Fenerbahce Ulker-Turk Telekom 84-63.. İki farklı yarı

Geçen hafta kaybedilen Tofaş maçı sonrası bu maçın, ligde daha zorlu maçların da olacağını düşünürsek , önemi biraz daha yüksekti. Seyirci de maça futbolsuz hafta sonunun da etkisiyle ilgi göstermiş, bir lig maçı için oldukça dolu bir salon oluşturmuştu. Obradovic de Bogdanovic’i kadroya almayarak hem takıma hem seyirciye mesaj veriyor, üstelik oldukça yorulan Bogdanovic’e de dinlenme fırsatı yaratıyordu.

Gerçi maçın başında ve ilk çeyreğin sonuna kadar skor bulmakta ve ritm tutmakta sıkıntı yaşarken akıllara Bogdanovic sıkça gelmiş olabilir. Onun birebirlerinin, ve sayı sıkıntısı yaşadığımız anlarda gönderdikleri üçlüklerin uyuyan seyirciyi de uyandırma maçın içine dahil etme anlamında oldukça önemli olduğunu biliyoruz.

Her iki takımda maça adam adama savunma ve hücumda pota altını zorlayarak başladığını gördük. Zoric Nanterre maçındaki kötü oyununun da etkisiyle bu maça aşırı istekli ve enerjik başladı.  Maç boyunca 13 top ile takımın en çok top kullanan 21 sayı ile en çok sayı üreten oyuncu oldu. İlk tv molasına dengede, 10-10 ile girildi. Mola dönüşü TT alan savunmasına döndü ve ilk yarı boyunca bunda oldukça başarılı oldular. İlk hücumda Melih ile denediğimiz üçlük de başarılı olamadık. Üst üste bir çok hücumda 24 saniye süresinin sonunda zorlama şutlar atmaya başladık. TT ise iyi top çevirip iki başarılı üçlük buldu. Yine de kaptığımız toplar ve Metecan’ın ekstra skor katkısıyla ilk çeyrek 19-20 tamamlandı. TT doğru basketbol oynayıp Kerem’in hücumları iyi organize etmesi ve yaptığı asistler ile , Luka Bogdanovic’in hem şutları sokması hem savunmadaki katkısıyla maç boyunca zorlu bir rakip olacağını ilk çeyrekte gösterdi. Zoric’in bu çeyrekte 10 sayı ürettiğinin altını da çizelim.

İkinci çeyreğe de alan savunması ile başlayan TT hücumda da pick&roll ile boş pozisyonlar bularak kolay sayılar üretti. Alan savunmasına doğru hücum edemememiz, şutlarımızın girmemesi, yaptığımız top kayıpları ile 3 dakika geride kaldığında 30-21 geride kaldık. Ancak Emir bulduğu üçlüğün arkası bir de top çalıp fast break ile bitirince seyirci de havaya girdi  ve savunma sertliği arttı. Ancak bulduğumuz hava çok uzun sürmedi , takımda Emir haricinde kimse potaya bakmayınca, o da şutları zorlayıp başarılı olamayınca ritm yine bozuldu. Cemal Nalga’ya yapılan bence yanlış bir karar olan centilmenlik dışı faulleri değerlendiremeyen TT karşısında, Ship’in yaptığı faul, bence bu da yanlış bir karardı, arkasına itirazları sonrasında kazanılan teknik faulu biz Kleiza’nın bulduğa beş sayı ile iyi değerlendirince bir anda maça yine 35-35 lik denge geldi. Ömer Onan’ın üçlüğüne rağmen TT ilk yarıyı 41-38 önde kapattı.

İlk yarıyı 12-4 üçlük atarak kapattık ki bu istatistik ikinci yarıda 7-6 olarak gerçekleşecekti.

İkinci yarıya onlar bir basketfaul ile 3 sayı bularak başlarken biz yine bir basit top kaybıyla başladık. Yine ortada sayılabilecek bir karar ile bir kez daha centilmenlik dışı faul kazanan Cemal Nalga bunları yine değerlendiremedi. Ancak bu faul ile birlikte hakem kararlarına tepkisi iyice artan seyircinin maçın içine girmesi ve savunmada takıma ıslıklarıyla destek olmasıyla TT hücumları üretkenliğini kaybetmeye başladı. Bu arada Emir’in Andric’e bir bloğu var ki, seyirci bu blok ile iyice coştu. Üçüncü çeyreğin 5 dakikası dolduğunda skor 47-46 FBU üstünlüğünde geçildi. Mücadele gücü artan takımımız her topa atlayıp seyirciyi de arkasına aldıkça daha iyi oynamaya başladı. Bu periodda ilk yarıda 41 sayı bulan TT sadece 11 sayı bulabildi.

Son çeyrekte ise tam bir Fenerbahçe şov vardı parkede. 25-11 sonuçlandı bu period ve darmadağın oldu TT. İnanılmaz top kayıpları, çok kötü şut seçimleri ve dağılan konsantrasyonları teslim bayrağını çektiler. Biz ise harika asistler yapmaya , üçlükleri sokmaya, savunmada çok istekli oynamaya başladık. Takım havasını bulunca topu o kadar güzel paylaşıyor ki kimse kendini düşünmüyor, sürekli asist arıyor. Giren-çıkan herkes takım için oynayıp katkı verdi. Rakip oyundan öyle bir düştü ki, bir top çalma sonrası bizden 4 kişi fast break’e koşarken TT dan bir kişi bile geri koşmadı. Maçın sonlarına doğru Barış ve İzzet de oyuna girdi. Aslında bu iki oyuncunun potansiyellerini ve Banvit’te neler yaptıklarını düşündükçe takımın ne kadar geniş ve önemli bir kadrosu olduğunu çok rahat söyleyebiliriz.

Takımımız seyir zevki ve galibiyet sevinci vermeye devam ediyor. Cuma akşamı yine Ülker Arena’a da buluşup Budivelnyk maçında takımımızı destelemek için görüşmek üzere.

Screen Shot 2013-11-17 at 9 26 52 AM

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir