Bildiğiniz gibi EL maçlarından önce rakiplerimiz hakkında bir yazı hazırlıyorum. Bu yazı için yaklaşık 2-3 gün hazırlanıyorum. Tüm maçlarını inceliyorum, kimi nasıl yenmişler, kime neden yenilmişler. İstatistik kağıtlarına bakıyorum, hangi alanda iyiler hangi alanda zayıflar. Bizimle kendi evlerinde oynayacaklarsa kendi evlerindeki istatistikleri, diğer türlü deplasmandaki istatistiklerine bakıyorum. Öne çıkan oyuncuları hakkında ayrıca çalışıp dikkat çekmeye çalışıyorum.
Efes maçı özelinde bunu yapmayacağım. Bu maçta rakibin kim ve ne olduğu değil bizim ne durumda olduğumuz çok daha önemli. Bildiğiniz gibi sezon başında Bogdan sakatlandıktan sonra çok dengesiz sonuçlar almış ve bir türlü raya oturamamıştık. Sonuçlardan daha önemlisi takımın oynadığı basketbol önceki 3 seneye göre en kötü seviyede idi. Bogdan yok dedik, Gigi&Vesely çok formsuz dedik, Nunnally henüz takıma alışmadı dedik, Antic yaşlandı oynama enerjisi azaldı dedik. Konsantrasyon sorunları var , çok ribaund veriyoruz ve savunmada bazen dağılıyoruz dedik.
Sonra Bogdan döndü, şansız bir Kızılyıldız mağlubiyeti yaşadık Belgrad’da. Yenilgiye rağmen oynanan basketbol beni memnun etmişti. Olumlu sinyaller gelmeye başlamıştı, hem Bogdan’ın bireysel performansı hem takımın diğer oyuncuları üzerindeki etkisi takımı direk yukarıya taşımıştı. Arka arkaya 4 galibiyet aldık ki biri deplasmanda CSKA maçıydı. Tamam dedik bildiğimiz takım geri döndü. Arkasına kötü durumdaki Wilbekin’den yoksun Daçka’ya karşı ilk çeyrek 10 sayı fark yapmamıza rağmen kötü bir mağlubiyet yaşadık. Olympiacos maçında Sloukas’ın sakatlanması , zaten formsuz olması nedeniyle bizi çok korkutmamıştı. Bogdan 1 numara geçmiş ve performansını arttırmıştı. Bir şekilde bu dönemi geçebileceğimiz görüntüsü vardı takımda. Bobby’nin takımı oynatmadaki eksikliğini Bogdan kapatıyordu. Bu sakatlık bize hiç ilk 4 dışında kalma endişesi yaratmamıştı. Hatta acaba daha yukarı çıkar mıyız diye düşünmeye başlamıştık.
Kendi evimizde Baskonia ile oynarken de maça, ilk maçın intikamını alma fikriyle çıkıyor hiçbir şekilde mağlubiyet düşünmüyorduk. Evdeki hesap çarşıya uymadı maalesef. Kötü bir performansın ardından o maçı da kaybettik. Artık Ülker Arena bir kale olmaktan çıkmıştı. Sezon başındaki Unics Kazan maçına kadar 23 maçlık seri yaptığımız Ülker Arena’da artık mağlubiyet olası hale gelmişti. Önce Kazan, sonra Daçka ve son olarak Baskonia’da bizi kendi evimizde yenmeyi başardı.
Yine de karalar bağlamadık, ne de olsa ilk 4 deki yerimiz hala sağlam duruyordu. Ama bu hesap da bozuldu. Önce Baskonia kendi evinde CSKA’yı yendi, arkasına biz sezonun en büyük kaybı olan Maccabi mağlubiyetini aldık. Bu maç bu sezonun kaderini çizecek maç olabilir. Ne kadar farkındayız bilmiyorum ama maalesef F4 yolundaki en büyük yarayı bu maçta aldık. İkili averajın Baskanio’da olduğu bir durumda aramızda sadece 1 maç kaldı. Kalan 3 maçta bizden bir fazla maç kazanırlarsa maalesef play off larda saha avantajını kaybediyor olacağız. Bizim önümüzde Efes ve Real Madrid deplasmanları varken Baskonia ise Pana ve Zalgris ile kendi evinde GS ile deplasmanda oynayacak. Bu üç maçtan da galibiyetle ayrılabilirler.
Peki ya biz ? Sloukas zaten yok, Maccabi maçında Gigi de sakatlandı. Bogdan’ın durumu belli değil, oynasa bile üzerinde bir tedirginlik olabilir. Tedirgin olmasa bile kısa rotasyonumuzda Bobby, Melih(şükür ki onun performansı bu aralar rotasyona sağlam bir şekilde girecek kadar yükseldi) Bogdan ve Nunnally den oluşacak. Gigi gibi her pozisyonda değerlendirebildiğimiz bir oyuncunun da olmaması zaten topun dönmesinde ve pozisyon hazırlamakta çok zorlanan takımımızı fazlasıyla olumsuz etkileyecek.
Bir taraftan bu sene tam anlamıyla ritm tutturamamış bir Vesely gerçeği de var. Antic bir maç var bir maç yok. Bennet kesinlikle hazır değil, Kalinic şu an ihtiyacımız olan skor ve oyun zekasını sahip bir oyuncu da değil.
Elimizde tam anlamıyla güvenebileceğimiz bir tek Udoh var. Bobby bazen öyle şeyler yapıyor ki , ya maçı alıyor ya da rakibe veriyor. Geçen sene yere göğe sığdıramadığımız, hiçbirini öne çıkaramadığımız 5 oyuncumuzdan bir tek Udoh kaldı elimizde. Onun da yorgunluğunu, bazen top alamıyor olmanın sıkıntısını gözardı etmemek lazım.
Bütün bunları yazdıktan sonra belki de tüm olumsuzluklardan daha büyük bir kozumuz olduğunu da unutmayalım. Zeljko Obradovic. Eğer bu durumdan çıkacaksak ancak onun sayesinde çıkabiliriz. Ne yapıp edip bir çözüm bulacaktır diye düşünüyorum. Bu son 3 maçtan 3 galibiyet alırsak da bu ancak Obradovic sayesinde olur.
Maccabi maçında 1 ve 2 numara pozisyonları Bobby, Melih , Nunnaly üçlüsüyle döndürmek zorunda kaldık. Berk hiç süre almadı, Egehan kadroya bile giremedi. Kenarda ise Ahmet, Barış, Bennet, gibi neredeyse hiç oynamayan uzunların haricinde, Udoh, Vesely, Antic gibi rotasyonda görev alan 3 oyuncuyla beraber 4-5 numaralarda 6 kişi ile sahaya çıktık. Kalinic’in de 4 numara oynadığını düşünürsek tam 7 oyuncu oluyor. Kısa rotasyonumuzun bu kadar zayıf olduğu yerde Berk ve Egehan şapkalarını önlerine alıp biz neden bu durumdayız diye düşünmeliler bence.
Evet tablo çok parlak değil. Normal sezonu ilk 4 dışında tamamlarsak Baskonia veya Olympiacos ile saha avantajı olmadan play off oynamak durumda kalabiliriz. Umarım Bogdan bu akşam sağlıklı bir şekilde sahada olur, umarım coach hiç kimsenin beklemediği bir sürpriz hazırlar ve bize maçı kazandırır. Buna gerçekten çok ihtiyacımız var.
Merhaba,
Ben tamamıyla farklı görüyorum. Evet Bogdan olduğu zaman elimiz her anlamda güçleniyor ama bu bizi winner yapmıyor CSKA NIN de Colo varken veya Madrid in Lull varken olduğu gibi. Deplasmandaki CSKA maçında Bogdan yoktu bu arada o maçı Bobby ve Udoh ikilisi almıştı.
Sorun, Obradoviç in eski Yugoslav oyun sistemi ile ilgili. Sezon başında full kadro ve sağlıklı içen Daçka ya Zadar turnuvasında nasıl yenildiysek, yine full kadro kendi evimizde zar zor maç kazandık ya da lig sonuncusu takımlara yenildik. Bu sezon içerde aldığımız iki tane net galibiyet var, Zalgiris ve Pana. Bunların dışındaki tüm maçları ya son çeyrekte çevirdik ya da en son aynı Maccabi örneğinde olduğu gibi kaybettik. Tamam sakatlıklar vs ama göze çarpan çok ciddi hatalar yaptı Obradoviç. En önemlisi en kritik anlarda Kalinic in insiyatif almasını ve son topu kullanmasının önüne geçemedi.
Geçen sene CSKA finali, öncesindeki tüm F4 maçlarımız, bu seneki maçlarındaki çoğu karbon kopya gibi hep geriden gelip almaya çalıştığımız maçlardı. Bizim en güzel ve gerçekten şampiyon oluruz dedirten oyunumuz iki sene üst üste playofflarda önce Maccabi sonra Madrid i süpürdüğümğz maçlardı. Ancak maalesef bu performansımızın, ne normal sezon ne de F4 maçlarında yanına ulaşabildik. Obradoviç, öncelikle Melih e daha fazla serbesti ve güven vermeliydi, savunmadaki eksikliklerini başka şekilde kapatarak, aynı Gigi ve Kalinic in savunma zaafiyetlerinde olduğu gibi…bir diğeri yeni oyuncu alıyorsan oynatarak adapte edeceksin, oturtarak değil. Bunun için de her hücumda setlere takılı kalırsan ya da her savunma da bir iki hata yaptığında oyundan alırsan olmaz. Bennet oynamadı, Melih oynamadı biz yine kaybettik birçok maçı…Bütün takımlar aldıkları oyunculardan birşekilde yararlanıyorlar.
Son olarak biz neden bu sene Maccabi yi, Daçka yı, Efes’i son dönemlerde, Baskonia yı yenemedik iyi analiz edip çözmemiz gerekiyor. Aslında teşhis basit, atletik, agresif, daha çok bireysel yeteneklere dayalı ve daha çok koşan yani daha az set oynayıp çabuk oynayan ve fast break atan takımlara yeniliyoruz. Ancak bu günümüz modern basketbolunun geldiği yer ve Obradoviç in buna adapte olması gerekiyor, bir zamanlar zenci atlet oyuncu istemiyordu, neyse Udoh ve Nunnally ile bunu aştı.
Belki oyunu daha fazla kontrol edip daha az pozisyon ile daha çok sayı üretiyor ve pozisyon başına en verimli bir iki takımdan biri oluyor, aynı zamanda en az yiyen takım oluyoruz, ama top kayıpları ve alamadığımız ribauntlar bize karşı hızlı oynayan takımlara daha çok pozisyon vermemize neden oluyor ve sonuçta kaybediyoruz çoğunlukla…
Evet Obradoviç hala en iyisi, tam ve sağlıklı bir kadro ile play-off’ta yine başarabiliriz ama takımın oynadığı basketbol maalesef ilk 4 seviyesinde değil ve bu sakatlıklar veya formsuzluğun ötesinde takım ve coaching ekibi ile birlikte düşüşte olduğumuzu gösteriyor…Aynı Maccabi nin iki sene önce başlayan ve Madrid in geçen sene yaşadığı (ama onlar bu sene geri geldiler) durumu gibi.
Sevgiler,
M.Şerif