Panathinaikos Serisi Öncesi 5 Soru 6 Yazar.. Bölüm 4

Günün sorusu :

İki takımı psikolojik açıdan değerlendirirsek, hangi takım daha hazır ve hangi takım stresli anları daha iyi yönetebiliyor.

 

Kaan Kızıltan : 

Fenerbahçe ile başlayalım. Soruya cevabım takvimler Nisan 2016’yı gösterse çok hazır olurdu ama maalesef Nisan 2017’de aynı rahatlıkta değiliz, iç sahada kaybedilen 4 maç, geriden gelip güç bela kazanılan bazı maçlar, deplasmanda ilk yarıları önde bitirip mağlubiyet alınan maçlar derken Fenerbahçe bu sezon aynı formda değil, üstelik normal sezonun sonu başına göre daha kötüydü. Anahtar oyuncuların sakatlıkları ve bir türlü tam takım olamama durumu olsa da sorunun cevabı Fenerbahçe hazır değil gibi görünüyor. Öte yandan Panathinaikos normal sezonu iyi bitirdi, morali yüksek, J. Gist takıma döndü, iç sahada uzun süredir kaybetmiyorlar, ibre Panathinaikos’u gösteriyor ANCAK, işte kocaman bir ancak var, Obradovic, somut nedenlerle açıklamaya çalışayım, Barcelona Lassa maçı sonrası Obradovic “Hücumu değiştirmeliyiz” dedi ve ilk sinyalleri Banvit maçında gördük, F4 öncesi son resmî maç olan Gaziantep Basketbol maçında da göreceğimizi düşünüyorum. Brose Basket maçının devre arasında Andrea Trinchieri ile daha önce yapılmış bir röportajı izledim, Obradovic için “daima bir planı, sizi şaşırtacak bir hamlesi vardır” diyordu. Avrupa Basketbolunun efsanelerinden biri olan Sarunas Jasikevicius’un “Kazanmak Yetmez” kitabından iki alıntı ile bitireyim: “Bu kez finalde CSKA ile karşılaşacaktık. (2004-2005 Euroleague F4, Moskova) Yarı finalde Panathinaikos bizi bekliyordu ve ben, Final Four’da eleme aşamasında ilk kez Zelljko Obradovic’in çalıştırdığı bir takımın karşısına çıkacaktım…….Ancak, çok geçmeden Obradovic’i keşfettim: İnanılmaz gibi görünse de sadece birkaç hafta içinde tüm oyun sistemini değiştirmişti. Araştırdığımız ve üzerinde çalıştığımız hiçbir şeyi yapmıyorlardı” (sayfa 134-Maccabi Tel Aviv’de oynamaktadır) ve “Teodosic ve Krstic’e pick and roll ile hücum ettik. (2011-2012 Euroleague F4, İstanbul) Tüm hücum planlarını değiştirdik” (sayfa 189-Panathinaikos’ta oynamaktadır) Sonuç olarak Obradovic’in Panathinaikos için sürprizler hazırladığına eminim.

 

Furkan Zengin : 

Stres konusunda acik ara Fenerbahce onde. Sezon basindan beri tum Avrupa Fenerbahce’nin final oynayacagini dusunuyor cunku. Bu seneki inisli cikisli performansta bizim oyuncularin da bu sekilde dusunmesinin etkili oldugunu dusunuyorum ( tabiki sakatliklar da etken o ayri ). Guzel olan su; Udoh’un Barcelona maci sonrasi 68 sayi atarak CSKA’yi yenemeyiz demesi. Arkasina Banvit macinda verilen reaksiyon da eklenince sahsen biraz rahatladim. PAO bizden daha az stresli, birakin 4. olmalarini Play Off’a kalmalari bile ziyadesiyle sezon hedefi onlar icin. Tabi ki saha avantajina sahip olduklari bu seride turu gecmek isteyeceklerdir ama elenirlerse de cok uzuleceklerini sanmiyorum. Bunun sebebi de Obradovic. Onlar da biliyorlar ki Obradovic sapkadan tavsan degil tavsandan takim elbise cikartabilir. Stres anlaminda yuk Fenerbahce’de olabilir ama Obradovic’in neler yapabilecegini en iyi PAO biliyor ve bunun stresi de onlara yeter bence.

 

Can Sönmez : 

İlk üç soru ve cevapta saha içine bakmaya çalıştık ve takımların ve teknik yönetimlerin oyun düzeni hakkında notlarımızı aktardık. Beş maçlık bir seride oyunun içindeki faktörler kadar, dışında gelişen faktörler de oldukça önem taşıyacaktır. Panathinaikos ve Fenerbahçe , oyuncu kadrosu ve idari ekibinde oldukça tecrübeli isimleri barındırıyor. Normal şartlar altında her iki ekibin de sadece oyuna bakarak , basketbol içinde kalması ve skora odaklanması beklenir fakat her iki takımın da ateşli seyircisi ve kazanma arzusunun üst düzeyde olması maç seyirlerinin değişmesine neden olabilir. Seyirci kısmına daha sonraki yorumda değineceğiz. Bu yüzden iki kulübün psikolojik yapısına ve oyuncuların stres kaynaklarına bir bakalım.

Panathinaikos son altı senedir eski parlak günlerini arıyor. On yıl boyunca Avrupa basketbolunu domine etmişlerdi. Bu sezon son dönemde üst üste gelen galibiyetler ile taraftarlarına eski günlere dönüş sinyali verdiler. Bu aslında parlak dönemin ezberlenmiş oyununa dönüş sinyali değil. Bu tür camialar ard arda galibiyetler alıp zirveye yaklaştıkça pozitif bir ivme alıyorlar. Seyirci işin içine giriyor, idari ekip radikal kararları rahat alıyor, oyuncular güvenle şut atıyor. Bu kez karşılarında sabırla hücum eden onlara hızlı hücum fırsatı vermemeye çalışacak bir ekiple karşılacaklar. Zirvenin önündeki son engeli geçmek için seyirci baskısıyla acele edecekleri anlar olacaktır. Maç kaybedecekleri kaygısına kapılırlarsa , devam eden kaygı strese dönüşür. Stres oyuncuların fiziksel performanslarını doğrudan etkiliyor. Fenerbahçe Atina’da iyi bir oyun tutturursa bu fiziksel dezavantajdan yararlanır.
Kuşkusuz bu durumun tersi Fenerbahçe için de geçerli. Bu sezon evinde oynadığı maçlarda geçmiş senelerdeki bariz üstünlüğünü sahaya yansıtamadı. Maç içinde çok iniş çıkış yaşıyorlar. Bu iniş çıkışlar seride devam ederse benzer kaygı ve stres Fenerbahçe üzerinde de etkili olur. Dış sahada iki maç yapıp eve dönecek olmak , deplasmanda maç kazanılamadığında stresi tetikleyecektir.
Bu stresi hangi takım daha iyi yönetir sorusuna cevap çok kolay değil. Kağıt üzerinde Atina ekibi daha rahat gözüküyor. Bu sene olmazsa onlar için büyük kayıp değil. Fenerbahçe ise son senelerde yaptığı yatırım, geçen sene son topta kaçırılan şampiyonluk, bu sene finallerin İstanbul’da olması gibi nedenlerle rakibi kadar rahat olamayacaktır.
Şunu söylemeden bitirmeyelim. Stres altında performans kaybı yaşayan oyuncuyu bu durumdan kurtaran en önemli şey yeteneği kadar çok çalışarak kazandığı ezberdir. Ne yapacağını bilemediğinde adına karar veren bir güvencenin olmasıdır. Fenerbahçe geride olduğu stres savaşını kazanmak için yeterli cephaneyi Obradovic’in sandığında bulacaktır.

 

Hakan Ünseven : 

Panathinaikos, Obradoviç ayrıldıktan sonraki 4 sezonun tamamında playofflarda yer aldı ama hiçbirinde saha avantajına sahip değildi. Buralarda zaman zaman iyi mücadeleler vermelerine karşın hiçbirinde sürprizi patlatamadılar. Şimdi ilk kez saha avantajına sahipler. Bu durum ilk iki maçta onlara stres yükleyecektir. Tabii iş biraz da koçlarla alakalı. Pascual geçen sezon Barcelona’da kötü bir sınav verdi. Kuban’a karşı saha dezavantajı vardı. Buna rağmen evlerine 1-1 ile döndüler. Herkes Barca’yı F4’e beklerken 4.maçı uzatmada verip Kuban’da da son çeyreğe önde girmelerine rağmen tutunamayınca ellerindeki Final Four’dan olmuşlardı. Tecrübeli oyuncuları var ama olay Calathes / Mike James ikilisine bakar. Bu iki oyuncunun mental durumu Pana’yı çok etkileyecek.
Burada Fenerbahçe’nin Obradoviç ile net bir avantajı var. Koçun Fenerbahçe’deki EL Playoff rekoru 6-0. Yani playofflarda mağlubiyeti yok. Bu ciddi bir özgüven aşılayacaktır. Çoğu kişi Fenerbahçe’nin ikinci maçı almasını bekliyor ama benim tahminim eğer bu olacaksa ilk maçta olacak. Pana ilk maçı alırsa üzerindeki stresi atıp özgüveni yükseleceğinden ikinci maça daha rahat çıkacaktır. O yüzden ilk maç seride daha belirleyici olabilir diye düşünüyorum. Uzun bir aradan sonra tam takım halinde maça çıkılması da mental açıdan Fenerbahçe’yi yukarıya çeken bir etken olacaktır.

 

Jacko Namet : 

Psikolojik üstünlük kimde sorusu bu serinin kimin lehine biteceğine cevap aslında. Basketbol her ne kadar sahada bir oyun gibi gözükse de iş bu noktalara geldiğinde psikolojik üstünlük çok önemli. Koç tarafında psikolojimizin çok daha sağlam olduğu yadsınamaz bir gerçek, oyuncular konusunda ise neredeyse eşitlik göze çarpıyor.

