Öncelikle takımı tebrik ediyorum. Bu maçta alınacak bir mağlubiyet toparlanması çok zor bir duruma sokacaktı bizi. Normal sezondaki Panathinaikos yenilgisinden sonra nasıl ayağa kalktıysak bu maçta da öyle ayağa kalkmayı bildik. Başta coach Obradovic olmak üzere tüm ekibe tebrik ve teşekkürler.
Öyle bir ilk çeyrek oynandı ki , aslında çok da gevşek olmayan savunmalara rağmen toplam 52 sayılık bir period sonucu çıktı. Üstelik takımın bir numaralı skor opsiyonunun ilk beş başlamasına rağmen neredeyse hiç sayı atmadığı bir çeyrekte özellikle Oğuz’un , Shawn James karşısında çok üstün olması sayesinde skor üretmekte hiç zorlanmadık. Bjelica da maça kötü başlamasına rağmen çizgiden kaçırmadan 4 sayı buldu. Asıl önemli fark Zisis den geldi. 5 sayı üreten Zisis, Bogdan’ın ürettiği 6 sayı ile birlikte kısa rotasyonunun katkı veren oyuncusu oldu. Potaya baktığı zaman onun katkısı takım için çok artıyor, hem bir skor opsiyonu olarak, hem de Glock ve Bogdan üzerinde savunma baskısı arttığı zaman verdiği katkı ile rakibi cezalandırıyor. İlk çeyrekte ürettiğimiz 28 sayının 19’unun uzun oyunculardan gelmesi bizi oldukça umutlandırdı.
İkinci çeyrek ile birlikte savunma dirençlerinin bir kademe yukarı çıkması ve bizim de Vesely üzerinden kullandığımız saçma tercihlerimiz yüzünden Milano farkı kapattı. Bu çeyreğin başında hücumda tıkanmışken son saniye toplarını potadan uzak bir yerde olan Vesely’e verip onu şuta zorlamamız gerçekten çok anlamsızdı. Ancak takım fazla uzun sürmeden toparlandı ve Vesely’i potaya daha yakın topla buluşturarak skor bulmanın çok zorlaştığı ve toplam 15 sayı ürettiğimiz bu dönemde ondan 7 sayı bulduk ve devreye 5 sayılık farkla 38-43 önde girmeyi başardık.
3.Çeyreğe iyi başlayan yine Milano oldu , biz de hemen karşılık vermeyi başardık. 2. Çeyrekte sadece Vesely , Zisis ve Glock(sadece 2 sayı) ile skor üretebilen takımımız 3. çeyrekte tam 7 oyuncudan skor buldu(Bjelica, Bogdan, Glock, Zisis, Emir, Vesely, Semih). Özellikle tıkandığımız her anda Bjelica’nın sürekli potaya giderek ürettiği 6 sayı ile oyunun momentumunun onların eline geçmesine hiç izin vermedik ve son perioda 9 sayı farkla 54-63 önde girdik.
Maç boyu en büyük sorun yaratan Brooks’un bu çeyrekte de sazı eline alması ve Glock’un kötü performasının(maçın başından beri onun üzerindeki yoğun Milano baskısını unutmamak lazım, en üyük savunma stratejileri Glock’u etkisiz hale getirmekti) devam etmesi ile maçın bitimine 4 dk kala 70-74 ile farkı 4 sayıya indirdiler ve tüm takım ve salon olarak havaya girdiler. Tam işler iyice sarpa sarmak üzereyken yine Vesely devreye girdi ve attığı iki basketle onların direncini iyice kırdı. Maçın sonunda da hata yapmadan oynayıp çok önemli bir galibiyetle haftayı tamamladık.
Son bir kaç maçtır görülüyor ki takımın savunması her geçen gün iyileşiyor. Çok eleştirdiğimiz Glock bile en azından çabalıyor savunma için. Her pozisyonda switch yapan takımımızın en kritik parçaları uzunlarımız. Uzunlarımızın bu switch ler sonrasında kısaların karşısında durabiliyor olması (özellikle Vesely’nin) bize büyük bir avantaj sağlıyor. Kaymalarda düzeltmemiz gereken şeyler hala var ama gün geçtikçe iyileştiğini söylememiz lazım. Yalnız savunmada bu kadar çok çaba varken savunma ribaundlarını alamamamız büyük sıkıntı yaratıyor. Çok kritik yerlerde çok kritik hücum ribaundları verdik rakibimize.
Rotasyon konusunda nispeten daha iyi bir maç oynadık. Bir tek Glock 30dk üzerinde süre aldı ve maalesef en kötü hücum performansına sahip olmasına rağmen. Onun dışında süreler gayet iyi paylaşıldı, bu sayede Oğuz da, Emir de, Zisis de katkı verebildi. Bogdan ve Bjelica çok yorulmadan sahada kaldıkları anlarda verimliliklerini arttırabildiler. Süre alıp da katkı veremeyen tek oyuncu Kenan oldu.
Başta Glock olmak üzere dışardan çok kötü şut yüzdesi yapmamıza rağmen (4-19 %21 üç sayılık) içerden %63 ile tam 58 sayı bulmamız maçı bize getiren faktörlerden en önemlisiydi. Bunun haricinde bir çok şeyi daha iyi yaptık. Mesela ortalama 9,5 top kaybı ile oynayan rakibimizi 14 top kaybına ittik ki asist sayıları da 14 de kaldı. Bizim tarafta ise sadece 9 top kaybı yapıp aynı sayıda top çalarak ve bunların yanına 18 asist üreterek gayet iyi rakamlara ulaştık.
Biz aslında çok rahat p&r oynayabilecek kısa ve uzun oyunculara sahibiz. Ancak çoğu zaman bunu beceremiyoruz. Bence bu p&r sırasında Glock kanatlara gönderip topu uzuna indirmek yerine kanatta bekleyen Glock’a indirebilirsek hem onun rahat şut bulma şansını kullanırız hem de rakibin içeriye bu kadar çok gömülmesini engelleyebiliriz. Bir pozisyonda bunu Emir yaptı ve Glock’a bomboş pası verdi o da hemen cezayı kesti.
Bir diğer konu fast break’ler. Neden bilmiyorum ama rakibi eksik yakaladığımız anları değerlendirmeyi beceremiyoruz. Elimizde bu kadar iyi bitiriciler olmasına ve bir çok fast break pozisyonu da bulmamıza rağmen çoğunu harcıyoruz. Buna biraz dikkat etmemiz lazım.
Ve uzun zamandır herkesin takıldığı serbest atış konusu. Uzun zaman sonra ilk defa bir maçta rakibimizden daha yüksek yüzdeyle serbest atış attık. 14 atışın 12’sini sayıya çevirip %85 oran tutturduk. Gerçekten buna hasret kalmıştık.
Gecenin yıldızları Vesely ve Zisis’di. İşin hem savunma hem hücum tarafında fazlasıyla katkı verdiler. Onların ardından Oğuz, Bjelica ,Bogdan ve Emir de belirli dönemlerde sorumluluk alarak görevlerini yerine getirdiler.
Bu şekilde katkı aldığımız oyuncu sayısının artması bizi yenilmesi zor bir takıma dönüştürecek. Bu takımda gerektiği zaman rakibe ve kendi formlarına göre verim alabileceğimiz 12 oyuncu var. Dün Semih bile aldığı kısa sürede hem savunmada yaptıkları hem de bir p&r sonrası attığı basket ile katksını verdi. Emir sahada kaldığı 20 dk boyuncu yine her alanda başarılıydı.
Şimdi haftaya ilk 4 maçından da mağlubiyetle ayrılan Malaga deplasmanına gideceğiz. Alacağımız bir galibiyet hem onları tamamen devre dışı bırakacak hem de bizi yeniden ilk iki için iddialı duruma getirecek.
