Maalesef yine takımın üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı. Sonuçlar biraz kötü gitti mi takımın başında bekleyen akbabalar hemen iş başına geçiyor. Herşeyi eleştirmeyi , saydırmaya, sövmeye başlıyorlar. Ben de Darüşşafa Doğuş maçından sonra oyuncuları fazlasıyla eleştirdim. Eleştirinin dozu ve türü çok önemli. Şu anda takım üzerinde çok ciddi saldırı var. Bu saldırılar olası bir Nizhny mağlubiyetinden sonra iyice artacaktır.
En son söyleyeceğimi şimdi söyleyip okuyan herkesin içini rahatlatayım: Bu maçı biz kazanacağız. Bir kaç gündür rakibin tüm istatistiklerini inceliyor ve izleyebildiğim kadar maçlarını izliyorum. Görünen o ki, çok inanılmaz şeyler olmazsa bu maçtan galibiyetle döneceğiz.
Rakip analizine ilk olarak kadrolarından başlamak istiyorum. Takımın en önemli oyuncusu Taylor Rochestie. Bir zamanlar GS forması da giyen 28 yaşındaki point guard bundan önce 4 maç Laboral ile 10 maç da Siena ile EL oynamış. Geçen sezonun ortasında geldiği Nizhny’de takımın liderliği rolünü benimsemiş bunu layıkıyla da yerine getirmiş durumda. Ortalama 30 dk sahada kalan Rochestie’nin istatistikleri şu şekilde:
%51,71 üçlük yüzdesi (7.sırada) ve %90,7 serbest atış yüzdesi ile(3.sırada) ne kadar iyi bir şutör olduğunu gösteriyor. Aslında onun için iyi şutör demek yerine, şutlarını çok iyi seçiyor desek daha doğru tanımlamış oluruz. Maç başına 5,2 üçlük kullanıyor ve 21,5 üçlük kullanan takımın 1/4’ünü o kullanıyor. Sadece iyi bir şutör değil Rochestie, aynı zaman iyi bir organizatör. Maç başına 5,9 asist yapıyor. Tempoyu çok iyi ayarlayabilen ve sorumluluk alması gereken zamanları iyi seçen bir pg. Çok hızlı ayakları ile birden bire hızlanıp yanınızdan geçebiliyor. Maç başına 5,3 faul yaptırıyor rakiplerine. Bu sayede yine maç başına 4,78 (5.sırada) kez faul çizgisine gidiyor. Gerçi bu konuda takım olarak iyi oldukları söylenebilir. En çok serbest atış kullanan 10 oyuncu içinde 3 tane Nizhny oyuncusu(Rochestie 5, Kinsey 3, Parakhouski 10. sırada) var . Çok da iyi bir p&r oyuncusu. Rakibin savunmasına göre ya kendi bitiriyor ya uzuna asist ile sayıya gidiyor. İşin savunma tarafında da çok ön plana çıkmasa da hızlı ayakları ve yüksek zekasıyla iyi pozisyon alabiliyor. Sıkıntıları da var tabi ki Rochestie’nin. Baskı altında olduğu zaman özellikle skor olarak da geri düşmüşlerse gereksiz zorlamalar yapmaya başlayabiliyor. O da , takım da , onun takımın lideri olduğunun fazlasıyla farkında. Biraz da bu lider rolü onu gereksiz zorlamalara itiyor. Yakın ve baskılı bir savunma ile onu mümkün olduğu kadar devre dışı bırakmalıyız.Geçen hafta Milano deplasmanında 23 dk da 19 sayı, 8 asist 4 ribaund ve 32 verimlilik puanı ile haftanın en değerli oyuncusu olduğunu da hatırlatalım.
Takımın en önemli ikinci oyuncusu da oldukça tanıdık bir isim olan Tarance Kinsey. Daha önce Fenerbahçe ve A.Efes formaları da giyen Kinsey herkes tarafından bilinen bir oyuncu. En önemli özelliği sert ve yapışkan savunması. Büyük ihtimalle Glock üzerinde onu göreceğiz. Bu baskılı savunması sayesinde bolca top çalıp bunları hızlı hücumlarda bitirip sayı kazanıyor. 31:36 dk ile takımın en çok süre alan oyuncusu. Boş şutları iyi değerlendiriyor ama bazen gaza gelip gereksiz şut tercihleri kullanabiliyor.
Bu nedenle çok da dikkak çekici yüzdeleri yok. Kaptığı topların haricinde aldığı savunma ribaundları sonrasıda yarı sahayı hızla geçip potaya gitmeyi seviyor. Ancak bu topla çıkışlarında iyi karşılanırsa top kaybı yapmaya müsait bir fundementali var. Takımın enerji kaynağı olduğunun da altını çizmek lazım. Smaçları ve hızlı hücumları ile işler kötü giderken birden takımı gaza getirebiliyor.
Takımın bir diğer Amerikalı’sı da 4 numara oynayan Trey Thomkins. 90 doğumlu oyuncunun ilk Avrupa deneyimi Nizhny takımı. Potaya yakınken daha etkili bir oyuncu. Çok etkili bir şutu olduğu söylenemez. Rochestie’nin organizasyonunda potaya yakın aldığı topları birebirde bitirebiliyor. Ribaundlarda da etkili olduğunu söyleyebiliriz. Geriye ilk koşan oyunculardan biri olması nedeniyle hücum ribaundları çok kovalamıyor. O da geçen hafta Milano maçında çok iyi bir oyun çıkarıp 19 sayı 15 ribaund ile maçı tamamladı.
Pota altındaki diğer oyuncuları da tanıdık bir isim. Bir sezon Olin Edirne forması giyen Parakhouski takım için önemli bir oyuncu olmakla beraber gayet sıradan bir uzun. En iyi yaptığı şey savunmada ortayı kapatmak. Kalın fiziği ile arkada bir kapı gibi durup açıkları kapatıyor. Uzun mesafe şutu denemiyor bile , orta mesafede ise çok da etkili değil. Zaten bulduğu sayıların bir çoğunu yine Rochestie’nin asistlerinden kaynaklanıyor. Birebir pivot hareketlerine sahip olmakla birlikte eğer potaya biraz uzak alırsa bunları bitirme yüzdesi de oldukça düşüyor.
3 numarada Rus Semen Antonov oynuyor. Oldukça fizikli bir oyuncu ve ceza şutlarında etkili. Çok önemli bir oyuncu olduğunu söylemem ancak o fizikte bir oyuncumuz olmadığı için sırtı dönük oyunlarıyla bizim 3 numaralara büyük sıkıntı yaratabilir.
Rotasyonda 20 dk üzerinde süre olan bir başka oyuncuda, pg mevkiinde oynayan Dimtriy Khvostov. Rochestie’yi yedekleyen oyuncu iyi gününde olduğu zaman organizasyona yardımcı olup, uzunlara pozisyon hazırlayan bir role bürünüyor. Rochestie’nin sakatlığı nedeniyle oynamadığı normal sezonun son iki maçında alınan galibiyetlerde çok büyük payı vardı Rus pg’ın. Son olarak da sg olarak oynayan Evgeny Baburin. O da boş bırakılırsa ceza şutlarını sokabilen bir oyuncu.
Görüldüğü gibi çok geniş rotasyonu ve büyük silahları olmayan bir takım Nizhny. Buna rağmen iyi bir takımlar. Görevler paylaşılmış ve makine düzeni oturtulmuş, kapasitesi doğrultusunda iyi verim veren bir takım haline getirilmiş coach Bagatskis tarafından. Bagatskis bu senenin en iyi coach adaylarından biri olarak adı geçen bir hoca. Çok iyi bir takım savunmaları olduğu söylemek zor. Maç başına 80,2 sayı gördüler potalarında. Bu bizim için büyük bir avantaj. Bizim maçında bol skorlu geçeceğini söylemek mümkün. Bunun yanında 75’in üzerinde sayı yedikleri zaman kazanmaları pek mümkün olmuyor. Bir tek D. Sassariden 75 üzerinde yemiş olmalarına rağmen galip gelebildiler. P&R savunmasında oldukça kötüler. Uzun oyuncu genelde arkada kalıyor , ne switch yapıyorlar ne de uzun show up’a çıkıyor, bu da p&r oynayan kısa oyuncuya şut için oldukça rahat bir alan yaratıyor. Bu alanı kapatsalar bile bizim de çok yaşadığımız bir sonuç çıkıyor ve kanatlarda bir oyuncu boş şuta kalıyor. Bunu iyi değerlendirmeliyiz.
Kazandıkları maçlarda 72,5 sayı yerlerken kaybettikleri maçlarda bu rakam 89,4 olmuş. Bir diğer ilginç fark da asist rakamlarında. Kazandıkları maçlarda rakipleri 14,3 asist yapabilmişken, kaybettikleri maçlarda rakiplerinin asist sayısı 21,2 ye çıkmış.
D.Sassari takımını iki kere yendiler ki genelde zaten onlar herkese yenildi. Nizhny için en kritik maç İstanbuldaki A.Efes maçıydı. O maçı da Efes’in inanılmaz serbest atış yüzdesiyle (%45,8) tam 13 serbest atış kaçırmış olması nedeniyle kazanmışlardı. Geçen hafta oynadıkları Milano maçında da yine rakibin inanılmaz kötü üçlük yüzdesiyle (2/26 yani %7,7 ) kazandılar denebilir. Ki Milano iki sayılık atışlarda da %42 de kaldı. Ayrıca ilk yarıyı 4 sayı geride kapatmış olmalarına rağmen Milano’nun 3.çeyreğe çok kötü başlaması , bir anda 0-8 lik bir seriye neden olmuş daha sonra 5. dakika itibariyle bu seri 3-17 ye kadar çıkmış ve bu andan sonra maç kopup gitmişti.
Görünen şu ki, biz çok kötü bir günümüzde olmadığımız sürece bizi yenmeleri pek mümkün olmayacaktır.
Bir kaç maçtır kullanmayı unuttuğumuz uzunlarımızı bu maçta mutlaka devreye sokmalıyız. Onlardan gelecek katkı çok önemli. Bogdan ve Glock’u, çok yorulmadan uygun şut pozisyonlarına sokmalıyız. Zisis’in p&r oyunlarını fazlasıyla oynamalıyız. Başta Emir olmak üzere rotasyona daha çok oyuncu dahil etmeli ve önemli oyuncuların sahada kaldığı süreleri biraz daha makul seviyelere çekmeliyiz. Top kayıplarına dikkat etmeli ve boş şut imkanı vermemeliyiz.
Takımın tekrar güvenini sağlaması ve bir sonraki hafta kendi sahamızda oynayacağımız Olympiacos maçı öncesi bu maçın mutlaka kazanılması gerekiyor. Ben kazanacaklarına tüm kalbimle ve mantığımla inanıyorum. Keyifli ve galibiyetle biten bir maç olması dileğiyle…
Analiz harika olmus kazanan Fenerbahce olacaktir. Ama kocun hatalarini gormezden gelmek elestirmemek yanlis olur. Dakikalarin dogru dagitildigi, gorevlerin iyi belirlendigi bir duzende Fenerbahce’nin bu takim karsisinda kazanmasindan kimse kusku duymaz.
Beklenti yüksek olunca eleştiri dozu da artabiliyor. Serbest atış ve faul konusunda sıkıntı yaşamazsak maçı rahat alacağımızı düşünüyorum.
Elestiriler her zaman olmali. Ancak dozu ve sekli cok onemli.
Dedigin gibi isallah kazaniriz bu maci!