Madrid’de Bizi Neler Bekliyor

Gidebileceğimiz en iyi şekilde gidiyoruz Madrid’e. Skorun 2-0 olmasından daha büyük bir avantajla gidiyoruz. Seri öncesinde maçı etkileyen faktörler içinde belkide en aleyhimize görünen psikolojiyi terse çevirdik.

Sertlikse sertliğe cevap verdik, savunma ise en alasını yapıp 70 in altında tuttuk, hücumsa 100 atıp gereken cevabı verdik. Artık akıllarında biz bu takıma yenemeyiz imajı yarattık.

Seri öncesinde hem normal sezonda bizi yenmiş olmaları, hem geçen sene F4 den kalma avantajları, hem bizim top16 grubundaki başarımıza rağmen grubumuzun E grubuna nazaran daha kolay olması , Real Madrid’in kafasında biz bu takımı her şekilde eleriz düşüncesini oluşturuyordu. Onlar son şampiyon, onlar daha tecrübeli, onlar büyük takım. Ama işler öyle olmadı. İlk maçta , serinin gerginliği ile iyi başlayamadığımız, rahat hücum edemediğimiz ama sonrasında saha içi hamlelerle üstünlük kurduğumuz bir maç olmuştu. Obradovic, Laso’ya coach’luk dersi vermişti. İkinci maçta ise bu defa oyuncular sazı eline alıp işi Obradovic’e bırakmadan , son şampiyon bir takıma yapılmayacak eziyetleri yapıp, sanki bir alt ligden bir takımla oynuyormuşcasına ağır bir mağlubiyet yaşatmışlardı.

Şimdi işler değişti. Biz rahatız onlar stresli. Kendinizi RM taraftarının yerine bir koyun. Bütün sezon ligi domine etmiş olmamızı bir kenara bırakıp son iki maçtaki performansımız ile bu serinin ne kadar büyük favorisi olduğumuzu hepsi düşünüyor.

Ancak bu yarınki maçın kolay geçeceği sonucu çıkarmaz. Yarın bizi orada çok zor bir maç bekliyor. Bir kere skorun 3-0 a gelip süpürülmeyi kesinlikle istemeyeceklerdir. Bunun için belki de sezonun motivasyonu en yüksek maçına çıkacaklar. Peki ellerinde ne var :

  1. Salonun atmosferi. Ne olursa olsun hem geçen sene F4 hem de bu sezonki maçta bizi yenmiş olmaları kendilerine bir güven verecektir. Taraftar ile bütünleşip bu maçta ekstra bir salon ortamı yaratmaya çalışacaklar.
  2. Sertlik. Bu konuda bizden çok daha iyi oldukları ve kendi seyircileri önünde daha rahat olacakları kesin. Maçın hemen başında bir iki olay çıkaracakları da. Bu olaylarla bizi sinirlendirmeye çalışıp iyice oyundan koparmak isteyecekler. Asıl maç burada. Sakin kalıp oyunlarına gelmememiz lazım
  3. Hakemler. İstanbuldaki gibi hakemler beklemesin kimse, ev sahibi avanatajı ne kadar uygulanabilirse onun üzerine çıkıp uygulayacaklar. Bu arada hakemler belirlenmiş. Başhakem benim çok beğendiğim Ukraynalı Borys Ryzhyk. Yardımcılardan biri Alman  Robert Lottermoser. Bu hakem geçen sene F4 deki maçımızın da hakemiydi ve Yunan  Christodoulou ile birlikte bizi doğramışlardı. Ondan her türlü RM düdüğü gelebilir, hiç şaşırmalı ve sinirlenmemeliyiz. Son hakem de Yunan  Spiros Gkontas. Sonuç olarak Lamonica bile gelseydi yine de bizi doğrayacakları gerçeği değişmeyecek. Buna hazırlıklı olmalıyız.
  4. Şut ritmi. Bunu yakalamalarına asla izin vermemeliyiz. Eğer arka arkaya üçlükleri sokarlarsa mutlaka sakin kalmalı ve garanti basket atmalıyız. En tehlikeli şey onların bulduğu üçlüklerin arkasına bizim boş döneceğimiz hücumlar. Ne kadar iyi savunma yaparsak yapalım, onların bu şutları sokabilecek yetenekleri var. Sorun bu şutların girmesi değil zaten bizim bu şutların arkasına vereceğimiz reaksiyon.

Bu 4 avantajın tamamını çözebilecek tek kelime var. SAKİNLİK. Ne kadar sakin kalabilirsek onların işi o kadar zorlaşacak. Bunu maç içinde Obradovic’in yapması çok kolay değil. Oyuncularımızın tamamının maça bu bilinçle çıkması lazım. Normal bir basket maçı oynamayacağız, bir sinir savaşı oynayacağız. Geçen seneden dersimizi de aldık, bu defa oyuna gelmeyeceğiz. Üstelik bu işleri çok iyi bilen Antic ve Sloukas’ın takıma yön vereceğini yardımcı olacağını düşünüyorum.

Gördüğünüz gibi ne istatistik söylüyorum, ne grafik veriyorum. Hepsi hazır, hepsine çalıştım, ama hiçbirinin önemi yok. Bu maçta istatistik çalışmaz. Bu maçta basketbol kalitesi bile tek başına çalışmaz.

Bir öneri de sizlere. Maç nasıl geçerse geçsin sakın sinirlenmeyin, televizyona bir şey fırlatmayın, evdekilere bağırıp çağırmayın. Oyuncularımızdan sakin olmasını beklerken kendimizi de unutmayalım 🙂

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir