Efes Dağıttı..85-67

CSKA maçı öncesi önemli bir sınavdı Efes maçı. Sınırlı hücum gücüne rağmen iyi savunmasıyla fark yaratan Efes , Kristic ve Furkan’ın da olmamasıyla aslında maçın favorisi değildi. Son zamanlarda iyi basketbolu ve seri galibiyetleri ile Fenerbahçe maç öncesinde bir adım önde görülüyordu.

Hiç kimsenin beklemediği bir başlangıç oldu ilk çeyrekte. Sanki Efes karşısında Fenerbahçe değil de, alt ligden bir takım bulmuş gibi rahat oynuyor rakibine bir an olsun fırsat vermiyordu. 16-0 gibi inanılmaz bir skor vardı tabelada. Aslında Efes her attığın sokan , üçlük yağdıran bir şekilde oynamıyordu ama karşısında sanki acemiler kadrosu olduğu için her kaçırdığı şutun ardından ribaundları alıyor, rakibi çok basit top kayıplarına zorluyor, potayı bile göstermeden kendi sahasına gönderiyor ve çaresiz bırakıyordu. Fenerbahçe’nin bütün silahlarını  etkisiz hale getirip seri oyuncu değişikliklerine ittiler Obradovic’i. İlk 8 dakikanın sonunda sadece 2 sayı bulabilmişti Fenerbahçe. Ve Bjelica’lar oyuna girene kadar bu şekilde devam etti. Fener’in Bjelica’sı her zamanki gibi inanılmaz katkı verirken, Efes’in Bjelica’sı , Lasme’nin faul problemine girmesiyle oyuna giriyor ve sanki o da adaşı gibi Fenerbahçe’ye çalışıyordu. Bu sayede ikinci periodda oyun ve skor dengelendi. İlk çeyrekte sadece 12 sayı atabilen Fenerbahçe ikinci çeyrekte tam 29 sayı buldu. Çeyreğin  sonunda farkı 1 sayıya indirmeyi başardı ama son hücumda faul hakkı varken bunu oldukça geç yapan ve hatta turnikeye başlamış olan Perperoglou’na yapan Fenerbahçe iki serbest atışın da başarılı olmasıyla 3 sayı geride girdi devreye.

İkinci yarıda herşey daha farklı olur beklentisi vardı bende. Hem Lasme hem Saric faul problemine girmiş ve zaten Krstiç kadroda yok, Bjelica ise zaten rezil savunmasının yanında berbat hücum ediyordu. Bu şartlar altında maçın tekrar Efes’e dönmesi gerçekten mucizeydi. İkinci yarıya iyi başlayan da Fenerbahçe olup skoru 44-44 ile beraberliğe getirdiler. Ama o andan sonra yine önemli bir hastalığı devreye girdi Fenerbahçe’nin, ve leblebi gibi üçlük yemeğe başladık. TBL’de %37 , EL de ise %34 ile üçlük atan Efes maçı %51 ile tam 14 üçlük bularak tamamladı. 44-44 eşitliğin ardından iki hücumda 2 üçlük bulan Efes o andan sonra bir daha arkasına bile bakmadı. Fark sürekli açıldı.

Bunun nedenlerine bakmak lazım biraz. Tamam Efes çok iyi savunma yaptı ve rahat hücum ettirmedi. Ama asıl sorun rakibin savunması değildi bence. Sen eğer Vesely ve Semih gibi iki uzunun varken Doğuş gibi kısa bir oyuncuya hücum ribaundu veriyorsan, iki en önemli skorerini (Bogdan ve Glock) bir türlü ritm tutturamamasına rağmen sürekli oyunda tutuyorsan, %36 ile iki sayı, %33 ile üç sayı atıyorsan, hiçbir şekilde maç içinde bir hırs bir istek göstermiyorsan Efes gibi düzen içinden çok  zor çıkan bir takımla baş etmen tabi ki mümkün değil.

Bu mağlubiyetin CSKA maçından önce gelmesi büyük bir şanstır Fenerbahçe için. Ayrıca ilk tercih olmasa bile doğru bir tercih olan Zisis transferinin de yapılmış olması ile takımın önemli eksikliklerinden birinin de kapanması da avantaj. Obradovic geldiği günden beri tekrar ediyor, konsantrasyonun 40 dakika dağılmaması lazım. Efes maçında neredeyse hiç konsantre olamadı takım. Ayrıca üçlük yeme hastalığı bu maçta da bize pahalıya maloldu. Şu bir gerçek ki, bu üçlük yeme sorununa çözüm bulamıyoruz. O zaman buna göre oynamalı ve en azından hücumda bu kadar basit hatalar yapmayıp, savunma ribaundlarını net bir şekilde almalıyız. Dün en önemli kırılma anlarında alamadığımız savunma ribaundları bizi çok olumsuz etkiledi. Bu ribaundların alınmaması hem rakibe tekrar hücum edip bizim direncimizin daha da kırılmasına hem de olası hızlı hücum sayılarının bulunamamasına neden oluyor.

Cuma günkü CSKA maçına kadar 4 gün var. Biran önce bu maçın zihinsel tahribatından kurtulmalı ve Zisis’in de takıma dahil olması ile maça hazır hale gelmeliyiz. Eğer CSKA maçı da benzer bir senaryo ile tamamlanırsa o zaman işler geçen senekine dönebilir ve bunu tölere etmemiz mümkün olmayacaktır.

MAÇIN İSTATİSTİKLERİ

Efes Dağıttı..85-67” te bir düşünce

  1. Orçun ORAY diyor ki:

    Dün çok fazla hayal kırıklığına uğrattı beni Fenerbahçe ve Obradovic. Ben sahadaki oyunculara değil zengin kadrodan sonuç çıkaramayan organizasyona kızdım. Kadromuz kesinlikle çok geniş ve alternatifli, Efes ile karşılaştırdığımızda daha üstün olduğumuz da aşikar.
    Maçın başını konuşmaya gerek yok, büyük takımlar böyle skorlardan geri dönmelidirler ve döndük de. Fakat 44-44 ‘ten sonra tam bir facia. Koç Glock’un savunmadaki acizliğini nasıl göremiyor ve ona bu denli süre veriyor anlamak mümkün değil ! Kenarda Melih varken neden Melih’e ” Sahaya çık ve Jennings’i kilitle ” deyip daha savunmacı berk – melih – bogdanovic – bjelica – vesely beşine dönmüyor anlamadım. Televizyonun başında ben bağıra çağıra kıpkırmızı oldum. Glock atamadığı zaman maalesef üst düzey takım oyuncusu değil ya onu sadece son hamlede topla buluşturup sayı attıracaksın ya da böyle maçlarda süresini dağıtacaksın. Obradovic gibi bir koç bunu görmeli. Dün ki maç bu denli farkla kaybedilmemeliydi. Bazı maçlar ” statement maçıdır” Bu maç da öyleydi. Ama sözü söyleyen ve göz dağı veren Efes oldu. Bu takımla TOP 16’da iki defa daha karşılaşacağız. Bu maçlarda rakibi daha iyi okuması gerekiyor Obradovic’in. Maalesef ben bu maçı koçun yönetim yanlışı olarak görüyorum ve sinirleniyorum. FB maç kaybedebilir ama bu şekilde değil. Ayrıca ne kadar eleştirsek de Hickman’ın olmaması etki etti, bu maçta kenarda olması da rakibin doğru analiz edilmediğini gösterir.
    Zisis transferinde çok memnunum umarım kağıt üzerinde boşluk dolduran Zisis pratikte de aynı etkiyi verecektir. CSKA maçı çok önemli bir maç olacak galibiyet tek sonuç olmalı. Oyuncular ve koç da bunu bilerek oynamalı. Bu takım Efes’ten 20 sayı fark yiyecek takım değil bütçesiyle ve ismiyle daha fazlasını hakkediyor, CSKA’yı yenmeyi hakkediyor. Haydi Fenerbahçe…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir