Fenerbahçe-Darüşşafaka D. : 79-76.. Bu Sefer Obradovic..

David Blatt ile Zeljko Obradovic arasında dostluk olduğu kadar büyük bir rekabet de var. Birbirlerine ve oynattıkları basketbola büyük saygı duyan iki coach’un bu sezonki 5.karşılaşmasında bu defa gülen Obradovic oldu. Sezon başındaki hazırlık turnuvası olan Zadar ile başlayan EL ve BSL ile devam eden maç trafiğinde 3-1 önde olan David Blatt dün bu üstünlüğünü devam ettiremedi.

 

Aslında maça çok iyi başlayan Blatt’ın takımı Darüşşafaka idi. Kostas’ın yokluğunda Bogdan’ı mecburen 1 numarada da kullanmak zorunda olan Obradovic , Bogdan’sız bir beşle maça başladı. Hücumda bir türlü organize olamayan Fenerbahçe’ye karşı sert savunma ile başlayan Darüşşafaka özellikle hücum ribaundlarında Zizic’i etkili kullanarak ilk çeyrekte öne fırladı. Organizasyon sıkıntısı devam edince Bogdan’ı daha 5 dk dolmadan oyuna almak zorunda kaldı Obradovic. Fakat Blatt, son zamanlarda oldukça formda olan Bogdan’ı sürekli ikili sıkıştırmalar ile zorlayıp onun da oyun kurmasına engel oldu.

 

Fenerbahçe maçlarında hep daha bir konsantre olan Wilbekin belki de Dixon’ın birebirde hiç üstünlük sağlayamadığı tek oyuncu. Hem savunmada Dixon üzerinde baskı yapıp ne rahat pozisyon bulmasına ne de oyunu yönlendirmesine izin vermezken, hücumda da özellikle Zizic’in perdelerini iyi kullanıp bir şekilde ya kendine pozisyon hazırlıyor ya da boş adamı bulup uygun şutu attırıyordu.

 

İkinci çeyrek ile birlikte Fenerbahçe’de özellikle Kalinic’in önderliğinde savunmasını sertleştirince iki takım da hücum etmekte çok zorlanmaya başladı. Buna rağmen Darüşşafaka yakaladığı bir seri ile bir ara farkı 8 sayıya kadar çıkardı ama Obradovic’in molasının ardından hemen cevap geldi ve maç 38-38 ile dengeye geldi. Sıkışan tüm anlarda Dixon çıkıp bir üçlük sıkıştırdı ve akışı değiştirdi.

 

İkinci yarıda Udoh’un olmaması, maçı tribünde izleyen bizler için öncelikle büyük bir endişe kaynağı oldu. Oynamadığı yetmiyor gibi bench’te de olmaması büyük bir problem mi var sorusunu sordurdu bizlere. Vesely’nin de faul problemine girmesi Ahmet’in süre alması sonucunu doğurdu ve Ahmet yine iyi bir performans sergileyip Zizic karşısında hiç ezilmedi. Bir iki hücum ribaundu , alamasa bile pozisyonu bozma, savunmada en azından box out ederek Zizic’i potadan uzaklaştırma gibi gayet olumlu işlere imza attı. Çeyreğin başında ne kadar Darüşşafaka iyi başlamış olsa da devamında 9-0 lık bir seri ile tekrar oyuna ortak olan Fenerbahçe öne geçemese de , Darüşşafakayı takibe devam edip rahatlamasına izin vermedi.

Son çeyrekte ise bu sefer 10 sayılık farka iyi basketbol ile Fenerbahçe ulaştı ve maçı bitirdim mesajını verdi. Ama karşıda her zaman inatçılığı bırakmayan bir takım olduğunu unutmamız nedeniyle buldukları 2 üçlük ve bir top çalmayla fark çok kısa bir sürede eriyip maçın son bölümüne 73-74 ile Darüşşafaka önde girdi. Yine mi kaybediyoruz endişesi tüm salona yayılmışken bunu hiç düşünmeyen bir adam sahneye çıktı. Bogdan son bölümü öyle bir özgüvenle oynadı ki , ‘arkadaşlar rahat olun, topu bana verin ve merak etmeyin’ der gibiydi. Belki maçın en değerli oyuncusu Dixon seçilmiş olabilir ama maçın karar anlarında Bogdan’ın oyuna hükmetmesinin unutulmaması lazım.

 

Bir paragraf da Kalinic’e açmak lazım. Bence maçın gizli kahramanı idi. Doğru tercihlerle şut seçimi yapan(11 sayı attı ve sadece 2 şut kaçırdı) , çok kritik bir yerde üçlüğü sokan, savunmada hiç konsantrasyon kaybetmeyen, 3 ribaund ve 3 asist ile takıma her alanda katkı veren Kalinic tam da kendinden beklediğimiz gibi bir performans sergiledi. Takım olarak sadece 13 asist yapabildiğimiz bir maçta onun yaptığı 3 asistin önemi çok daha büyük.

 

33 yaşında Bobby Dixon. Ve bu aralar neredeyse hiç maç kaçırmadan, hiç dinlenmeden sürekli 30 dk üzerinde sürelerle sahada kalıyor. İşlerin sıkıştığı anlarda devreye giriyor, savunmada hep kendinden iri oyuncuların karşısında ezilmeden duruyor, 1.78 boyuna rağmen ribaundlarda iki maçtır en yüksek rakama ulaşıyor. Çok büyük saygıyı hak ediyor. Bir gün forması asılacak oyuncular arasında onu da görmek istediğimi söylemek istiyorum. Dünü de 18 sayı, 6 ribaund 4 asist ile tamamladı.

BSL’de 30 maç arka arkaya kazanmış oldu dün akşam Fenerbahçe. Aslında BSL’de sıralama çok önemli değil, bu maçı kaybetsek çok da önemli bir şey olmazdı. Ancak hem Obradovic-Blatt rekabeti hem de sahamızı korumak anlamında maçın değeri vardı.

 

Önümüzde Baskonia ile önemli bir EL maçı var. İlk maçtaki 34 sayılık farkın da akıllarda olduğu bir maç oynayacağız. O maça çıkarken bu maçın morali de etkili olacaktır. Umarım Udoh’ta ciddi bir sakatlık yoktur.

Bu maçın ayrıca 9 Mart’a gelmesi ve o günün Obradovic’in doğum günü olduğunu da unutmayalım. Geçen sene başlattığımız “World Obra Day” kutlamalarının bu maçta da olacağını düşünüyorum.

MAÇIN İSTATİSTİKLERİ

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir