Sakatlar var ama Obradovic de var :)

Takımın şu an sistem, oyuncular, ritm, roller, disiplin gibi tüm konularını düşündüğümüzde öne çıkan tek problemi kesinlikle konsantrasyon. Obradovic de bunu sürekli söylüyor, hem maç öncesinde hem maçlardan sonra. Takım konsantre olup, istekli olduğu zaman yapamayacağı şey yok. Bir makine düzeni içersinde hem savunmada hem hücumda durdurulamayacak bir performans sergiliyor , ancak konsantrasyon kaybı yaşandığı zaman , herkes bizi yenebilir.

Cedevita maçında sakatlanan Sloukas ve Antic bir dönem bizimle olamayacaklar. Zaten dar rotasyonla oynayan takımımız için bu oldukça büyük problem. Antic, zaten dar olan uzun rotasyonunda önemli bir role sahipti. Hem oyun bilgisi, hem dış şut tehdidi, hem de getirdiği sertlik ile takıma katkı veriyordu. Sezon başından beri sakatlıklarla uğraşan Sloukas, bir türlü ritm tutturamamış olması sürekli eleştiri konusu idi. Cedevita maçı aslında bir çok konuda deneme maçı olarak görünüyordu. Obradovic maça Sloukas, Hickman ve Antic üçlüsü ile başlayarak, özellikle Sloukas ve Hickman’ın performansını yükseltmek ve takıma dahil olmalarını sağlamak istiyordu. Ve bu düşünceye bu iki oyuncu da haklılık kazandırdılar. Sloukas sezon başındaki gibi takımı yönetme ve skor konusunda gayet iyi performans sergilerken, Hickman da geçen sene sakatlanmadan önceki günlerden bir esinti sundu bize. Tam ‘oh, rotasyona iki kişi daha ilave oluyor’ derken maçın sonlarında hem Sloukas hem Antic sakatlandı.

Sloukas’ın sakatlığı daha uzun sürecek ama göreceli olarak onun pozisyonunu doldurma şansımız daha fazla. Dixon, kendinden beklenenin fazlasını yapıyor, Bogdan form tuttu, Hickman döndü, Berk kısa süreli de olsa destek verebilecek durumda. Kısa rotasyonunda tek derdimiz, Melih ve Kalinic’in istenilen seviyeye gelmemiş olması. Ama bu süreçte bir şekilde onların da formunu ve etkinliğini yükselteceğini düşünüyorum.

Antic’in yokluğuna gelirsek. İlk olarak 4 hafta gibi daha kısa sürede gelmesi planlanıyor. Bu sürede onun yokluğu takım için daha kritik. Ama şunu da söylemek lazım, Udoh veya Vesely’ye göre, Antic’in yokluğu daha kabul edilebilir. 20 dk civarında süre alıyordu Antic, ve bazen onu 5 numarada da görebiliyorduk. Onun yokluğunda takım içinde net 4 olan biri yok. Ancak sezon başında hepimizin Datome’yi 4 numarada görme beklentisi olduğunu unutmamak lazım. Datome çok rahat 4 oynayabilir ki, bazı maçlarda hatta kritik anlarda 4 numaraya geçip oldukça önemli katkılar verdi Datome. Onun 4 numarada kullanılmama nedenlerinden biri de Kalinic’in istenilen seviyeye gelmemiş olması. Yine de bu zamanda, Kalinic’in sürelerini biraz daha arttırıp, bazen Bogdan’ı 3 de kullanıp , Datome’ye daha çok 4 numaradan süre verebilir Obradovic. Hafta sonu oynanan Ted maçında bu sahne çok görülmedi. Az da olsa Barış süre aldı, Vesely&Udoh yine beraber oynadı hatta Kalinic , Datome ile aynı anda sahadayken, 4 oynayan Kalinic oldu. Anladığım şu ki, Obradovic düzen içersinde Datome’yi 3 de kullanmayı tercih ediyor, bununla beraber bazen mecburiyetten, bazen de strateji gereği 4’e çekiyor.Ve bunu bir koz olarak kullanmayı istiyor. İlk Efes maçında tercihlerini ve ne şekilde oynayacağını göreceğiz. Net bir şey biliyoruz ki , transfer olmayacak.

Şunu unutmamak lazım. Bazen Obradovic, bizim hiç beklemediğimiz, hatta şaşırdığımız tercihler yapabiliyor. Ancak uzun zamanda onun haklı olduğunu hep gördük. Bu sefer de bir şekilde bu eksiklerin çözümünü bulacaktır.

Sakatlara rağmen takım herkese güven veriyor. Sezon başında çok eleştirilen kadro hem savunmada hem hücumda çok tatmin ediyor. Takımla ilgili tek dert motivasyon ve isteğin 40 dk ya taşınması. Bunu bir türlü yapamıyoruz. Bu da bazen maçlarda sıkıntı içine girmemize neden oluyor. Maçların zorluk dereceleri arttıkça bu sıkıntılı anlar uzayıp önemli maçları kaybetmemize neden olabilir. Bunu çözmenin de maalesef bir reçetesi yok. Obradovic geldiği günden beri bununla uğraşıyor, sporcu doğasında olan bu durumu tamamen çözmenin de mümkün olmadığını düşünüyorum.

Sezon başında transferleri değerlendirirken Datome’nin ne kadar önemli bir hücum silahı olduğunu belirtmiştim. Ancak kendi skorunu yaratmakta başarılı olacağını beklemekle beraber takım organizasyonuna bu kadar katkı sağlamasını beklemiyordum. Her geçen gün Datome takımın temel direklerinden biri oldu. Onu farklı kılan çok özelliği olmakla beraber benim gözümde en önemli özelliği ‘ihtiyaç halinde camı kırınız’ tarzında bir oyuncu olması. İşler zora girdiğinde kapısını çalıp ‘Hadi Gigi bir şeyler yap da şu gidişat değişsin’ diyeceğiniz bir oyuncu. O zamanlarda öyle şutlar sokuyor ki, topun onun elinde olmasını ister hale geliyorsunuz. Benim bugüne kadar gördüğüm en güvenilir şutör olduğunu söylemem abartı olmaz. Şutunun iyi olması değil onu bu kadar özel kılan , bu tek başına bir şey ifade etmiyor. Asıl önemli konu oyun zekası. Bizim hücum düzenimizin temelinde doğru saha içi yerleşimi yatıyor. Bir çok hücumda basket ile dönüyor olsak bile, bu saha yerleşiminde(spacing) Obradovic’in tam istediği olmadığı durumlarda , onu birilerine kızarken görebiliyoruz. Çünkü bazen bir cm kayma bile bir çok şey bozabiliyor. Bu saha yerleşiminin başarılı olması bize doğru açıda boş adam bulma ve uygun şut imkanı sağlıyor. Bu da Datome gibi iyi şutörlerin performanslarını yükseltiyor.

Tabi Vesely&Udoh ikilisin ne kadar iyi anlaştıklarını ve birbirlerine pozisyon hazırladıklarını unutmamak lazım. Normalde spacing de iki oyuncunun potaya bu kadar yakın olması problem yaratabilecekken, onlar arasındaki uzundan uzuna pas trafiğinin çok iyi olması bu sıkıntıyı ortadan kaldırıyor. Bu sayede Vesely kendine has atletik özelliklerini, Udoh da hücum portföyündeki çeşitliliği rahatlıkla sahaya yansıtabiliyor.

Geçen sene Bjelica nasıl her maç performansını yükselttiyse bu sene de Bogdan’ın senesi. Obradovic’in onun üzerine fazlasıyla düşmesiyle Bogdan da sınıf atlama aşamasına geldi. Gerçek potansiyeli yavaş yavaş ortaya çıkıyor. O kadar istekli ve faydalı ki, imkansız görünen işleri de yapabilen biri haline geldi. Skor lideri olarak değil, takım lideri gibi oynuyor ve bir çok kişiden fazlasıyla olumlu eleştiriler alıyor, bir kişi hariç. Obradovic. Şu an takımda en çok bağırdığı en çok kızdığı isim Bogdan. Onu daha yukarıya çıkarmak için çok zorluyor ve bunun meyvelerini de toplamaya başladı.

Bana göre şu anda tüm EL içinde en güçlü ilk 5 bizimki. Oyuncuları tek tek karşılaştırdığımızda belki 1,2 ve 4 numaralarda başka takımlarda bize göre çok daha iyi oyuncular olabilir. 3 ve 5 için ise, Datome ve Vesely kesinlikle tartışmasız en iyi oyuncular. Ancak asıl toplam ilk 5’de Fenerbahçe 5’inin en güçlü beş olduğunu düşünüyor. Dixon-Bogdan-Gigi-Vesely-Udoh 5’ini 40 dk oynatabilecek olsak, ve tüm takımlar aynı şekilde sadece 5 oyuncu ile oynayacak olsalar, bu 5’in kesinlikle çok fark yaratacağına eminim. Bunun yanında formu yükselen Hickman, iyileşmiş bir Sloukas, rolünü kabullenmiş ve fazlasını yapmaya uğraşmayan bir Kalinic ve sağlıklı Antic ile rotasyonu 9’a çıkartmıştık. Şimdi yine 2 eksildik. Belki bunu bir fırsat olarak bilip, Melih ve Ömer biraz formlarını yükseltirler.

Son olarak Efes maçından biraz bahsedip bugünkü yazıyı tamamlamak istiyorum. Efes’i tanıtmaya gerek yok herkes onları çok iyi tanıyor. Bizim maçta performanslarını çok yukarıya taşıyacaklarını düşünüyorum. Maçı kazanmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Eğer Heurtel&Granger ikilisini düzen dışına çıkartıp performanslarını aşağı çekemezsek bu maçı onların kazanma ihtimali bize göre daha yüksek. Bu iki oyuncu haricinde yine 4 numaradan bize karşı üstünlük kurmaları da yüksek ihtimal. Çok zor bir maç bizi bekliyor. Takımın göstereceği direnci merakla bekliyorum.

Sakatlar var ama Obradovic de var :)” te bir düşünce

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir