Aslında bu maç ile ilgili yazmaya düşünmüyordum. Vaktimi daha çok Cuma günü oynanacak Nizhny maçına ayırmayı ve onların analizini hazırlamayı düşünüyordum. Ancak belki de son zamanlarda en çok beni üzen ve sinirlendiren maçı oynadık dün akşam kendi sahamızda.
Kimse Cuma akşamı uzatmaya giden çok zorlu bir CSKA maçı oynamış olmanın fiziksel ve mental yorgunluğu var demesin takımın üzerinde. Bu takım ona göre kuruldu. Bu seviyede herkes bu şekilde bu sıklıkta maç oynuyor.
Kimse rakip çok iyiydi her attığın soktu falan da demesin. Sadece DD mi yüksek yüzdeyle attı bugüne kadar bize. Her önüne gelen takım şut yüzdesini yükseltiyor bizim savunma sayesinde.
Bu takımın , bu bütçeyle, bu salonla, bu oyuncu kadrosuyla ve bu coach ile kendi sahasında 95 sayı yeme lüksü yok.
Dünkü maç ile ilgili teknik konuları çok uzun konuşabiliriz. P&R savunmasında nasıl hatalar yaptığımızı, showup’a çıkan uzunun bir adım fazla atmasıyla geriye koşmakta ne kadar sıkıntı çektiğini, switch’lerde kendi adamına dönen oyuncunun geç kalmasıyla nasıl boş pozisyonlar verdiğimizi bla bla..
Hiçbir şey yazmayacağım bugün. Sadece bir tek konu var bahsetmek istediğim. Önce şu soruyu sormalıyım: Bu yazıyı okuyanlar içinde DD’un CSKA’dan daha iyi bir takım olduğunu söyleyecek kimse var mı? Hiç sanmıyorum. Biz her maça çok kötü savunma ile başlıyoruz bu ilk değil büyük ihtimalle son da olmayacak. CSKA maçına da çok kötü bir savunma ile başlayıp ilk çeyrekte 28 sayı yemiştik. Ancak hemen kendimize gelip vidaları sıkmış ve bu 28 sayıya rağmen onları normal sürede 74 sayıda tutmayı başarabilmiştik.
Dün de maça rezalet başlayıp ilk çeyrekte 29 sayı yedik. İkinci çeyrek biraz toparlanır gibi olup bunu 16’ya düşürdük. Ancak 3 ve 4 de yine saçmalayıp 25 er sayı yedik. Bunun tek sebebi konsantrasyon. Basketbol anlık bir oyun , saniyeden daha kısa sürede olan oluyor. Bir an dağılmanız rakibinizin yanınızdan geçip gitmesine ve sayıyı potanıza bırakmanıza yetiyor. Eğer 20 saniye iyi savunma yapıp son 4 saniyede boşlarsanız yine de sayıyı potanızda görürsünüz. 24 saniye boyuncu savunma ribaundunu alana kadar bu savunma isteğinin ve konsantrasyonun düşmemesi lazım. Dün sahada bir kişi bile yoktu ki rakibi tarafından geçilmeyen, üzerinden şut yemeyen. Bu şekilde bir kafayla oynama lüksümüz yok bizim.
Obradovic maçtan sonra serbest atışlar ve üçlük yüzdesine takılmış. Benim umurumda değil. Ben 96-95 yenmek istemiyorum DD’u. Biz o atışları soksak DD 95 yerine 65 mi atacaktı. Asıl Obradovic’in değindiği başka bir konu var. Çalışmıyoruz diyor, konsantre değiliz diyor. Hayatını basketbola adamış bir adam Obradovic. Basketbol ile yaşıyor. Bakın maçtan sonra ne demiş:
Fenerbahçe Ülker Başantrenörü Zeljko Obradovic, Darüşşafaka Doğuş yenilgisinden sonra oyuncularına sert ifadelerle yüklendi.
“Anahtar oyuncular oynamadığında sıkıntı yaşıyoruz” diyen Obradovic, “Zaten kenardan da katkı çok az. Anlayamadığım çok şey var takımda. THY Euroleague’de oynayan takımlar her zaman ligde sorun yaşar evet ama daha büyük problemler var” dedi.
“HERKES OYNAMAK İSTİYOR AMA HİÇBİR ŞEY YOK”
Bjelica’yı CSKA maçında 44 dakika oynattığını söyleyen deneyimli çalıştırıcı, “İki gün sonra bugün de 34 dakika. Neden? Çünkü onsuz oynamamız zor, alternatif yok. Herkes “oynamak” istiyor. Ama sahada hiçbir şey yok… Başkasını sokuyorum, yine hüsran. İki gün önce maçtan sonraki sabahı boş bıraktım” ifadelerini kullandı.
“POLİS GİBİ DAVRANIP…”
“Hayatımda ilk defa kimsenin gelip çalışmadığını gördüm” diyen Obradovic, “Hiç kimse!… Sorsanız aptal bahaneler sayarlar. CSKA maçında oynayıp yorulanlardan bahsetmiyorum. Onlar da çalışmadı ama oynamayanları hiç anlamıyorum. Kimse gelmedi. İyi oyuncu olacakmış gibi davranıyorlar. Polis gibi davranıp yarın sabah herkes gelecek demem lazım.. Çünkü sıradan bahaneleri var. Sabah 10’da şuradaydım, buradaydım vs vs…” diye konuştu.
“KİMSE GELİP ÇALIŞMIYOR”
“Türkiye’nin en iyi takımlarından biriyiz, zirvedeyiz” ifadelerini kullanan Obradovic, “Ama en kötü istatistikler de bizde. Serbest atışlar, 3 sayı yüzdesi. Bu utançtır. Ve bunun çözümü nedir? Çalışmak. Ama kimse gelip çalışmıyor. Hep bahane buluyorlar” dedi.
Herkes diyor ki Melih niye oynamıyor, Semih niye çıkıyor bir daha girmiyor. Size soruyorum şimdi, sizin bir ekibiniz olsa orada hiç çalışmayan haketmeyen bir adama prim verir misiniz? O primi verirseniz seneye adam daha çok çalışır mı? Ben Obradovic’e sonuna kadar inanıyor ve güveniyorum. Hatalar yapıyor o da ve bazen ben de eleştiriyorum. Hiç kimse mükemmel değildir. Ancak bu takım hala çizgiden %70 leri bulduğu gün ” allaha şükür bugün de iyi attık” diyorsa bunun bir açıklaması olamaz. Gelirsin antreman harici salona, binlerce faul atışı çalışırsın. Üçlük kaçar, turnike bile kaçar, çünkü yalnız değilsin , savunma seni bozar şu olur bu olur. Serbest atış neden kaçar? Sasha Kaun, CSKA’nın pivotu. Serbest atışlarını gözünüzün önüne getirin. Saçma sapan bir şut stili var, sanki acı çeker gibi atıyor. Sırf atış stiline baksanız, bu atışların hiçbiri girmez dersiniz. 4-4 attı bizim maçta. Eğer çalışırsanız başarırsınız.
Bu takımın tüm oyuncuları çok kapasiteli büyük potansiyel oyuncular. Bir tanesine bile yeteneksiz diyemezsiniz. Bu yeterli mi? Hele Obradovic ile çalışıyorsunuz hiç değil. Mutlaka tüm hayatınızın basketbol olması lazım. İzin gününde gelip çalışmanız lazım. Eksiklerinizi tamamlamanız lazım. Maç içinde bir an bile konsantrasyon kaybı yaşamamanız lazım.
Son konu. Bjelica konusunu CSKA maçı yazımda belirtmiştim. Obradovic alternatifi yok diyor. Sanıyorum ki Vesely’nin bu kadar şutsuz bir oyun oynayacağını hiç düşünmemişti Obradovic. Bana kalırsa rakibin ve maçın gidişatına göre zaman zaman Vesely , zaman zaman da Emir ile onu dinlendirmeliyiz. Yoksa hem performansı düşecek hem de allah korusun bir sakatlık ile karşılaşabiliriz.
Şimdi dünkü maçı geride bırakmalı bütün aklımız ve fiziğimizle Nizhny maçına hazırlanmalıyız.
Panik yapacak bir şey yok. Bu takım neler yapabileceğini herkese gösterdi. Yine yapacaktır. Sakin olma ve çalışma zamanıdır şu an.
Allah askina bir koc bunu nasil soyleyebilir? Anlamakta zorluk cekiyorum. Calistiracaksin adamlarin gelmesini beklemeyeceksin gunde 3 antreman koyacaksin sadece faul attiracaksin gece yataktan kaldirip savunma calistiracaksin bu tamamen bir koc felaketidir ve zaafidir hickman gene yok glock etkisiz sut kacirdikca oynamaya devam ediyor semih iyi oynadikca kenarda oturtuluyor melih oynatilmiyor. Eger sen kocsan baktin olmuyor donersin savunma besine kenan melih bogdan bjelica vesely adamlari bir yavaslatirsin kimse bu kadar coaching hatasi yapip piskin piskin aciklama yapamaz hatirlatirim bu takim avrupanin en butceli 5. Takimi dagrusafaka kim?! Cok gec olmadan birseyler yapilmali ve bunu koc yapmali rusyada kaybedersek ilk 4 te hayal olur
normalde günde çift antreman yapıyor takım, ve bu antremanlar oldukça yorucu ve uzun sürüyor, orada Obradovic’in söylemeye çalıştığı, bu yaşta bu konumdaki oyuncuların normal antreman düzeninin dışında salona gelip çalışması, başka bir hayatları olsun istemiyor ki ben de buna katılıyorum açıkcası. Her fırsatta söylüyor coach, istediğin kadar yetenekli ol eğer ekstra çalışmazsan kendini geliştiremezsin. https://www.youtube.com/watch?v=Wy9ihi-GhCA
bu linkte 55 dakikalık bir video var, orada Zoc eşleşmelerin nasıl olacağı, kimin nereye ne şekilde gideceğini, hangi şartta nasıl top kullanılacağını, ve bunların uygulanması durumunda savunmaların nasıl çaresiz kalacağını anlatıyor. Şunu demek istiyorum ki, basketbol göründüğünden çok daha zor ve karmaşık bir oyun, eğer yeteri kadar çalışmazsan, kayman gereken yerin 5 cm uzağında kalırsan bütün takımın emeğini çöpe atabiliyorsun. Çok fazla emek çok fazla fedekarlık istiyor bu işler. Ancak olay serbest atışın kaçmasına geliyorsa, bunu coach’un öğretecek hali yok, eğer sen %50 ile atıyorsan yemeyeceksin içmeyeceksin çalışacaksın, Sasha Kaun örneğini verdim geçen gün, nasıl atıyor acaba o, coach’u mu öğretti o saçma stili ona, bir şekilde çalışa çalışa başarmış adam. Zoc antremanlarda haliyle takım düzenleri üzerine çalışıyor, bireysel antreman yaptıracak hali yok onun, o işler oyuncuların kendi işleri, kimseyi de zorla getirip salona çalıştıramaz.
Obradovic tabi ki hata yapıyor, herkes yapar. Ama eğer birini oynatmıyorsa ona kıl olduğu veya oynattığı oyuncuyu sevdiği için değil, hakettiği içindir. Ben Zoric’i hiç sevmiyorum, ben aklını kullanamayan basketbolcuları sevmiyorum. Zoric’i sahada görmek beni delirtiyor. Ama şu var, bir maç yazımda belirtmiştim, CSKA ile Gloria CUp da oynuyoruz, 20 sayı gerideyiz, bizim potanın altındaki bir pozisyonda top dışarı çıkarken Zoric kendini yere atıp topu kurtarmaya çalıştı. Maçın bitmesine 2 dk falan var bu arada. Zoc bench’e dönüp score board’u gösterdi, ve “bakın adam hala yerlerde , anlıyor musunun ne demek istediğimi” dedi. Dikkat edin, ne zaman Zoc , Zoric’e oyuna gir dese Zoric bench’in arkasında zıplayarak büyük bir enerji ile giriyor oyuna. Bunları görmek istiyor Zoc. Çok uzattım yine ama bir çok konuda bilmediğimiz, bilemeyeceğimiz sebeplerden dolayı Zoc’a çok yükleniyoruz. Ben o ilk geldiği günden beri kendime bir söz verdim. 41 yaşındayım orta okuldan beri basketbol oynarım, izlerim , çok da severim. Ama benim basketbola ayırdığım zaman ile Zoc’un ayırdığı zaman, benim bilgim ile onun bilgisi, benim görüşüm ile onun görüşü karşılaştırılamaz bile. Sözüme döneyim, onu takımın başında görmeyi çok isterdim eskiden beri. Ve dedim ki geldiğinde, o ne yaparsa yapsın onu eleştirmeyeceğim, o yapıyorsa doğrudur diye. Avrupa basketbolunda bunu söyleyebileceğim iki coach’dan biridir Zoc, diğeri de Ivkovic. Ben ona inanıyorum, hata bile yapsa.
Benim tek istegim Fenerbahce’nin kazanmasidir. Obradovic F4 yaparsa saygimi kazanir. Ben futbol voleyball basketball yuzme masa tenisi kurek sari lacivert olan hersey benim icin degerlidir ama onemli olan da Fenerbahce beklentim cok yuksek basari bu sartlarda gelmeyince tahammul edemiyorum. Umarim Obradovic basarili olur fener F4 yapar. Tek dilegim bu. İnsallah toparlaniriz.