Fenerbahçe haftanın son maçında, konuk olduğu Barcelona’yı rahat bir galibiyetle geçti. İlk çeyreği hariç tutarsak Sarı Lacivertliler maç boyunca dengeli bir hücum ve iyi bir savunma ortaya koydular.Maç başına 82.4 ortalama ile oynayan Barcelona 68 sayıda kaldı. 2 sayı ve 3 sayı yüzdeleri diğer maçlarının çok altında kaldı. Barcelona’nın bu maçı başa baş oynaması için gereken şartlardan biri üç sayı isabetinin yüksek olmasıydı ve maça da öyle başladı. 5/5 bulunan üç sayılık atışı basket fauller ile bir çeyrekte 28 sayı bulurken, Fenerbahçe hücumda organize bir şekilde karşılık verdi ve 22 sayı bularak maçtan kopmayacağını hissettirdi.
Barcelona’nın geniş kadrosuna rağmen yakalayamamış olduğu kadro istikrarı , ikinci çeyrekte iyi savunma yapan rakibi karşısında başına iş açmaya başladı. Sezon başından beri Koponen, Moerman, Pressey gibi oyuncuların bir maç var bir maç yok halleri, hücumda Seraphin’in tek yönlü hücumları ve asist yoksunluğu, Sanders ve Claver’in bir türlü ana rotasyon parçası olamamaları, savunma yardımlarını organize yapan ve topa baskıyı bilen Fenerbahçe karşısında bütün işleyin durması demek oluyordu. Fenerbahçe rakibin hücumunu kitlerken , ikinci çeyrekten itibaren Yunan oyun kurucusunun enerjisi ile hücumlarını daha rahat organize etmeye başladı. Sloukas – Wanamaker ikilisi uyumlarını artırdıkça beraber oynadıkları anlarda daha büyük işlere imza atacaklarının örneklerini sundular.
Üçüncü çeyreğe pozisyon sayısını azaltarak başlayan Fenerbahçe’de öncelikli amaç rakibin ritim bulmasını engellemekti. Yok denecek sayıda az top kaybı bu gayrete eklenince çeyrek sonuna doğru sayı bulmaya başlayan konuk ekip farkı çeyrek sonunda 13e çıkardı. Son çeyrekte Barcelona’nın elinde kalan tek şans oyunu basketbol dışına taşımaktı. İstanbul ekibinin oyun kurucusu başta olmak üzere soğukkanlı kalması ile sert fauller , itirazlar, seyirciyi yanına almak çabaları boşa çıktı. Bu süre zarfında dahi sadece tek top kaybı ile oyun konsantrasyonunu düşürmeyen Fenerbahçe , farkı koruduğu akşamda dönüş yolculuğuna huzurlu çıktı.
Datome’nin hiç gözükmediği maçta 31 dk sahada kalması , 9 ribaundu ve 2/3 üç sayılık katkısı , Wanamaker’ın 6/8 iki sayılık isabeti, Nunnaly’nin 4 asisti, Thompson’ın 12 dk da 5 ribaundu, oynayan dokuz oyucunun da sayı bulması Fenerbahçe’nin takım oyununun değerini özetliyor. Asist sayısı (15 ) nın az kaldığı bir maçta bir bakıyorsunuz top kaybı sayısı ( 5 ) azalmış. 14 hücum ribaundu verdiği bir akşamda 8 top çalmış. Bu işler takım halinde paylaşılarak üstlenilince evinde Panathinaikos ve Olympiacos gibi devleri yenmiş Barcelona’yı rahat geçebiliyorsunuz. Akşamki Barcelona’dan akılda kalan ise Hanga’nın bu seneki bireysel ortalamasının üstündeki performansı, Seraph’in sayı (12) ve ribaundları (9)ve Pressey’in verimli oyunu oldu.
Istanbul , 9 Aralık 2017
Can Sönmez