Oyuncu bazında bakıldığında en tecrubeli iki adam Antic ve Bourusis. Her ikisi de yaşlarını almış durumdalar ama takım içinde kaos anlarında yaptıkları ufacık şeyler ile takımlarını öne çıkarabilirler. Antic zaten burarları oynasın diye bizim takımda. Psikolojik olarak genelde ABD li oyuncular daha soğuk kanlı gözükür her zaman fakat bizim bir diğer avantajımız da Bogdanovic. Bu soğuk adam her türlü baskı altında sağlam mental pozisyonunu koruyabiliyor. Her iki tarafının saatli bombaları ise Mike James ve Bobby Dixon. Bu “sokak çocukları” ne zaman ne yapacakları belli olmayan iki karakter. Kendi oynarken karşısındakini de dağıtabilme kapasitesine sahip bence Bobby, Mike James’i sindirebilme potansiyeline sahip. Abartmadan yaparsa işin “trash talk” kısmı gayet de bizim lehimize dönebilir. Korkutan oyuncular ise Nunnaly ve Kostas. Nunnaly kolay dağılabilen bir oyuncu hele ki bu tip stresli maçları pek fazla oynamamış olması onun en büyük dezavantajı. Kostas ise, Vspan arkasında geçirdiği yıllarda yüksek stres anlarını hep ona devredip dişlinin bir parçası oldu. Yunanistan deplasmanlarında hep yüzünden stres akıyor, karşısında Panathinaikos olması belki içinde ki Olimpiakos ruhunu ortaya çıkartıp oynamasını sağlayabilir. Udoh konusu hiç tereddüt içermiyor bu adam da buz gibi soğuk ve net işine odaklı. Yalnız aynı şeyleri Vesely için söyleyemeyeceğim, geçen seneki F4 finalinde ki faul sıkıntısı tamamen stres odaklı idi, çok çabuk dağılıp çok çabuk motive olan bir oyuncu umarım bu seri onun motivasyonu hep yüksek tuttuğu bir seri olur. Pana’da ise Singleton için psikolojisi zayıf denebilir. Daha çok şuta dayalı bir oyun oynadığından attığı şutlar girmeyince saçmalama potansiyeli çok yüksek. Calathes gibi bir oyun bilgisine sahip oyuncu da onların 1 numara pozisyonunda psikolojik üstünlük kurmasına sebep olabilir zira Calathes’de bayağı tecrübeli. KC Rivers ise her zaman bize karşı iyi oynamanın verdiği bir psikoloji ile maça çıkacak, üzerine yapılacak iyi bir baskı belki onu geri adım attırabilir ama bunu da tecrübesi ile kapatacaktır. Kalinic savundukça savunan, savunmasından hırs alan bir oyuncu, takım hücumlarda topu onun elinde patlatmazsa etkili bir cezacı ama lüzumsuz şut kullanıp hücum psikolojisi çabuk bozulan bir oyuncu olduğu gerçek. Tecrübe ve karakter olarak bizim açımızdan bir diğer önemli isim de Luigi Datome. Acayip umursamaz duruyor bazen sahada ama son 2-3 maçtır top için yerden yere atlıyor, kendini bu seriye hazırlıyor. Bence Gigi bizim için psikolojik üstünlüğü en net olan oyuncu.

Takım olarak hedefsel bakıldığında ise Pana çoktan hedefini tutturmuş durumda, zaten bulundukları pozisyon sürpriz, Fenerbahçe ise tam tersi olması gereken yerin çok altında bitirdi sezonu. Şimdi bu seride ya Fenerbahçe olması gereken yere gidecek yada Panathinaikos sürprizi daha da geliştirip yılın takımı olma yolunda adım atacak.

 

Okan Baytın : 

Bir kaç farklı konuda bir kaç farklı sonuç çıkıyor işin stres tarafına bakınca. Fenerbahçe açısından olumsuz taraflara bakalım.

  1. Geçen sene bir ribaund ile kaçan şampiyonluktan sonra takımın da korunması ile maalesef şampiyonluk stresi daha da artmış durumda.
  2. F4 ün İstanbul’da olması yine stresi arttıracak bir unsur. Herkes bu F4 de Fenerbahçe’nin olacağını düşünüyor. Obradovic ne kadar da ‘F4 ün nerede olduğunun hiçbir önemi yok’ dese de takım üzerinde bu tarz bir baskının yok olduğunu söyleyemeyiz.
  3. Kazanma alışkanlığını bu sene kaybetme alışkanlığına çevirmiş bir takım görüntüsündeyiz. Çok kötü oynadığımız maç sonları oldu ve ne deplasmanlarda ne de kendi sahamızda kazanma alışkanlığını devam ettiremiyor olmak , kötü giden maçların ortasında ‘yine mi kaybediyoruz’ stresi doğurabilir.
  4. Pana deplamsanlarında bugüne kadar hiç kazanamamış olmamız, ve bu sene Olympiacos hariç kimsenin o salondan çıkamamış olması da ayrı bir baskı unsuru.

