Bu Haftaki Rakibimiz Barcelona’nın Analizi

Bu hafta EL’de geçen sezon tam 4 kez karşılaştığımız Barcelona’yı misafir edeceğiz. Geçen sene oynadığımız bu 4 maçtan sadece ilk maçı kazanmış diğer 3 maçı kaybetmiştik.

 

Bu maçları biraz hatırlamak gerekirse: Sahamızda oynanan ilk maçta Linas Kleiza’nın 22 sayı ve maçın sonunda en kritik anlarda aldığı hücum ribaundları ve serbest atışları ile maçı 75-70 kazanmıştık. Bu maçta toplamta 5 top kaybı yaparken 5 tane de top çalmış olmamız , Barcelona’nın da %20 ile üçlük atması işimizi kolaylaştırmıştı. 3. Çeyrek sonlarında 64-48 ile 16 sayı fark yakalamış olmamıza rağmen son bölümlerde yaptığımız büyük hatalar ile onları maça ortak etmiş ancak Linas Kleiza sayesinde sahadan galibiyetle ayrılmıştık.

Normal sezonun ikinci yarısında  deplasmana gittiğimizde , ilk çeyrekte maçı kaybetmiştik. 35-15 biten bu çeyrekte, onlar 4/5 üçlük atarken biz 3’ü Zoric olmak üzere 5 top kaybı yaparak onların ekmeğine yağ sürmüştük. Maç genelinde de ribaundlarda bize 41-25 üstünlük kurmuşlardı.  Maç içinde çok efor sarfetmemize rağmen ilk çeyrekte yakaladıkları 20 sayılık fark sayesinde maç sonunda 94-81 galip gelmişlerdi.

Top16’nın ilk maçında ise Kleiza’nın 2 sayıda kaldığı maçta Bojan da 0/6 üçlük atmış ve maçın sonunda 3 sayı gerideyken sol dipte bomboş yakaladığı üçlüğü yine sayıya çevirememiş ve maçın uzatmaya gitme ihtimalini kaçırmamıza neden olmuş ve bunun sonucunda 73-76 kaybetmiştik.

İkinci maçta ise ilk çeyreği başabaş giden maçın 2. çeyreğinden itibaren farkı açmaya başlamış ve maçı yine 20 sayı farkla 93-73 kazanmışlardı. Bu maçta onlar 14 tane üçlük isabeti bulurken biz ise sadece 4 üçlük atabilmiştik. Bunun yanında 5’i Bojan, 4’ü Emir’den olmak üzere toplam 17 top kaybımız bir türlü ritm bulamamıza neden olmuştu.

 

Bu sene ise Barcelona geçen seneki kadrosuna göre oldukça değişik bir kimyaya sahip. Genelde kadrolarında mutlaka çok iyi savunmacı en az 2-3 oyuncu bulunduran Barcelona bu sene bu yapıdan uzak bir kadro kurdu. Potanın en iyi savunucularından biri olan Joey Dorsey yerine Valencia ile Eurocup’ı kazanan Justin Doellman, EL’in en iyi kısa forvet savunmacısı Kostas Papanikalau yerine Deshaun Thomas, kısa rotasyonunda en baskılı savunmacısı Victor Sada yerine Tomas Satoransky, hem 4 hem 5 oynayabilen takımın uzunca bir süredir en zengin hücum silahı olan Erazem Lorbek yerine de Tibor Pleiss transfer edildi. Hem ön alan hem de arka alanda çok ciddi savunmacılarını kaybettiler. Ama belkide EL’in en iyi savunma koçu Xavi Pascual’a sahip olmaları bu cesareti göstermelerine neden olmuş olabilir. Ki 3 maç sonunda EL’de 70,3 sayı ile en az sayı yiyen üçüncü takım durumundalar. İspanya Liginde ise bu ortalama 64.2. Yani göründüğü gibi hala çok iyi savunma yapabiliyorlar.

 

Barcelona analizine devam ederken arada şunu da söylemek istiyorum. Bizim savunmadaki sıkıntılarımızı konuşurken herkesin söylediği takımda savunmacı hiçbir oyuncunun olmaması nedeniyle bunu yaşadığımızı düşünen insanlara en iyi örnektir Barcelona kadrosu. Bir tane bile sert savunmacıları olmamasına rağmen hala bu derece iyi savunma yapabiliyorlar.

 

Zaten çok yakından tanıyoruz Barcelona’yı. Genelde uzunlarını kullanan , bir tek Navarro ile düzen dışı basket oynayan (ki sakat olduğu için bizim maçta oynamayacak), doğru şutu bulana kadar top çeviren, yetenekleri uzunları sayesinde iç-dış oyunlarını çok başarılı yapan ayrıca takımın tamamının şut sokabildiği bir basketbol oynuyorlar.

Bizim en zayıf olduğumuz noktalardan biri olan pota altı savunmasında bizi delik deşik edebilecek Ante Tomic, Tibor Pleiss ikilisini sahipler. 4 numara pozisyonunda da hem Doellman hem Nachbar yine bizim çok sık boş şut ikmanı veren savunmamız nedeniyle oldukça fazla 3’lük bulabilirler. Kısa forvet pozisyonu geçen seneye göre zayıflamış olmasına rağmen Deshaun Thomas aslı risk edilmeyecek bir oyuncu. Hem içerden hem dışardan sayı üretebilir ve işin savunma kısmında da kalın fiziği hiç geri adım atmayan bir forvet.

SG ‘ları ise Navarro‘nun oynamayacak olmasına rağmen hem Oleson hem de Abrines ile oldukça tehditkar. Her bulduklarında boş şutu potaya yüksek yüzdeyle göndereceklerdir.

 

Şu ana kadar anlattıklarım doğrultusunda, hem çok iyi savunma yapan hem de 2-3-4-5 numaraların hepsinden yüksek skor bulabilen bir takıma karşı hiç şansımız yokmuş gibi duruyor. Açıkcası ben bu maçtan galibiyet çıkaracağımızı pek sanmıyorum. Takımımızın içinde bulunduğu oldukça olumsuz ruh hali olmasa bile bu maçı kazanmamız pek olası değildi. Ki bir de moraller bu kadar bozuk, stres bu kadar yüksekken iş daha da zor hale geliyor.

 

Hiç mi şansımız yok derseniz, o kadar da karamsar olmam. Onların pg pozisyonlarından hiç bahsetmedim şu ana kadar. Çünkü belki de tek çıkış yolumuz orası. Herkesin bildiği gibi bizim pg larımız zaten evlere şenlik. Ancak durum şu anda onlar için de takım içinde en zayıf nokta. Bu kadro çok daha iyi pg ları hakediyor Barcelona için. Huertas çok dengesiz bir oyuncu, bazı maçlarda tek başına maçı kazanacak kadar faydalı oynarken, bazı maçlarda da takımın kaybetmesi için ne gerekirse yapıyor. Ona yapacağımız baskılı ve sert savunma onu düzenden çıkarıp oldukça fazla top kaybı yapmasına neden olabilir. Bu sene transfer edilen Tomas Satoransky ise temposuz, oyun kurmaya daha odaklı, uzun boyu sayesinde saha görüşü oldukça iyi , ortalama 5 asist ile üretken takıma iyi pozisyon hazırlayan bir pg. Ancak onun da şutunu biraz risk edip pas açılarını kapatabilirsek verimini düşürebiliriz.

 

Tabi sadece pg larının verimini düşürmek bize maçı kazandırmaz. Bir kere dikkat etmemiz gereken oldukça fazla konu var. Panathinaikos maçında olduğu gibi yayın gerisinde boş şut imkanı verirsek onlar bize Panathinaikos’tan daha acımasız davranabilirler.

Uzunlara mümkün olduğu kadar top aldırmadan oynamamız lazım, hem tepeden hem forvetten çokca pivot oyunları var, o top pivota inerse işimiz bizim pivotlarımızın çok da iyi savunmacı olmaması nedeniyle imkansıza yakın olur. Bu nedenle mümkün olduğu kadar topu oraya indirmemeliyiz.

Bu kadar çok şutörümüz olmasına rağmen 3 maç sonunda üçlük yüzdemiz sadece 25.5. Mutlaka çok daha isabetli şut atmalıyız. Bu maçta Bogdan ve Hickman skor olarak devreye girmezlerse bir tek Glock ile bulacağımız sayılar bize yeterli olmayacaktır.

Savunmamız çok iyi görünmemekle beraber çok iyi olduğumuz bir konu var ki rakibe yaptırdığımız top kayıpları. Üç maç sonunda rakiplerine en çok top kaybettiren takım( 17,3) durumundayız. Bu rakamı yine 15 seviyelerinde korumak zorundayız bu maçta da.

Hücum ribaundlarında daha iyi olmamıza rağmen savunma ribaundlarında çok sıkıntı yaşıyoruz. Zaten savunma konusunda yeteri kadar agresif değilken bir de rakibe ikinci şans imkanı verdiğimizde takımın morali iyice düşüyor. Bu nedenle bu maçta savunma ribaundlarını çok daha net almalı, bu sayede hızlı hücum sayılarına da yol açabilmeliyiz.

 

Bizim için rakipte tehlikeli olabilecek çok fazla hücum silahı var. Geçen sene canımızı oldukça yakan Tomic zaten malumumuz. Onun haricinde Doellman ve Abrines hücumda başımızı çok ağrıtacaktır. Oleson‘un da ne kadar düzgün bir şutör olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Son söz olarak şunu söylemek istiyorum, rakibi 75 sayının altında tutamazsak maçı kazanmamız neredeyse imkansız. Herşeyi iyi yapmak zorunda olduğumuz bir rakiple oynuyor olacağız.

Bu maçın puan değerinden çok daha önemli bir değeri var. Takımın ayağa kalkıp kalkamayacağını göreceğiz. Moral motivasyon yönünden bu maçın mutlaka kazanılması gerekiyor. Taraftar olarak da biz takımın 40 dakika yanında olmalı ve maça etki edecek kadar destek olmalıyız.

 

Barcelona İspanya Ligi İstatistikleri

Barcelona Euroleague İstatistikleri

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir