Hiç beklenmeyen, hiç hesapta olmayan hatta hiç olası gözükmeyen bir mağlubieyet aldı Fenerbahçe dün akşam. Kadrosunun neredeyse yarısını kaybetmiş, koçun arkasına baktığında yüzünü kızartacak kadar kötü bir tablo sahibi Maccabi İstanbul ‘a gelip Fenerbahçe’yi bu sezon ikinci defa yenmeyi becerdi.
Maç henüz başlamadan 1 numara eksiği gözler önündeydi zaten, koç da bunun bilincinde Melih’i 2 numaraya çekmiş Nunnaly’yi de 1 numara rotasyonuna dahil etmişti. Kalinic SF pozisyonuna gelerek bize güç avantajı ve savunma gücü katacağı planlanmıştı ama gelin görünki direksyon başında kimse olmayınca işlerin yürümesi gerçekten zor.
Bobby’nin gerçek 1 numara olmayışı, oyunu sürekli zorlayan oyun anlayışı yanına birde Nunnaly’nin kendini NBA de sanması, topu alıp tek başına hücumları eklenince hücumları seyretmek bir işkence halini almaya başladı. 28 adet 3 sayılık atış kullandık. Takım ortalamamızın çok çok üzerinde kullanılan bu 3 sayılık atışlarda her ne kadar %47 gibi bir oranda başarılı olmuş olsa da maçın kaybedilmesinin kilidi oldu. Şutuna güvenen takım topu içeri indirmeyi unutunca olanlar oldu. Tüm ilk yarı boyunca 1 tek tane bile sırtı dönük oyun oynanmadı zaten bu şekilde kazanmakta neredeyse imkansızdı.
Savunma tarafı ise gerçekten büyük bir kabus oldu bize. Her maçta bir kahraman çıkıyor karşımıza diye düşünüyor insan bazen ama kahramanları kötü savunmamız ile bizim yarattığımızı burada belirtmem lazım. Vesely’nin savunmada ki anlamsız blok aşkı, Eline top alan herkesin Kalinic gibi bir savunmacıyı elini kolunu sallayarak geçmesi gerçekten inanılmaz görüntüler. 34 dakika sahada kalan Vesely’nin maçı sadece 3 ribaund ile tamamlamış olması gerçekten inanılmaz. Yaptığımız 12 top kaybı makul gözükürken bunun yanına sadece 5 top çalma eklememiz savunmamızın berbatlığını bir kez daha gösteren bir istatistik.
Gerçekten maç kazanacak mecali olmayan, hadi çıkıp top oynayalım diye bir araya gelmiş gibi duran Maccabi’ye 2 defa yenilmiş olmak bu sene ki en büyük ayıbımız olarak kalacak. Daha da komiği “size” olarak bizim yanımızda ufacık kalan bu takımın ribaundlarda bize 34-33 üstünlük kurmuş olması hatta yetmezmiş gibi 11 tane hücum ribaundu almışlar bizden. Bunun tek açıklaması konsantrasyon eksikliği gibi duruyor. Aynı oyuncular gibi seyirci de konsantre değildi maça. Ülker Sports Arena’ da maç seçme geleneği devam ediyor. Salon belki boş kalmıyor ama etkisiz bir seyirci kitlesi maça da katkıda bulunmuyor.
Daha fazla rakamlar ile uğraşmaya gerek yok. Bu maçın kaybı çok şeye mal olabilir. Şimdiye kadar yapılan ufak tefek kazaları sıyrıksız atlattık fakat bu sefer arabanın 2 tekeri uçurumun kenarında. Şimdi söz oyuncularda olacak. Perşembe akşamı alınacak bir mağlubiyet geri dönüşü olmayan bir yola girmemize sebep olabilir. Umarım tüm takım ve Koç bunun bilincindedir. Perşembe akşamı yaşanacak bir mağlubiyet ilk 4 hayalimizin suya düşmesi demek olabilir çünkü.
Sevgiyle Kalın,