Fenerbahçe’nin lehine olan stres konularına da bakarsak :

  1. Takım iki senedir beraber, geçen sene final oynadı ve neler yapabileceğini çok iyi biliyor. Bu seviyeleri oynamayı bilen bir kadro var. Evet Vesely problem içine girebilir, Bobby kendini kaybedip olayı sokak savaşına dönüştürebilir belki ama Pana deplasmanlarını çok iyi bilen Kostas, her zorlukta sorumluluk alabilen Bogdan, sadece stresli anlarda takıma ağabeylik  yapması için takımda tutulan Antic, birebir zorlamaları dışarda bırakırsak elleri titremeden şut atabilen Gigi, işler sıkıştığında yüreğini ortaya koyan Bobby, artık şampiyon olmak isteyen ve bunun için herşeyi yapmayı hazır Udoh ile , oyuncu bazında net çok daha tecrübeli ve bu seviyeye hazır bir takımız.
  2. Bir çok maçı geriden getirmeyi başarmış bir takım olmak işler orada kötüye gittiğinde bile bu takımı yere sermeyecektir.
  3. Obradovic’in tecrübesi. EL de play off oynanmaya başladığından beri coach tam 6 seriye çıkmış. 5’inde ev sahibi avantajını almış. Bu serilerden sadece 2006 yılında Tau Ceramica’ya elenmiş. Saha avantajının olmadığı tek seride 2011 yılında Barcelona’yı 3-1 ile geçmiş. Fenerbahçe için onun varlığı stresi yönetme konusunda büyük avantaj olacaktır.

Pana’nın dezavantajları ise :

  1. Uzun zamandır play off lardan çıkamıyorlar. Bu sene takımın son zamanlarındaki formu onların üzerindeki stresi arttırıyor. Ev sahibi olmanın bir avantaj gibi gözüktüğü yerde bir taraftan da ilk iki maçtan birini kaybetmeleri durumunda zaten deplasman karnelerinin çok zayıf olması nedeniyle bu kaybın seriyi kaybetmeye götürübileceğini biliyorlar. Bu iki maçı mutlaka kazanmak zorunda hissediyorlar.
  2. Bütün şehir maça hazırlanıyor, bu kadar yüksek motivasyon onların stresini arttıracaktır.
  3. Obradovic’in varlığı ve her şekilde her soruna çözüm bulabilecek olmasının biliniyor olması onları fazlasıyla geriyor
  4. Oyuncuların içinde Bourousis hariç her durumda sakinliğini koruyabilen oyuncu yok ki buna Calathes de dahil. Soğuk bir oyuncu gibi gözükmekle beraber baskının arttığı ve işlerin kötü gittiği anlarda Calathes’in top kayıpları artıyor. Aynı şey James için de geçerli, gaza gelip 5 kişinin arasına dalıyor. Ve tüm takımın aslında bu iki oyuncunun eline bakıyor olması onları strese soktuğunuz zaman bütün takıma sirayet edecek duruma geliyor
  5. Pascual stresli anları yönetebilen bir coach değil. İşler iyi gidiyorsa sorun yok, ama özellikle kendi evlerinde maçın kritik anlarına önde girersek hata üzerine hata yapacaktır.

Pana’nın avantajları :

  1. Kendi sahalarında 15 maçın 14 ünü  ve son 5 maçı , ki bunların içinde CSKA ve RM gibi ilk iki sıradaki takımlarla sıralamadaki direk rakiplerinden Baskonia var, kazanmış olmaları kendilerine olan güvenlerini fazlasıyla arttırmış durumda.
  2. Bugüne kadar kendi sahalarında Obradovic’li takım dahil Fenerbahçe’ye hiç yenilmemiş olmaları.
  3. Kendilerinden beklentinin çok fazla olmaması ve yeni kurulan bir takım olması nedeniyle olası bir elenmenin çok da eleştirilmeyecek olması.
  4. Ne kadar oyuncu bazında yeni kurulmuş bir takım olmalarına rağmen klüp bazında bu seviyeleri çok oynamış, hakemleri etki altına almayı çok iyi bilen bir takım olmaları.

Gördüğünüz gibi aslında bir çok değişken ve bileşen var. Açıkcası ben tam olarak bir takımı burada ayıramıyorum. Bu nedenle kimin üstün olduğu konusunda cevabı sizlere bırakıyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir