Genellikle bir çok takımın çok önem vermeyip rölantide geçtiği normal sezon bu sene çok zorlu geçti. Bir çok favori takım çok sürpriz mağlubiyetler aldı. Son haftaya kadar Top16’ya çıkacak takımlar belirlenemedi.
Bu sürpriz sonuçlar sonrasında iki grup arasında çok dengesiz bir güç dağılımı oldu. E grubunda bizim haricimizde direk F4 adayı tek bir takım bile yokken, F grubunda 5 ayrı F4 adayı takım var ve bunlardan biri Top16 bile yapamayacak.
Normal sezonun grupları belirlenirken 4 birinci torba takımı 4 ayrı gruba yerleştirildi. Bu 4 takımdan ikisi yani CSKA ve Olympiakos beklendiği gibi gruplarını rahat bir şekilde ilk sırada tamamlayıp F grubunun yolunu tuttular. Diğer iki 1.torba takımı olan Real Madrid ve Barcelona ise gruplarını dördüncü ve ikinci olarak tamamlayıp CSKA ve Oly ile F grubunda buluştular. Aslında bu iki takımın yani RM ve Barcelona’nın sezon içindeki düşük performansları yerine olağan performanslarını izlemiş olsaydık onları E grubunda görüyor olacaktık. Bu 4 seri başı takım F grubunda bir araya gelmesi yetmezmiş gibi, bir de A grubunun 3.torbasından girmiş olmasına rağmen geçen senenin Eurocup şampiyonu ve kadrosuyla herkesin ortak F4 adaylarından biri olan Khimki’de bu gruba yerleşti. İşler bununla da kalmadı. Laboral Kutxa ve Brose Basket de bu sezon beklentilerin üzerinde basketbol oynayıp gayet iyi sonuçlar alan takımlar olarak dikkat çektiler ve onlar da F grubunun yolunu tuttu. Geriye sadece bir takım kaldı: Zalgris Kaunas. EL A lisansına sahip takımlardan biri olan ve her zaman en zor deplasmanlardan biri olan Kaunas.
Grubu güç sıralamasına göre 4 kategoriye ayırıyorum.
CSKA ve Real Madrid
Khimki, Barça, Oly,
Laboral ve Brose
Kaunas
CSKA hem kadrosu hem oynadığı basketbol ile bu grubun ve F4’ün favorisi. A grubundan sonra en zorlu grup olan D grubundan tek mağlubiyetle çıktılar. EL’in bana göre açık ara en iyi pg ikilisine sahipler: De Colo ve Teodosic ile her zaman herşeyi yapabilecek bir takım. Ki bunlara ilave Jackson, Fridzon ve Higgins gibi oyuncuları da var. Sezon başında Freeland’in sakatlanmasıyla uzun rotasyonunda sıkıntı yaşadılar, ancak Freeland de takıma döndü ve gerçekten oldukça korkutucu bir takım durumundalar.
RM, sezona bildiğimiz gibi hiç iyi girmedi. Son haftaya kadar Top16 endişesi ile oynadılar ve sezonu 5-5 ile tamamladılar. Ancak onlar RM, ve mutlaka ritm tutacaklar. Henüz takıma entegre olamayan Jeff Taylor son haftalarda Fernandez’in de yokluğunu fırsat bilerek fazlaca süre ve sorumluluk almaya başladı. Thomkins’in benzer bir performans göstermesi durumunda yine bildiğimiz RM’i izlemeye başlarız.
Khimki ne kadar sürpriz mağlubiyetler almış olsa da, CSKA’dan sonraki en iyi kısa rotasyonuna sahip takım olarak dikkat çekiyorlar. Oldukça sert uzunları sayesinde , savunma sertliği sağlayıp tempolu ve akıcı oyunları ile çok zor bir rakibe dönüşüyorlar. Onlar da normal sezonu 5-5 ile tamamladılar.
Olympiacos bildiğimiz gibi. Son zamanlarda iyice oturttukları atletik ve sert basketbola bu sezon da devam ediyorlar. Spanoulis’in yaşadığı sakatlığa rağmen gruplarını rahatça lider tamamladılar. Son olarak Shawn James ilavesi ile de (eğer eski James olarak oynarsa) yine her zaman herşeyi yapabilecek bir takım olarak duruyorlar. Dereceleri 8-2
Barcelona iki senedir gerçek Barcelona gibi değil. Bu sene gruplarını Kuban’ın arkasında ve 4 mağlubiyetle tamamladılar. Navorra artık yaşlandı. Takımın lokomotifi durumunda bir oyuncuları yok . Satoransky ve Tomic üzerine bir basketbol oynuyorlar.
Laboral basketbol geleneği çok güçlü bir takım. Bu sene özellikle Bourosis’in çok iyi performansı ve pg ları James & Adams ikilisin iyi günlerindeki çok can yakan basketbolları ile tehlikeli bir takım olarak görünüyorlar.
Bir sistem takımı olan Brose de , öne çıkan çok oyuncusu olmamasına rağmen sert savunmaları etkili pota altları ile sürpriz galibiyetler çıkarabilecek bir potansiyele sahipler.
Grubun tek zayıf duran ekibi Kaunas. Ama onların bile deplasmanda Barcelona’yı yenebilecek sürpriz galibiyetler alma ihtimalini unutmamak lazım.
Biraz da rakamlarla takımların iyi oldukları alanlara bakalım. CSKA en çok verimlilik puanı olan (110,1) en çok sayı atan (91,1) %58,4 ile de en yüksek 2 sayılık atış yüzdesine sahip takım. Ayrıca 3 sayılık atışlarda da %42,7 ile 2.sıradalar.
RM ise, verimlilikte 2. (101.9) , atılan sayıda 3. (85,4), toplam ribaundda 3. (38), hücum ribaundunda 2. (12,3), asisstte 3. (20,8), blok sayısında 2. (3,8), 2 sayılık atışlarda 2. (54,5) sıradalar.
Khimki, toplam ribaundda 4. (37,3) , savunma ribaundunda 3. (25,9) , top çalmada 4. (8) ve bloklarda 1. (5.5) sıradalar.
Olympiacos, en az sayı yiyen 2.takım( 69,2). Toplam ribaundda 1. (38,3) , savunma ribaundunda 2. (26,4)
Barcelona’nın öne çıkan olumlu tek istatistiği 10.5 ile en az top kaybı yapan takım oluşu.
Laboral atılan sayıda 3. (85.4) , toplam ribaundda 1. (38,3), savunma ribaundunda 1. (27,8) top çalmada 3. (8,3) sıradalar.
Brose ise en az sayı yiyen 5. (72) en iyi 2 sayılık yüzdeye sahip 2. (54,5) takımlar.
Sanırım yazının 2. paragrafındaki “…bunlardan biri Top16 bile yapamayacak.” ifadesinde yer alan Top16 yerine Top8 yazılmalıydı.
Bilginize…