Khimki ve D.İ.Büyükçekmece Maçları ve Takımın Son Durumu

Sezon başında yazdığım yazılardaki beklentimde, takımda sistemlerin oturması, rollerin belirlenmesi ve sahiplenilmesi için zamana fazlasıyla ihtiyacımız olduğunu söylemiş, bu dönemde alınabilecek mağlubiyetler ve kötü basketbol için sabırlı olanması gerektiğini belirtmiştim. Ancak tabi Türk insanları, Avrupa Basketbolu için efsane olmuş olmasına rağmen hala Obradovic’i eleştirme ve hatta kötüleme hakkını bulmak için sabırlı davranma gibi bir olgunluğu gösterebilecek karakterde değil. Daha önceki iki senede olduğu gibi hem kadro mühendisliği hem de oynanan oyun için yine her yerden saldırılar geliyor.

Ben Obradovic’i savunmaktan bıkmayacağım. Bu takım sezon sonunda ne kadar başarısız olursa olsun yine de onu savunmaya devam edeceğim. Baştan bunu söyleyeyim. Bana göre %100 yanlış olduğunu düşündüğüm bir tercihi bile olsa mutlaka benim düşünemediğim bir şey biliyordur ya da düşünmüştür diyorum Obradovic için. En taze örnek, Datome’nin 3 numara yerine 4 numarada daha efektif olacağını düşünüyorum. Ancak bu benim görüşüm ve belki de yanılıyorum. Khimki maçının sonları, Datome 4 numarada, maçın sonları, arka arkaya kaçırdıkları 4 faul atışının olduğu anları hatırlayın. İlk iki atışta, ikinci atış yapılırken Datome ile Dragic ribaund mücadelesi yapacaklar. Datome ve Dragic  ikilisinden hangisi daha ribaund için daha avantajlı sorusuna herhalde bir kişi bile Dragic demez. Üstelik yerleşim itibariyle Datome daha önde ve avantajlı. Ve Datome bırakın ribaundu almayı, box out bile edemedi ve ancak beline sarılıp tutmaya kalkınca bir kez daha rakibi çizgiye iki atışa gönderdi. Bu da yetmedi, Dragic de iki atışı kaçırdı ve bu sefer de Datome hücum ribaundunu Koponen’e kaptırdı ve arkasına üçlüğü yiyip maçı berabereye getirdik. Takım zaten Vesely ve Udoh’un beraber sahada oldukları anlarda bile savunma ribaundu almakta sıkıntı çekerken, Datome’nin 4 numara olduğu yerde, biz nasıl ribaund alacağız. Sezon öncesinde Datome transferini yazımda yorumlarken, Datome’nin bu tarz açıklar verebileceğini belirtmiştim. Bu nedenle aslında Kalinic transferi oldukça önemli ve puzzle’ın tamamlanması anlamına geliyordu. Kalinic onun zaaflarını en iyi örtebilecek oyuncu. Ancak takım henüz buna da hazır değil. Daha çok maça çıkmak gerekiyor, çok antreman çalışması gerekiyor, bu entegrasyonu sağlayabilmek için.

Udoh ve Vesely’nin yanyana oynaması hem savunmada çemberi koruma, hem de ribaundlar açısından çok faydalı. Özellikle savunmada, ön alanda her yere koşan ve baskı yapmaya çalışan kısalar, arkadaki bu uzunlar sayesinde daha agresif ancak daha riskli hareket edebiliyorlar. Kısalar bu riskli ancak baskılı savunmada geçilmeleri durumunda, arkada bekleyen atletik uzunlar potayı korumak üzere bekliyorlar. Blok yapmak için büyük bir enerji ve arzuyla bekleyen bu ikili aslında biraz da savunma ribaundunu risk etmiş oluyor. Bunun iki taraflı etkisi var. Evet belki blok için hazırlanmaları ve her topa sıçramaları onların ribaundu almasında zamanlama sorunu yaşamalarına neden oluyor ama diğer taraftan, bu ikilinin blok yapma ya da yapabilme ihtimali, potaya yönelen rakip oyuncu üzerinde büyük bir stres yaratıyor. Bu ikili blok yapamasa bile oluşturduğu korku ortamı ile rakipleri tedirgin ediyorlar.

İşin savunma tarafı bu kadar etkileyici iken, hücum tarafında ise büyük sıkıntılar baş gösteriyor. Bu iki oyuncu da çok dışarı açılabilen, savunmacısını da dışara çekebilen, dış şut tehdidi olan oyuncular değiller. İş böyle olunca, rakip de iyice boyalı alana gömülüyor, kısalarımızın oyun alanı sınırlanıyor, potaya gidişleri kısıtlanıyor. Udoh bir nebze birebir oyunlara sahip olsa da, Vesely bu konuda çok etkili değil. Potaya yakın almadığı zaman oldukça zorlanıyor. Bu nedenle hücum gittikçe tıkanıyor. Halbuki Antic, Barış ve Datome’nin 4 numarada olması durumunda, bu oyuncuların yayın gerisinde hazır kıta beklemeleri, ve şut tehditleri olması spacing sorununu ortadan kaldırıyor. Ancak bu 3 oyuncunun da defoları var, ve bu defolar Obradovic’i sahada uzunca bir süre Vesely&Udoh ikilisi ile kalmaya itiyor. Gerçi son bir kaç maçta, en azından maça sadece biri ile başlar hale geldi, ve mümkün olduğu kadar onları yanyana kullanmamaya çalışıyor ama yine de bu durumla karşı karşıya kalıyoruz.

Aslında bütün bu sorunların çözümleri için sağlıklı ve formda bir Hickman gelecek olması bize bir umut veriyor . Eğer Hickman iyi bir şekilde dönerse, Bogdan’ın geçen seneki gibi 3 numaradan dakika alma ihtimali olabilecek. Hickman bazen 2, bazen 1 hatta bazen 3 olarak sahada yer alabilecek. Hickman’ın 1 numarada olması, işin savunma tarafında özellikle Dixon ve bazen de Sloukas’ın yaşadığı savunma problemlerini çözecek. Onun 2 numarada olması Bogdan’ı hem 2 numarada yeteri kadar dinlenmesine ve arada sırada 3 numarada yer almasına neden olacak. Bogdan’ın 3 numaradan dakika alması Datome’ye 3 numarada ihtiyacımız kalmaması sonucunu doğuracak.

Sloukas, Hickman, Kalinic, Datome, Udoh(Vesely)

Hickman, Bogdan, Kalinic, Datome, Udoh(Vesely)

Sloukas, Hickman, Bogdan, Datome, Udoh(Vesely) gibi bol alternatifli kadro, Datome’nin 4 numaradaki savunma ve ribaund zaafiyetlerini bertaraf edecek değişik dizilimler yapabilecek.

Bu yazdıklarım, Hickman geldikten sonra bütün dertler bitecek diye anlaşılmasın lütfen. Asıl sorunlarımızı çözecek olan zaman. Zamanla bu takım oturacak, Antic de, Datome de neden bu takıma geldiklerini ispatlayacak oyunlar oynayacaklar.

Son olarak Khimki maçında çok konuşulan Obradovic&Dixon sarılması ile ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Açıkçası beni bu maçta galibiyetten daha çok memnun eden bir sahneydi o. Dixon’ın yere atlaması da onu tebrik eden Obradovic de gerçekten bize unutulmaz bir sahne yaşattılar. Obradovic’i geldiği günden beri bir şeye bu kadar sevindiği an olarak sadece geçen sene Maccabi play off serisinde , orada aldığımız galibiyetin ve F4 biletinin alınmasını hatırlıyorum. Bu tarz tepkiler veren biri değil o. Onu bu tepkiyi vermeye iten neydi peki? Bu yere atlamayı Barış, Vesely hatta Datome yapsaydı yine de ona sarılır mıydı? Ya da Dixon o gün maça 4-4 yerine 0-4 başlasaydı Obradovic yine de bu tepkiyi verir miydi? Takımın en an mücadele etmesi beklenen, en çok risk alıp zorlama şut atabilen oyuncusu, maçın ortasında 6 sayı öndeyken, özellikle de maça harika başlayıp kaldırdığı her şutu sokmuşken, ve bunun rahatlığı ile oynarken bu mücadeleyi göstermesi Obradovic tarafından takdir edilecek kadar değerliydi. Bu sahne sadece o maç için değil, bütün sezon için, hatta bizden başka takımlar için bile değerli. Ben eminim ki artık yere top için atlayan oyuncu sayısı hem bizde hem de diğer takımlarda artacak.

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir