Obradovic’in geldiğinden beri ilk defa oynayacağı Efes play off serisi öncesi birkaç başlıkta öne çıkan faktörleri değerlendirelim.
- Kadro Genişliği : 2 günde bir yapılan maçlar oyuncular üzerindeki mental ve fiziksel yorgunluğu fazlasıyla arttırıyor. Bu konuda Efes bize göre daha rahat bir konumda. 6 Yabancılarını da kullanıyorlar , Ahmet Çakı’dan sonra nispeten daha az süre alan Tyus da daha fazla sorumluluk almasıyla tüm yabancılarından verim alıyorlar. Bunların haricinde en az 4 yerli oyuncuya süre ve sorumluluk veriyorlar. Cedi, Furkan, Birkan ve Doğuş belirli bir standartta süre alıyorlar. Bu da onların rotasyonunu 10 kişiye çıkartıyor. Eğer bir şekilde çok ihtiyaç duyarlarsa Ahmet de devreye girebilir. Biz ise 6 yabancı haricinde Dixon ve Melih ile oynuyoruz. Bunların dışında kalan Berk, Barış, Egehan ve Ercan hiç süre almıyor. Play off lar başladığından beri Obradovic 7 lisanslı oyuncusundan hiçbirini iki maç arka arkaya kadro dışı bırakmadı. Antic-Kalinic ikilisin haricinde son GS maçında Bogdan’ı da dışarda bırakarak bir şekilde biraz da olsa dinlendirme şansı yarattı. Bunun haricinde oynadığı 8 oyuncu içinde süreleri çok iyi ayarlayarak tüm oyuncuları 35 dk lara çıkmadan kullanmayı başardı. Yine de seri uzarsa bu 8-10 rotasyon farkı Efes’e avantaj olacaktır.
- Saha Avantajı : Ligi lider tamamlayan Efes saha avantajına sahip. Ancak bunun seyirci avantajı olduğunu söylemek zor. Abdi İpekçi’de oynanacak maçlarda da çok sayıda Fenerbahçeli seyirci salonda yerini alacaktır. Hatta seyirci baskısı Efes üzerinde daha çok olacaktır. Ülker Arena’da ise neredeyse hiç Efes taraftarı olmayacak diyebiliriz. Bu nedenle ne kadar Efes saha avantajına sahip gibi görünse de bu avantaj Fenerbahçe’den yana.
- Form Durumu : Fenerbahçe geçen sene F4 sonrası yaşadığı mental yorgunluğu bu sene çok hissettirmedi. Sadece Abdi İpekçi’de oynanan maçlarda mental yorgunluktan çok psikolojik baskılar takımı etkiledi. İlk iki maçta oynadığı basketbolu oynayamadı Fenerbahçe. Son maçı kazanmış olmasına rağmen o maçtaki görünümle bu seneki en iyi basketbolunu oynadığını söylemek doğru değil. Efes ise Ahmet Çakı ile oynadığı 8 maçtan da galibiyetle ayrıldı. Bir çıkış yakaladıklarını söylemek çok yanlış olmaz. Mükemmel bir basketbol oynadıklarını da söyleyemeyiz belki ama bu sezon içinde değerlendirirsek , sezonun geri kalanına göre daha formda olduklarını söylemek mümkün.
- Coaching : Obradovic Fenerbahçe’ye geldiği günden beri Efes ile 6 Türkiye Ligi, 6 EL 1 de Türkiye Kupası maçı oynamış. Türkiye Ligi maçlarında 3-3 lük bir sonuç varken EL de bu sonuç 6-0 Obradovic lehine. Türkiye Kupasındaki tek maçı ise Efes kazanmış. Ahmet Çakı ile henüz hiç karşılaşmadı. Tabi aslında bu iki coach’u karşılaştırmak bile Obradovic’e büyük bir haksızlık olur. Sadece şunu söylemek lazım diye düşünüyorum, Ahmet Çakı takımın başına gelmesi ile birlikte Efes’te gözle görülen bir gelişme var özellikle savunma tarafında. Yedikleri sayı 5 sayı düşerken (76’dan 70,5’a) top çalmaları da 4 adet artmış durumda (6,2 den 10,2 ye). Oyuncular biraz daha rahat ve takım olmaya daha yakın bir görüntü sergiliyorlar. Zaten kadro potansiyel olarak aslında çok daha başarılı olması beklenen bir kadro. Obradovic açısından çok bir şey söylemeye gerek yok. Takımına çok hakim ve bir mühendis gibi makine düzenine yakın bir basketbol oynatıyor takımına (Aİ de oynanan iki maç hariç). Ve eğer oyun gidişatlarına göre coach’ların etkinliği gerekecek maçlar oynanacaksa Obradovic burada çok daha ağır basar.
- Pozisyon Üstünlüğü : 5 pozisyonu ayrı ayrı değerlendirdiğimizde nicelik olarak değil de nitelik olarak bakarsak üstün oldukları tek pozisyon 4 numara. Burada gerçekten çok iyi iki oyuncuları var: Saric ve Brown bizde hiç olmayan 4 numaralara karşı çok ağır basarlar. 2,3 ve 5 numaralarda biz büyük fark yaratıyoruz. Ortadaki tek konu ise 1 numaralar. Burada olay biraz karışık. Ellerinde çok farkıl özellikte iki pg var: Heurtel ve Granger çok yüksek kalitede ve birbirini tamamlayacak iki oyuncu. Heurtel benim çok beğendiğim, çok yetenekli bir pg. Saha görüşü, şutu, fundemental’i , oyun zekası ile çok üst düzey bir pg. Savunması zayıf evet ama bir zayıf yanı da karar mekanizması. Bazen raydan çıkıp çok yanlış tercihlerde bulunabiliyor. Granger daha ayakları yere basan bir pg. Belki Heurtel kadar yetenekli değil ama çok daha az hata yapan sahanın her tarafında katkı sağlayabiliyor. Onun da bazen topla çok oynadığını söylemek yanlış olmaz. Belki de bu serinin en önemli belirleyicisi bu iki oyuncunun Dixon&Sloukas ikilisine karşı ortaya koyacağı performans olacak. Eğer bu pozisyonda büyük bir üstünlük kurmazlarsa serinin favorisi Fenerbahçe olacaktır.
Bu serinin bir diğer belirleyicisi Bogdan Bogdanovic olacak. F4 ve sonrası yaşadığı düşüş ile bu sezonki harika performansına gölge düşürdü. Onun neler yapabileceğini bu sene herkes gördü. Bu takımın en kapasiteli oyuncusu. Eğer bütün sezon oynadığı basketbolunu bu seride tekrarlarsa Fenerbahçe çok daha ağır basar.
Basketbol dışı bir çok olayın yaşandığı GS serisinin ardından çok daha basketbol merkezli bir seri bizleri bekliyor. Umarım güzel bir basketbol ile sezona veda eder yanına da hakettiğimiz bir şampiyonluğu ekleriz. Bu güzel takım bu sene bir ribaundla kaçırdığı EL şampiyonluğundan sonra bu kupayı alıp biraz olsun teselli bulmalı.
Finalde Fener kupayı alır ancak Efes’in seride en az 2 maç alacağını düşünüyorum. Başarılar.