Dünkü yazımda Obradovic’in Maccabi hücumlarını çözecek savunma önlemleri alacağını, Glock&Bogdan ikilisinin de 30 sayı atması durumunda rahat bir maç olacağını belirtmiştim. Bu iki senaryo da gerçekleşti ve ilk çeyrekte yaptığımız 16 sayılık farkı maç sonuna kadar koruyup rahat bir galibiyet aldık.
Obradovic 2.maça, ilk maçtan farklı olarak Semih ve Kenan’lı bir beşle başladı. İlk maçta hiç süre vermediği Semih ve, 3.çeyreğin sonu ile 4.çeyreğin başında Pargo üzerinde çok iyi savunma yapan Kenan ile maça başlıyor olması, kafasında bir plan olduğunun işaretiydi. Ve bu plan ilk çeyrekte inanılmaz işledi. Kenan yine Pargo üzerinde yıldırıcı ve sinir bozucu bir baskı ile onu etkisiz hale getirdi. Semih ise sanki kaç maçtır oynamayan bir pivot gibi değil de, sanki EL en değerli pivotuymuş gibi harika bir performansla maça başladı. Hem hücumda perdelemelerin arkasına hızlıca devrilip potaya gitti, hem de savunmada Sofo’nun arkasında sağlam durup, öndeki savunmacısını geçen Maccabi kısalarını arkada karşıladı. Büyük fark yarattı oyunuyla. Uzun zamandır onu bu kadar etkili izlememiştik. Obradovic onu ilk maçta hiç oynatmamış ve bu maçın stratejisinde onu kullanmayı planlamıştı ve planı harfiyen tuttu. İlk maça biz Bjelica’nın kaçan üçlüğü ile başlamış, Maccabi ise üçlükleri sokarak başlamıştı. Bu defa Bogdan ile üçlüğü kullanıp isabeti bulduk ve Maccabi de kullandığı dış atışlardan isabet bulamadı. Bizim giren şutların ardından seyircinin de iyice havaya girmesiyle bir buldozer gibi geçtik Maccabi’nin üzerinden. Glock da beklenildiği gibi ilk maçın acısını çıkarırcasına inanılmaz istekli ve skorer başlayınca Maccabi çaresiz kaldı. Hem kısalarda hem uzunlarda sürekli rotasyona gitti Goodes, ancak bir türlü çare bulamadı. Sadece şutları sokmuyordu FBU, topu öyle güzel paylaşıyor öyle doğru hücum ediyordu ki, Maccabi bizi izlemekten başka bir şey yapamadı.
İlk çeyrek sonunda hem 30 sayı atarak harika bir hücum performansı sergilerken, rakibi de 14 de tutup savunmada da çok başarılı bir period geçirmiş olduk. Biz de rotasyona 6. dakika itibariyle başladık ve Kenan, Zisis ile, Semih de Zoric ile değişti. Ancak ne hücum performansı ne savunma performansı aşağı düşmedi. Çeyreğin sonlarında Bjelica ile değişen Vesely , geçen maçın aksine bir türlü alışılagelmiş performansını sergileyememiş olmasına rağmen ikinci çeyrek de bir ara 19 sayıya çıkan fark 20-20 lik çeyrek skoru ile yine 16 sayı farkla 50-34 sona erdi.
Glock ikinci çeyrekte de ilk çeyrekte ürettiği 8 sayının üzerine iyi hücum performansına devam edip 9 sayı üretti ve yarı sonunda skor tabelasında adına 17 sayıyı yazdırdı. İlk maçın kahramanları Bjelica&Vesely ikilisinin toplam 8 sayıda kaldığı bu yarıda ekstra katkıyı Semih verdi. Ayrıca Zisis de soktuğu iki tane üçlük ile canlarını fazlasıyla yaktı. Bjelica’nın çok skor atmadığını söyleyip onun çok verimli olmadığı izlenimini yarattıysam hata ettim demektir çünkü sadece ilk çeyrekte 8 ribaund topladı Bjelica. Maçı da toplam 15 ribaund ile tamamladı.
3. ve 4. Çeyreklerde ara ara 20 nin üzerine çıkan fark , Maccabi’nin saman alevi gibi parlayan çıkışları ile 10 sayılara kadar gerilediyse de, hiçbir zaman gerçek bir tehdit yaratıp kimseyi tedirgin edemediler.
Maçı 20 asist 12 top kaybıyla tamamladık. Buldumuz 31 saha içi basketinin 20 si asist üzerinden geldi. Takım istatistikleri olarak tek kötü olduğumuz nokta eski hastalığımız serbest atışlardı. Maalesef 9-17 ile 8 serbest atış kaçırdık. 43-29 ribaund farkı ile yine pota altında üstünlüğümüzü koruduk. Ne Sofo’lu ne de Sofo’suz bizimle mücadele edemediler.
Sonuç olarak ilk amacımıza ulaştık. Tel Aviv’e 2-0 ile gidiyoruz. Bu iki maçın bize gösterdiği net bir şey var ki, iki takım arasında güç farkı net olarak var. Hem kadro olarak hem de oynanan basketbol seviyesi olarak onlardan daha iyiyiz. Ama asıl önemli bir fark var ki o da Obradovic. Buraları oynamayı çok iyi bilen Obradovic bu seriyi başından sonuna planlamış durumda. Oradaki ilk maç mutlaka saha atmosferi nedeniyle çok zor olacaktır. Geçen senenin şampiyonu olarak zaten bize süpürülmeyi kesinlikle istemeyeceklerdir. Bu nedenle hem saha içinde sert olacak hem de seyirci baskısıyla bizi etki altına almaya çalışacaklardır. Eğer sakin kalabilir ve kendi basketbolumuzu oynayabilirsek 4.maça gerek kalmadan seriyi bitirebiliriz. Eğer bunu başaramaz ve paniklersek bunu sadece 3. maçta bırakmamız çok önemli. 4. Maç da işi bitirmemiz gerçekten çok kritik. Bu zamana kadar 2-0 dan gelip 3-2 öne geçen çok takım görmedim. Obradovic’li takımımızı zaten 3 maç arka arkaya yenmek , maç nerede olursa olsun çok kolay bir şey değil. Yine de takımın kendine güveninin artması ve Madrid’e daha rahat gitmek için seriyi İstanbul’a taşımadan bitirmek çok kritik.
Şimdi bu akşam öncelikle Efes’in galibiyeti için tv karşısında olacağız. Bizim elde ettiğimiz 2-0 lık skor sayesinde maçları çok keyifle ve rahat bir şekilde izleyeceğiz.
Herkese iyi seyirler.
İlk maçın yıldızı VESELY i kenarda oturtup, maça SEMİH ile başlamak OBRADOVİÇ felsefesi. Ben dahil hepimiz ilk 5 yapsak SEMİH i yazmazdık. Aynı şekilde Kenan SİPAHİ. 5-10 DK oynar süre alamaz denilen KENAN SİPAHİ ile maça başlaması yine OBRADOVİÇ’İN dehası. MACCABİ koçu bile tahmin edememiştir bunu. Öyle de oldu. İnanılmaz bir ilk periyot ve 30 sayı. NTVSPOR da maçı anlatan İsmail ŞENOL UN da dediği gibi Semih olmasa VESELY, ZORİÇ, OĞUZ. Nazar değmesin ancak çıkan oyuncunun yerine giren oyuncuda hiç endişe duymuyoruz. Hepsi birbirinden değerli ve önemli oyuncular.
İnşallah büyük bir sürpriz olmaz ve MADRİD de FİNAL- FOUR heyecanı yaşarız.
Babam akşam maçı izlerken bunlar nasıl geçen senenin şampiyonu dedi 🙂
Cevap belli… Onlar kötü değil baba biz çok iyiyiz. 🙂
bu oyuncuların hepsini bu hale getiren, onlara sınıf atlatan da Obradovic 🙂 Sene başında herkes Semih transferine laf etti, Oğuz senelerdir zaten hep eleştirilerin merkezinde, Vesely alındıktan sonra şut bile atamıyor ne biçim oyuncu diyen bir dolu kişi vardı, Kenan sakatlıktan döndükten sonra forma girene kadar yerin dibine sokuldu.. Hepsini sırayla , yavaş yavaş, doğru zamanda doğru yerde kullanarak takım lehine fayda yaratacak hale getirde Obradovic. Bu oyuncuların ve bu takımın bu kadar iyi olmasının tek sebebidir Obradovic. Sene başından beri onu basketbol bilgisini bile eleştirme cehaletinde bulundu insanlar, umarım artık utanıyorlardır
Keza hickman. Zizis geldiginde neden yollamadik hickman’i, nasil bu kadar kotu bi adam aldik, kisa, sut sokamiyo, savunmasi vasat deniyodu. Bu arada elestirenlere de haksizlik etmiyim, sezon basinda hakkaten sac bas yoldurmustu Hickman. O donemede de hickman’i kayiroyo, kenani bitiriyo diye elestirmislerdi obradovici.
Tabi tum bunlar obradovic hatta basketbolla bile ilgili degil. Obradovici anlamayabilirsin hatta obradovic hatali da olabilir ama aptal, art niyetli yada adam kayiran sifatlarini cat diye yapistirmak… iste bunlar insanimizin genel defosu, kotu nuyeti ve cogu problemimizin temelindeki sorun; cehalet. Bu konuyu burda noktalayayim yokda basket disina tasacak soylediklerim.
Baskete, fb’ye donecek olursam, son 2 sezonda zor gunler, kotu oyunlar ve skorlarda dahi, bi taraftar olarak, obradovicin kocumuz olmasinin avantajini kullandim hep ve kafama bu tip problemleri hic takmadim cunku nasil olsa problemler cozulebilir cinstense, bu dunyada onu cozebilecek en iyi 1-2 bilemedin 3 kisiden biri vardi takimin basinda.