EL’de 5.Hafta. Rakip Khimki

Real Madrid’den sonra grubun hatta EL’in en önemli favorilerinden birini konuk ediyoruz. Zevkli ve heyecanlı bir maç bizleri bekliyor.

Geçen senenin Eurocup şampiyonu olan Khimki , geçen sene Eurocup için çok fazla bir kadroya sahiplerken bu sene üzerine daha da büyük hamleler yaparak iyice iddialı bir hale geldiler.

Bana gore Real Madrid ve CSKA ile birlikte Avrupa’nın en güçlü kısa rotasyonuna sahip takım Khimki. Maccabi ile EL şampiyonluğunu F4 mvp si olarak kazanan Tyrce Rice , transfer olduğu Khimki ile Eurocup’ı kazanıp yine mvp seçildi. Onun yanında geçen seneden kadroda olan Petteri Koponen gibi her takımın kadrosunda görmek isteyeceği bir kısaları daha var. Bir de bunların üzerine bu sene NBA’den dönüp, EL’in en pahalı oyuncusu ünvanına sahip olan Alexey Shved ve yine bu sene NBA’den dönen Zoran Dragic ile gerçekten korkutucu bir rotasyona sahipler. Bu 4 oyuncunun her biri tek başına büyük bir tehdit iken, bir de bunların beraber aynı takımda olması açıkcası beni fazlasıyla özendirecek kadar çekici.

Uzun rotasyonları da maalesef hiç de fena değil. İki senedir takımda olan beyaz uzunlar James Augustine ve Paul Davis kalıplı , sert, şutu olan uzunlar. Oyun bilgileri, savunma ve hücum çeşitlilikleri vasatın üzerinde. Tek eleştirilebilecek ya da sorgulanabilecek özellikleri atletizmleri. Vesely ve Udoh çabukluk ve atletik özellikleri ile öne çıkabilir ancak vücut vücuda mücadele de bu ikiliye üstünlük kurmakta zorlanabilirler. Bu iki uzunun haricinde geçen sene Bilboa’da harika bir sezon geçiren Todorovic bu sene kadroya ilave edildi. Ancak oyun stili olarak diğer iki Amerikalı’dan farklı bir oyuncu değil. Atletizm haricinde her türlü artısı var onun da. Takımda uzun oyuncular içinde bir tek Tyler Honeycutt atletizm açığını kapatmaya çalışıyor.

Kısa forvet pozisyonunu belki de diğer iki bölgeye göre, yani kısa ve uzun rotasyonuna göre nispeten daha zayıf oldukları yer. Gerçi burada da Sergey Monia gibi oldukça tecrübeli ve etkili bir oyuncuları var.

Özet olarak rotasyonları çok geniş olmamakla beraber takımın ana oyuncuları çok üst düzey.

Coach Kurtinaitis , Litavanyalı olması ve o ekolden geliyor olmasına rağmen , tempoyu öne çıkaran bir basketbol oynatmıyor takıma. Zaten takımın uzun oyuncuları nedeniyle bu çeşit bir basketbola uygun değiller. Sert savunma ve daha çok set oyununa dayalı bir basketbol stilleri var. İlk 4 hafta sonunda ortalamada 63,5 sayı yiyerek bu alanda en iyi takım oldular. Bu rakama nasıl ulaştıklarına bakarsak, en başta rakiplerini 3 sayılık atışlarda en düşük yüzdede(%21,1)  tutan takım olmaları geliyor. Bunun yanında yine rakiplerini 2 sayılık atışlarda %43,8 de tutarak bu alanda da en iyi 3.takım durumundalar. Bu iki rakam savunmada ne kadar iyi olduklarının net göstergesi. İki istatistik  daha vererek bunu desteklemek istiyorum. Yakın ve sert savunmaları sayesinde maç başına 9,8 top çalarak yine 24 takım içinde en iyi 2.takım durumundayken, 5,5 blok ortalaması ile bu alanda da en iyi takımlar.

Bazen iyi savunma takımları savunmaya bu kadar konsantre olup, savunma ribaundlarında sıkıntı yaşayabilirler. Mesela bizim RM’i yendiğimiz maçta rakibimizi savunmada oldukça zorlamış, çok düşük şut yüzdelerinde tutmuş ancak savunma ribaundalarını almakta çok zorlanmış ve sürekli ikinci şans sayıları vermiştik. Oysa Khimki maç başına 28 savunma ribaundu ile bu alanda da en iyi takım durumunda.

Sonuç olarak başlangıcından sonuna kadar çok ciddi bir savunma takımıyla oynuyor olacağız.

Hücumda ise yazımın başında belirttiğim gibi çok etkili bir kısa rotasyonuna sahip olmaları yetmiyor gibi, bu oyuncuların hiçbiri bireysel ve öne çıkacak bir oyun oynamıyorlar. Top kullanımı ve pas dağılımı çok iyi ayarlanmış durumda. Maç başına 20,5 asist yapıyorlar ve topu paylaşmaktan keyif alıyorlar. Kısaların yaratıcılığı dışında işler tıkandığı zaman uzunların birebirleri de devreye giriyor ve skor üretmekte sıkıntı yaşamıyorlar.

Çizdiğim tablo, bizim de henüz oturmamış rollerimiz , savunmamız ve düzenlerimiz nedeniyle çok olumsuz görünüyor. Buraya kadar yazılanları okuyanların çoğu bu maçı kesin kaybedeceğiz diye düşünebilir. Evet yenilebiliriz, çok önemli bir takımla karşılaşıyor olacağız. Yazımın başında dediğim gibi onları F4’de görürsek kimse şaşırmasın. Ancak bu onların yenilmeyecek bir takım oldukları anlamına gelmiyor. EL’in ikinci haftasında Bayern Munich onları gayet etkili ve üstün bir oyundan  sonra 69-60 yenmeyi başardılar. Kazandıkları 3 maçta ortalama 87,7 sayı atan Khimki BM maçında sadece 60 sayıda kaldı. BM onları kendi silahı ile vurmayı başardı. Aşırı sert savunmaları sayesinde potayı göstermediler. BM maçı haricindeki 3 maçta maç başına 11,6 top çalma ve 13,7 top kaybı ile oynarlarken, BM maçında sadece 4 top çalma bunun yanında 19 top kaybı ile oynadılar. Bu da onlara sadece 61 top kullanma imkanı verirken BM 71 top kulandı.

Bana göre maçın basit formülü burada yatıyor. Sert savunma yapıp, onların top kayıplarını arttırmalı, hücumda da çok yüksek tempo yapmadan, ve onların top çalmalarına izin vermeden oynamalı ve özellikle ribaundlarda en azından ezilmemeliyiz.

Bu sene bizim takımın bugüne kadar oynanan maçlarda ortaya çıkan görüntüsü zaten atarak değil tutarak kazanacak bir takım olduğumuz yönünde. RM maçını da bu sayede kazanmıştık. Bu maçta da bizi galibiyete götürecek senaryo aynı.

Khimki’nin tek mağlubiyetini deplasmanda aldığını da gözönünde bulundurarak , seyirci baskısının da oldukça önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu nedenle maça gelecek herkesin sahada aktif bir şekilde takımı desteklemesi takımımızın alacağı sonuca doğrudan etki edecektir.

Herkese iyi seyirler.

EL’de 5.Hafta. Rakip Khimki” te bir düşünce

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir