Şimdi bana sorsanız EL de oynayan oyuncular içinde hangi 5 numarayı istersin diye size Ante Tomic haricinde bir isim vermem pek kolay olmaz. Maalesef EL oyuncu tutmakta özellikle pivot tutmakta çok sıkıntı yaşıyor. Geçen senenin üst düzey takımlarının 5 numaralarına şöyle bir bakarsak:
RM> G.Ayon: Bütün sezon çok eleştirildi, bir maç harika oynayıp öbür maç ortalıkta görünmeyen bir oyuncu
CSKA> S.Kaun: Düzen oyuncusu, faydalı ama yıldız değil.
Olmpiakos> B.Dunston&O.Hunter : Atletizmleri haricinde önemli özellikleri yok.
Maccabi > A.Tyus: Yukardaki ikiliden bir farkı yok
A.Efes > Krstic : Benim en beğendiğim pivotlardan biriydi. Ancak yaşı ve sakatlıkları onun engelliyor.
Panathinaikos > Batista: Potaya yakınken iyi ama uzaklaştıkça etkinliği azalıyor, çok fazla top kaybı yapıyor.
Bunların haricinde Marjanovic, NBA den kontrat almasına rağmen ben takımında böyle bir oyuncu görmek istemem. Yavaş ayakları, sertliğe cevap verememesi gibi sıkıntıları üst düzey takımlarda daha fazla sırıtıyor.
Gerçekten komple bir pivot bulabilmek pek mümkün değil. Mutlaka eksikleri oluyor , olmayanları zaten NBA kapıyor. Bir de Obradovic bir uzundan ne bekliyor. Bunu da iyi yorumlamak lazım. Geçen sene gerçek pozisyonu 5 olmamakla birlikte en çok 5 numarada oynayan oyuncumuz Vesely idi. Onun oynamasının nedeni harika bir pivot olmasından çok, özellikle savunmada, bol adam değişmeli , kısaya uzunun çok kaldığı eşleşmelerde en az problem yaşayan oyuncu olması idi. Çok riskli bir savunma sistemimiz var, ve bu savunmada yavaş ayaklı oyuncular bütün savunma düzenini bozuyor.
Birçok kişi Dunston ve Tyus transferlerini neden yapmadığımızı eleştirdi. Bu oyuncular aslında ikili oyunları çok iyi oynayan, sert basketbola uygun, itiş kakışı seven, savunmada hızlı ayakları ile herkesin karşısında durabilen oyuncular. Ancak maalesef bu özellikleri yetmiyor Obradovic’e. O istiyor ki, uzun da olsa her oyuncunun şut tehdidi olması lazım. Zaten elimizde şutu hiç olmayan ama vazgeçemeyeceğimiz bir oyuncu olan Vesely var, bir tane daha şut tehdidi olmayan uzun olursa, spacing konusunda problemler tüm takıma yansıyacak.
Obradovic’in kafasındaki uzun, gerekirse 4 de oynayabilecek, hiçbir şeyi mükemmel yapmasa da herşeyi yapabilecek bir uzun olmalıydı. Şimdi tüm takımı gözden geçirmenizi rica ediyorum. Bir şeyi iyi yapıp bir şeyi hiç yapamayan kaç oyuncu var kadroda en azından yeni transferlerden. Bana göre sadece 2: Vesely ve Datome. Vesely’nin şut , Datome’nin sertlik sorunları var. Bunun haricinde takımdaki tüm oyuncular bir çok işi yapabilen ama hiçbir şeyde mükemmel olmayan oyuncular.
Gelelim konumuza. Ekpe Udoh da böyle bir oyuncu. Açıkçası ben onu hiç izlemedim, adı geçene kadar varlığından bile haberdar değildim. Bu sebeple yazının sonunda görüşlerine inadığım Trend Basket ekibinin onun hakkındaki analizi sizinle paylaşacağım.
Ne için kumar dedim biraz ondan bahsedeyim. Aslında Udoh , kolej kariyerinde, çok başarılı bir son sene sonrasında oldukça iyi bir sıradan (6.sıra) draft edilmiş , beklentileri çok yüksek bir oyuncu. Ancak yaşadığı sakatlıklar onun tam randımanla sahada olmasını engellemiş. Onun hakkında yazılanlar gerçekse sağlıklı bir Udoh EL’i tozu dumana katar. Sadece sağlıklı olması değil tabi iyi performansı için bir de uyum sorunun çabuk atlatması gerekecek.
Yazılanlara göre, şutu olan, hatta şutuna çok güvenen, hem yüzü dönük hem sırtı dönük potaya gidebilen, çok ciddi blok tehdidi olan, ayakları çabuk ve atletik bir oyuncu. Detaylarını birazdan aşağıda okuyacaksınız. Bu kadar çok şeyi yapabilen bir uzun eğer sağlıklı ve uyum sağlamış bir şekilde sahada olursa bize sınıf atlatacaktır.
TREND BASKET , Aras Bayram 28.07.2015 Tarihli Yazısı
Öncelikle kötü haberler: Ekpe Udoh NBA’de iki yıldır kayıp. 11/12 ve 12/13 sezonlarında Milwaukee Bucks forması ile NBA’de en azından bir rotasyon oyuncusu olarak katkı verebileceğini gösteren Udoh’un kariyeri, 13/14 sezonu başlamadan bir ay önce geçirdiği diz ameliyatı sonrası ciddi düşüşe geçti. Diziyle ilgili daha sonra problem yaşamadı belki ama muhtemelen o operasyonun etkileriyle bilek rahatsızlığından kurtulamadı bir türlü. Ancak sakatlık konusunda çok da endişelenecek bir durum yok, eminim Gherardini-Obradovic ikilisi, Udoh’un sakatlık durumu konusunda, hepimizden daha bilgilidir.
Aslında NBA’den Avrupa’ya gelen oyuncuları değerlendirirken kolejde yaptıkları NBA’de yaptıklarından çok daha belirleyici veriler sunabiliyor. Udoh, yine sakatlık sorunu yaşadığı Michigan’dan Baylor’a transfer olduktan sonra ismini duyurdu. Baylor NCAA turnuvasında son 8’e kalırken takımın bir nevi oyun merkezi haline gelmişti. Yüksek posttan üçlü tehdit (pas-şut-dripling) üretebilmesi, savunmadaki zamanlaması ve anormal kulaç boyu bir anda NBA için önemli bir potansiyel haline getirdi oyuncuyu. Nitekim, 2010 draftında Golden State Warriors tarafından 6. sırada seçildi.
Kolejden NBA’e geçiş, hele lotaryadan büyük umutlarla seçildikten sonra, eğer top class oyunculardan değilseniz, zorluyor bazılarını. Udoh, Warriors’tan Bucks’a geçene kadar kendine bir rol bulmakta zorlandı. NBA atletleri karşısında kolejde bulduğu pas-penetre açıları kolay kolay oluşmuyor elbette. Udoh’un kolejdeki gibi yüksek posttan tehdit üretemeyeceğini anlama süreci de biraz sancılı oldu açıkçası. Kariyer orta mesafe şut ortalaması %20’lerde geziyor olmasına rağmen NBA’de kaldığı süre boyunca hücumlarının %40’ını orta mesafeden kullandı.
Bucks’ın uzun rotasyonunda bir rol oyuncusu olarak kayda değer işler yaptı. Udoh’un basketbol sahasında çok önemli iki tane avantajı var: Her şeyden önce yaklaşık 2.25’lik kulaç uzunluğuyla benim diyen yüzücülere taş çıkarır. Üstelik özellikle işin savunma kısmında kulaç uzunluğunu nasıl kullanacağını da biliyor. Alçak postta bire bir savunduğu adamlara karşı vücudundan çok kollarını kullanarak post fadeaway’lerini ve topu yere vurarak devrilmeleri savunabiliyor. Udoh’un lateral hızı ve patlayıcılığı NBA için çok üst düzey değil belki ama Avrupa standartlarında pota altı rotasyonlarında delici kısaların karşısına rahatça çıkabilecek kadar atlet bir oyuncu. Asla Vesely kadar patlayıcı özelliği yok ancak o farkı da kol uzunluğuyla kapatabilir.
İkili oyunları savunmak için tepeye çıktığında hem adam değiştirmelerde hem de toplu oyuncuya doğru açıyla ikili sıkıştırma getirmekte zorlandı Udoh kariyeri boyunca. Bacak uzunluğu kısa mesafelerdeki rotasyonlar için yeterli belki ama tüm perimeter’ı savunmak için ağır kalıyor. Yine de Avrupa’da NBA’deki kadar atlet/delici guard’alr olmadığı için çok da endişelenecek bir durum söz konusu değil.
Udoh’un belki de en etkileyici özelliği savunma zamanlaması. Kolay kolay fake yiyen, ayaklarını yerden kesen bir oyuncu değil. Her zaman blok da kovalamıyor, bazen hücumcusuna sadece korku salmayı da gayet iyi biliyor. Savunma konusunda zaman zaman konsantrasyon kaybı yaşadığı doğru ancak bunu halledebilecek bir koç varsa o da Obradovic. Bu konsantrasyon kaybının problem çıkarabileceği nokta başka: Savunma ribaundları. Udoh, fiziksel temastan çok da hoşlanmayan bir uzun, dolayısıyla box-out’larda adamını kaybedebiliyor. Öte yandan kalburüstü bir hücum ribaunduçusu, özellikle yüksek post’ta kaldığı hücumlarda ribaund sezgisi birden yükseliyor, doğru açıyla ribaund kovalayabiliyor.
İşin hücum kısmı biraz daha çetrefilli. Aslında alçak postta iki omzunun üstünden de dönebilen, mid-post’ta hafif bir reverse hareketine başvurup pota etrafında bitirebilen yüksek post kadar geriden olmasa da zaman zaman topu yere vurabilen bir oyuncu. En önemli sıkıntısı kendini hala bir orta mesafe şutörü zannetmesi. Zoc’un Udoh’u, özellikle tepede ikili oyunlar sonrası, paralel değil dikey devrilmeye ikna etmesi gerek. Udoh’un arası açılarla iyi, ancak o açıları direk potada bitirmek için değil şut tehdidi yaratmak için kullanıyor bazen. Hücum tarafı biraz sancılı olacak açıkçası. Patlayıcılık eksikliği sebebiyle söylendiği kadar lob bitirebilen bir oyuncu değil ancak topu potaya doğru hareketli aldığında fake’lere başvurup iki eliyle de bitirebiliyor. Burada kritik olan hem mentalitesini değiştirebilmek hem de en azından bir guard’la iyi anlaşabilmesini sağlamak. Açıları bulduğunda fena bir pasör de değil. Hücumda tutumlu kullanılır ve bir oyun merkezi haline dönüşmekte diretmezse, oyunun o kısmında da verim alabilir Fenerbahçe.
Udoh’un en önemli problemi, sahada kalmayı başaramaması. Ayağını yerden kesmeme ve düz zıplama konusunda fundamental’ı gelişmiş olsa da, vücudundan çok elleriyle savunma yaptığı için çok fazla faul almaya teşne. NBA’deki istatistiklerini 36 dakikaya uyarladığımızda maç başına 4,5 tane faul yapıyor. Sahada kalabilmesi adına, bu alışkanlıklarını değiştirmesi şart.
Obradovic’in uzun rotasyonu az çok belli oldu. Muhtemelen uzun ikililerini mümkün olduğu kadar bir şutör-bir çember savunucusundan kuracak. Tahminim mümkün olduğu kadar Vesely’yi Antic’le (Barış Hersek), Udoh’u Datome’yle (Yine, Barış Hersek) oynatacaktır, maçı ise en iyi ikilisiyle Datome-Vesely’yle bitirecektir. Oyunu tutmak istediğinde 2-3 dakikalık zamanlarda, momentumu korumak ya da değiştirmek adına Hickman-Sloukas-Bogdanovic (x)- Vesely-Udoh 5’ine başvurup, hem topa baskı hem pota altı kalecileriyle, savunmadan hücum üretebilir.
Nemanja Bjelica gibi 4 numaradan üçlü tehdit yaratan, oyun merkezi haline getirip inanılmaz verim alabildiğiniz bir oyuncunun yanı sıra, Goudelock gibi bir delici/şutörü kaybeden Fenerbahçe’nin, yeni bir oyun düzeni yaratması şarttı. Bjelica’nin yarattığı boşluğu doldurabilecek adam sayısı Avrupa’da 3’ü geçmez. Goudelock tarzı oyuncular da ağaçta yetişmiyor. Gherardini ve Obradovic biraz daha savunmacı, daha da önemlisi homojen bir takım kurmak istiyor anlaşılan. En azından uzun rotasyonu konusunda bunu başarmış görünüyorlar. Eşleşmeye göre 4’ü de birbiriyle oynayabilecek, maksimum spacing sağlarken, zaman zaman hücum, zaman zaman savunma ikililerine evrilebilecek bir 4’lü oluşturmayı başardılar. Udoh konusunda hiçbir şey yolunda gitmese bile en kötü ihtimalle, geçtiğimiz sezon Zoric’in aldığı dakikaları oynayacak. 3. ve 4. opsiyonlar olarak Antic ve Udoh gayet iyi parçalar. Antic’in şutörlüğü, şut istikrarsızlığıyla beraber geliyor ancak, onun zorlandığı maçlarda Barış Hersek de önemli bir alternatif.
Fenerbahçe, alınabilecek bir risk aldı; Bjelica’nın yarattığı boşluğu Yedi Krallık bile dolduramayacak belki ama en azından Fenerbahçe’yle anılan muhtemel uzunlar arasında, Avrupa için; özellikle işin savunma kısmında, tavanı en yüksek oyuncuyla anlaştı.
Gelelim işin saha dışı kısmına. Ekpe Udoh, müthiş karakterli bir adam. Milwaukee’deki son sezonunda, twitter üzerinden bir Kitap Klübü oluşturdu. #EkpesBookClub hashtag’iyle yayınladığı linklere kaydolan ilk 25 kişiye, o hafta için seçtiği kitabı kendi elleriyle yolluyor, daha sonra seçtikleri kitabı twitter üzerinden yorumluyorlar. Hatta 2014 yazında, yaşadığı şehir olan Dallas’ta, seçtikleri kitaplardan biri olan The Fault in Our Stars’ın filmini izlemek için, kitap kulübü üyelerini bir araya getirdi. Üstelik tüm masraflarını karşılayarak. Bizim böyle adamlara ihtiyacımız var, umarım Türkiye’de de benzer bir organizasyon yapar.