Tofaş-Fenerbahçe Ülker.. Kabul Edilebilir Bir Yenilgi

Cuma akşamı saat 23.30 civarı bitti Partizan maçı. Duşlarını alıp otele gitmeleri ve yatağa girip uyumaları normal şartlarda saat 03:00 ü bulmuştur. Tabi kazanılan maçın da sevinci ile belki bu saat daha da ileri gitmiştir. Ertesi gün sabahtan ilk uçakla İstanbul’a geldiklerini düşünsek bile yol yorgunluğunun ardından antreman yapmaya fırsat bulduklarını bile sanmıyorum. Bursaya Pazar sabahı gittiklerini düşünsek bile gerçekten gözlerini açamadan maçı çıktıklarını söylemek çok da yanlış olmaz.

Maçı 6.5 yaşındaki oğlum Arda ile birlikte seyrediyoruz, ben bu maçtan biraz endişeli olduğumu ve yenilme ihtimalimiz olabileceğini söyledim. Oysa ki maça çok iyi başlayan takımımız Arda’nın bana ‘baba bak gördün mü hiç de yorgun değiller’ demesine neden oldu. Ben de emin olmamasını maçın sonlarına doğru yorgunluğun etkisini daha çok gösterebileceğini söyledim, keşke söylemeseydim 🙂

Gerçekten maça çok iyi başladık. Obradovic Bo’yu dinlendirmek için kadroya almamıştı, önce bunun çok da doğru bir tercih olmadığını düşünürken Barış’ın biraz daha süre alıp kadro içinde kendine yer bulabilme şansını yakalaması açısından faydalı olacağını düşündüm. Üstelik Emir’in de bu pozisyona yardımıyla çok da büyük bir problem olmamasını düşünmek olası bir durumdu. Maçın başında yine Bojan skor yükünü üstlenirken savunma enerjisi de gayet yüksekti. Tek olumsuz konu Bo’nun da olmadığı günde Kenan’ın çok erken 3 faul alması idi. İlk çeyrekte içerden dışardan kolay hücum eden FBU period sonuna 22-18 önde girdi.

İkinci çeyreğe de çok hızlı girdik, bir anda 8-0 lık seriyle farkı 12 ye skoru da 30-12 ye getirdik. Rahat bir şekilde maçı götürüyor ve sanki kolay bir galibiyet elde edeceğimiz izlenimini veriyorduk. Tabi bunda Tofaş’ın bir numaralı skor opsiyonu durumundak Marcus Denmon’ın ilk yarı boyunca 0 sayı ile oynamasının büyük payı vardı. Ara ara oyundan düşmemize rağmen devreye 43-35 girmeyi başardık.

İkinci yarı ise sahada bambaşka bir Marcus Denmon vardı. İlk yarı doğru dürüst potaya bakmayan Denmon, aldığı her topu kullanmaya ve hatta isabetli kullanmaya başladı. Onun etkisiyle Stipcevic, Balazic ve Serhat da üçlük yağdırmaya başladılar ve 3.çeyreğin sonunda fark bir sayıya indi. Sadece çok iyi hücum eden Tofaş değildi farkın azalmasını sağlayan, artık direnecek gücü kalmayan FBU de buna oldukça yardım etti. Bir çok pozisyonda bomboş kaldı Tofaş’lı oyuncular. Her geçen dakika bizim direncimiz düşerken Tofaş’lı oyuncuların maçı kazanmaya olan inancı artmaya başladı. Ve belki de bu sezon oynadığımız maçlar içinde ilk kez pes etmiş bir görüntü verdi takımımız. Bir önceki yazımda bir konudan bahsetmiştim. Rakiplerimiz bize karşı boş pozisyonda dahi olsalar çok kötü şut atıyorlar diye. Anında tekzip geldi Tofaş’tan 🙂 İkinci yarıda inanılmaz bir yüzdeyle şut attılar. Bizim gücümüz ve inancımız azalırken rakibin bu şekilde şut atması mağlubiyeti kaçınılmaz hale getirdi. Sadece Marcus Denmon, 8-6 üçlük attı, ve sıfır sayıyla bitirdiği ilk yarının ardından maç sonunda 26 sayıya ulaştı. Bunun yanında yaptığı 3 asist ve 6 ribaund ile maçın tartışmasız kahramanı oldu.

Arada bu tarz yenilgiler görebileceğimizi düşünüyorum. Bu nedenle takım içinde rotasyonda daha az süre olan oyuncuların devreye girmesi sorumluluklarını arttırması şart gibi duruyor.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir