Beklendiği kadar zor, beklendiği kadar stresli, beklendiği kadar sinirli geçti maç. Dün akşamdan beri aklımda şekillendirmek istiyorum yazacaklarımı, ama önce şunu söylemeliyim, “Teşekkürler Obradovic ve Öğrencileri”
Dün maç öne hazırladığımız yazının kategorileri üzerinden giderek başlayalım.
Taraftar:
Sarı işini beceremedik, belki yeteri kadar yayamadık, belki klüp gerektiği kadar sahip çıkmadı, belki o kadar bilinçli değiliz, belki insanlar bunun etkisini tahmin edemedi. Bir sürü neden sayılabilir. Keşke her yer sarı olsaydı, belki 2.maçta olur. Bu taraftarın maça etkisini küçük görmemize neden olacak bir durum değil. Dün çok enerjik bir taraftar topluluğu vardı. Bence görevini yeteri kadar yaptı, daha iyi olabilir ama daha o seviyede bilinçli durumda değiliz. Bir iki sene içinde o bilincinde oturacağından eminim. Bir iki hakem kararı aldırabildik ve rakibin şutlarında ellerinin titremesine neden olduk. Özellikle maçın başında buldukları boş şutları kaçırmalarında kesinlikle taraftar etkisi var. Daha önemli bir gösterge de maç sonunda Laso’nun ve Fernandez’in söyledikleri. Atmosferden etkilendikleri ve rahat olamadıklarını kendi ağızlarından söylediler. Üzerlerinde bir korku bıraktık, ama daha beterini 2.maçta yapacağız.
Coaching :
Yine beklendiği gibi Zoc ağır üstün geldi Laso’ya. Maçtan önce hiçbirimiz 4 ve 5 numaraların Gigi ve Kalinic’ten oluşan bir beşin sahada olacağını düşünemezdi. Ancak bunu yaptı Obrodovic, ve bunu öyle kullandı ki, kullandığı anda da vazgeçtiği anda da hem zamanlamaları hem de etkisi çok büyük oldu. Laso tam ne yapmalıyım diye düşünüp bir önlem almaya çalıştığı anda sahaya Udoh’u sürüp içeriyi duman etti. Sadece 8 oyuncuyla oynadı Zoc. Barış 15 sn kadar oyunda kaldı ve ağır fırça yiyip kenara geri döndü. Ancak bu 8 oyuncuyu mükemmel idare etti. Özellikle son çeyrekte RM’in momentumu ele geçirip skorda dengelediği anlarda Sloukas, Kalinic, Hickman üçlüsüyle maçı tekrar bize getirdi.
Hücum :
Yine beklediğimiz gibi tek bir hücum düzeni ile çıktı RM sahaya. P&R sonrası savunmayı eksiltip genelde dış şut ile şanslarını denediler. İlk 7 şutu kaçırdılar ama maç boyu atmaya devam ettiler. Maç sonunda Rudy “çok fazla üç sayı kullandığımızı düşünmüyorum, bu bizim hücum stilimiz, biz şutör bir takımız” dedi. Yani tek bildikleri bu. Alternatif üretemiyorlar, ve şut ritmini yakalayamadıkları zaman maç kazanma ihtimalleri çok az. Özellikle Ayon’u hiç kullanamamış olmaları onların elini ayağını iyice bağladı. Maçın sonundaki serbest atışlara kadar Ayon hiç sayı üretemedi. Tek verim aldıkları nokta Reyes oldu. Tecrübesiyle bir şekilde sayı üretti ve topladığı hücum ribaundları ile takımını ayakta tutmaya çalıştı. Onların bu kadar kötü şut atmaların en önemli nedeni pozisyon hazırlamaktan vazgeçip şutu zorlamalarıydı. Sadece 10 asist yapabildiler. Neredeyse bütün takımın en az bir asist yaptığı çok maçları olmasına rağmen sadece 5 oyuncu asist yapabildi ve Rodruguiez 0 asist ile maçı tamamladı. Bu şekilde oynamaları onların 3lük yüzdesinin %23,5 da kalmasına neden oldu. Üstelik tam 34 deneme yaptılar ki sadece 25 2 sayılık atış denemesi yaptıklarını da belirtelim.
Biz ise Datome’nin standardının çok altında kaldığı, Dixon’ın ilk çeyrek hariç hiç verimli olamadığı bir günde Sloukas ve Kalinic’ten gelen ekstra 23 sayı ile bir şekilde bir çözüm yolu bulduk. Özellikle maçın başındaki stresin ve gerginliğin yüksek olduğu anlarda biz de düzen içine girememiştik, ancak önce Bogdan sorumluluk alıp kilidi açtı, arkasına da Sloukas hem takımı oynatıp hem kendi de skor üretince tıkanan hücumlarımız çözüldü.
Savunma :
Bizim sert ve agresif savunma yapacağımız zaten aşikardı, ancak RM’in özellikle maçın başındaki savunma arzusu beni çok şaşırttı. Herkese ikili sıkıştırma yaptılar, özellikle Ayon her yere koşturup yardıma gitti, ancak biz bu anlarda bir türlü boş adamı bulamadık. Yaptıkları agresif savunmanın içine bildiğimiz sertliklerini de serpiştirince oldukça etkili oldular. Ancak bunu devam ettiremediler, bizim ise savunma direncimiz hiç aşağı inmedi. Topa baskıyı da yardım savunmalarını da her perdede adam değişmeyi de maç boyunca çok iyi yaptık. Evet boş şut imkanları vermedik değil, ama sonuçta karşımızda EL en iyi 2.hücum takımı var. Bu savunma azmini tüm takıma mal etmek lazım ancak burada Kalinic’in yaptılarının da altını çizmeyi atlamamalıyız. Bugüne kadar 1 den 4 e kadar herkesi savunduğunu daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Buna 5 numarayı da ekledi. Obradovic’in ona güvenini boşa çıkartmayıp sahada 5 numara savunmasını yapan adam olarak önemli bir süre aldı. Neredeyse hiç hata yapmadı savunmada.
Psikoloji :
Yine ellerinden geleni yapmakla birlikte bu sefer sakin kalmayı başardık. Hatta bir çok sefer onlar istediklerini alamadıkları için bizden daha çok sinirlendiler. Özellikle Nocioni’nin kenarda sağı solu tekmelemesi , seyirci baskısından etkilenmesi bir çoğumuzun hoşuna gitmiştir 🙂 Bizim sahamızda oynanacak maçlarda psikoloji konusunda da yenilmeyeceğimizi gösterdik.
Sonuç olarak istediğimiz şekilde savunmanın hakim olduğu bir maç oldu. Skorun buralarda geçtiği maçları kazanma ihtimalimiz çok daha yüksek. İkinci maçın, seyirci baskısının daha da artacağı, Datome ve Dixon’ın biraz daha etkin olduğu , kendimize olan güvenin daha da yükseldiği bir maç olmasını bekliyorum.
tebrikler
Üstat,
Şu hakem olayını işleyen bir yazı da bekliyoruz, naçizane.
Akşam gözümüzün önünde çalmadıkları RM stepsleri & faulleri ile Barış’ı madara eden pozisyondaki ilk faulü görmemek/çalmamak gibi sonuca etkiyen işler çıkartmaları inanın çileden çıkarttı herkesi.
Parayı biz veriyoruz (bkz. Turkish Airlines EuroLeague) düdüğü hâlâ İspanyollar çalıyor, maalesef (bkz. Jordi Bertomeu).
Az sayıdaki istisnai hakemi (bkz. Robert Lottermoser & Ilija Belosevic) tenzih ederek söylüyorum alayı kasap bunların.
Neyse, yarın akşam “rivayete göre” nesine.com tarafından 5,000 adet sarı t-shirt dağıtımı yapılacakmış; bi ümit salondaki renk düzenini bu kez tutturmuş olacağız, inşalla. (-;
çok sevmiyorum o konulara girmek ama maalesef hiçbir ev sahibi avanatajı çalınmadı, tek umudumuz madridde de bu şekilde yönetilmesi, ki hakemler aslında ortalamanın üzerinde hakemlerdi, umarım madriddeki maça Lamonica gelir