Fenerbahçe Ülker Top16’ya Hazır..

Bu maç öncesinde artık Top16 gruplarına kalmanın garantilenmiş olması nedeniyle bir çok insan sıralamaları ve yeni oluşacak grupları konuşmaya ve bunun için hesaplar yapmaya başlamıştı. Aslında konuşacak konu olması açısından gayet keyifli:) Benim için ise bu maçın önemi ne sıralama ne yeni oluşacak gruplar, ne Barcelona ile olan ikili averajdı. Barcelona’yı deplasmanda yenmek demek bunlardan çok daha önemli bir anlam taşıyor benim gözümde. Bir kere Spajiha döneminde onları deplasmanda yenmiştik, onun haricinde tarihimizde Barcelona galibiyeti yok onların sahasında. Bu sene de bizim maça kadar 8/8 yaparak aslında işin zorluğunu bir kez daha ortaya koymuşlardı. Ancak buna rağmen büyük bir dirayetle bütün maç oynayıp sonunu da getirdik. Bu bize bu takımın her seviyede her takımla eşit mücadele edebileceğini gösterdi ki bence bundan daha önemli bir değeri yok bu maçın.

 

Şimdi bir çok insan Barcelona’nın eksiklerini konuşacak. Navorro ve Oleson gerçekten skor anlamında takımın önemli oyuncuları. Bir de bu ikisi yetmezmiş gibi maçın başında Abrines de sakatlandı ve gerçekten ellerinde hiçbir 2 numara kalmadı. Bu kadar iyi sutör oyuncuların olmadan oynamak tabi ki de kolay değil. Ancak karşımızdaki rakip Barcelona mutlaka bir çözüm üretirlerdi ve ürettiler de. Şimdi şuna bakalım: Barcelona tam kadro çıktıkları maçlarda Navorra&Oleson&Abrines üçlüsünden  ne kadar skor katkısı aldığına bakalım. Son dört EL maçında bu üç oyuncunun sırasıyla toplam sayıları şöyle:

Turow:15

Milan: 21

Pana: 25

B.Mun: 17

Dün akşam Navarro&Oleson&Abrines’in sağlıklı olarak oynadığı zamanlarda çok sorumluluk alamayan Deshaun Thomas ve Mario Hezonja bu maça kadar sırasıyla 7,6 ve 7,2 sayı ürettiler. Dün akşam bu oyuncular toplamda 35 sayı attılar. Thomas maçın başında pota altımızı domine etti, Hezonja da özellikle ikinci yarıda  arka arkaya bulduğu üçlüklerle takımını ayakta tuttu. Üstelik bu iki oyuncunun savunma katkısı özellike Glock üzerindeki Hezonja savunması en az attığı sayılar kadar değerliydi. Tamam bu eksik 3 oyuncu çok önemli oyuncular ama onlar yok diye Barcelona maçı kaybetmedi. O oyuncuların yokluğunda Thomas ve Hezonja fazlasıyla ekstra katkı verdiler.

Maça dönersek, biraz önce dediğim gibi maçın başında Thomas bizi resmen felç etti. Tabi bunda bizim de katkımız büyük. Onu Glock ile savunmaya başladık maç başında. Ve gördük ki doğru bir taktikle sürekli topu ona verip potaya gitmesini sağladılar. Glock’un istekli bir Thomas’ı durdurması pek mümkün değil. Fizik olarak zaten çok geride ki bir de zaten bilinen bir savunma zaafiyeti de var Glock’un. Biz Glock&Bogdan savunma değişikliğini yapana kadar Thomas 13 sayıyı potamıza göndermişti bile. Bu  daha maçın başında bizi devre dışı bırakabilirdi ancak hücumda biz de çok yüksek yüzdeyle üçlükleri sokmamız sayesinde maçın içinde kalabildik. Ayrıca Semih yine ilk maçta olduğu gibi Tomic’e pek fırsat tanımayıp rakip sahada da istekli oyununa devam edince işler istediğimiz gibi gitti. İlk çeyrekte kötü olan tek şey 5 adet top kaybı idi. Ayrıca maça ilk beş başlayan Bjelica hiç bir katkı vermiyor sanki maçın içinde değilmiş gibi oynuyordu.

Screen Shot 2014-12-12 at 11.01.43

İkinci çeyreğe kötü başlamamıza rağmen Bogdan’ın ve Semih’in iyi oyunuyla farkı 7 sayılara kadar çektik. Çeyreğin son 15 saniyesine 7 sayı önde girip top bizdeyken mola aldık. Obradovic’in bu molasına rağmen hücuma çok saçma kullanıp sayıyı bulamadığımız yetmezmiş gibi bir de fast break sayısı yiyerek soyunma odasına en az 9 sayı önde gitme şansını tepip sadece 5 sayı ile girdik. Maç öncesinde devreye 5 sayı önde gireceksiniz deseler herkes ooo süper diyebilirdi belki ama maçın gidişatı bizim farkı çok daha fazla açabileceğimiz şeklindeydi.

Bu yarıda Semih, Bogdan, Vesely ve Hickman gayet iyi performans sergilerken, Emir ve Bjelica hiç oyuna girememiş, Glock aşırı baskılı savunma ile kafasını kaldıramamış Zoric de aldığı kısa sürede ilk Barcelona maçındaki performansının sadece tatlı bir rüya olduğunu ispatlamak istercesine rezil bir oyun oynamıştı.

Maalesef 3.çeyreğe de onlar çok iyi başladır. O ana kadar çok devrede olmayan Doellman ile  buldukları  7 sayıya Hezonja ve Thomas da eklenince birden 5 sayı öne geçtiler. Ancak çabuk toparlandı takım ve son çeyreğe 2 sayı geride başladık. Maçın sonuna kadar büyük çekişme vardı maçta. Son çeyreğin büyük bir kısmını aynı beşle oynadık. Özellikle Vesely&Bjelica ikilisi neredeyse hiç çıkmadan oynadı. Ve gerçekten maça damga vurdular. Maçın sonlarına doğru Barcelona 75-71 ile 4 sayı öne geçti. O ana kadar biz çok kötü hücum edip zorlama üçlükler denemiş ve rakibe yine çanak tutmuştuk. Son 1 dakika için 4 sayı gerideyken Bjelica 2 serbest atıştan birini sayıya çevirdi. Arkasına Barcelona hücumunda Hickman inanılmaz bir top çalıp fb ile bitirdi ve farkı 1 sayıya indirdi. Ancak her Fenerbahçe maçında olduğu gibi yine harika oynayan Huertas maçın sonunu da tek başına oynadı. İnanılmaz şutlar soktu, çok akıllı fauller aldı. Son dakika içinde onun bulduğu inanılmaz bir fade away basketle  3 sayı öne geçirdi takımını. Bu seferde Bogdan devreye girip bir basketfaul ile maçı dengeye getirdi. Son top yine onlara kaldı, Huertas yine tek başına oynadı ancak bu sefer karşısına o ana kadar herşeyi yapan Vesely çıkıp şutunu blokladı, bu da yetmezmiş gibi 4 saniye kala topu Bogdan’a verdi, ama Bogdan gereksiz bir panikle yarı sahayı geçer geçmez daha 2 saniyesi olmasına rağmen şutu savurdu ve maçı orada bitirme şansını kaçırdı.

Belki o an maçı kazanamadık ama harika bir 5 uzatma dakikası izleme şansını yakaladığımız için biraz olsun teselli olmadım diyemem 🙂

Screen Shot 2014-12-12 at 11.01.09

Maçın uzatma periodu da inanılmaz heyecan içinde geçti. Yine Huertas bütün sorumluluğu aldı. Bu periodda takımın ürettiği 10 sayının 6 sına imzasını attı. Ama bizde de Vesely&Bjelica ikilisi inanılmaz oynamaya devam ettiler. Maçın son topu bize kaldı. Obradovic mola alıp topu nasıl oyuna sokacağımızı kimin alacağını ve ne şekilde bitireceğini anlattı. Bir çok coach bu setleri çizer , uygun pozisyonları takıma anlatır ama bunları sahada görmek her zaman nasip olmaz. Ancak bizim set gayet iyi oynandı, Emir topu kenardan çıkardı, Glock inanılmaz bir fake ile Thomas dan sıyrıldı, Bjelica’nın arkasından dolaşıp topu almak için hamle yaptı, Bjelica da tek amacı perdeleme gibi gösterip Glock perdeden çıktığı anda potaya yöneldi, ve ana kadar sabırla bekleyen Emir topu Bjelica’ya çıkardı, bir dripling ile Thomas’ın yanından geçerek potaya gitti ve turnike ile bitirdi. O an sahadaki oyucularımızda, kenarda yönetimde, tv karşısındaki seyircilerin hepsinde eminim ki büyük bir enerji patlaması oldu. İtiraf edeyim ben yerimden fırlayıp basketi sanki ben atmışım gibi havalara sıçradım.

Maçın oyuncusu bana göre kesinlikle Vesely idi. Herşeyi yaptı dün akşam, ki o kadar çok şey yaptı ki Vesely ve bunları yaparken takım arkadaşları tarafında  çok ödüllendirilmedi, ne yaptıysa kendi yaptı, ekmeğini taştan çıkardı. Savunmada heryere yetişti, ribaundları aldı, yardımlara gitti, blokları yaptı. Maçı 28 verimlilik puani ile 16 sayı 10 ribaunt 3 blok 2 top çalma ile tamamladı. Tekrar ediyorum biz onu gerektiği kadar kullanmadık, onu beslemedik, herşeyi kendi yaptı. Bir de onu özellikle hücumda daha doğru kullanabilsek her maçın kahramanı olacak 🙂

Bjelica özellikle maçın ikinci yarısında Vesely’e asistleri yapan tek adamdı. Sadece asistleri değil kritik basketleri, çok önemli ribaundları ile takımı taşıdı. Bogdan, Glock’un savunmayla çok uğraştığı akşamda attığı 23 sayı ve 22 verimlilik puanı ile oldukça önemli işler yaptı.

Glock dün akşam topla belki en çok oynayan oyuncuydu. Artık herkes onun ne kadar önemli bir skor opsiyonu olduğu bildiği için üzerine büyük baskı kuruyor. Böyle zamanlarda topun aslında pg’ın elinde olması , pozisyon yaratmak için onun uğraşması, Glock’un ise yorulmadan topu bekleyip şutu kullanması gerekiyor. Bizde ise tam tersi oluyor. Bir pozisyonda yine Glock bir sağa bir sola gidip kendine pozisyon hazırlamaya çalıştı , bir türlü kurtulamadı savunmacılarından ve ikili sıkıştırmayı görünce sağ dipte bomboş bekleyen Hickman’a topu verdi. O da üçlüğü kullandı ancak başarılı olamadı. İşte bu pozisyonun tam tersi oynanmış olsa o pas Glock’a gelse o şut basket ile sonuçlanacaktı.

Şunu unutmayalım, dün akşam normal sürede 79 sayı atmış olmamız kimseyi yanıltmasın. İnanılmaz savunma yaptı Barcelona. Bu bizim asist sayımızın 17 de kalmasına neden oldu ki bunun 5 tanesinin Kenan’dan gelmesi çok sevindirici. Kenan&Hickman ikilisi dün akşam belki de bize pg eksikliğini en az hissettirdikleri maçı oynadılar. Yine de bu takımın hala çok net bir pg ihtiyacı var. Bu takımın gerçek bir pg ile çıkacağı seviyeyi kestirmekte zorlanıyorum. Eğer Heurtel’i kaçırmasaydık ya da Calathes’i bir şekilde alabilseydik takımda herkesin verimliliği en az %20 civarında artacaktı. Umarım Can’ın da kadrodan gönderilmesi bir transfer yapılacağının işaretidir ve Top16’ya gerçek bir pg ile girebiliriz.

Artık herkes sabırsızlıkla Top16 gruplarını beklemeye başladı. Orada işler çok daha çetin çok daha zorlu olacak. Ancak bu sene takım geçen sene olduğu gibi aynı isimlerin üzerine yükleri bindirmiyor. Bogdan, Glock, Vesely, Bjelica, Semih, Emir hepsi sorumluluğu paylaşıyorlar. Bir iki oyuncunun iyi gününde olmaması bizi bitirmiyor. Hala çözemediğimiz sıkıntılarımız var , hala şu üç sayı savunmasını yapamıyoruz, ama ilerleme sağladık ve sağlıyoruz.

Herkese iyi hafta sonları…

MAÇIN İSTATİSTİKLERİ

  1. Orçun Oray diyor ki:

    Maç başına 4-5 asist yapacak ve 7-8 sayı ortalamasıyla oynayacak bir PG ihtiyacı kazansak da açık açık görünüyor Huertel alınabilirdi, hala şansımız var mı bilmiyorum. Ben Hickman’ın Maccabi’deki Hickman olacağını düşünmüyorum. Bence yanlıştan dönülmeli takımı oynatacak, pick and roll aynatıp Zoric Semih Oguz C’lere alan yaratacak bir PG gerekiyor.
    Emir’deki düşüş eni üzüyor. Dakikalarını geri kazanması için biraz daha asist ve rebounda odaklanması gerekiyor. Emir’i her zaman bir Bodiroga olacak diye hayal ediyordum. Obradovic’in Emir’e biraz daha kredi vermesi gerekiyor. Önemli ve kaybedilmemesi gereken bir oyuncu.
    PG farkından bahsetmişken dün Huertas 1 numaranın öenmini gösterdi. En büyük iki skorerin yokluğunda Huertas takımı oynatmanın yanında kendi de oynayabileceğini ve direksyonu alabileceğini gösterdi. Bu tarz bir saf PG daha ben FB’de görmedim. Tekrar tekrar Huertel düşünülmeli diyorum. Ama tabi takımı da üst tura çıktı bırakır mı ? Bilemiyorum.
    Kenan’dan çok fazla beklentim var. Daha fazla oyununa odaklanıp özellikle skor anlamında kendini geliştirmeli. Bogdanoviç ile aynı jenerasyon, tabi ki karşılaştırmıyorum. Ama en azından 5 asistinin yanında 6-7 sayı bir ceza üçlüğü bir kaç turnike sıkıştırabilir.
    İyi yanların yanında top 16’da canımızı sıkacak şeylere de artık çözüm bulmalı Obradoviç. Harika bir koç olduğu herkesin kabulü ama bu sene de top 16’da elenirse başarısız olarak adlandıracağım. Fenerbahçe yatırım olarak Avrupa’da ilk 8 takımda sonuç olarak ??? Göreceğiz.

    • okanbaytin diyor ki:

      Ben her yazımda belirtiyorum, sezon başında da , kötü giderken de, iyi giderken de.. Bu takımın gerçekten iyi bir pg’a çok ihtiyacı var. Heurtel maalesef kaçtı, Efes ile anlaştılar, normal sezon sonunda açıklayacaklar. Hickman hiçbir zaman 1 numara oynamadı, Maccabi’de yıldızı parlayken de 2 numaraydı. 2 numarada bir yıldız olmamakla beraber iyi bir takım oyuncusudur ancak bizde çok iyi 2 numaralar zaten var ve 2 numara olarak Hickman’a ihtiyac yok aslında. Heurtel kaçtı, ismi çokça geçen Calathes de büyük ihtimalle olmayacak. Antoine Diot adı geçiyor, olur mu bilmiyorum ama ilk iki isim kadar önemli değil ama hiç olmamasından iyidir. Top16 ya bu guard rotasyonu ile kesinlikle gitmemeliyiz.
      Emir konusunda bir düşüş olduğu kesin, ama dönemseldir ve kendini toplayacaktır.
      Kenan’ın bence yanında iyi bir pg ile oynamaya ihtiyacı var, o da büyük güven sorunları yaşıyor. Yeni gelecek guard onun önünü kesmeyecek aksine gelişimine katkı sağlayacaktır.
      Top16 elenirsek başarısız olacağımız fikrine katılıyorum, ancak bu Obradovic’in koltuğu ile ilgili eleştirileri yaptırmamalı insanlara. Obradovic den ötesi yok, o yapamazsa kimse yapamaz. Bu nedenle eleştirilerin dozunu iyi ayarlamak gerekiyor.

  2. Orçun ORAY diyor ki:

    Arada eklemeyi unuttum, yanlış hesap yapmadıysam benim düşündüğüm grup bu :
    CSKA
    Fenerbahçe
    Zalgiris
    Olimpyakos
    Efes
    Malaga
    Milano
    CSKA ve Olimpyakos haricinde gayet eş değer bir grup EFES ile kol kola bile çıkılabilir.

    • okanbaytin diyor ki:

      Ben bu sene özellikle oluşacak gruplara çok konsantre olmak istemiyorum, ama görüntü evet bu şekilde bir grup olabilir, hiç de fena olmayan bir grup olur, bir tek Malaga yerine Alba Berlin’in olma ihtimali yüksek. Bir de D grubunun 3.sü gelecek bu gruba. O da büyük Laboral olacak. Ben Olympakos’u CSKA seviyesinde görmüyorum açıkcası, CSKA rahat 1 olur ki bu sene benim şampiyonluk favorim onlar, biz Oly ve Efes 2-3-4 olmak için yarışırız. Ancak Malaga ve Milano sürpriz galibiyetler alıp grubun dengesini bozabilecek takımlar olurlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir