Bu Takımla Gurur Duyuyorum. LK-FB:52-55

Rakip güçlü, rakip iyi basket oynuyor, rakip iyi oyunculardan oluşuyor.. Bizim takım yorgun, bizim takım eksik, bizim takım sakat… Ne farkeder. Bir kültür oluşuyor bence en büyük kazanım bu. NBA draftında 6.sıradan seçilmiş, hayatında ilk defa ABD dışında basketbol oynayan Ekpe Udoh, bir formayı bu kadar sahiplendiyse, “ne olursa olsun arkadaşlarımı yalnız bırakmayacağım” diyebilecek kadar fedakarlık yapabilecek seviyeye gelmişse söylenecek tek şey var : Hazır olun sevgili Fenerbahçeliler, arkanıza rahatça yaslanın, basketbolun ve gelecek kupaların keyfini çıkarın. Ama unutmayın ki, kupalar gelmese bile o kupalar için taraftarlarımızın en çok istediği şeyi, yani terinin son damlasına kadar mücadele edecek bir takımımız var.

Maç öncesinde bu maçın savunma maçı olacağını söylemiştim. Sert ve baskılı savunmalar olmasını bekliyordum, ama bu kadarını beklemiyordum. Dün maçı izleyen herkes büyük ihtimalle sahadaki yüksek mücadele nedeniyle büyük keyif almıştır. Ancak eminim ki sahadaki oyuncular dünkü maçtan nefret etmişlerdir. O kadar sert savunma yaptıki iki takım da, gerçekten hücum edesi gelmiyordu kimsenin. Pota altları zaten yasak bölgeydi, kim oraya girse kafasında iki kişi, ne top sürebiliyorsun ne turnike atabiliyorsun. İki takımda uçanı kaçanı blokluyor. Fiziksel itiş kakış hat safhada. İstatistiklere geçen 9 blok görünmesine rağmen en az iki katı kadar da pozisyon blok tehdidiyle saçma sapan atışlara dönüşen hücumlara sebebiyet verdi. Bir yerden sonra iki takım da potadan uzak oynamaya çalıştı ama orası da sanmayın ki rahattı. Datome’nin yayın hemen önünden kalktığı bir şutu bile blokladı Randolph. Bir pozisyon önce savunmada blok yapan bir oyuncu bir pozisyon sonra hücumda bu sefer bloklanıyordu. E içeri girip turnike atamıyorsun, dışardan şutların girmiyor, sürekli itiş kakış yüzünden yıpranma çok fazla. Tekrar ediyorum, dünkü maç oyunculara hiç keyif vermemiştir 🙂

Ekpe Udoh ve Kostas Sloukas’ın kadroda olması, oynamayacak bile olsalar maç önünde bize güven vermişti. Obradovic mümkün olduğu kadar özellikle Udoh’u kullanmamak istiyordu. Maça da 4 numarada Kalinic ile başladı. Aslında rakip uzunları düşündüğün zaman herkesin sağlıklı olduğu zamanda bile Kalinic ile başlamak tercih edilebilirdi. Hem Claver hem de Randolph yayın gerisinden şut atabilen uzunlar. Sadece şutları ile değil yüksek fundementalleri ile topu yere vurup potaya da gidebilen oyuncular. Bu oyuncuları ancak benzer oyuncular ile savunabilirsiniz. Vesely zaten böyle bir oyuncu, onun yanında Kalinic de fiziksel olarak bu işi kaldırabilecek kadar yere sağlam basıyor. Konu Kalinic’ten açılmışken hemen şunu söylemek istiyorum. Evet hücumda bizi hiç tatmin etmiyor, boş şutları kaçırıyor, tercih hataları yapıyor. Ama lütfen onun savunmada bize yarattığı konforu bir düşünün. İsterseniz 4 numara Claver’in karşısına, isterseniz 1 numara Delaney’in karşısına koyabilirsiniz. Ve bu sizin ilk savunma tercihiniz dahi olabilir.

Maça çok iyi başladı Kuban. En rahat hücumlarını maçın ilk 5 dakikasında yaptılar. Biz ise maalesef maç önü korktuğum gibi kötü bir Dixon ile maça başladık. 11-4 ile fark 7 sayıya kadar çıktı. Bu dakikadan sonra ilk mola geldi. Ve her zamanki etkiyi verdi takım. Obradovic’in takımı mola arkasına bir anda kimlik değiştirdi ve ikinci 5 dakikanın skoru 13-2 Fenerbahçe lehine oldu. Bu sırada oyuna giren önce Berk ardında Udoh zaten bize dönen momentumun iyice artmasına neden oldular. Savunma direnci artmış olmasına rağmen hücumda maalesef sadece Bogdan’ın eline bakar durumdaydık. Datome genelde olduğu gibi maçların ilk yarılarını daha sakin geçirme alışkanlığına devam ediyordu. Bogdan’ın iki faul ile kenara geldiği anlarda ise bu sefer Hickman imdadımıza yetişti. Hakemlerin bize çok rahat çaldığı fauller onlara çalınmamasına rağmen takımın direnci gittikçe yükseliyordu. Çeyreğin son bölümüne girmeden arkamızdaki rüzgarın etkisiyle 11-4 den sonra başladığımız seri 25-9 a kadar çıktı ve skor board 20-29 ile en büyük farkı gösteriyordu. Ancak maalesef bu dakikadan sonra işler yine terse döndü. Devreye 25-30 girdik ama genelde en iyi oynadığımız 3.çeyrekte bu sefere Kuban en iyi çeyreği oynayıp 19-13 lük çeyrek skoru ile son çeyrek için yeniden maçı ortaya taşıdı.

Skor bulmak iyice zorlaşıyor ve artık tamamen bireysel yeteneklere kalan bir maç oynanıyordu. Savunma yapılmıyor sanki gerçek bir savaş veriliyordu. Maçın 34-39 dakikları arası hiç sayı olmadı. Şaka gibi ama gerçekten iki takım da bir türlü düzenini oynayamıyor, sadece zorlama atışlara kalkıyordu. Hatta bazen kolay atışlar olsa bile yorgunluk ve yıpranmışlıktan onlar da kaçıyordu.

47-48 lik skoru Delaney’in üçlüğü bozdu. Ve o an bizi belki de girebileceğimiz kaostan yine Bogdan kurtardı. Hemen arkasına attığı 3 lük ile ritmin onların eline geçmesine engel oldu.

Bütün maç boyu hiç verimli olamayan Dixon ise , 47-43 iken attığı çok zor üçlüğün ardından yine Randolph’un üzerinden inanılmaz zor bir üçlük daha soktu ve maçı 52-54 e taşıdı. Bunun devamında maç boyunca sıkıntısını yaşadığımız hücum ribaundları yine bize pahalıya mal olup maçı kaybettirecek noktaya geldi. Datome’nin 1-2 attığı serbest atışların ardından hücum ribaundlarını da alarak önce Janning, ardından Broekoff ve sonra da Claver ile tam 3 üçlük denediler ama hiçbirinde isabet bulamadılar.

19 hücum ribaundu verdik, 14 top kaybı yaptık. Bu iki istatistiğe bakan biri maçı kaybettiğimizi rahatlıkla söyleyebilir. Biz 53 topu potaya atarken onlar tam 69 top kullandılar. Buna rağmen maçı biz kazandık. Bunun açıklaması da şut yüzdeleri. Ortalama %52 ile 2 sayılık atan takımı %33 de, %39 ile üçlük atan takımı %20 de tuttuk. Hatta  kaybettikleri maçlardaki ortalamalarının bile altına indirdik onları.

Bu takım ne oynaması gerekiyorsa onu oynuyor. Kimi nasıl yenecekse öyle yeniyor. Artık grup liderliğini kaybetme ihtimaliz çok azaldı. Bugünden sonra takımı biraz daha dinlendirerek oynamalı ve bazı mağlubiyetleri kabullenmeliyiz. Takımın tek ihtiyacı olan dinlenmek ve iyileşmek.

 

 

  1. okanbaytin diyor ki:

    Oly’nin dün akşam yenilmesiyle biraz daha devre dışı kaldı, Laboral da aldığı galibiyetle 4.lükten oldukça uzaklaştı. Real, Barça, Khimki üçlüsünden biri gelecek diye düşünüyorum. Umarım RM gelmez

  2. DocRush diyor ki:

    Bence de “en dişimize göre rakip” Khimki olacaktır; ancak, ’15 F4 yarı final maçında aldığımız yenilgiyi telafi imkânı verecek bir Real eşleşmesi de güzel olabilir. (-;

    • okanbaytin diyor ki:

      Khimki konusunda hem fikirim, şimdi coach değişikliği ile geçici olumlu bir ivme kazanmazlarsa ben onların ilk 4 de olabilme ihtimalini az buluyorum, ama keşke onlar 4 olsa ve bizimle eşleşse. Real’den çok çekinmekle birlikte onlara olan nefretim nedeniyle aynı şekilde düşünüyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir