FBU-Maccabi: 80-72.. Zor Oldu Ama Güzel Oldu

Tribünler maç önünde maçı ne kadar istediğini gösterecek şekilde ateşliydi. Hem Arena’nın sürekli müdavimi basketbol seyircileri hem de bu maçın özelinde salona gelen aslen futbol seyircisi salonda büyük bir enerji yaratmıştı. Büyük bir pankart hazırlanmış ve oyuncuları motive etmek için yan tribünde maç önünde açılmıştı.

Tribünlerin bu şekilde olması zaten genelde kendi sahamızdaki önemli maçlarda rahat oynayamayan , üstelik Top8 baskısını üzerinde fazlasıyla hisseden oyuncularımızın maça beklenenden de çok  gergin başlamasına neden oldu. Hiç kimse sorumluluk alamıyor, potaya gidemiyor, sert Maccabi savunması içinde çaresizleri oynuyordu. Genelde maça pota altını zorlayarak başlayan takımımız bu maçın başında potaya yaklaşamadı bile. Maccabi ise bizim gerginliğimizden de faydalanıp klasik basketbollarını oynayıp bir anda 0-6 öne geçtiler. Erken bir mola alan Obradovic takımı biraz toparlamaya çalışıp potaya gitmeleri gerektiğini hatırlattı. Ancak zaten savunma stratejisi olarak içeriye gömülmeyi tercih eden Maccabi buna hiç izin vermiyordu. Bizim de dışardan kullandığımız şutlarda isabet bulamıyor olmamız onların içeri gömülme motivasyonlarını daha da arttırdı. Mola dönüşü yine basketi bulan Maccabi olup skoru 0-8’e getirdiler. Bu dakikadan sonra Zisis artık sorumluluk alması gerektiğini farkedip topları kullanmaya başladı. Bjelica da ikinci denemesinde 3 sayılık basketi buldu fakat özellikle Pargo liderliğinde birebirde tüm oyuncularımıza karşı galip gelip boş pozisyon yaratmaya , ya dışardan boş üçlük kullanıp ya da kolayca potaya gitmeye devam ettiler. Sofo’yu hücumda içerde çok etkin kullanamıyor olmalarına rağmen savunmada pota altında çok fazla yer kaplıyor olması nedeniyle ilk çeyrekte fazlasıyla oyunda tuttu Goodes. Hatta 3.dakikada kenara aldığı Sofo’yu , 5. dakikada Vesely’nin oyuna girmesiyle tekrar sahaya sürdüler. Oğuz’un arkasında kalıp başedemediği Sofo ile Vesely’nin hiç mücadele edemeyeceğini düşündüler sanırım. Ancak bir şeyi bilmiyorlardı ki, dün akşam sahada Ömer Onan&Mirsad Türkcan ruhunu yaşatan bir Jan Vesely vardı. Öyle bir savaştı ki Sofo ile, sürekli önüne geçip top almasını engellemek için mücadele etti. Top alamayan Sofo da sinirlenip sertleşmeye başladı ve faulleri ikileyip kenara geldi. Gerçi bunun bizim için iyi olduğun söylemek pek mümkün değil, çünkü yerine giren Thyus başımıza daha büyük bela oldu. Yine de oyunu dengeleyip ilk çeyreği sadece 6 sayı geride 16-22 ile bitirdik.

Screen Shot 2015-04-15 at 12.26.54

İkinci çeyreğe de maalesef iyi başlayan Maccabi oldu. Önce Ohayon’a üç sayılık basketi öncesi asist yapan Pargo, yine birebirde Zisis’i çok rahat geçip potaya gitti ve basket faul alarak durdurulamaz oyununu sürdürdü. Bütün takımımızın stresten gerildiği ve bir türlü sayı bulamadığı bu anlarda sazı eline Bjelica aldı. Sürekli potaya gidip , bütün temaslara ve sertliğe rağmen skor üretmeye devam etti. Maçı o kadar istiyordu ki, skoru 22-27’ye getirdiği basketten sonra, tribünlere dönüp ellerini açıp “haydi haydi” diye bağırdı. Bjelica’yı daha önce hiç böyle gördüğümü hatırlamıyorum. Bir anda seyirci öyle bir gaza geldi ki, salonun enerjisi ikiye katlandı. Bjelic ve Vesely’ni o an itibariyle 9 ve 7 sayısıyla ayakta kalmaya çalışıyorduk ama kısaların hiçbirinden katkı alamadığımız için skorda geri kalmaya devam ediyorduk. Maccabi savunması da dışardan isabet bulamıyor olmamız nedeniyle yayın gerisini risk etmeye devam ediyordu. Emir’in kaçırdığı bir atışın sonrasında Obradovic çok doğru bir hareketle belki de maçın kaderini değiştirecek bir hamle yapıp Melih’i sahaya sürdü. O da bir ceza atıcısının nasıl olması gerektiğini kullandığı ilk topta gösterdi Maccabi savunmasına. Bu isabetin ardından bir daha boş adam bırakamadılar. Melih’in üçlüğünün ardından çaldığımız topta fast break’i Melih ile değerlendiremedik ve devamında Pargo üçlüğü gönderdi. Gerçek bir lider gibi takımına yön veriyordu Pargo, o çelimsiz fiziğine rağmen hem içerden hem dışardan savunmamızı delik deşik etti.

Neyse ki bu üçlüğün ardında savunmamızda bir hareketlenme başladı ama maalesef hala yeterli değildi, bir kaç top çalıp hızlı hücuma kalkabildik ama Pargo her pozisyonda karşısında kim olursa olsun ki neredeyse herkesi denedik, herkesi geçip rahatça potaya gidiyordu. Sadece potaya gitmekle kalmıyor, şut sokuyor, alley oop tamamlıyor, asist yapıyor ve takımını sürekli önde tutuyordu. Bjelica&Vesely ikilisinin yorulmasıyla ikisini birden kenara alan Zoc, Emir’i 4 numaraya çekip tek uzun Zoric ile sahada kalmayı tercih etti. Savunmada daha hareketli olmamızı hedefleyen bu hamle bu defa savunma ribaundlarında zaaf yaşamamıza neden oldu. Karşılıklı basketlerle devam etti kalan dakikalar, ancak Bjelica fark 7 iken, hücumun son saniyelerinde uzak mesafeden el üstünden soktuğu üçlük ile farkın daha da açılmasına engel oldu. Devre sonu da 38-42 ile sonuçlandı.

Screen Shot 2015-04-15 at 12.27.09

Bu yarı boyunca bizim iyi savunma yapamıyor olmamızın da etkisiyle %62 iki sayı, %57 üç sayı yüzdesi ile oynayıp sadece 4 top kaybı yaptılar. Pargo bu yarıyı 19 sayı 4 asist ile tamamlayıp bizi darmadağın etti. Bizim kısalardan ise ne Glock ne Bogdan maça ağırlık koyamayıp oldukça etkisiz kaldılar. Sadece Bjelica&Vesely ikilisi ile ayakta kalabildik.

İkinci yarıya da maalesef iyi başlayamadık. Arka arkaya top kayıpları, alınamayan savunma ribaundları ve isabetsiz atışlar sonucunda 5.dakikadaki tv molasına 43-54 geride girdik. Mola dönüşü Bogdan’ın ilk pozisyonda bulduğu üçlük takıma nefes aldırdı. Bu üçlüğün arkasından tribünler tekrar hareketlendi ve onların enerjisi savunmaya yansıdı. Ancak çok daha önemli bir olay oldu sahada. Obradovic ilk yarıdaki Melih hamlesine benzeyen bir hamle daha yaptı. Kenan’ı oyuna sürdü. Açıkcası ben Kenan’ı maç boyunca kullanacağını hiç düşünmüyordum, üstelik işler hiç de iyi gitmiyorken Kenan’ı oyuna sürmesi oldukça cesur bir hamleydi. Ve maçın kaderini değiştiren adam oldu Kenan. Ayrıca Obradovic pg olarak Kenan’ı değil Emir’i kullanarak çok akıllı bir karar daha verdi. Bu sayede üzerindeki baskı azalan Kenan savunmaya daha çok konsantre oldu. Skor 46-56 iken, artan savunma sertliğinin devamında önce Emir üçlüğü gönderdi, arkasına Zoric 2-2 serbest atış atarak 5-0 seri yaptık. Savunma ve hücumda gayet iyi işler yaparken tek eksiğimiz savunma ribaundları idi. Bu arada kolay hücum ribaundları alan Maccabi farkın azalmasına izin vermedi. Kenan ise Pargo üzerinde öyle bir baskı kurdu ki, onu oyundan tamamen düşürüp top kayıplarına zorladı. Artık iyice yorulan Pargo tüm etkinliğini kaybetti. Zoric’in rakip pota altında iyice aktifleşen oyunu ve aldığı fauller sonrası çizgiye gitmesi ile farkı bir sayıya indirdik 3.çeyreğin sonunda. Son hücumda Pargo yine topu Emir’e kaybetti ve Glock ile sayıyı bulup maçta ilk kez 59-58 öne geçtik. Seyircisinin desteğini iyice arkasına alan takımızı artık iyice coştu.

Son çeyrek ise tam bir FBU şovu vardı sahnede. Momentumu tamamen ele geçiren FBU son çeyreğe Kenan’dan gelen üçlük ile başlayınca durdurulamaz bir hal aldı. Bu dakikadan sonra bir kez daha arkamıza bakmadık.

Screen Shot 2015-04-15 at 12.29.55

Kenan’a özel bir paragraf ayırmak istiyorum. Maçın bir çok kahramanı var. Öncelikle Vesely. Kariyer maçlarından birini oynadı. Bjelica , ne zaman ihtiyac olsa devreye girdi. Zoric, en ihtiyaç duyduğumuz anlarda Vesely kenardayken gayet iyi katkı verdi. Emir, hem savunmada hem de hücumda asistleri ile fayda sağladı. Ancak Kenan savunma sertliğini öyle bir arttırdı ki, Pargo’yu öyle bir oyundan düşürdü ki, takımın ayağa kalkmasında başrol onundu. Savunmada her yere yetişti, Sofo’nun arkasında bile gayet sağlam geri adım atmadan durduğu bir kaç pozisyon vardı. Çok kritik bir anda üçlüğü hiç çekinmeden gönderdi. Arkasına Oğuz’un asistinde potaya gidip turnikeyi bitirdi.

İkinci yarıda biz 8 top çalma yapıp onları 10 top kaybına ittik. İki sayılık atış yüzdelerini %43’e , üç sayılık atış yüzdelerini %30 a çektik. 42 sayı yediğimiz ilk yarıya göre 12 sayı daha az yiyip 30 sayıda tuttuk rakibimizi. Takım olarak hem savunmada hem hücumda oynamamız gerektiği gibi oynadık.

Bogdan ve Glock’un , standartlarının çok altında oynadığı bir maçta, bu galibiyet çok önemliydi. Başta Obradovic olmak üzere tüm takıma önce teşekkür ediyorum, sonra tebriklerimi sunuyorum. Bize çok güzel bir akşam yaşattılar.

Tüm izleyenlere , ve beni okuyan tüm basketbol severlere bir önerim var. Maç ne olursa olsun, skor ne olursa olsun önce Obradovic’e sonra takıma güvenmekten vazgeçmeyin. O hepimizden iyi biliyor ve ne yapılması gerekiyorsa yapıyor. Umarım yarın akşam da güzel bir galibiyet alır ve İsrail’e 2-0 ile gideriz. 

Bana göre ilk maça göre stres ve baskımız daha az olacak. Ne şekilde hücum ettiklerini ve çok farklı silahları olmadığını gördük. Sonuçta maç içinde 11 sayı geriden gelip çözüm üreten bir Obradovic varken, maç boyu önde giden takımını ilk darbede yerden kaldıramayan Goodes arasındaki fark bile bize serinin kalanı için büyük umut veriyor.

MAÇIN İSTATİSTİKLERİ

  1. RECEP ÖZER diyor ki:

    Eskiden olsa 10 sayılarda mağlup iken maç öyle devam eder ve sonunda mağlup olurduk. Son şampiyonla çeyrek finalde oynuyorsunuz. 11 sayı geriye düşüyorsunuz. Ama OBRADOVİÇ faktörü ile maç size geliyor. OBRADOVİÇ kariyeri boyunca bunu çok yaşamıştır ama biz pek alışkın değiliz. 🙂 OBRADOVİÇ’İN ASKERLERİYİZ….. 🙂
    JAN VESELY AİRLINES…. 🙂

    • okanbaytin diyor ki:

      ama maalesef hala hem salonda hem sosyal medyada onu eleştirme cureti gösterenler var, artık susmayı öğrenseler 🙂
      Maçta arkamızda bir adam vardı, bütün maç boyunca Obradovic’i eleştirip , onu sok bunu çıkar akılları verdi, maç bitti tribünler “Obradovic” diye inliyor, baktım bu da bağırıyor 🙂 onun adı Obradovic 🙂

  2. Ahmet Semih Sağlık diyor ki:

    İkinci maçı Glock(senin tabirinle) alıcak,bu maç çok etkisiz kaldı ve buna çok sinirlendi.Üstelik bence en büyük artımız takım olmamız.Herkes birbirine destek durumda.Madritde görüşürüz

  3. pamir diyor ki:

    Okan eline saglik. Yine etkileyici detayli bir mac yazisi. Yazina imzami atarim.

    Dikkatimi ceken bir ekleme;

    Takim olarak cok iyiyiz. Eksikleri cok iyi kapiyoruz ve muazzam bi denge hakim takima. Ben bu cercevede Glock’a hayran kaldim bu macta. Her mac atamazsin, hele bu sertlikte bi savunmayla. Glock buldugu ender bosluklari degerlendirip 8 sayi atti. Ama onemli olan hep savunmayi ustunde tutup takima 4e 4 oynama sansi sundu. Icerden bu kadar etkili olmamizin baslica nedenlerinden biri bu bence. Sezon icinde bi macta 10 3luk sokmus, takimin en onemli skorerinin 35 dk sahada kaldigi bi macta yalnizca 1 tane 3 luk denemesi cok cok onemli bir olay. Bunda da obra’nin payi var ama glock’un egosunun forma numarasi gibi sifir olmasinin da etkisi buyuk.

    Obradovic’in takimini tutuyor olmak buyuk keyif. Bu keyfin uzun surmesi bu seneki f4 sampiyonlugundan daha cok istedigim bi sey.

    • okanbaytin diyor ki:

      çok haklısın, Glock iyi bir skorerdi önceden ancak Obra ile artık iyi bir oyuncu olma yolunda ilerliyor, bu maç atamadı ama bir sonraki maçta atacaktır, sadece atarak değil dediğin gibi rakip savunmanın konsantrasyonunu direk kendi üzerine çekmesi bile takıma fayda sağlıyor.
      bir konuda daha sana katılacağım, bu sene bizim takımın en büyük farkı, birbirlerini seven ve yardım etmekten keyif alan bir takım haline gelmiş olmamız, bu kadar büyük yıldızın olduğu bir takımda kimse önce kendini düşünmüyor, herkes önce takım için oynuyor, bu sayede her gün başka biri takımın kahramanı olabiliyor,
      son cümlen de benim sürekli söylediğim bir şey, Obra’nın takımın başında olması , istekli olması ve bu şekilde basketbol oynatması benim için de şampiyonluklardan çok daha önemli, umarım en az bir 13 yıl da bizde kalır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir