Panathinaikos Serisi Öncesi 5 Soru 6 Yazar.. Bölüm 5

Günün sorusu :

Seyircileri karşılaştırdığımızda hangi takım daha avantajlı ve bizim seyircimizin bu seriye özel farklı olarak neleri yapmasını bekliyoruz.

 

Kaan Kızıltan : 

Ülker Sports Arena seyircisi son yıllarda büyük aşama kaydetti, hakemlere tereddütte kaldıkları pozisyonlarda çalması gereken düdükleri çaldırtacak ya da rakibi baskı altında bırakıp top kaybına zorlayacak kadar etkili tezahüratlar yapılabiliyor artık ancak salonda tezahürat yapmaya ve baskın olmaya çalışan 3-4 ayrı grup var, senkronize olmayan tezahüratlar veya her grubun ayrı telden çalması etkinliği azaltıyor. Öte yandan, OAKA daha büyük bir salon olmasına ve bir saha kenarı tribün ile oyun alanı arasında 5-6 metre mesafe olmasına rağmen, seyirciler arasında senkronizasyon sorunu olmadığı için Gate 13 önderliğinde etkili tezahüratlar yapıyorlar. Bence seyirci avantajı Panathinaikos’ta ama Fenerbahçe seyircisini de yabana atmayalım, geçen yıl Real Madrid Play-off serisinde yakalanan hava ve ritim tekrarlanırsa, özellikle de Atina’dan 1-1 ile dönülürse Panathinaikos için hiç kolay 2 maç olmayacaktır. Sarı tribün ile başlamak üzere geçen yıl yapılanlar tekrarlanmalı ve seyircilerin aynı anda tek bir tezahürat etrafında birleşmeleri sağlanmalı.

 

Can Sönmez : 

Fenerbahçe seyircisine iki açıdan bakabiliriz. Farklı branşlarda ve farklı kültürlerde spor etkinliklerinde bulunması nedeni ile genel bir seyirci profili , bir de özellikle salonun yapılmasıyla artan basketbol seyircisi var. Basketbol seyircisi çok eskilere dayanan bir kültürün devamı olarak Ülker Arena’da boy gösteriyor. Bu seyirci özelinde Ülker Arena’nın alt katını kaplayan ve oynanan oyuna müdahil bir taraftardan bahsedebiliriz. Kombineler satışa çıkar çıkmaz alan ve 5-6 bin kişiyi bulan basketbolseverler takımla beraber oyuna katılıyor. Atılan üçlükle değil, savunmada bir pası engelleyen oyuncuyla coşabiliyor. Hakemin düdüğüne gerektiği yerde ,doğru itirazı ,top yekun yapıyor. Bunları yaparken taşkınlık yapmıyor ve ritm bozmuyor. Bu seyircinin tek defosu konsantrasyonunu her maça ve her dakikaya yayamaması. Fenerbahçe’nin , ağırlıklı olarak salonun üst katında bulunan, genel bir profilinden bahsetmiştik. Sayıları 4-5 bini bulan bu topluluk
daha agresif ve tabiri caizse daha tribüncü. Böyle büyük takımların arkasında inanılmaz bir güce dönüşebilen bu değerli taraftar grupları bazen takımları lehinde işler yapamayabiliyorlar. Son beş senede Fenerbahçe taraftarlarının içinden geçtiği sürecin doğal sonucu olarak bu taraftarlar birlikte değil gruplar halinde hareket ediyorlar. Kimi zaman bu gruplaşma koordinasyonu kaybettiriyor. Otobanda sehir içi hızında araba kullanıyor sarı lacivertliler. Ancak bütün bu anlattıklarımızı bir anda unutturacak , bir gök gürültüsü ile rakibin boğazına çökecek bir taraftar grubundan bahsettiğimiz kulağımızın bir köşesinde dursun. Bu seride konsantrasyon sadece oyunda kalırsa Panathinaikos İstanbul’da zor saatler geçirecektir.
Panathinaikos “ çılgın “ taraftarıyla biliniyor. Salonun her köşesi etkin ve aynı anda yüksek ses çıkarıyor, göz korkutuyor, tüm fanatikliğine rağmen basketbolu yaşıyor, oyun içi sertliklerde hakemi kendi yanlarına almayı biliyorlar. Saha avantajlarını kaybetmemek için hiç geri adım atmayacaklar. Onların bu baskısından kurtulmanın tek yolu sahada kimin patron olduğunu kabul ettirmek olacaktır aksi halde Atina’da maçlar beşe altı oynanır.
Keyifli bir seri bizi bekliyor. Takımımıza başarılar diliyorum.

 

Jacko Namet : 

Seyirci faktörü ilk aşamada geride gibi gözükse de bence lehimize. Panathinaikos hedefine ulaştı bu sene, şu andan itibaren seyirci onlara negatif etki yapabilir. İlk 2 maçı evlerinde oynayacak olmaları ve 2 galibiyet birden alma stresi seyirci baskısı ile birleşip onların aleyhine dönebilir. OAKA atmosferi her basketbolseverin kendi sahasında görmek isteyeceği bir atmosfer bu bir gerçek. Seyircileri hem ateşli hem de basketbolu çok iyi biliyor. Ambiyans yaratma konusunda Avrupa’nın belki de en iyi seyircilerinden biri var OAKA’da fakat bu atmosfer kağıt üzerinde lehinize olduğu gibi gözükse de kritik anlarda seyircinin baskısını kaldıramayacak çok oyuncu var Pana kadrosunda.
Bize gelince Ülker Arena istediği zaman cehenneme dönebiliyor ama halen çok yol var katedilmesi gereken. Beraber hareket etme konusu çok önemli. Hem tezahürat olarak hem de görüntü olarak. Geçen sene Real serisi hariç bir türlü beceremediğimiz #sarıtribün meselesine kulübün el atması ve gerekiyorsa taraftarlara sarı tişört vermesi gerekli. Bunlar hedef maçlar ve ambiyans her şey. Bizim seyircimizde baskı kurmayı gayet iyi biliyor, özellikle saha kenarındaki seyirciler hakemler üzerinde etkili olabiliyor zaman zaman. Umalım ki seyirciye çok da fazla iş düşmeden takım maçı alsın bizler de keyifle maç seyredelim yok eğer iş seyirciye kalırsa bizim seyircinin gerekeni yapacağından da eminim.

 

Furkan Zengin : 

Bir kac hafta once OAKA’daydim Real Madrid macinda. Seyirci konusunda bize agir basacaklarindan suphem yok. Gelen haberlerde o yonde. Baskanlari instagramdan gaza getiriyor, 20 bin tshirt hazirlandi ve eminim baska seyler de hazirlayacaklar. OAKA’da mac yoneten hakemin etkilenmemesi mumkun degil. Isin en guzel tarafi PAO takimi cok seyirci ile costugunda sacmalama potansiyelli bir takim. Mike James gaza gelip 8 metreden ucluk sallayabiliyor falan. Bu acidan bizim icin avantaj.

Ulker Arena’nin ne derece korkutucu bir yer oldugunu gecen sene tum Avrupa gordu. F4 icin Berlin’e gittigimde Real taraftari olan iki Ispanyol ile konusmustum. Yunanistani gectiniz demislerdi bana. Simdi buraya kadar harika bu sene de boyle olur diye dusunenler yaniliyor. Gecen yil Omer Onan vardi taraftar ile yonetim arasinda harika bir kopru kurarak salonu cehenneme cevirmemize yardim etmisti. Bu sene yonetimin boyle bir dusuncesi yok gozukuyor. Bilet fiyatlarindan tutun benim de icinde bulundugum Sari Tribun’e yapilan tacizlere kadar. Bu sene gecen seneki kadar atesli olmasa da hakemleri ve rakibi baski altina alacak bir ortam olacagina eminim. Seyirci baskisi vs evet cok onemli ama dogru basketbolu oynadiginiz surece bu sizin sorununuz olmayacaktir.

 

Hakan Ünseven : 

Pana seyircisi en son ev sahibi avantajına sahip olarak playoff oynadığında takımın başında Obradoviç vardı. Şimdi eski bir sevgiliyi tekrar görmek gibi bir duyguya sahipler. Rakiplerinin başındaki koçu çok iyi tanıdıklarından işlerinin zor olduğunu biliyorlar. Obradoviç faktöründen dolayı Fenerbahçe orada Olympiakos muamelesi görmez ama bu onları kendi takımlarını çılgınca desteklemekten alıkoymayacaktır kuşkusuz.
İki seyirci arasında temel bir fark var ve burada kendi işini daha iyi yapan seyirci takımına ekstra bir güç verecektir. Pana taraftarı takımını hücuma iten bir taraftar. Onlar hava harekatları ve üç sayılarla beslenen ve oyuncularını spektaküler hücum varyasyonlarına iten bir taraftar topluluğu. Gist sakatlandığında herhangi bir uzun bakmadılar. Daha kısa ve ince olmasına rağmen Gist gibi hem içine vuran bir atlet hem de 3 sayı sokabilen Kenny Gabriel’i almaları taraftar faktörünü gözönünde tutmalarından kaynaklanmakta.
Fenerbahçe taraftarı ise savunmada devreye girmeyi bir görev biliyor. Önce yemeyeceksin kavramı taraftarın bilincine iyice yerleşmiş. Elbette bunda koçun mantalitesinin taraftarca iyice kabul görmesinin faktörü var. Salondaki herkes takım geriye düştüğü zaman rakibi yakalamanın yolunun atarak değil savunarak olacağının farkında. Bakalım gülen hangi taraftar olacak?

 

Okan Baytın : 

Pana seyircisi hem sayı hem etkinlik bakımından Kızılyıldız (ya da Partizan , iki takımın da çok etkili) Maccabi ve Fenerbahçe ile beraber EL’in en etkili seyircisi ve belki de bu sıralamada birincisi. Çok ateşliler , çok organizeler, basketbolu çok iyi biliyorlar, hakemleri ve rakip takımı etki altına alabiliyorlar, kendi takımına gerektiği zaman ihtiyacı olan enerjiyi verebiliyorlar. Özellikle bu sezon bu etkinliğini bütün maçlarda gösterdiler ve tüm rakiplerine sahayı dar ettiler.

Bir kaç senedir gelmeyen F4 başarısının da özlemiyle bu sene ayrı bir motivasyon içindeler. Takımın da başarılı sonuçlarıyla bu motivasyonu güçlendirmiş olması onların iştahını arttırıyor. Fenerbahçe maçı öncesinde eşleşme belli olduğu günden itibaren hazırlıklara başladılar. Sahanın yeşile boyanacağından, pankartlarla donatılıcağından ve sürekli seyirciyi gaza getiren susmayan anonsların olacağından eminiz. Her topta her hakem kararında müthiş bir baskı olacağından da. Açıkçası bir seyirci ne kadar etkili olabilirse OAKA’da bizi öyle bir seyirci bekliyor.

Fenerbahçe seyircisi geçen sene başlattığı Sarı Tribün konsepti ile aslında gerçek bir basketbol seyircisi profiline çok yaklaşmıştı. Hem görsel hem de gürültü anlamında Real Madrid serisinde akıllarda kalacak bir salon ortamı yaratmıştık. Bizim salonda artık basketbol çok daha bilinçli seyrediliyor. Ancak bizim seyircinin bir özelliği var ki o da takımdan ve mücadeleden enerji alması. Bazen takım çok bozukken seyirci de bozulabiliyor. Burada ya bir grubun ateşleyici özelliğine ya da anonscunun başarısına kalıyoruz. Günümüz salonlarında artık bu anonsçuların rolü çok arttı. Seyirciyi taraftarların içinden çıkan amigolardan çok bu anonsçular yönetiyor. Bizim anons işi aslında daha olması gereken yerde değil ama yine de bazen etkili olabiliyor.

Biz neler yapmalıyız peki bu seriye özel. Bir kere Pana seyircisi bize çok güzel bir örnek olacak. Belki de saha avantajının onlarda olmasının tek iyi yanı o seyirciyi önden görüp bizim seyircinin de daha fazla gaza gelmesi olabilir. Tribünün tamamının sarı olması çok önemli. Lütfen herkes sarı tribün olayına destek versin. Bağırma ve tezahürat kısmında ise asıl görevimizin rakibi ve hakemi baskı altına almak olduğunu unutmamalıyız. Bizim takımımız mücadele ile beslenen yere atlayan oyuncularla vites arttıran bir takım. Bu anlarda yapılan bir smaçtan çok daha büyük bir enerji çıkabiliyor. Bunu devam ettirmek önemli.

Son olarak onların kalbi durumundaki point guard’ları üzerinde baskı kurabilirsek önemli bir fark yaratabiliriz. Kişisel saldırılar, topu getirirken daha güçlü ve agresif ıslıklar işe yarayabilir.

Tüm bunların ardından en önemli konunun seyirci ve klüp bütünlüğü olduğunun altını da çizmek lazım. Eğer ortak hareket edemezsek hiçbir şey elde edemeyiz.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir