadelesinin sonucu merakla bekleniyor.  Olympiacos kazanırsa rakibini puan olarak yakalayacak, CSKA kazanırsa en yakın rakibi ile galibiyet farkını ikiye çıkarıp zirvede rahatlayacak. 20 Aralık Çarşamba TSİ: 22:00

 

14.HAFTANIN MAÇI

 

MACCABI FOX TEL AVIV – FENERBAHÇE DOĞUŞ İSTANBUL: Geçen sezon tarihinin en kötü sezonlarından birisini geçiren Maccabi, buna rağmen her iki maçta da Fenerbahçe’yi yenmeyi başarmıştı. Bu sezon daha iyi görünen İsrail ekibi ile geçen seneye göre daha iyi bir normal sezon oynayan Fenerbahçe’nin mücadelesi sert ve tempolu olacak gibi görünüyor. 21 Aralık Perşembe TSİ: 22:05

 

  1. HAFTA MAÇLARI

 

FENERBAHCE DOĞUŞ ISTANBUL – ZALGIRIS KAUNAS: 89-90

Ortadaki topların kıymetini bilen, hücum dengesini elde tutmayı seven ve defans baskısını önemseyen iki koçun karşılaştığı gecede detayları daha iyi işleyen takım olan Zalgiris maçtan galip ayrılmayı başardı. Pangos’un önderliğinde set hücumlarından vazgeçmeyen, sabırla hücum kullanan konuk ekip, attığı doğru şutların meyvesini yüksek yüzdeyle topladı. Ribaund alarak hızlı hücum yapma şansı kalmayan Fenerbahçe çaldığı toplarla pozisyon sayısını artırdı. Üst üste yüksek ritimli hücum yapamadığı için şut yüzdesini istenen seviyeye çıkaramayan ev sahibi, son dakikada acemice yaptıkları sportmenlik dışı faul, Sloukas’ın son topta 15 saniye varken yaptığı zorlama hücum ile sezondaki dördüncü mağlubiyetini aldı. 21/2  asist top kaybı oranı Vesely’nin  29 verimlilik puanı, 8 top çalma Fenerbahçe’nin, Pangos’un 22 sayısı ve her oyuncunun ribaund alması Zalgiris’in dikkat çekici istatistikleriydi.

 

UNICAJA MALAGA – KHIMKI MOSCOW REGION: 93-84

5/17 3 sayılık diye yazarsak sanırım bunun takım istatistiği olduğunu düşünürsünüz ama yanılmış olursunuz. Tek başına Alexey Shved’in kullandığı 3 sayılık yüzdesi bu. Basketbol bir takım oyunu ve bu tip performansların sergilendiği maçlar işi tek adamlık şova dönüştüren takımların mağlubiyetleri ile sonuçlanır,  bu maçta da öyle oldu. Malaga ise tam bir takım oyunu oynayıp, Nemanja Nedovic önderliğinde maçı kazanmayı bildi. Nedovic bir türlü istikrarlı oynamayı başaramıyor, zaten istikrarı yakalasa kendi bir üst gruptaki takımlardan birine atabilirdi. James Augustine ise 14 sayı, 12 ribaund, 2 asist ve 5 top çalma ile tam 31 verimlilik puanı yakalamayı başardı ve farklı bir oyuncu olduğunu bir kez daha ispat etti. Malaga da takım olarak 24 asist ve sadece 6 top kaybı ile gerçekten iyi bir maç çıkardı.

 

BROSE BAMBERG – OLYMPIACOS PIRAEUS: 67-65

Çok değişik bir takım Brose Bamberg. Maçın son çeyreğinin yarısına kadar hiçbir çözüm üretemeyip, sadece 8 asist yapıp %18.8 ile üçlük attıkları ve  genelde 10 sayı civarı geride götürdükleri maçı inanılmaz bir direnç gösterip kazanabiliyorlar ve bu maçın ardından koçları oyuncularım sayesinde oldu derken, oyunculardan bazıları koç ve ekibinin inanılmaz bir strateji ile maçı çevirdiğini, bazıları da seyircinin enerjisi ile maçı aldıklarını söylüyor. Bu kadar birbirine saygı duyup takım olmuş bir oyuncu ve teknik heyet grubu az bulunur.

 

İşin Olympiacos tarafında ise işler biraz değişik. İnanılmaz bir sistem takımı Olympiacos. Sistem ve düzen işlerken hiçbir sorunları yok ancak iş standart dışına çıkınca olayların akışına müdahale edemiyorlar. Özellikle coach Sfairopoulos’un bir B planı yok. Bu maçta da birden ayağa kalkan Brose’yi sadece izleyebildi. Son 6 dakikada 10 sayı önde olup maçı verirlerken hiçbir müdahalede bulunamadı. Maçın son hücumunda da son saniyelerde çok maç ve şampiyonluk almış Printezis’i kenarda tutması da tuz biber oldu.

 

REAL MADRID – FC BARCELONA LASSA: 87-75

İki İspanyol takımının karşılaşmasında ev sahibi Real Madrid, 3.çeyrekteki etkili oyunu ile karşılaşmayı kazanmayı başardı. İlk yarısı başa baş ve kopmadan geçen mücadelede 3.çeyreye 8-0 ile başlayıp seyircisinin de desteği ile çok iyi oynayan Real Madrid bu bölümde yakaladığı 14 sayılık fark sayesinde son çeyrekte çok da sıkmadan oynayarak kazandı. Ev sahibi ekipte 6 oyuncu çift haneli skor üretirken Luka Doncic yine maçın kahramanıydı. 16 sayı 6 ribaund 7 asist ile 26 verimlilik üreten genç oyuncuya tecrübeli uzun Reyes 14 sayı 8 ribaund ile destek oldu.

 

Çok zengin kadrosu olmasına rağmen bir türlü istikrar yakalayamayan Barcelona ise her geçen maç play off potasından uzaklaşıyor. Topu paylaştıkları zaman başka bir takım hâline dönüşen Barcelona bireysel oyuna döndüğü zaman bu zengin kadronun karşılığını alamıyor. Kevin Seraphin ve Petteri Koponen gibi iki büyük yıldızın maçı toplamda -7 verimlilik puanı bitirmesi ve 6 değişik oyuncunun 15 üçlük denemesinde 0 isabet bulması (toplamda 4/20 isabet) Barcelona’nın vahim durumunun birkaç göstergesi olarak istatistiklere yansıyor.

 

ANADOLU EFES ISTANBUL – BASKONIA VITORIA GASTEIZ: 81-82

Artık Anadolu Efes’i seyretmek işkenceye dönüştü, her maçta bu sefer kaybetmek için ne yapacaklar diye düşünüyor herkes. Tribünler ise içler acısı idi. Bu kadar az bir seyirci ile bu takım nereye gidebilir ki. Sene başında da dediğimiz gibi Anadolu Efes’i büyük problemler bekliyor. Ne kadar A lisans sahibi de olsa bu ortam Euroleague yönetimi tarafından kesinlikle hoş karşılanmıyordur. Maça gelirsek, bitime 2.50 kala 79-71 önde olan Efes maçı 81-82 kaybediyor dersek anlarsınız ne demek istediğimizi. Bir takımda Ledo, McCollum, Simon, Dragic, Josh Adams var ve son 2.50 de sadece 2 sayı buluyor, bu maalesef ki büyük bir coaching hatası ve Perasovic de bu son mağlubiyet ile tüm bunların cezasını görevinden olarak çekmiş oldu. Anadolu Efes, Ergin Ataman ile yeni bir sayfa açıp ikinci devre atılım yaparak Play-Off zorlamaya çalışacak. Baskonia ise bu koç değişikliğini daha önce yaptı ve şimdi meyvelerini topluyor. Vincent Poirier’in 16 sayı, 12 ribaund, 3 asist ve 5 blokluk muazzam performansı maçın Baskonia adına en iyi istatistiği olurken, takımca yaptıkları 24 asist ile de rakiplerini gelecek adına korkutmayı başardılar.

 

CSKA MOSCOW – MACCABI FOX TEL AVIV: 101-86

 

Tek periyotta işi bitirdi CSKA, 28-14lük ikinci periyod adeta Maccabi’nin sırtına vurulan hançer oldu. Zaten deplasmanda zorlanan Maccabi’nin böyle bir deplasmanda 14 sayı geriye düşüp geri gelmesi çok zor bir ihtimaldi, Maccabi biraz zorlamaya çalışsa bile bu çaba galibiyet için yeterli olmadı. Nando De Colo sazı eline aldı ve maçı adeta tek başına sildi süpürdü, 26 sayı, 5 ribaund, 6 asist ve 33 verimlilik puanı! Daha ne kadar bu adam şova devam eder diyoruz ama bitmeyen bir enerji koyuyor parkeye. Tabii ki Sergio Rodriguez’in 15 sayı, 11 asistlik performansına da şapka çıkarmak lâzım. Maccabi tarafında ise işler beklenenden iyi gitmiş olsa bile bu tarz sert deplasmanlarda galibiyet almaları için henüz erken, savunmalarını oturtup hücumda da topu paylaşmayı geliştirdikçe Maccabi daha tehlikeli bir takım olacak. Bu tip maçlarda özellikle Pierre Jackson’ın delici oyununa ihtiyaçları var ama maçı -3 verimlilik ile tamamlayan Pierre Jackson mağlubiyetin gerçek sebeplerinden biri oldu.

 

PANATHINAIKOS SUPERFOODS ATHENS – AX ARMANI EXCHANGE OLIMPIA MILAN: 80-72

 

PAO Calathes’in sakatlandığı maçta devreyi geride kapamasına rağmen Milano engelini aşmayı bildi. Sakatlanana kadar 9 sayı, 12 asist ile oynayan Calathes maçın kilit isimlerinden biriydi. PAO adına gecenin diğer yıldızı ise Fenerbahçe maçları dışında da üç sayı atabildiğini hatırlayan KC Rivers oldu. 6 üçlük isabetiyle toplamda 20 sayı bulan Rivers PAO’yu sürükledi.

 

Milano tarafı hobi olarak katıldığı EL’de hobi olarak maçları kaybetmeye devam ediyor. Kaybettikçe niye kaybettin diye hesap soran bir yönetim taraftar vb. olmadığı için de kafalar her daim rahat, çıkıp keyif aldıkları şekilde basketbol oynamaya çalışıyorlar. Bütün bu rahat ortama rağmen takımın en kilit ismi Micov olunca OAKA’dan galibiyet almak da zor oluyor.

 

VALENCIA BASKET – CRVENA ZVEZDA MTS BELGRADE: 82 86

 

Sene başında ligin en zayıf kadrolarından biri olarak görülen Kızılyıldız herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Her ne kadar rakip Valencia gibi istikrarsızlık abidesi (Bu konuda Milano ile kapışırlar) bir takım olsa da Kızılyıldız’ın kısıtlı kadro ve bütçe ile verdiği mücadele takdire şâyân. 86 sayının neredeyse yarısını Feldeine & Rochestie ikilisinden bulan konuk ekipte, ihtiyar kurt Bjelica’nın 11 sayı, 9 ribaund, 3 asist,  3 top çalmalık performansı da göz kamaştırdı.

 

Valencia Basket büyük umutlarla geldiği EL arenasında beklentilerin katili olmaya devam ediyor. Takım olma konusunda ciddi sıkıntı çeken İspanyollar kendi sahalarında kaybetmemeleri gereken bir maçı verdiler. Toplam 4 oyuncusundan çift haneli katkı almasına rağmen maçı detaylarda kaybettiler. Bu sezon onlar için iyi bir tecrübe olacak gibi ama bir daha ne zaman EL oynarlar orası meçhul.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir