E grubu oluştuğu zaman yaptığımız tahminlerde sezona 7/7 ile başlayabiliriz diye düşünmüştük. Ancak ikinci bölümde çok zorlu iki deplasman olan Pana ve Kuban maçlarının bu galibiyet serisini sona erdirebilmesi de yüksek ihtimaldi. Pana maçı şartların da etkisiyle bu ihtimali gerçekleştirdi. Ki OAKA da alınabilecek her mağlubiyet arkasında çok şey taşıyor.
Kuban maçı sadece basketbol düşündüğümüzde Pana maçından daha zor bir maç. Çok daha iyi bir takım Kuban. Ve bu sene coach Bartzokas ile gerçekten büyük bir uyum yakaladılar. Kaliteli oyuncuları doğru şekilde kullanıp sezonun flaş takımı oldular. Onların da özellikle 3 oyuncusu her takımda kendine yer bulabilecek kadar kaliteli oyuncular : Delaney-Claver-Randolph. Üstelik bunları tamamlayan Broekhoff , Draper ve Singlton gibi görev adamlarına da sahipler.
Takımın bireysel yeteneklerinden önce takım savunmaları daha ön plana çıkıyor. O sırada sahada kim olursa olsun takım düzeninde değişmeyen tek şey sert ve istikrarlı savunmaları. Bu sert savunmaları sayesinde hem normal sezonun hem de Top16’nın en az sayı yiyen takımı oldular.
Bir iki rakamla bunu anlatabilmek mümkün. Tüm sezonda rakiplerine maç başına 15,2 top kaybı yaptıran Kuban , Top16’da bunu 15,4’e çıkarıp bu kategorideki en iyi takım oldular.
Benzer şekilde 2 sayılık atışlarda rakiplerini tüm sezonda %48,3 de tutan Kuban , Top16 da biraz düşüş ile %49,5 e izin vererek bu kategorideki en iyi 3. takım durumundalar.
Asıl bu işe değer katan rakam ise rakiplerine yaptırdıkları top kayıplarının büyük kısmını onların çalıyor olması ve bunu fastbreak’ler ile sayıya dönüştürmeleri.
Bizim açımızdan savunma çok kritik olacak. Kazandıkları maçlarda 80 sayı ortalama tutturan Kuban, kaybettikleri maçlarda sadece 66 sayıda kalıyorlar. Bunu şut yüzdeleri ile de destekleyebiliyoruz. Kazandıkları maçlarda %54,8 ile 2 sayı, %40,3 ile 3 sayılık atışları kullanırken, kaybettileri maçlarda çok çarpıcı düşüşlerle bu rakamlar, %43,7 (Tüm takımlar içinde en kötü yüzde), %27,4 (Tüm takımlar içinde en kötü 2. yüzde) oluyor.
Oyuncu değerlendirmelerini ilk yarıdaki analizimde yapmıştım. Çok üzerinde durmaya gerek yok, sonuçta hücum tarafında, çok etkili iki uzunu (Claver-Randolph) ve onları çok iyi destekleyen pg ları Delaney ile fazlasıyla tehkileli bir takımlar. Kendi sahalarında çok etkin bir seyircileri olmasa da bizi ilk maçta oldukça ateşleyen kendi seyircimiz önünde olmadan oynuyor olacağız. Hatırlayacağınız gibi ilk maçın 3 çeyreği çok iyi oynayıp maçı önde götürmüşler, biz son çeyrekte inanılmaz bir dönüş 34-19 luk çeyrek skoru ile maça kazanmayı başarmıştık.
Bu maç bizim için gerçek bir test maçı olacak. Play off serisi başlamadan önce oynayacağımız en zorlu ve en sert takımla oynayacağız. Mümkün olduğu kadar az top kaybı yapıp, şut ritmi bulmalarına da izin vermemeliyiz. Sahaya nasıl bir kadro ile çıkacağımız henüz net değil. Antic kesin yok, Sloukas’ın kadroda olması bekleniyor. Udoh’un durumu ise maçın gidişatına göre belli olacak.
Benim çok önem verdiğim bir maç bu. Galip geliyor olmayı takımın güveni açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Uzunların sıkıntılı olduğu bu dönemde çok formda olan Bogdan ve Datome ikilisine destek verecek bir veya iki oyuncumuz çıkması durumunda ne kadar favori gösterilmesek de maçı kazanabileceğimizi düşünüyorum.
yendiğimiz takdirde hem takımın özgüveni hemde grup birinciliği için önemli bir adım olucak